Gonzalez: 'Popülizm ve milliyetçilik AB'ye büyük zarar verebilir'

Gonzalez: 'Popülizm ve milliyetçilik AB'ye büyük zarar verebilir'
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

İspanya'nın eski başbakanı Felipe Gonzales Euronews'in sorularını cevapladı

REKLAM

İspanya, ekonomik krizden ağır yara alan ülkelerin başında geliyor. Madrid hükümeti ekonomiyi canlandırmaya çalışırken buna bir de Katalonya krizi eklendi. Katalonya krizi Avrupa Birliğİ'ni derinden sarstı. İspanya Avrupa Birliği'ne girdiğinde Felipe Gonzalez İspanyol başbakanıydı. Euronews'in sorularını cevaplayan Gonzalez gelecekte popülizm ve milliyetçiliğin Avrupa Birliği'ne büyük zarar verebileceğini söyledi.

Ana Lazaro, Euronews: "Sayin Gonzalez, Euronews'e hoşgeldiniz."

Felipe Gonzales, İspanya'nın Eski Başbakanı: "Teşekkür ederim"

Euronews: “Avrupa Birliği'nin ekonomik krizi neredeyse atlattığı görülüyor ancak bu durum birçok ülkeyi olumsuz etkiledi. Yunanistan'ın ve diğer Güney Avrupa ülkelerinin faturayı ödemek zorunda kaldığını düşünüyor musunuz?”

Gonzalez: “Evet, evet buna bütün kalbimle inanıyorum. Israrla kemer sıkma politikalarına odaklanıldı. Bütün bunlar yanlış yöntemler ile yapıldı. Maliyeti oldukça ağır oldu. İnsanlar boşu boşuna acı çekti. Ağır faturalar ödendi.”

Euronews: “Ekonomik krizle boğuşan İspanya'da maaşlar oldukça düştü, insanlar geçim derdinde. Bu durumun değişeceğini düşünüyor musunuz?

Gonzalez: “Tabii ki değişebilir ancak proje ve siyasi irade gerekiyor.Gerçek şu ki, küreselleşme kapsamında, gelirler adil bir şekilde dağıtılmıyor ve daha büyük eşitsizlik yaratma eğilimine giriliyor. Adaptasyon sürecine girildiğinde bu durum daha da kötüleşiyor İspanya'da görülen budur. Ekonomik krizin üstesinden gelmek için İspanya maaşları düşürdü bu durum büyük eşitsizliğe neden oldu istihdam sorunları ortaya çıktı.”

Euronews: “Sosyal demokrasi konusunda Avrupa'da birçok sorun yaşanıyor. Sizlerde bu grupta bulunuyorsunuz neden başarısızlıklara boyun eğmeye devam ediyorsunuz?

Gonzalez: “Ben de Billy Brant' a katılıyorum ve sosyal demokrasi konusunda her zaman yeniden baştan başlanabileceğini düşünüyorum. Eşitsizlik durumu varsa, ve bu durum oldukça ciddiyse, sosyal demokrasinin oynayabileceği bir rol vardır, bunu bu şekilde değerlendirmek gerekiyor. Küreselleşmenin sonuçlarını, birbirimize muhtaç olduğumuzu gösteriyor, rekabet olayını ve toplumun yaşlanmasını gözönünde bulundurmak durumundayız. Sosyal demokrasinin amacı bulunduğumuz yerde şartlara göre eşitsizlikleri gidermek. Bu yüzden durumu iyi incelemek gerekiyor ve buna göre sonuçlar çıkarılmalı.”

Euronews: “Jeremy Corbyn işçi partisinin lideri. Sizce anakronik bir biçimde ısrarla geçmişten kalan değerleri mi savunmaya çalışıyor ?”

Gonzalez: “Anakronik kelimesini kullanmayı sevmiyorum. Sanırım eskiden sosyal demokrasi meselelerini yakından takip etti şimdi ise farklı yönde gelişmeler yaşanıyor ve bu durum eşitsizliğe neden oluyor.”

Euronews: “Avrupa Birliği alanında sosyal demokrasiyi en iyi kim temsil edebilir ? Böyle biri var mı ?”

