Türkiye gündemine ilişkin önemli gelişmeleri aktardığımız canlı blog sayfası
Türkiye gündemine ilişkin son gelişmeleri aktardığımız canlı blog sayfası
${title}
Canlı anlatım sona erdi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP Kongresi'nde atılan sloganlar nedeniyle soruşturma başlattı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP'nin Ankara Kapalı Spor Salonu'nda pazar günü gerçekleştirdiği 5. Olağan Kongesi'ne ilişkin soruşturma başlattı. Soruşturmanın kongrede atılan sloganlar nedeniyle başlatıldığı bildirildi.
Açıklamada şöyle denildi
"03.07.2022 tarihinde Ankara Kapalı Spor Salonunda gerçekleştirilen Halkların Demokratik Partisi 5. Olağan Kongresinde atılan sloganlar nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızca 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2. maddesi gereğince Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan re’sen soruşturma başlatılmıştır."
4 kişi gözaltına alındı
Açıklamada ayrıca şuana kadar 4 şüphelinin kimliğinin tespit edildiği belirtildi. AA'nın aktardığına göre söz konusu kişiler polis tarafından gözaltına alındı.
HDP Kongresi'nde 43 kişilik Danışma Kurulu duyuruldu
Danışma Kurulu'nda yer alan isimler şöyle:
Ahmet Telli, Ahmet Türk, Akın Birdal, Ali Alfatlı, Ali Bayramoğlu, Ayşe Erzen, Ayşegül Devecioğlu, Bülent Küçük, Celil Kaya, Cihan Sincar, Erdoğan Aydın, Fatma Gök, Ferda Koç, Gençay Gürsoy, Halil Aksoy, Hamit Geylani, Hasan Cemal, Kenan Kalyon, Kerem Fırtına, Levent Köker, Mahmut Demiralp, Mehmet Altan, Meral Camcı, Mustafa Kemal Coşkun, Muzaffer Kaya, Naci Kutlay, Nizamettin Toğuç, Nurettin Sözmez, Nurten Ertuğrul, Onur Hamzaoğlu, Özgür Müftüoğlu, Rıza Türmen, Several Ballıkaya, Sevilay Çelenk, Seyfi Öngider, Sırrı Sakık, Sırrı Süreyya Önder, Süreyya Karacabey, Şebnem Oğuz, Tarık Ziya Ekinci, Veli Büyükşahin, Yavuz Önen, Zerrin Şahin Kurtoğlu.
Haziran'da ihracat 23,4 milyar dolar, ithalat 31 milyon 555 milyon dolar oldu
Genel Ticaret Sistemi'ne (GTS) göre, Türkiye'nin ihracatı haziranda geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 18,5 artarak 23 milyar 395 milyon dolar, ithalatı da yüzde 39,6 yükselişle 31 milyar 555 milyon dolar oldu.
GTS verileri dikkate alındığında ihracat haziranda geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 18,5 artarak 23 milyar 395 milyon dolara çıktı.
İthalat da bu dönemde yüzde 39,6 artarak 31 milyar 555 milyon dolara yükseldi.
Dış ticaret hacmi yüzde 29,8 artışla 54 milyar 950 milyon dolara ulaştı. Dış ticaret açığı yüzde 184,3 artışla 8 milyar 161 milyon dolar olarak hesaplandı.
İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 74,1 oldu. Enerji verileri hariç tutulduğunda, ihracatın ithalatı karşılama oranı 7,1 puan azalarak yüzde 93,4'e geriledi.
Haziran ayında en fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla 1 milyar 870 milyon dolarla Almanya (yüzde 9,8 artış), 1 milyar 554 milyon dolarla ABD (yüzde 15,3 artış) ve 1 milyar 205 milyon dolarla Irak (yüzde 32,2 artış) oldu. İhracatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ihracat içindeki payı yüzde 47,6 olarak gerçekleşti.
Söz konusu dönemde en fazla ihracat yapılan ülke grupları da sırasıyla 9 milyar 704 milyon dolarla Avrupa Birliği, 3 milyar 862 milyon dolarla Yakın ve Orta Doğu ülkeleri ile 3 milyar 245 milyon dolarla diğer Avrupa ülkeleri oldu.
Geniş Ekonomik Gruplar (BEC) sınıflamasına göre, en çok ihracat yüzde 24,5 artış ve 12 milyar 747 milyon dolarla "ham madde (ara malları)" grubunda yapılırken bunu sırasıyla yüzde 13 artış ve 8 milyar 114 milyon dolarla "tüketim malları" ve yüzde 7,9 artış ve 2 milyar 411 milyon dolarla "yatırım (sermaye) malları" grupları takip etti.
Haziranda sektörlere göre ihracatın payı sırasıyla yüzde 94,9 ile imalat sanayisi, yüzde 2,9 ile tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörü, yüzde 1,7 ile madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe oldu.
