Ağırdır: Dindar nesil projesi çalışmıyor, Z kuşağı gençleri Ayasofya kararı ile ilgilenmiyor

Ayasofya
Ayasofya © AP Photo
By Dilek Gul
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

KONDA Araştırma Şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır'a göre gelecek kaygısı taşıyan Z kuşağındaki gençlerin yüzde 55’i her ne kadar kendi hayatları ile ilgili umutlu olsa da ülkenin geleceğine dair taşıdıkları umutlar giderek yok oluyor.

REKLAM

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) öncesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın YouTube kanalından yayımlanan video konferans görüşmesine gençlerden gelen tepkiler uzun süre gündemi meşgul etti.

Sınavın ertelenmesini isteyen ve ‘’Oy Yok’’ diyen öğrencilerin verdiği tepki, Z kuşağının karakteristik özelliklerine karşı merak uyandırdı.

"Gençler gelecek kaygısı taşıyor"

KONDA Araştırma Şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır’a göre metropolde doğmuş bu çocukların çok büyük bir kısmı yaşam kaygısı taşıyor. Sosyal medyada bu kadar öfkeli olmalarının altında yatan sebep bu. Gelecek kaygısı taşıyan bu kuşaktaki gençlerin yüzde 55’i her ne kadar kendi hayatları ile ilgili umutlu olsa da ülkenin geleceğine dair taşıdıkları umutlar giderek yok oluyor.

Araştırmalara bakılınca, Türkiye’de gençlerin önünde iki kırılma var. Üniversite sınavı ve üniversite sonrası yaşam. Bu iki evreyi sorunlu tamamlayanların siyasete, gündelik yaşama ya da müziğe bakışı daha farklı.

Ulaşamadıkları imkanların farkında oldukları için daha öfkeli ve tepkisel olan bu genç kuşağın, radikalleşme eğilimlerinin de daha güçlü olduğu ortaya çıkıyor.

Ağırdır: Sosyal medyada siyasilere verilen tepkilerden gençlerin ‘öfkeli’ olduğu tespiti yapılabilir

Bu nedenle Ağırdır, sosyal medyada siyasilere ya da günlük olaylara verdikleri tepkilerin bir ölçü olarak kabul edilip buradan gençlerin ‘öfkeli’ olduğu tespitinin yapılabileceğini düşünüyor.

Sayıları 20 milyonu bulan bu gençliğin önüne bir umut koymanın önemli olduğunu vurguluyor Ağırdır.

Eğer bu öfkeyi manipüle ederseniz, içlerinden 100 tane daha Ogün Samast çıkarırsınız
Bekir Ağırdır
KONDA Araştırma Şirketi Genel Müdürü

"Eğer bu öfkeyi manipüle ederseniz, içlerinden 100 tane daha Ogün Samast çıkarırsınız. Ama bu öfkenin önüne bir umut koyarsanız müthiş bir enerji üretirsiniz. Eğer muhalefet partileri bu çocukların önüne bir umut inşa edemezlerse, iktidar lehine ya da devletten yana çalışabilir o potansiyel. Bu çocukların hepsinin kategorik olarak özgürlükçü olduğu söylenemez’".

"Dindar nesil projesi çalışmıyor, gençler Ayasofya kararı ile ilgilenmiyor"

Hepsi ‘özgürlükçü’ olarak tanımlanamayacağı gibi hepsi için ‘muhafazakar’ demenin de yanlış olduğunu ifade ediyor Ağırdır.

"Dindar nesil yetiştirme projesi çalışmıyor. İktidar yanlış yapıyor ya da doğru yapıyordan öte bir durum var. Bu çocuklar temasla büyüyor. Başı açık veya kapalı, Alevi ya da Sunni birbirlerini görerek büyüyorlar. Hepsi aynı okul sıralarında ve yaşam kaygısını aynı biçimde hissederek birlikte büyüyorlar. Ne kadar muhafazakar değerleri varmış gibi görünse de tekçi değiller. Zihin dünyaları çoklu, iktidarın hesaba katamadığı o. Yani babası ile aynı muhafazakarlığı ve dindarlık algısını taşımıyor’".