Gonzalez : "Mesela olaylara ayak uydurmaya çalışan ve bir şeyler yapmaya çalışan biri var. O da Portekiz'den Costa. Kendisine fazla odaklanılmıyor. Ancak yaptıkları gerçekten enteresan. Yunanistan'da Tsipras radikal sol tutumdan dolayı büyük rahatsızlık duyuyor."

Euronews: "Avrupa Birliği'nde Almanya Fransa ve Hollanda gibi demokratik ülkelerde bile aşırı sağ partiler oylarını artırıyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz ?"

Gonzalez: "Sorulacak ilk soru. Neden aşırı sağ partilerin oylarını arttırdığı. Bugüne kadar nerede yanlış yaptığımızı sorgulamamız gerekiyor. Popülist söylemlerin tehdit oluşturduğunu belirtmek yetmiyor. Aşırı sağ partiler korkuyu yayma konusunda uzmanlaşmış durumda. Milliyetçilik ve popülizm Avrupa Birliği'ne büyük zarar veriyor. Trump bu durumu iyi temsil ediyor."

Euronews: "Avrupa Birliği'nde sonradan katılan ülkeler Polonya Macaristan ve Çek Cumhuriyetin'de Avrupa Birliği'ne oldukça şüphe ile yaklaşılıyor. Siz de böyle düşünüyor musunuz ?"

Gonzalez: "Bunun milliyetçilik olduğunu açık ve net bir şekilde söyleyebiliriz. Ancak bunun sosyal ve psikolojik nedenleri var. Ve bu geçmişte yaşananlar ile ilgili. Söz konusu ülkeler ulusal egemenliğine yeni kavuşmuş durumda. Brüksel'in kendilerini kontrol altına almaya çalıştığını düşünüyorlar. Bu yüzden milliyetçilik had safhaya ulaşıyor. Zira Avrupa Birlği'nin kuruluşu ile birlikte birçok yetkinin paylaşılması gerektiğini anlamıyorlar. Yetki paylaşımı kendilerini korkutuyor ve buna cesaret edemiyorlar."

Euronews: "Katalonya ile ilgli bir sorum olacak. Madrid ve Katalonya arasında kim haklı kim haksız ? Hükümetler yeterince sorumluluklarını üstlendi mi ?"

REKLAM

Gonzalez: "Her şeyi dengede tutmak oldukça zor. Madrid hükümetinin başarısız olduğu durumlar var. Gerekeni yapmadığı görülüyor. Temel hakların korunmasına yönelik 155. maddenin uygulanması bile geç oldu. Ancak bu durum ayrılıkçıların, milliyetçilerin haklı olduğu anlamına gelmiyor zira anayasaya uymadılar. Özerk statü ve genel çıkarlar ihlal edildi. Her şeyi bilerek yaptılar ve 6-7 Eylül tarihinde bu durum sona erdi. Katalonya'daki kurumlar tasfiye edildi. Ve sadece mahkemelerin ve merkez yönetimin müdahalesi ile durum iyileştirildi."

Euronews: "81 darbesinden sonra İspanyol monarşisinin önemli müdahalesini görüldü. Katalan krizinde bu durum tartışmalara neden oldu. İspanya'da monarşinin gelecekte nasıl bir rol oynaması gerektiğini düşünüyorsunuz ?"

Gonzalez : "Yapılan bir müdahaleye yönelik her zaman bir tartışma yaşanıyor. Tıpkı Ekim ayında olduğu gibi. Merkezi hükümet alanda bulunmuş olsaydı buna gerek kalmıyacaktı. Ancak böyle bir kritik durumda bunun yapılması gerekiyordu. Ve bu anayasaya uygun bir şekilde yapıldı. Bu yüzden müdahale doğru yönde atılmış bir adımdı. Herkes müdahaleyi destekledi mi ? Hayır. İspanyol vatandaşlarının çoğu durumu yakından takip etti ve daha sonra rahat bir nefes aldı."

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Birleşik Arap Emirlikleri AB Büyükelçisi Fontana Covid-19 sonrası dönemde ikili ilişkileri anlattı