Bakan Nebati: "Enflasyonu kontrol altına aldık"
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, enflasyonu kontrol altına aldıklarını belirterek "Bundan sonrası aralık ayında baz etkisiyle düşmeye başlayacak. Size ve sayın Cumhurbaşkanı'mıza da söz verdim, veriyorum. Aralık ayından itibaren enflasyonun düşüşünü hissede hissede göreceğiz ve sizi seçime o noktada götüreceğiz." dedi.
Diyarbakır'daki temasları kapsamında AK Parti İl Başkanlığını ziyaret eden Nebati partililerle görüştü.
Nebati, AK Parti teşkilatlarında yer almanın önemine değinerek "AK Parti teşkilatları demek hizmet üretmek, fakir fukarayı, kimsesizi dinlemek, onlarla hemhal olmak, ülkenin sorunlarına sahip çıkmak, ülkeyi sadece Diyarbakır ve Türkiye özelinde değil dünyanın küresel bakışı içerisinde konumlandırmak demek." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin 20 yıl önceki durumunun bugün ile kıyaslanması gerektiğini dile getiren Nebati, ülkedeki temel problemlerin çözüldüğünü, sağlıkta, eğitimde önemli gelişmeler yaşandığını belirtti.
Nebati, "Elhamdülillah ötekileştirmenin bitirildiği, can, mal ve inanç güvenliğinin tam olarak uygulandığı bir dönemin taşıyıcıları olarak buraya geldik. Viranşehir'de kalp krizi geçirmiş babasını hastaneye götürürken burada kaybeden birisiyim. Yani Diyarbakır Devlet Hastanesi yolunda babamı kaybettim, 1990 yılında. Şimdi hastalarımızı ambulans uçaklarla ulaştırdığımız bir sağlık sistemi var." diye konuştu.
Türkiye'de enflasyon olduğunu ancak dünyada da enflasyon olduğunu belirten Nebati, sonuçlar her ay açıklandıkça dünyada enflasyonun arttığının görüldüğünü bildirdi.
Nebati, Türkiye'de dünyadaki olaylardan kaynaklanan bir enflasyonla karşı karşıya olunduğuna işaret ederek şunları kaydetti:
"Size net söylüyorum, mayıs ayında aylık bazda toparlanma başladı. İnşallah haziran, temmuz, ağustosta verim çok yüksek Türkiye'de. Ufak tefek buralarda kuraklık var ama gıdada çok çok iyiyiz, verim yüksek. Dünyada emtia fiyatları, buğdayından, demirine, ham maddeye kadar sakinledi. Sakinlemenin de ötesinde düşmeye başladı. Enflasyonu kontrol altına aldık. Bundan sonrası aralık ayında baz etkisiyle düşmeye başlayacak. Size ve sayın Cumhurbaşkanı'mıza da söz verdim, veriyorum. Aralık ayından itibaren enflasyonun düşüşünü hissede hissede göreceğiz ve sizi seçime o noktada götüreceğiz. Enflasyonu çalışanlara hissettirmeyecek bir sistem kurulmuş zaten. Nasıl kurulmuş, yılbaşında yüzde 31 emeklilere artış yapıldı, enflasyon farkıyla beraber. Temmuz ayına girdik, iki gün sonra enflasyon açıklanacak. Haziranın 6 aylık enflasyon farkı direkt çalışanların, emeklilerin cebine aktarılacak. Bu ne demektir, aşağı yukarı yüzde 40'lık bir artış demektir. Her 6 ayda bir güncelleme yapılır."
"6 ayda bir enflasyon farkını veriyoruz"
Asgari ücretlileri ezdirmeyecek şekilde tedbir aldıklarını bildiren Nebati, dar gelirlilere aktarımda bulunduklarını, bulunmaya da devam edeceklerini belirtti.
Nebati konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Görevimiz, dar gelirli olan kardeşlerimizin ihtiyaçlarını en hızlı şekilde gerçekleştirmek, yönetmek, karşılamak bununla ilgili de adımlarımızı atıyoruz. 6 ayda bir çalışanlarla, emeklilerle ilgili enflasyon farkını veriyoruz. Bu Türkiye Cumhuriyeti'nde AK Parti hükûmetleriyle ortaya konulan bir durumdur. Enflasyonun karşısında bugüne kadar ezilmedik, bundan sonra da ezilmeyeceğiz. Enflasyon karşısında ezilmediğimizin kanıtı, toplam enflasyonun üzerinde son 20 yılda reel olarak katlamalı artışlar gerçekleştirmişiz. Bunu bilelim."
Bakan Nebati, AK Parti'nin güçlü bir parti ve teşkilat olduğunu dile getirerek Cumhurbaşkanı'nın her ay istisnasız il başkanları, kadın ve gençlik kolları, ana kademe il başkanları, belediye başkanlarıyla toplantı yaptığını aktardı.
