Ukrayna'da Çernobil Nükleer Santrali'ne yaklaşan orman yangınları, radyasyonun tekrar yükselmesi riskini gündeme taşıdı. Euronews gazetecileri kazanın yaşandığı dönemde Çernobil ile ilgili anılarını anlattı.
Ukrayna'da Çernobil Nükleer Santrali'ne yaklaşan orman yangınları, radyasyonun tekrar yükselmesi riskini gündeme taşıdı. Greenpeace, yangınların facia bölgesine 1 kilometre kadar yaklaştığını açıklarken, ülke yetkilileri yangını kontrol altına aldıklarını ve tehlike olmadığını savundu.
Sovyetler Birliği döneminde Ukrayna'nın kuzey sınırındaki şehri Çernobil'deki nükleer santral, tarihler 26 Nisan 1986'yı gösterdiğinde dört numaralı reaktörde yapılan sistem testi sonrasında patlayarak yanmaya başladı. Facia sonrası Beyaz Rusya, Ukrayna ve Rusya başta olmak üzere Avrupa ve Karadeniz üzerinden Türkiye, açığa çıkan radyasyondan en çok etkilenen bölgeler oldu.
Liubchenkova ailesi facianın yaşandığı dönemde Çernobil'den sadece 135 kilometre uzakta, Kiev'de yaşıyordu. "Bizi nasıl etkileyeceğine dair hiçbir fikrim yoktu. Çok üzgündüm, çünkü küçük bebeğimi uzak bir beldeye göndermek zorunda kalmıştım." diyor euronews muhabirlerinden Natalia Liubchenkova'nın annesi Olena.
Patlama sonucu etrafa 50 milyon küri (radyoaktivite birimi) radyasyon yayılmıştı. Bu, Hiroşima'ya atılan atom bombasının tam 500 katına denk geliyordu. Radyoaktif parçacıkları taşıyan bulutlar Atlantik Okyanusu'nu aşarak Kanada'yı bile etkilemişti.
Sovyetler Birliği döneminde saklanan facia haberi
Anton Khmelnov, euronews Rusça servisi: "Sadece 13 yaşındaydım. Her şeyin bilincindeydim. Moskova'da yaşıyorduk. Facianın yaşandığı haberi bize doğrudan iletilmedi. Çünkü o dönemde bilgi farklı şekilde yayılıyordu."
Greenpeace'e göre aşırı radyasyonun yol açtığı hastalıklar dolayısıyla bugüne kadar 90 bin kişi hayatını kaybetti.
Thomas Siemienski, Polonyalı gazeteci, euronews: "Şunu bilmenizde fayda var. Komünist ülkelerde facia haberi yayılmadı. En azından resmi olarak..."
Almanya'da radyasyonlu yağmur ve süt
Sidrig Ulrich, Alman gazeteci, euronews: "Anılarımda hep bir karmaşa var. Kaos... Haberler yayılır yayılmaz şöyle şeyler duyuyorduk; 'Bazı aileler çocuklarını da alıp Kanada ya da uzak bir yerlere gitti."
Sebastian Zimmermann, Alman gazeteci, euronews: "Dört yaşındaydım. Ailem bahçede kumlar üzerinde oynamamam gerektiğini söyledi. Bu çok önemliydi çünkü yağmurda radyasyon vardı."
Sidrig Ulrich: "Birçok sebze ve meyvenin çöpe atıldığını hatırlıyorum. Süt, en büyük sorunlardan biriydi. Çünkü nisan ayında inekler çayırlarda otluyordu. Bu sebeple tonlarca süt çöpe gitti."
Çernobil'deki facia bugüne kadar yaşanan en büyük nükleer santral kazası olarak kayıtlara geçti.
Anton Khmelnov: "Sovyetler Birliği, farklı milletlerden oluşuyordu. Hükümet, ülkenin her yerinden Çernobil'e işçiler getirmişti. Ukraynalı, Rus ve diğer milletlerden. Bu sebeple kaza bizim için sadece ülke içi bir mesele gibiydi, ülkemizin ortak acısıydı."
Natalia Liubchenkova, Ukraynalı gazeteci, euronews: O dönemde Çernobil'de yaşananların bize doğal bir şeymiş gibi gösterildiğinin geç farkına varabildik. Olayın boyutunu yetişkin olduğumda anladım."
Sidrig Ulrich: "20'nci yüzyıldaki bu olay tıpkı Ay'a çıkmak ya da Kennedy'nin öldürülmesi gibi çağı değiştiren bir şeydi. Şunu anladık ki, insanların sebep olduğu facialar kontrol edilemiyor."
Türkiye'de Çernobil, fındık ve çay hikayeleri
Tuba Altunkaya, euronews Türkçe Servisi: "Herkes Ukrayna'ya yakın olması sebebiyle tarlalarındaki fındık ve çayın yüksek radyasyona maruz kaldığına inanıyordu. Olaydan bir kaç yıl sonra ilkokula başladığımda, orada dağıtılan fındıkla ilgili anlatılan hikayelerle tanıştık Çernobil'le. Karadeniz'de kanserden dolayı bir ölüm olduğunda yakınlarından 'hep Çernobil yüzünden' dediklerini sıkça duyarsınız. Doğru olsun ya da olmasın Karadeniz'de kanser vakalarını Çernobil'le ilişkilendirmek gibi bir eğilim var."
Çernobil Nükleer Santrali, şimdiye kadar görülmemiş bir mühendislik yöntemiyle 2016 yılında çelik kalkanla örtüldü. 275 metre genişliğinde, 108 metre uzunluğunda ve 36 bin ton ağırlığındaki kalkan, reaktörün üstünü örtecek şekilde inşa edildikten sonra kaydırma işlemiyle 5 günde reaktörün üzerine konumlandırıldı.
100 yıl boyunca radyoaktif sızıntıyı engellemesi beklenen kalkan 1,5 milyar dolara mal oldu.