13. Kıbrıs Sinema Günleri'nde ağırlıklı tema "varoluş"

13. Kıbrıs Sinema Günleri'nde ağırlıklı tema "varoluş"
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Uluslararası Kıbrıs Film Günleri13. kez düzenleniyor. Festivale bağımsız sinemacılar ve genç yönetmenlerin katılımı dikkat çekiyor. Filmler Lefkoşa

REKLAM

Uluslararası Kıbrıs Film Günleri13. kez düzenleniyor. Festivale bağımsız sinemacılar ve genç yönetmenlerin katılımı dikkat çekiyor. Filmler Lefkoşa ve Limasol’deki salonlarda gösteriliyor.

Dünyanın dört br yanından filmlerin katıldığı festival adanın en önemli sinema etkinliği durumunda. euronews muhabiri Yorgos Mitropoulos’a göre de “‘Sinema Günleri’ Kıbrıslılar için diğer ülke sinemalarını tanımak, iyi filmler izleyip oyuncularla, yönetmenlerle tanışıp sinemyla ilgili tartışmak için en önemli fırsatı sunuyor.”

Eric Cherriere’in yönettiği “Cruel” adlı filmde “Pierre” karakteri eski bir evde hasta babasıyla yaşayan bir kiralık katil. Kurban olarak sıradan insanları seçiyor. Ruhsal sorunlar yaşayan Pierre birinden hoşlanınca işler karışıyor:

“Kara film çekmek demek kaybolmuş hazinenin peşinde olmak demek. Tüm kara filmlerde bunu görebilirsiniz. ‘Daha önce neşe mutluluk vardı ama artık bitti’. “Cruel“de de kaybolan mutluluk, çocukluk. Bu hikayeyi anlatmak istedim, çünkü benim için kara film varoluşla ilgilidir. En zalim haline kadar gerçekten varoluşu anlatır.”(Yönetmen, Eric Cherrière)

“Valley” yönetmen Sophie Artus’un uzun metrajlı ilk filmi. Film geçtiğimiz yıl Hayfa Film Festivali’nde iki ödül kazanmıştı. Hem evlerinde hem de okulda şiddet içinde yaşayan ve bundan başka şansları görünmeyen 17 yaşında 3 gencin hikayesi. Valley hem aşka hem de nefrete yer veren vurucu bir yapım

“Cevapları vermiyorum. Kimseye bir öğüt vermek gibi bir gayretim de yok. Sadece filmimi yapmak istiyorum. Bu da insanlara şiddet üzerine bir kez daha düşünmek için fırsat sunuyor.”(Yönetmen Sophie Artus)

Katılan yerli yapım sayısının her geçen yıl arttığı festivalde jüri başkanı 2009 Oscar ödülü sahibi Ktristi Zea:

“Şu ana kadar gördüklerimden çok etkilendim. Hem senaryo hem görüntüler hem de profesyonellik yonunden çok güzeldi.
Herkes ne yaptığını biliyor. Bu çok iyi bir şey, ben çok beğendim.

“Impressions of a Drowned Man” de Kyros Papavassiliou’nun lk uzun metraj denemesi.

Plajda uyanan bir adam hafızasını tümüyle kaybetmiştir. Hiçbir şey hatırlamamasına karşın, karşılaştıkları onun 1928 yılında intihar ettiği bilinen ünlü bir Yunan şairi, Kostas Karyotakis olduğunu gösterir.

“Bu karamsar bir film değil. Hikayeyi izleyenler kendi içlerine bir yolculuk yapabilir, kendilerini bulabilirler. sonuçta biz de öleceğiz, Hepimiz ölümlüyüz. Bu şiirsel bir film. Varoluşa dair bir kara film de diyebilirsiniz.(Kyros Papavassiliou-Film Director)

Alexia Roider’in “Uçan Halı” adlı filmi ise yalnızlık ve kimliğin yeniden inşası gibi temaları ele alıyor. Kaplumbağasıyla yaşayan bir adamın bir alışkanlığı da çalıştığı havaalanında unutulmuş valizleri evine getirip açarak, sahipleriyle ilgili hikayeler oluşturmak.

“Başroldeki kişi oturmuş bir karakter değil. Özel bir kişiliği yok. Onu tanımlamak için izleyicinin hislerini yönlendirmek istemedim.”(Alexia Roider)

Euronews’a konuşan jüri üyelerinden Kıbrıslı yönetmen Adonis Florides’e göre ise Kıbrıs sinemasının daha iyi olması için önünde altyapı sorunu bulunuyor:

“Ben Kıbrıs sinemasının şimdiye kadarki en iyi seviyesinde olduğunu düşünüyorum. Çok sinemacımız var, çok sayıda kısa metraj flm çekiliyor. Nihayet uzun metrajlar da artmaya başladı. EN önemlisi, Kıbrıs’ın sinematografik altyapısını tamamlaması gerekiyor.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Johnny Depp'in yeni filmi 'Jeanne du Barry' Cannes'ta açılış filmi olacak

Amélie Poulain KGB ajanı mıydı? Yönetmeni Jeunet yıllar sonra açıkladı

Oyuncular Birliği ödüllerinde rekor kıran 'Herşey Her Yerde Aynı Anda' filmi Oscar'a göz kırpıyor