Cenevre Sözleşmeleri'nin 70. yılında savaş suçları ve sivillerin korunmasında dünya ne durumda?

Cenevre Sözleşmeleri'nin 70. yılında savaş suçları ve sivillerin korunmasında dünya ne durumda?
By Gizem Sun
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Savaş ve çatışma halinde silahlı güçler ve insani yardım örgütleri tarafından uyulması gereken kuralları belirleyen Cenevre Sözleşmeleri 70 yaşında. Peki sözleşmenin imzalanmasının ardından geçen onca sene sonra dünya bugün ne konumda?

REKLAM

Savaş ve çatışma halinde silahlı güçler ve insani yardım örgütleri tarafından uyulması gereken kuralları belirleyen Cenevre Sözleşmeleri 70 yaşında.

12 Ağustos 1949'da Cenevre'de imzalanan sözleşme, geçtiğimiz yüzyılın en önemli başarılarından biri olarak kabul ediliyor. Savaşın kurallarının belirlenmesi ve savaş mağdurlarının korunması bilinciyle toplanan uluslararası konferans sonucunda imzalanan 4 sözleşme bugün insancıl hukukun en temel belgelerini oluşturuyor.

İkinci Dünya Savaşı'nın ardından tüm milletler tarafından imzalanan anlaşma, evrensel ahlaki ve etik değerleri ön plana çıkarıyor. Peki sözleşmenin imzalanmasının ardından geçen onca sene sonra dünya bugün ne konumda? Savaşın değişen doğası ve modern zorluklara rağmen bu sözleşme hala geçerli mi?

Savaş suçları neleri kapsıyor?

İlk olarak 1864'te İsviçreli iş adamı Henry Dunant tarafından ortaya atılan sözleşme, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra önemli ölçüde güncellendi. Cenevre Konvansiyonları olarak da bilinen anlaşma dört muahede ve üç ek protokolden oluşuyor: Birinci Cenevre Sözleşmesi, karadaki silahlı kuvvetlere mensup yaralıların durumlarının iyileştirilmesine, İkinci Cenevre Sözleşmesi denizdeki silahlı kuvvetlerin yaralı, hasta ve deniz kazazedelerinin durumlarının iyileştirilmesine, Üçüncü Cenevre Sözleşmesi savaş esirlerine yönelik muamele ve Dördüncü Cenevre Sözleşmesi savaşta sivillerin korunmasına yönelik maddeleri kapsıyor.

Silahlı çatışma mağdurlarının korunmasına yönelik kurallar getiren Cenevre Sözleşmeleri'nde yer alan ağır ihlaller ise kasten öldürme, işkence ya da insanlık dışı muamele, kasten ciddi yaralanmalara yol açma, askeri gerekliliğin haklı kılmadığı, hukuka aykırı ve keyfi olarak gerçekleştirilen yıkım ve mülkiyete el konulması, bir savaş esirini ya da korunan birini yabancı kuvvet emrinde hizmete zorlama, bir savaş esirini ya da korunan bir kişiyi adil ve olağan yargılanma hakkından kasten mahrum etme, korunan bir kişiyi hukuka aykırı olarak sürgün, nakil ya da tecrit etme, rehin alma gibi gruplara ayrılıyor.

70 sene geçse de savaş suçları hala gündemde

Herhangi bir savaş ilanı ya da milletler arasındaki bir çatışma halinde; bir ulusun kısmen veya tamamen başka bir ülke ordusu tarafından işgal edildiği durumlarda, bu işgallere karşı silahlı bir direniş olmasa dahi Cenevre Sözleşmeleri geçerli oluyor. Birçok sivil toplum örgütü ve insan hakları savunucusuna göre, savaşın vahşetini engellemeye çalışan bu sözleşmeye rağmen dünyanın bugün geldiği konumda devletler bu kurallara gerçekten uymuyor.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkililerinin kimyasal silah kullanma, halkı açlığa sürükleme, tehcir etme, ablukaya alma, keyfi tutuklama ve işkence etme gibi savaş suçlarının işlendiğine dikkat çektiği Suriye'deki iç savaş 8'inci yılını doldurdu.

Ortadoğu'da Suudi Arabistan ve Yemen arasında uzun süredir devam eden savaş ve abluka nedeniyle ülkede milyonlarca kişi insani yardımlara muhtaç durumda yaşıyor. Gıda ve ilaç stokları tükenen ülkede toplu açlık yaşanıyor ve pek çok kişi basit hastalıklar veya yaralanmalar nedeniyle dahi yaşamını yitiriyor. Durumdan en çok da çocuklar etkileniyor.

Dünya genelindeki çatışma bölgelerinde geçtiğimiz yıl 12 binden fazla çocuk öldürüldü ya da yaralandı. Listenin başında ise Afganistan, Filistin, Suriye ve Yemen var. BM raportörleri tarafından onaylanan çocuklara karşı işlenen ağır ihlal sayısı çocuk askerler, cinsel şiddet, kaçırma, okul ve hastane saldırıları gözönüne alındığında 24 bini aşıyor.

2017'nin ağustos ayında Myanmar'ın Arakan Eyaleti'nde yaşayan yüz binlerce Müslüman, Budist köylüler ve Myanmarlı askerlerin saldırılarından kaçarak komşu ülke Bangladeş'e sığınmıştı. BM yetkilileri yaptıkları incelemede bölgede Arakanlı Müslümanlara yönelik etnik bir temizlik yapıldığını, toplu ölüm ve tecavüzlerin yaşandığını doğrulamıştı. Askerler ve diğer güvenlik güçlerinin cinayet, işkence, yağma, yargısız infaz, tecavüz, seks köleliği ve rehine alma gibi suçları işledikleri belgelenmişti.

Suriye'den Libya'ya, dünyanın birçok yerinden mülteci, göçmen ve siviller ülkelerinde yaşanan çatışmalardan dolayı acı çekiyor.

Papa Francis'ten tüm dünyaya ikaz ve hatırlatma

Cenevre Sözleşmeleri'nin arifesinde konuşan Papa Francis, tüm devletleri silahlı çatışmaların ortasında kalan sivilleri ve hastane, okul gibi önemli yapıları korumaya çağırdı ve "Savaş ve terörizmin tüm insanlık için büyük bir yenilgi olduğunu unutmayalım." dedi.

Hristiyanların dini lideri, "Herkes uluslararası insancıl hukukun getirdiği kurallara uymak, savunmasız sivilleri ve özellikle hastane, okul, ibadethane, mülteci kampı gibi yapıları korumakla yükümlü." dedi.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Doğaya zarar vermek bir 'savaş suçu' haline gelebilir mi?

İnsan Hakları İzleme Örgütü: Mısır'da sivillere yönelik savaş suçu işleniyor

BM: "İsrail güvenlik güçlerinin Gazze'de 189 Filistinli'yi öldürmesi insanlık suçu sayılabilir"