Sorunların Cumhurbaşkanı'nın başkanlığındaki heyete aktarıldığını ve orada hızlı bir şekilde Cumhurbaşkanı'nın talimatlarıyla çözüm noktasına gittiğini belirten Nebati, "Bu AK Parti teşkilatlarının en büyük avantajlarından biri." dedi.
Ziyarette AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehdi Eker, MKYK üyeleri Abdurrahman Kurt ve Alaattin Parlak, Genel Merkez Kadın Kolları MKYK Üyesi Suna Kepolu Ataman, Bağlar Belediye Başkanı Hüseyin Beyoğlu ve AK Parti İl Başkanı Muhammed Şerif Aydın da yer aldı.
Bakan Nureddin Nebati daha sonra merkez Sur ilçesindeki Gazi Caddesi'nde esnafı ziyaret etti, vatandaşlarla görüştü. (AA)
Türkiye ile Ermenistan doğrudan hava kargo ticaretinin başlatılması için anlaştı
Dışişleri Bakanlığı, Türkiye ile Ermenistan arasındaki kara sınırının iki ülkeyi ziyaret eden üçüncü ülke vatandaşlarının geçişine mümkün olan en yakın zamanda açılması ve doğrudan hava kargo ticaretinin de mümkün olan en yakın zamanda başlatılması üzerinde mutabakata varıldığını bildirdi.
Bakanlık, Türkiye ve Ermenistan normalleşme süreci özel temsilcileri Büyükelçi Serdar Kılıç ve Ermenistan Parlamentosu Başkan Yardımcısı Ruben Rubinyan'ın görüşmeleri hakkında yazılı açıklama yayımladı.
Kılıç ve Rubinyan arasındaki dördüncü görüşmenin bugün Viyana'da gerçekleştirildiği kaydedilen açıklamada, "Taraflar, Türkiye ile Ermenistan arasındaki kara sınırının iki ülkeyi ziyaret eden üçüncü ülke vatandaşlarının geçişine mümkün olan en yakın zamanda açılması üzerinde mutabakata varmışlar ve bu konudaki gerekli sürecin başlatılmasına karar vermişlerdir." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, "Ayrıca, Türkiye ile Ermenistan arasında doğrudan hava kargo ticaretinin mümkün olan en yakın zamanda başlatılması üzerinde mutabakata varmışlar ve bu amaçla gerekli sürecin başlatılmasına karar vermişlerdir." denildi.
RTÜK üyesi Taşçı: Mabel Matiz’in 'Karakol' klibinin yayınlanmaması için müzik kanalları arandı
RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, ünlü şarkıcı Mabel Matiz'in yeni çıkan albümündeki 'Karakol' isimli şarkının klibini yayınlamamaları için RTÜK'te müzik kanallarının tek tek arandığını söyledi.
Twitter hesabından konuyla ilgili paylaşım yapan Taşçı, "RTÜK, Mabel Matiz'in son şarkısı için tek tek tüm müzik kanallarını arayarak 'yayınlamamalarını' yoksa olacaklar konusunda aba altından sopa gösterdi. Çıkıp yekten 'yasakladık' diyemiyorlar ki duruma göre geri dönüş yapabilsinler. Kendi gibi olmayan her şeye, düşünceye karşılar…" ifadelerini kullandı.
İsveç ve Finlandiya NATO üyeliği: Erdoğan, "Bu bir davet sürecidir. Bizler bu davete şu anda 'Evet' demiş olduk"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği sürecine ilişkin, "Tabii bunu bazıları üyelik olarak ifade ediyorlar ancak bu, bir davet sürecidir. Bizler bu davete şu anda ne yaptık? 'Evet' demiş olduk." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazını kıldığı Üsküdar'daki Hz. Ali Camisi'nin çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin "NATO'daki İsveç-Finlandiya görüşmeleri, uluslararası medyada Türkiye'nin zaferi olarak nitelendirildi. The Economist, 'Recep Tayyip Erdoğan eve zaferle dönüyor.' ifadesini kullandı. Sizin değerlendirmenizi rica ediyorum." şeklindeki ifadelerinin ardından Erdoğan, "Son bu NATO Zirvesi, gerçekten ülkemizin özellikle terörle mücadele, bunun yanında diğer NATO ülkeleriyle olan birlikteliği ve tabii son olarak önümüze getirilen İsveç-Finlandiya üyeliği konusu. Tabii bunu bazıları üyelik olarak ifade ediyorlar ancak bu, bir davet sürecidir. Bizler bu davete şu anda ne yaptık? 'Evet' demiş olduk." değerlendirmesinde bulundu.
