İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden resmen ayrılması için sadece 9 ay süre kaldı ancak ne ülke içinde Brexit'in şekli ve içeriğine dair fikir birliği var ne de AB ile müzakerelerde anlaşmaya dair bir gelişme. Muhafazakar siyasetçilerden bile ikinci Brexit referandumu çağrısı geliyor..
REKLAMEski İngiltere Eğitim Bakanı Justine Greening açıkça 'ikinci Brexit referandumu' çağrısı yapan ilk üst düzey muhafazakar siyasetçi oldu.
The Times dergisinde bir makale kalema alan Greening, May'in Brexit sonrası ortak pazarda kalmaya yönelik girişimlerinin her iki kesimi de memnun etmeyecek en kötü sonuç olacağını yazdı.
Siyasi partilerin bile kendi içlerinde fikir ve hedef birliği sağlayamadığı bir durumda nihai sonuç için parlamento onayı şartı getirilse dahi gerekli meşruiyetin sağlanamayacağını ileri süren Greening, Brexit konusunun eli düğümlenmiş siyasetçilerden alınıp yeniden değerlendirilmesi için halka verilmesi gerektiğini kaydetti ve ikinci referandum çağrısı yaptı.
Halk oylaması sonucu küçük bir farkla onaylandığı günden beri Brexit süreci geçen zaman içerisinde İngiltere için ciddi bir açmaza dönüştü. Bir anlaşmaya varmak için kalan 9 aylık sürede (29 Mart 2019 resmi sürecin sonu) ise daha ciddi siyasi krizlerin gelmekte olduğu konuşuluyor. Ülkede ne siyasetçiler ne de iş dünyası Brexit'in şekli ve içeriği konusunda fikir birliği sağlayabildi.
Pek çok konu üzerinde hala mesafe alamamış ve detayları belirleyememiş olan muhafazakar hükümet ve henüz kimseyi memnun etmeyi başaramayan Başbakan Theresa May arkasında kendi partisinin bile tam desteğini bulamıyor.
May son olarak pazar günü sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada 'beyaz sayfa' olarak adlandırılan planının gerekli desteği görmediği takdirde 'Brexit'in gerçekleşmeyebileceği' uyarısında bulundu.
Brexit sert mi olmalı yoksa yumuşak mı?
Başbakan May'in planı Avrupa Birliği'nden (AB) çıkmak ancak son derece yakın siyasi ve ticari işbirliği içinde olmayı öngörüyor. Muhafazakar Brexit taraftarlarının çoğu planın yeterince sert ve keskin bir Brexit olmadığı ve hedeflenen işbirliğinin üye olmaktan farkı olmayacağı görüşünde. 'Yumuşak bir Brexit'in ortaya AB kurallarına uymaya devam etmek zorunda olup karar mekanizmalarında yer almayan bir İngiltere tablosu çıkarabileceğinden endişe ediliyor.
Siyasi hayatının en zor günlerini geçiren May geçtiğimiz hafta önce Brexit Bakanı David Davis ve Brexit referandum sonucunun mimarlarından olan Dışişleri Bakanı Boris Johnson'ın istifaları ile sarsıldı. Ardından ABD Başkanı Donald Trump'ın Brexit konusunda kişisel eleştirilerine maruz kalan May için 'altındaki siyasi zemin kayıyor' yorumları yapılıyor.
Son olarak ikinci Brexit referandumu çağrılarının artması ile üzerindeki baskı iyice artan May'in Brexit sürecini kendi siyasi varlığına endeksleyerek kendini sağlama almaya çalıştığı ileri sürülüyor.
Panik senaryosu
İngiltere hükümeti şimdi 'no deal' yani anlaşma çıkmayan senaryo için hazırlık yapmaya başladı. Bu önemli bir adım çünkü Mart 2019'da bir uzlaşmaya varılmamış olması halinde İngiltere'de ciddi bir panik ve ekonomik kriz yaşanabilir. Hali hazırda pek çok organizasyon ve şirket İngiltere'deki merkezlerini ve ticaret yollarını Brexit nedeniyle değiştirmeyi tartışıyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron başta olmak üzere bazı Avrupalı liderler İngiltere'nin fikrini değiştirmek için hala imkanı olduğunu belirtiyor.
Ülkede yapılan son anketlere göre muhafazakar tabanın yalnızca yüzde 40'ı May'in Brexit planına destek veriyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir
Trump'tan May'e Brexit tavsiyesi: "AB'yi dava edin"
Trump'tan May'e Brexit darbesi: Serbest ticaret anlaşması olmayabilir