Bu tespitlerden yola çıkarak Ayasofya ile ilgili verilen kararla da çok ilgili olduklarını düşünmüyor Ağırdır.

Şimdiye kadar yürütülen tartışmalarda bu gençlerin siyasete bakışı ya da önümüzdeki seçimlerde sandığa gidip gitmeyeceği de çokça tartışıldı.

Gençlerde yasakçılığa, ataerkilliğe karşı bir tavır var…

Tamamı siyasi meselelere ilgili değil ancak ilke olarak yasakçılığa, ataerkilliğe, kendileri hakkındaki kararların büyükler tarafından verilmesine karşı bir tavır var.

KONDA Araştırma Şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır, 30 yaş altı bu kuşağın neredeyse yarıya yakının seçime katılmadığını söylüyor.

15-20 yaş arasında olan ve 2023 seçimlerinde oy kullanması beklenen 6 milyona yakın genç seçmenin yüzde 70’i, var olan siyasetin ve siyasi aktörlerin ülkenin sorunlarını çözebileceğine dair beklentileri yok.

Gidenler de var olan düzene başkaldırı amacıyla oy kullanıyor. Ağırdır’a göre bunun en iyi örneği, 31 Mart 2019 yerel seçimleri ile 23 Haziran yenilenen İstanbul seçimleri. Eldeki verilere göre; sekiz puanlık farkın yarısı 29 Mart’a seçime katılmamış olan ama daha sonra olanlara baş kaldıran gençler oldu.

"Gençlerin önünde rol modelleri yok, itiraz siyaseti kabul görmüyor"

Ağırdır’a göre gençliğin asıl sorunu rol modellerinin olmaması. Her ne kadar yeni siyasi oluşumlar olsa da, bu yenilikler gençleri heyecanlandırmıyor. Var olanların ise gençlere yönelik attıkları adımların sürekli olması gerektiğine dikkat çekiyor Ağırdır.

REKLAM

"Bu çocukların önüne veya Türkiye toplumunun önüne yeni bir iddia ve umut inşa etmeden, sadece itiraz siyaseti ve itiraz üzerinden siyaset yetmiyor. Gençlerden öte, Türkiye’nin özel durumu bir yandan da kimliklerine sıkışmış ve kutuplaşmış bir toplum. Eğer bunu bozmak istiyorsa muhalefet, yarına dair çokluğu kapsayan bir ütopya yaratmalı. Bu ütopyan yoksa gençlerin gönlüne de değmiyorsun".

Ağırdır: Kürt meselesi dışında gençler ülke sorunlarında ortak kaygı taşıyor

Bu kuşağın, ülkenin insan hakları ve özgürlükler konusunda yaşanan sorunlara dair bakışı da yer yer birbirinden ayrılıyor.

"Araştırmalarımızda gördüğümüz şudur: Eğer konu Kürt meselesine değmiyorsa, kadın meselesi, çevre ile ilişki ya da eğitime bakış gibi hepimizi ilgilendiren konularsa Kürt ve Türk genci arasında bir fark yok. Hepsi birden gelecek güvencesi olan bir hayat istiyor. Ama mesele Kürt sorununa gelince şoven damarlar iki tarafta da güçlenmeye başlıyor. Bunun da bir sebebi var. Türkiye’de eğitim sistemi Türk kimliğinin bir parçası".

Ortak umutların kaybolduğu ve kalabalıklardan dolayı bir arada olunan bir yaşamın sürdürülebilir olmadığını vurgulayan Ağırdır, bir ülkenin geleceğinin o ülkenin insanlarının taşıdığı umutla doğrudan alakalı olduğunu düşünüyor.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

8 Mart Dünya Kadınlar Günü: Türkiye'de geçen yıl 403, son iki ayda 71 kadın cinayeti işlendi

Bahçeli: Anayasa Mahkemesi ya kapatılmalı ya da yeniden yapılandırılmalı

Avrupa Parlamentosu'ndan Türkiye raporu: AB üyeliği mevcut şartlarda başlayamaz