Bu davetin bazı şartlarının olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bu şartlarımızı da ne yaptık? Sözleşmenin içerisine yerleştirdik ve bu sözleşmeyle birlikte de NATO Zirvesi'ne gittiğimizde ilk gün dörtlü bir görüşme gerçekleştirdik. Zaten bir gün önce de yine görevli arkadaşlarımız bu çalışmaları yaptılar ve bu çalışmalar da önümüze geldi fakat liderler olarak yaptığımız görüşmeden sonra dedik ki: 'Bu arkadaşlarımız tekrar bir görüşmeyi devam ettirsinler.' Tekrar bir görüşme yaptılar ve o görüşmeden sonra da bizler bu sözleşmenin içerisine girmesi gereken, özellikle teröre ve teröristlere yönelik şartlarımızı koyduk. Bu şartlar kabul edildi." diye konuştu.
"Bu, bizim kırmızı çizgimizdir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar Avrupa Birliği'nin bu işi hep PKK ile geçiştirdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Biz ise 'Hayır' dedik. 'Artık bu, PKK'yla kabul edilebilecek bir terör mücadelesi değildir. Şimdi buraya PYD, YPG ve FETÖ terör örgütlerini de bu sözleşmenin içerisine yerleştirmemiz gerekiyor.' Tabii biraz böyle yan çizmeye filan kalktılar ama biz kendilerine dedik ki: 'Bu, bizim kırmızı çizgimizdir. Dolayısıyla bunu eğer kabul etmeyecek olursanız buradan kesinlikle bu anlaşmaya 'Evet' diyemeyiz. Bu şekilde dönersiniz.' Sonra tekrar görüşmeler devam etti. Sonunda kabul ettiler. Ve bunun tabii şimdi yazılı metne girmiş olması, hele hele bir NATO sözleşmesinin mutabakat zaptının içerisine, özellikle PKK'nın dışında YPG, PYD ve FETÖ terör örgütü olarak bunun yerleşmiş olması, bizim bu süreçten nasıl bir başarıyla çıktığımızın en güzel ifadesidir. Onun için de tabii söylediğiniz bu dergiler, uluslararası camiada etkinliği, yetkinliği olan dergiler de bunu bu şekilde kayda geçmiş oldular. İşin gerçeği de budur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Zirvesi'nde 2-3 dakikalık, görüntülü olarak terörle mücadeleyi, Türkiye'deki terör gösterilerini, aynı zamanda Avrupa'nın değişik ülkelerindeki terör örgütlerinin gösterilerini de yayına geçirdiklerini kaydederek, NATO ülkelerinin de bunları görüntülü seyretme imkanı bulduklarını anlattı.
Bütün bunları her şeyiyle dağıttıkları belgeler ve flaş belleklerle onlara "Alın, bakın, görün." dediklerini kaydeden Erdoğan, "Bu bakımdan da gerçekten bu, bizim oradaki mücadelemizin adeta bir zaferle neticelenmesi oldu." şeklinde konuştu.
Adalet Bakanı Bozdağ, İsveç ve Finlandiya'ya terörle suçlananların iadesi için yeniden talep gönderileceğini söyledi
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, terörle suçlanan kişilerin İsveç ve Finlandiya'dan iade taleplerinin yeniden gönderilmesinin kararlaştırıldığını açıkladı.
Bozdağ, Kütahya Adalet Sarayı'nın Temel Atma Töreni'nde yaptığı açıklamada, NATO Zirvesi'nde Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında imzalanan üçlü muhtırayı hatırlattı.
Bozdağ, "Güvenlik kaygılarımız var." diyerek NATO'ya üye olmak isteyen İsveç ve Finlandiya'nın, bugüne kadar terör örgütleriyle mücadele veren Türkiye'nin taleplerine kulak tıkadığını, görmezden geldiğini belirtti.
Madrid'de imzalanan üçlü muhtırada yer alanların takibi için istihbarat, güvenlik örgütlerinin takip edeceği bir mekanizma kurulduğunu hatırlatan Bozdağ, şöyle devam etti:
"Bu mekanizma çerçevesinde İsveç ve Finlandiya, Türkiye'ye verdiği sözleri yerine getiriyor mu, getirmiyor mu, takip edeceğiz. İmza ile süreç bitmedi. Daha bu sürecin tamamlayıcı işlemleri var. Son işlem bitmeden üyelik başvurusu tam anlamıyla gerçekleşmiş olmayacaktır. Adalet Bakanlığı olarak, İsveç'ten iade talebinde bulunduğumuz FETÖ'cü ve PKK'lı teröristle ilgili cevap vermemişlerse cevaplarını isteme, daha önce reddetmişlerse taleplerimizi yeniden gönderme kararı aldık. Aynı şekilde Finlandiya'ya da 6 PKK'lı ve 6 FETÖ'cü terörist ile ilgili de iade taleplerimizi geri gönderme kararı aldık. Bakanlığımız şu anda bunların hazırlıklarını yapmakta, hazırlıklar biter bitmez bu konuda Türkiye isteklerini ileteceklerdir. Onların samimiyetlerini ölçeceğiz.
