AB Adalet Divanı yapılan iki başvuruyu karara bağladı.
Lüksemburg merkezli AB Adalet Divanı iş yerlerinde çalışanların “görünür bir biçimde dini, siyasi, felsefi sembolleri taşımaları” hakkında Belçika ve Fransa’dan yapılan iki başvuruyu karara bağladı.
Mahkeme, bir iş verenin kıyafet yönetmeliğine aykırı şekilde giyinen çalışanlarına dini sembol taşımalarını yasaklamasının ‘doğrudan ayrımcılık olmayacağına’ hükmetti.
Ancak söz konusu kararın Müslüman kadınları iş piyasasından dışlayabileceği tehlikesine dikkat çekiliyor.
Avrupa Irkçılıkla Mücadele Grubu üyesi Georgina Siklossy:
“Bu karar nedeniyle oldukça endişeliyiz çünkü bunun Müslüman kadınları iş piyasasından dışlayabileceğini düşünüyoruz. Bu durum iş hayatına katılmakla dini inançlarına özgü yaşamak arasında kalan kadınları bir tercih yapmaya zorlayacak. Bu yüzden hayal kırıklığı yaratan bir karar ve iş verenlere Müslüman kadınlara karşı ayrımcılık yapma lisansı veriyor.”
Mahkeme, özellikle bir dine mensup çalışanları hedef almaması halinde bunun ‘doğrudan ayrımcılık’ olmayacağı görüşünde.
Fransa’da bir müşterinin şikayeti üzerine işten çıkarılan Esma Bougnaoui adlı bir çalışanın avukatı Claire Waguet:
“Bir müşterinin ‘ben bu çalışandan memnu değilim’ demesi o çalışanın atılması için yeterli bir neden değildir. Bu daha komplike bir durum. İş verenler aldıkları ayrımcı talepleri süzgeçten geçirmeli. İş verenlerin de bir rolü var.”
Mahkeme, Fransa’da Esma Bougnaoui adlı başörtülü çalışanın bir müşterinin şikayeti üzerine işten çıkarılmasının ise ‘ayrımcılık’ olduğuna hükmetti.
Mahkeme, iş verenin iç yönetmelik yerine müşterilerin şikayetleri doğrultusunda karar almasının AB standartlarıyla örtüşmediği görüşünü vurguladı.