Bu çocuklar kötü şartların üstesinden gelebilmeyi başardı. Ya diğerleri?

Bu çocuklar kötü şartların üstesinden gelebilmeyi başardı. Ya diğerleri?
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Çocuk hakları alanında yapılan bütün çabalara ve uluslararası konvansiyonlara rağmen birçok çocuk; hala süistimalin, ihmalin ve kötü müamelenin kurbanı. Yine de bu genç insanlardan bazıları hayatın onlara sağladığı şartların ötesine geçerek diğerlerinin savunucusu olmayı başardı. Bu programda, Kesz Valdez ve Emmanuel Jal’den ve onların ilham verici hayatlarından bahsedeceğiz. Aynı zamanda konunun uzmanı Maria Rita Parsi görüşleriyle programımıza konuk olacak.

Sokakları temizleyerek geçiminizi sağlamaya çalıştığınızı ve bu şekilde yalnız başınıza büyümek zorunda kaldığınızı hayal edebiliyor musunuz? Sizce kaç tane sokak çocuğu, bu şartlar altında yardım kuruluşu kurarak uluslararası bir barış ödülünün sahibi olmuştur? Hiçbiri mi? Yeniden düşünün! Manila’da bunu yapmış bir çocukla tanıştık: Kesz Valdez!

Kesz iki yaşından itibaren Manila’nın çöplüklerini dolaşmak zorunda. Filipinler’in Manila şehrinde hala 1.5 milyon çocuk sokaklarda yaşıyor. Bunların birçoğu Kesz gibi kötü sağlık koşulları altında, çöplükleri gezerek yiyecek ve satacak bir şeyler arıyor. Kesz’in yaşamını tamamıyla değiştiren olay ise iki sosyal hizmet uzmanının onu bu durumdan kurtarması. Kesz artık diğerleri için çalışan bir gönüllü.

13 yaşında olan Kesz, sokak çocuklarının hakları ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi yolundaki çalışmaları sayesinde, bu sene Uluslararası Çocuk ve Barış Ödülünü almaya hak kazandı. Çocuk Hakları Vakfı’nın bünyesinde 130 bin dolarlık para miktarının sahibi olan genç gönüllü, bu parayla mücadelesini dünyanın dört bir köşesine taşımayı amaçlıyor.

Evsiz, ailesi tarafından ihmal edilmiş bir çocuk Kesz; ilk doğum gününü 7 yaşında kutluyor. Daha sonra bir amacın peşinde koşmaya başlıyor:
Umut dağıtmak. Her sene, o ve onun gibi gönüllü arkadaşları kendi biriktirdikleri parayla sokak sokak gezerek zor durumda olan evsiz çocuklara, ihtiyaçlarına göre hediyeler dağıtıyor.

Kesz Valdez:

“Terlik istiyorlar, oyuncak istiyorlar. Sadece onları mutlu etmek için dağıtıyoruz. Çok basit bir yolla hem onlara yardım ediyoruz; hem de, birilerinin kendilerini sevdiğini ve önemsediğini hissettiriyoruz.”

Kesz sadece umut dağıtmıyor. Kendi başlattığı bir diğer inisiyatif olan Championning Community Children Vakfı ile sokak çocuklarına hijyen şartlarını ve yasal haklarını öğretiyor. Şimdi Çocuk Hakları Vakfı’nın da yardımıyla hayallerini bir bir gerçekleştirebilecek.

Kesz:

“Çocuk Hakları Vakfı beni eğitim sürecimde destekleyecek. Amacım doktor olmak. Daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorum. Acıları dindirecek kadar yetenekli olmak. Bu şekilde sokak çocuklarına yardım etmeye devam etmek istiyorum.”

http://www.kidsrights.org/AboutUs.aspx

Filipinler’in çıplak ve yaralı ayaklı çocuklarının sokaklarından Güney Sudan’a uzanıyoruz. UNICEF, ülkede hala 2 bin çocuk askerin var olduğunu tahmin ediyor. Eski çocuk askerlerden Emanuel Jal ise bu şartları aşarak hip hop şarkıcısı olmayı başardı. Şimdi çocuk hakları savunucusu. Gelin onun hikayesini İngiltere’den dinleyelim.

Emanuel Jal:

“Savaş herkesi kendine çağırdı. Bütün yakınlarım, annem dahil teyzelerim ve bütün amcalarım. Babam ben yedi yaşındayken okumak için Etiyopya’ya gitmek zorunda olduğumu söyledi. Etiyopya’ya gidecektik. Sonra ne olduysa bir anda kendimi asker olmak için eğitim alırken buldum. Sıkıntıyla başa çıkmasını öğreniyorduk. Kendi başımıza yemek yapmasını bilmiyorduk ve her gün çevremizden birileri ölüyordu.”