İsveç Adalet Bakanı açıklama yapmış, 'Biz aramızdaki anlaşmaya göre bu konularda karar verdik, mutabakatla ilgisi yok bunun.' diyor. Anlaşmaya göre, bizim hazırladığımız iade taleplerinin hepsi yeterli ve yeterinden fazla iadeyi gerektiren delillerle dolu olduğu halde, anlaşmaya uygun talepte bulunduğumuz halde İsveç ve Finlandiya bizim taleplerimizi reddetmiştir. Şimdi biz diyoruz ki, 'Bu aramızdaki ikili ve uluslararası iade ile ilgili anlaşmalara uygun olduğu halde reddettiğiniz taleplerimizi yeterli deliller olduğuna inanıyoruz, iadeyi gerekli kılacak deliller olduğuna inanıyoruz yeniden gönderiyoruz. Bu mutabakatla da siz artık bunları himaye etmeyeceğinize karar verdiniz. Dün himaye ettiğiniz için aramızdaki anlaşmayı ihlal ettiniz, ona aykırı taleplerimizi reddettiniz.' Şimdi 'Himaye etmeyeceğiz.' diyorsunuz. O zaman aramızdaki ikili ve uluslararası anlaşmaların hükümlerine uyacaksınız, biz de bunu takip edeceğiz."
Yabancılar için ikamete kapatılan mahalle sayısı 1169'a çıkarıldı
Başkanlığın yazılı açıklamasında, Türkiye'de çeşitli bölgelerdeki yabancı yoğunluğu göz önünde bulundurularak daha önce belirli illerdeki 781 mahallenin, yeni doğan ve çekirdek aile birleşimi dışında, geçici koruma kaydına, uluslararası koruma kaydına, ikamet iznine, geçici koruma veya uluslararası koruma ile ikamet izni kapsamındaki yabancıların ikamet ili değişikliği yapılması işlemlerine kapatıldığı bildirildi.
Açıklamada, 1 Temmuz itibarıyla ikamet ili değişikliği işlemlerine kapalı mahalle sayısının 1169'a çıkarıldığı belirtildi.
Göç İdaresi Başkanlığının sitesinde yer alan bilgilere göre, İstanbul-53, Ankara-23, İzmir-26, Adana-75, Gaziantep-161, Hatay-108, Şanlıurfa-169, Kahramanmaraş-31, Kilis-82, Mardin-58, Mersin-62 mahalleyle yabancıların ikamet ili değişikliği işlemleri gerçekleştirilmeyecek iller arasında yer alıyor.
Artvin'de kara yolundaki tırların üzerine kaya düşmesi sonucu 1 kişi öldü
Artvin'in Kemalpaşa ilçesinde heyelan nedeniyle kaya kütlelerinin tırların üzerine düşmesi sonucu 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.
Artvin Valisi Yılmaz Doruk, olay yerinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Hopa ilçesi ile Kemalpaşa arasında bulunan Kopmuş mevkisindeki kara yoluna saat 07.45 civarında kaya düştüğünü söyledi.
Kara yolunun, Sarp Sınır Kapısı'na ülkeyi bağlayan ana kara yolu olduğunu ifade eden Doruk, "Bu kaya kopmaları sonucunda da 2 tane tırımız büyük ölçüde zarar gördü, 2 tane de kısmi zarar gören tır var. Bir tane ölü var, Azerbaycan uyruklu bir vatandaşımız vefat etti, 2 tane de yaralımız var. Şu saat itibarıyla yaralılarımızda herhangi bir hayati tehlike yok, hastanemizde takip altındalar." diye konuştu.
DW ve VOA'nın Türkçe yayınlarına Türkiye'de erişim engeli
Alman kamu yayıncı kuruluşu Deutsche Welle (DW) ve Amerika'nın Sesi'nin (VOA) Türkçe yayınlarına Türkiye'de Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından erişim engeli getirildi. Buna gerekçe olarak ise ilgili yayıncıların RTÜK'e lisans başvurusu yapmamaları gösterildi.
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi İlhan Taşçı sosyal medya hesabından paylaştığı kararla ilgili mesajında 'işte basın özgürlüğü ve ileri demokrasi!' ifadelerini kullandı.
Her iki haber sitesine akşam saatlerinden itibaren erişim durdu.
Engellemeleri duyuran DW ve VOA, takipçilerinin alternatif yollarla haberlerine nasıl ulaşabileceğine dair önerilerini de paylaştı.
Ne olmuştu?
RTÜK, 2019'da yürürlüğe giren bir yönetmelikle internet yayıncılarına da lisans alma şartı getirmişti. Üst Kurul, bu yılın başlarında ise tepki çeken bir kararla VOA, DW ve Euronews'in Türkçe yayınlarının, lisans başvurusu yapılmaması halinde erişime engelleneceğini ilan etmiş ve 72 saat süre tanımıştı.
Euronews, haber sitesi üzerinden Türkçe canlı yayın yapmadığı ve görüntülü bülten yayınlamadığı için; lisans alımı koşulları doğmadığından başvurudan muaf olmuştu.
