Dijital geleceğe ne kadar hazırız?

Dijital geleceğe ne kadar hazırız?
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

Yeni dijital teknolojilere erişim günümüz insanının sahip olduğu önemli haklardan birisi. Fakat internet kullanımı konusunda hala tereddütleri olan ve sanal devrimin bir parçası olmayanlar da var. Peki çekinceleri neler ve bu kaygılar nasıl giderilebilir? Dijital haklar kavramı son zamanlarda sıkça kullanılıyor. E-ticaret ekonomideki diğer alanlara oranla yedi kat hızlı büyüyor. Acaba bu hıza ayak uydurabiliyor muyuz ve sanal haklarımızın farkında olarak kendimizi yeterince koruyabiliyor muyuz?

Avrupa Komisyonu ekonomik krizden kurtulma sürecinde e-ticaretin önemli bir rolü olacağını düşünüyor. Aynı ümidi taşıyan ülkelerden bir tanesi de krizin en çok etkilediği Yunanistan. Fakat internet kullanıcılarının sanal ortamın sunduğu imkanların yanında, mahremiyet ve güvenlik gibi konularda ciddi endişeleri var.

Atina’da evinde bilgisayar olan ama internet kullanmayan bir aileyi ziyaret ettik. Bu aile çocukları üzerinde olumsuz etkiler bırakacağı düşüncesiyle evlerine internet bağlatmamış. Annesi Korina evlerinde neden internet istemediklerini anlatıyor:

“Çocukların, internetin sunduğu imkanların veya sebep olduğu tehlikelerin farkında olduğunu düşünmüyoruz. Örneğin ben sosyal medyayı kullanırken çoğu profilin ve o profilleri takip edenlerin sahte olduğunu fark ettim. Bu tür sebeplerden dolayı çocukların evde internet kullanmasını istemiyorum. Benim için ve Yunanistan’da internet kullanan tüm çocuklar için de önemli olan şey sadece teknik destek veya interneti kullanımı üzerine eğitim almak değil. Aynı zamanda kaynakları nasıl kontrol edeceğimiz ve edindiğimiz bilgierin gerçek olup olmadığından nasıl emin olabileceğimiz konuları da son derece önemli.”

Yetkililer bilgi teknolojisindeki hızlı gelişmeleri yakından takip etmeye çalışıyor ama bazı zararlı ve kontrolsüz uygulamaların gözden kaçtığı da bir gerçek. Avukat Nikos Prentoulis insanların sadece bu koruma yasasına güvenmemeleri gerektiğini belirtiyor:

“İnterneti sürekli kontrol altında tutmak mümkün değil. Çünkü özel yaşam gibi kişisel hakları ihlal etme tehlikesi oluşabilir. Bana göre internet güvenliği konusunda çalışan yetkililer işlerinde oldukça başarılı. Fakat yine de %100 bir kontrol mekanizması oluşturmak imkansız. Öte yandan güvenli internet konusunda, sosyal medyada paylaştığımız bilgiler gibi bize de düşen sorumluluklar var.”

Daha fazla insanın internet kullanması artık siyasi bir öncelik haline de geldi. Bunun paralelinde, Avrupa veri güvenliği konusunda reform çalışmaları başladı bile. Ayrıca sanal kullanıcı güvenliğini artırmak için de çalışmalar devam ediyor. Diğer bir öncelik ise internete erişimin ucuzlaması.

Hükümetler internete güvenin artması için gerekli güvenlik tedbirlerini almaya çalışıyor. Bu önlemler kişisel bilginin mahremiyetini, sanal anlaşmaların şeffaflığını, ifade özgürlüğünü, asgari hizmet kalitesini ve herkes için internete erişim imkanını kapsıyor. Görüşlerini aldığımız sosyolog Konstantinos Koskinas yeni teknolojilerin kabullenilmesinin daima zor olduğunu belirtirken internetin insanlara sunulan imkanları artırdığını ve bunun da daha açık bir topluma ulaşmada önemli olduğunu ifade ediyor:

“Sanal ortamdaki tehlikeler aslında günlük hayattakilerden çok da farklı değil. Fakat daha belirginler ki bu onlara karşı tedbirli olabilme imkanını bize veriyor. Tehlikeli veya suç içeren bir durumun ortaya çıkaracağı sonuçlara karşı hem kendimizi hem de toplumumuzu daha iyi hazırlamalıyız.”

İnsanlar dijital çağda kendi hayatları üzerinde tam kontrolü nasıl sağlayabilecekleri konusunda okulların ve hükümetlerin daha fazla çaba göstermesini bekliyor.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Avrupa seçimlerinde gençler değişimden yana

İnternette özel hayat ve kişisel verilerin korunması

Mutlu bir tüketici olun