Didier Deschamps: "Yeni nesilde yeterince forma aşkı yok!"

Didier Deschamps: "Yeni nesilde yeterince forma aşkı yok!"
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Fransa Milli Takımı, son Avrupa Şampiyonası’nda da hüsrana uğradı. Teknik direktör Laurent Blanc, yerini milli takımın eski kaptanı Didier Deschamps’a bıraktı.

Milli Takımın son 10 yıl içinde 5. teknik direktörü olarak göreve başlayan Deschamps, takıma yeni sıkı kurallar getirirken bu durum iyi gelişmelere yol açtı: Madrid’de iki galibiyet ve önemli bir beraberlik elde eden Fransa grup lideri oldu. Ancak milli takımın son dönemde yükselen performansı bazı oyuncularla olan sorunları ortadan kaldırmıyor.

Deschamps ile milli takım ruhu ve oyuncuların durumu üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

euronews:

“Didier Deschamps, Euronews’a hoşgeldiniz. Fransa Milli Takımı, Avrupa Şampiyonası’nda bir kez daha hayal kırıklığına uğradı. 4 ay önce göreve geldiniz ve herşey daha iyiye gidiyor. Milli takım, Deschamps ile yeniden doğdu diyebilir myiiz?

Deschamps:

“Önümüzde büyük bir hedef var, o da Brezilya’da Dünya Kupası’nı almak. Buna ulaşabilecek pozisyondayız. İspanya ile berabere kaldık ve mükemmel bir ikinci yarı oynadık. Bence bu maç Fransız halkına daha fazla umut ve cesaret verdi. Bunu hak ediyorlar. Uzun zamandır böyle anlar yaşamamışlardı.”

euronews:

“Göreve gelişinizden beri ne değişti?”

Deschamps:

“Herşey! Şaka yapıyorum. Fransa Milli Takımı’nda çok güçlü oyuncularımız var ama güçlü bir takım ve takım ruhu yaratmaya da ihtiyacımız var. Fransa’da yeni nesil oyuncularda yanlış bir zihniyet var. Ben birşeyleri değiştirmek istiyorum ama bu zor, çünkü onlara katı kurallarla başa çıkmak öğretilmemiş ve forma aşkını gerektiği gibi sahiplenmiyorlar. Tabii bazıları diğerlerine göre daha az bağlı.”

euronews:

“Sorun sadece oyuncularda mı yoksa Fransa Futbol Federasyonu’nda ters giden birşeyler mi var?”

Deschamps:

“Gerçek şu ki Fransa’da oyuncular diğer ülkelerdekilere kıyasla çok daha özgür. Kulüplerin ve liderlerinin daha otoriter olması gerekiyor.”

euronews:

“Avrupa Şampiyonası’nın ardından Fransa Futbol Federasyonu tarafından çağırılan Menez, Nasri, Ben Arfa ve M’Vila ile özel olarak görüştünüz mü?

Deschamps:

“Onları arayabilirim, onlarla konuşup kararlarımı anlatabilirim, seçimlerimden bahsedebilirim ama onlara kendimi ifade etmek zorunda değilim. Seçimlerimi kabul etmeliler ama tabii aldığım kararlara karşı da çıkabilirler.”

euronews:

“Sizin oynadığınız dönemde milli takım çok şey kazandı ama şimdiki milli takım henüz birşey kazanamadı. Böylesi bir egoyu hak ediyorlar mı?”

Deschamps:

“Futbolda ego vardır. Kimilerinin egosu diğerlerinden fazla olabilir. Bunu güce çevirdiğinizde olumlu sonuçlar verebildiği gibi büyük hatalar yapmanıza da neden olabilir. Ben oyuncuların etrafındaki kişilerin, kulüplerin ve basının da suçlu olduğunu düşünüyorum. Basın, yalnızca 2 maçta iyi oynamış oyuncuları göklere çıkarabiliyor.”

euronews:

“Göreve geldiğinizden beri ne gibi kurallar getirdiğinizi bize anlatabilir misiniz?”

Deschamps:

“Oyuncular için ana kural takıma kendilerini daha fazla adamaları. Onlar vermektan çok almaya alışıklar ama bu yanlış. Burada olmanın bir ayrıcalık olduğunu bilmeliler, verebileceklerinin en fazlasını vermeliler, çünkü Fransa’yı temsil ediyorlar ve onlardan en iyisini bekleyen çok insan var.”

euronews:

“Bir oyuncu Fransa Milli Takımı’nda yer almak için sezon boyunca neler yapmalı?”