VOA Türkçe ve DW Türkçe için ise lisans başvurusu yapmamaları gerekçesiyle yayınlarının engellenmesi için RTÜK, yargı yoluna gitmişti.
Ankara'da sağanak sonrası su baskını: Bir can kaybı
Ankara Valisi Şahin, kentte yaşanan sağanak sonrası meydana gelen su baskını nedeniyle bir kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.
Ani bastıran yağış nedeniyle birçok noktada su taşkınları oldu, trafikteki araç sürücüleri zor anlar yaşadı.Sağanağa metro istasyonları ve otobüs duraklarında yakalananlar, dakikalarca yağmurun dinmesini bekledi.
Ostim 1467. Cadde, biriken yağmur suları nedeniyle trafiğe kapatıldı. Bir otomobil sürücüsü sudan çıkaramadığı aracını yolda bıraktı. İtfaiye ekipleri de suların tahliyesi için çalışma yürüttü.
Ankara Büyükşehir Belediyesi, ekiplerin yolu açmak için çalışma başlattığını duyurdu.
Basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Freedom House temsilcisine tepki
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Zirvesi'nin ardından basın toplantısında Freedom House temsilcisinin yönelttiği "Türkiye sizce NATO'ya uygun mu?" sorusuna tepki gösterdi.
Temsilcinin, "NATO sözleşmesi halkların özgürlüğünü öne koyar. Bireysel özgürlük ve hukukun üstünlüğünü ortaya koyar. Türkiye aslında çok fazla gazetecinin hapsedildiği bir ülke ve düşünce hakları ve ifade özgürlüğü konusunda sıkıntılar olan bir ülke. Sizin liderliğinizdeki Türkiye, sizce NATO'ya uygun mu?" şeklindeki ifade ettiği soruya Erdoğan şöyle yanıt verdi:
"Freedom House'un önce kendisini sorgulaması lazım. Bunlar öncelikle Türkiye'de 40 yılda, 40 bin vatandaşımız öldürüldü. Diyarbakır Anneleri, HDP kapısında evlatlarını bekliyor. Çocukları dağa kaçırılanlar. Nerede bu Freedom House? Gelsin bir ziyaret etsinler. Özgürlüğün tanımını iyi bileceğiz. Bugün Türkiye'de bir Kandil gerçeği var. 13, 14, 15 yaşında kız çocukları dağlara kaçırılıyor. Acaba Freedom House bunları ne kadar takip etti? Hiç."
Yunanistan: Kimseyle konuşmayan bir Türkiye istemiyoruz
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Türkiye'nin terörizm konusunda haklı gerekçeleri olduğunu kaydetti.
Brüksel'de düzenlenen NATO Zirvesi kapsamında basın toplantısı düzenleyen Miçotakis, Zirve'ye ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Miçotakis, mevcut koşullar içinde NATO İttifakının karşıtının Rusya olduğunu belirterek NATO'nun doğu kanadının güçlendirildiğini söyledi.
Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya üyeliğinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Miçotakis, göç krizi, Libya, Sahel'deki terörizm gibi nedenlerle İttifakın güney kanadına da ağırlık verilmesi gerektiğini belirtti.
Miçotakis, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme ihtimaline ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"Sayın Erdoğan ile görüştük. Bir ara tekrar görüşeceğimizi tahmin ediyorum. Görüşmeliyiz. Konuşmalıyız ve anlaşmazlıklarımızı medeni bir şekilde, iyi komşuluk ilişkileri ve uluslararası hukuk temelinde karşılamalıyız. Anlaşmazlıklarımızı çözmek için dayanabileceğimiz başka çerçeve yok."
Şu an tüm NATO üyesi ülkelerinin dikkatinin Ukrayna'ya yoğunlaştığını belirten Miçotakis, "İttifakı farklı bir cephede istikrarsızlaştıracak herhangi bir tartışma için herhangi bir müsamaha veya anlayış olduğunu sanmıyorum." dedi.
Miçotakis, gazetecilerin, Türkiye'nin Ege'deki turizm kampanyasında kullandığı "Turkeagean" tanımının Avrupa tarafından tescillenmesini Yunanistan'daki yetkili kurumların engelleyememiş olmasına ilişkin soruyu ise hükümetin bu konuda hukuki yollara başvuracağını söyleyerek cevapladı.
Türkiye, Finlandiya ve İsveç arasında imzalanan üçlü muhtırayı okuduğunu kaydeden Miçotakis, "Açıkça söylemek istiyorum, Türkiye'nin Kürt örgütlerden kaynaklanan terörizme ilişkin haklı gerekçeleri var. Türkiye, bu tür terör eylemleri yüzünden ağır bir bedel ödedi. Bence, bu, anlamakta hiçbir şekilde zorlanacağımız bir şey değil." diye konuştu.