“İngiliz bir gönüllü benim kaçak olarak Kenya’ya geçmeme yardım etti. Bu sayede okula gittim. Artık, barışın hüküm sürdüğü bir yerdeydim. Hayatımın değişeceğini biliyordum. Eğitim bir ışıktır. Yani, vahşi bir ormanda gece boyunca meşalesiz çalışıyorsunuz. Problemin ne olduğunun farkına varamazsınız. Ama eğitim ile geleceğe daha yakından bakıyorsunuz. Sizin daha sonrası için hazır olmanızı sağlıyor.”

Kazanmış olduğu ün ve para ile birlikte şarkıcı, ülkesinde eğitim elçisi olarak çalışıyor. Bu sayede Gua Africa isimli bir sivil toplum kuruluşu kurdu.
Gua Africa, Dünya’nın en fakir bölgelerinden biri olan Güney Sudan’da, okul inşası ve öğretim faaliyetlerine destek oluyor. İç savaştan yıllar sonra asıl devrim yavaş yavaş gerçekleşiyor.

Daha fazla bilgi için:

http://emmanueljal.com
http://losetowin.net
http://www.gua-africa.org

http://blogs.voanews.com/african-music-treasures/2012/09/18/emmanuel-jal-upbeat-about-peace-despite-police-beating
http://www.gua-africa.org
http://new.thebiggive.org.uk/projects/view/7377

Peki, nasıl oluyorda bazı çocuklar kişisel trajedilerinin üstesinden gelebilmeyi başarabiliyor? Sosyal medya takipçilerimizden birinin de dediği gibi birçoğumuz bunu metafizik bir güce ya da sadece şansa bağlı olarak yorumlarız. Gelin birde psikolog Maria Rita Parsi’yi dinleyelim.

Maria Rita Parsi:

“Dünya’nın her yerinde, çok derin ve güçlü travmatik vakalara farklı tepki veren çocuklar mevcut. Bazıları çaresizlik içine düşer ve ciddi olarak hastalanır. Daha sonra ölür ya da derin bir depresyonun içine düşer. Artık hayatla başa çıkamıyordur. Diğerleri ise bir çeşit yıkımla cevap verir. Aynı kendilerinden önce travmatize olanlar gibi. Fakat birkaçı, sürpriz bir şekilde kişisel trajedilerini bir çeşit şansa dönüştürebilir ve facianın tekrar etmesinin önüne geçebilir.”

“Kesz ve Emanuel derin travma örnekleri. Hatta Kesz çöplüklerde yiyecek ararken ciddi bir şekilde yanmış. Fakat yardım edilmiş ve kurtarılmış. Bu sayede insanlığa olan yitirilmiş inancını tekrar kazanabilmiş. Kendine olan inancını tekrar kazanmış.”

“Bu bir empati meselesi. Bir zamanlar kendisi gibi sıkıntı içinde olanların hayatlarına giriyorsun. Bu aynı zamanda gelişimin bir parçası; eğitiminin ve kendini kurtarmanın. Bu çocuklar diğerlerine yardım ederek sadece diğerlerinin kurtulmasına ve iyilikseverliklerine devam etmiş olmuyorlar. Bu yardımlar, aynı zamanda kendi çektikleri acıların üstesinden gelebilmelerini de sağlıyor. Yani, başkalarını kurtararak kendilerini de kurtarıyorlar.”

“Çocuklara büyük bir inancım var. Özellikle kendi haklarına saygı gösterildiğinin farkına vardıklarında ve bir birey olarak algılandıklarında. Bir Afrika atasözünün de dediği gibi: Bir çocuğu köyü yetiştirir. Yani babası, annesi, bütün akrabaları, komşuları bütün yerel topluluk. Herkesin payı vardır bunda. Çünkü herhangi biri, çocuğun gelişiminde derin bir etki bırakabilir.”

Bizden şimdilik bu kadar. şimdi sizi dinleyelim. Sosyal medya sayfamız aracılığıyla konuyla ilgili görüşlerinizi bize iletin. Umuyoruz ki programızı beğendiniz. Yeniden görüşmek dileğiyle.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Sudan'da savaşın 1. yılı: Dünyanın en büyük insani krizi katlanarak sürüyor

WFO: Sudan'daki savaş 'dünyanın en büyük açlık krizini' yaratma riski taşıyor

Sudan'da orduya karşı savaşan Hızlı Destek Güçleri ülkenin ikinci büyük kenti Nyala'yı ele geçirdi