Deschamps:

“Öncelikle kendi kulüplerinde rekabet edebilmeliler, çünkü ben her zaman tüm maçları izliyorum. İlk kriter bu. Ayrıca kabul edilemez davranışlarda bulunmamaları gerek.”

euronews:

“Clichy’nin, Nasri’nin, Ben Arfa’nın, Mexes’in ve M’Vila’nın milli takımdan çıkarılmasına neden olan bu kriter miydi?”

D. Deschamps:

“Hayır, Clichy halen bizde.”

euronews:

“Ama yerini kaybetmek üzere.”

Deschamps:

“Rekabet çok güçlü. Bu mevkide zaten bir oyuncumuz var, o da Manchester United’da oynayan Patrice Evra. Teknik direktörün, yeniliğe giderken yeni oyuncular alıp takımı bir miktar değiştirmesi olağan bir durum. Örneğin Malouda, Chelsea’de de oynamıyor. Gençlerle birlikte antrenman yapıyor.”

euronews:

“Ama son Avrupa Şampiyonası’nda oynadı.”

Deschamps:

“Evet ama ondan sonra hiç oynamadı. Sahaya 11 oyuncu çıkartmak zorundayım. Seçim yapmak ne kadar zor olursa o kadar iyidir.”

euronews:

“Ancak Nasri ve Ben Arfa meselesi farklı, çünkü Premier Ligi’ndeki takımlarıyla çok sık sahaya çıkıyorlar.”

Deschamps:

“Bu doğru ama çok iyi oynayan başka oyuncular da var. Bir takım kurmak zorundayım ve şimdilik başka oyuncuları seçtim.”

euronews:

“Peki M’Vila?

Deschamps:

“M’Vila’nın milli takımda oynama potansiyeli yüksek. Ancak son olanlardan sonra yakın zamanda milli takım forması giymeyeceğinden eminim.”

euronews:

“Birçok Fransız taraftar sizi oyunculara karşı çok katı ve eleştirel olmakla suçluyor. Buna katılıyor musunuz?”

Deschamps:

“Sanmnıyorum. Benden çok sert ve kuralcı olmam istendi. Her neyse, oy birliği dilemek niyetinde değilim.”

euronews:

“1998’de Dünya Kupası’nı, 2000’de Avrupa Kupası’nı kazanan, unutulmaz bir Fransız Milli Takımı’nın parçası oldunuz. Eski yerinizle şimdiki konumunuz arasındaki farklar nelerdir?”

Deschamps:

“Bildiğiniz gibi, sonradan gelenlerin durumu hep zordur. 98’den önce 94 yılında Dünya Kupası’na katılma hakkını kaybettiğimiz zamanı da yaşadım. Benim dönemimde insanlar Platini’nin nesliyle karşılaştırma yapıyorlardı. Platini’nin döneminin en iyisi olduğunu söylüyorlardı ve Fransa, Dünya Kupası’nı o dönemden sonra kazandı. Büyük zaferlerden sonra gelen bir neslin işi hiç kolay değildir. Dönemler vardır: Brezilya’nın dönemi vardı, İspanya’nın olağanüstü olduğu bir dönem vardı. Ama bir takımın 10-15 yıl boyunca aynı seviyede kalması imkansız.”

euronews:

“Peki şu andaki takım, Deschamps liderliğinde neyi başarabilir?”

Deschamps:

“Herşey mümkün. Öncelikle Brezilya’ya gitmek istiyoruz ve herşey yolunda giderse Fransa’da 2016 Avrupa Şampiyonası’na kadar iki yıl daha göreve devam edebilirim.”

euronews:

“Alton Top oylamaları yaklaşıyor, kimden yana oy kullanacağınıza karar verdiniz mi?”

Deschamps:

“Oy vermek zorundayım. Kuşkusuz Ronaldo ile Messi’den biri için olacak. Organizasyonun iki Altın Top vermesi gerekirdi ama bunun imkansız olduğunu biliyorum. Casillas, Xavi ve Iniesta gibi İspanyol oyuncular da ödülü hak ediyor. Herşeyi kazandılar. Ama bu iki oyuncu ile rekabet etmek güç.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Haiti, Fransa'dan milyarlarca dolarlık borcunu ödemesini istiyor

Paris Olimpiyatları'nın ateşi Yunanistan'daki antik Olimpia'dan yola çıktı

Fransa'dan vatandaşlarına İran, Lübnan, İsrail ve Filistin'e seyahat uyarısı