Miçotakis, Yunanistan'ın tamamen izole edilmiş bir Türkiye istemediğini belirterek "Aynı zamanda muhatabımız olacak bir Türkiye istiyoruz. Kimseyle konuşmayan bir Türkiye istemiyoruz." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: Ne oldu? Gittin bastın imzayı, çıktın geldin
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, NATO Zirvesi'nde Türkiye ile İsveç ve Finlandiya arasında imzalanan üçlü muhtıraya ilişkin, "'Başta kaldığım sürece asla giremezler.' Ne oldu? Gittin bastın imzayı, çıktın geldin. Peki Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin ağırlığı oldu mu? Olmadı. Ciddiye alınır mı artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti?" dedi.
Kılıçdaroğlu, Grannos Hotel'de "Haymana Muhtarlar ve Kanaat Önderleri Buluşması"na katıldı.
Kılıçdaroğlu konuşmasında, "Sorumluluklarımızın bilincinde bu ülkeyi nasıl ayağa kaldırırız? Neredeyse birbirimizin boğazına sarılacağız, öyle bir hale geldik. Sizden, bizden kavga eder hale geldik. Komşumuzun kimliğini, inancını, yaşam tarzını sorgulamaya başladık. Kardeşim bize ne? Herkesin kimliği kendi şerefidir. Kimlik, siyaset konusu olmaz. Herkesin inancı değerlidir. Allah ile kul arasına kimsenin girme hakkı yoktur. Peygambere bile verilmeyen bu yetkiyi niye birileri kullanıyor? 'Sen inançlısın, sen inançsızsın...' İyi de nereden biliyorsun? Bunu bir tek yüce Yaradan bilir. Yaşam tarzını sorgulamaya başladık. Türkiye'nin bu cendereden çıkması lazım. Herkesin kimliği, inancı, yaşam tarzı başımızın üstüne" dedi.
Türkiye'nin Orta Doğu ve Avrupa coğrafyasının en saygın ve güçlü ülkelerinden biri olmak zorunda olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, Avrupa Birliği'ne üye olunamamasını eleştirdi.
Kılıçdaroğlu, "İçerde güzel nutuklar atıyoruz. Ama dışarda halimiz nedir? Biz bunları anlatınca bazen kötü adam olabiliyoruz. Biz kendi sorunumuzu kendimiz çözmek zorundayız. Bir araya gelip oturmak, konuşmak zorundayız. Bunları yapmazsak olmaz." diye konuştu.
Devletin israfla yönetilemeyeceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Yılbaşında bütçe yaptılar yılın ortası oldu bütçedeki rakamların tamamı bitti, yılın ortasında ikinci bütçe yapıyorlar. Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey hiç görülmedi ilk sefer oluyor." diye konuştu.
Muhtarların demokrasinin temel taşı olarak adlandırıldığını dile getiren Kılıçdaroğlu, muhtarlık kurum olarak güçlendirilirse demokrasinin güçleneceğini kaydetti.
Muhtarlık kanununa ihtiyaç bulunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, muhtarların seçimlerde birleşik oy pusulasının da olması gerektiğini söyledi. Sosyal yardımların muhtarlar tarafından dağıtılmasının önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, belediye meclis toplantılarına muhtarların da katılması gerektiğini ifade etti.
"Ciddiye alınır mı artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti?"
Türkiye'nin bölgesinde de dünyada da itibarlı bir ülke olması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, dış politikanın önemine vurgu yaptı.
Milli Kurtuluş Savaşı'ndan sonra bütün dünyanın Türkiye'ye saygı duyduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, bir politikacının söylediği lafın nereye gideceğini iyi bilmesi gerektiğini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, "İç politikada olduğu gibi yüksek perdeden atmamalı. 'Ey Suriye ben geliyorum. Ey Yunanistan ben geliyorum.' İyi de gel kardeşim geliyorsan, bu iş konuşmayla olmaz ki." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin sıradan bir devlet değil, mazlum ülkelere örnek olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "18 ada işgal edildiğinde Lozan Antlaşması'na göre silahlanmaması gereken adalar silahlanırken ben 2017'de toplantı yapıp 'Niye bir tek laf söylemiyorsun' derken kimsenin gıkı çıkmadı. Şimdi 'niye silahlandırdınız?' İyi de sen neredeydin kardeşim? Yeni mi öğrendin sen bunu?" şeklinde konuştu.
Bu süreçlerde diplomatların önemli olduğunu, son sözü politikacıların söylemesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ben burada kaldıkça papazı asla teslim etmem' dediğiniz anda bir süre sonra papazı teslim ederseniz bu o kişinin itibarıyla ilgili olmaktan çıkar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin itibarı olarak ortaya çıkar. Sözü dinlenilmeyen ve ağırlığı olmayan bir kişi olarak devlet olarak ortaya çıkar. Çünkü konuşan kişi devlet adına konuşuyor. Aynı şey bugün iki ülkenin NATO'ya girişiyle ilgili... 'Başta kaldığım sürece asla giremezler.' Ne oldu? Gittin bastın imzayı, çıktın geldin. Peki Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin ağırlığı oldu mu? Olmadı. Ciddiye alınır mı artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti? Bunu sizin vicdanınıza seslenerek söylüyorum. Türkiye böyle bir yönetimi hak etmiyor. Yanlış yapıyoruz. Suriye ile kavga ettik. Niye? 33 askerimiz şehit edildi, şehit eden Rusya'ydı. Koşa koşa gittik Putin'den özür dilemeye. Şehitler bizim şehidimiz, öldüren Rusya. Biz koşa koşa özür dilemeye gidiyoruz. Senin orada ne işin var kardeşim?"
"Davulla zurnayla hepsi Suriye'ye geri gidecek"
Muhtarlara "Sandığa gidip oy kullanırken elinizi vicdanınıza koyup öyle oyunuzu kullanın." diye seslenen Kılıçdaroğlu, farklı düşünceler olabileceğini buna saygı duyularak bir arada yaşanması gerektiğini kaydetti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 3 milyon 600 bin Suriyelinin Türkiye'ye geldiğini belirterek, "Ne olacak bunların hali? Allah'ın izniyle hepsini kendi iradeleriyle Suriye'ye göndereceğiz. Davulla zurnayla hepsi Suriye'ye geri gidecek." dedi.
İktidar olmaları halinde Suriyelilerin dönmesi için Suriye yönetimiyle anlaşacaklarını, gerekli şartların sağlanacağını anlatan Kılıçdaroğlu, aksi halde büyük sorunların ortaya çıkacağını kaydetti.
Asgari ücret artışında sona gelindi, yeni rakamı Erdoğan açıklayacak
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, asgari ücrete yapılacak ara zammın belirlenmesi için çalışmalarına bugün saat 15.30'da basına kapalı olarak devam edecek. Komisyonun çalışmalarını tamamlamasının ardından yeni rakamın yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklanması bekleniyor.
Yaklaşık 7 milyon asgari ücretli çalışan başta olmak üzere toplumun genelini ilgilendiren asgari ücret görüşmelerinde süreç devam ediyor.
Dün ilk toplantısını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda yapan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ara zam miktarını belirlemek için çalışmalarına bugün saat 15.30'da basına kapalı olarak devam edecek.
Komisyonda işçi kesimini temsil eden TÜRK-İŞ enflasyon oranında bir artış talep ederken, işveren kesimini temsil eden Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) işletmelerin içerinde bulunduğu koşulların da göz önünde bulundurularak dengeli bir artış yapılmasını istiyor.
Komisyonun bugün çalışmalarını tamamlamasının ardından, yeni asgari ücret rakamını yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, TÜRK-İŞ Genel Başkan Ergün Atalay ve TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ile açıklaması bekleniyor.
Yönetmelik değişikliği gündemde
Mevzuat gereği Asgari Ücret Tespit Komisyonunun aldığı zam kararı, Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihi takip eden ayın başında uygulamaya giriyor.
Yeni asgari ücret rakamının beklentiler doğrultusunda yarın açıklanması halinde, artışın 1 Temmuz itibarıyla geçerli olabilmesi için yönetmelik değişikliği gerekecek.
Bu doğrultuda, yönetmelikte asgari ücretin yürürlüğe girme tarihiyle ilgili ifadelerin, "Asgari ücret başka bir yürürlük tarihi belirtilmediği takdirde yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girer." şeklinde değiştirilmesi bekleniyor.
Mevcut asgari ücret net 4 bin 253 lira
2021'de brüt 3 bin 577 lira, net 2 bin 825 lira olarak uygulanan asgari ücret yüzde 50'lik artışla 2022 yılı için brüt 5 bin 4 lira, net 4 bin 253 lira olarak belirlenmişti.
Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 5 bin 879 lira 70 kuruş düzeyinde. Bunun 5 bin 4 lirasını brüt asgari ücret, 775 lira 62 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 100 lira 8 kuruşunu ise işveren işsizlik sigorta fonu kalemi oluşturuyor.
Reyhanlı saldırısının talimatını verdiği iddia edilen Memet Gezer ABD'den getirildi
İçişleri Bakanlığı, 53 kişinin hayatını kaybettiği Reyhanlı saldırısının talimatını verdiği iddia edilen Memet Gezer'in tutuklu bulunduğu ABD'den Türkiye'ye getirildiğini bildirdi.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Reyhanlı saldırısının planlayıcısı Yusuf Nazik'in ifadesinde, saldırının talimatını aldığını belirttiği Memet Gezer, uyuşturucu ticaretinden tutuklu bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri'nden Türkiye'ye getirildi.
Gezer'in, ABD'de bulunduğu bilgisini alan İnterpol Europol Daire Başkanlığı, ABD'li yetkililer ile yürütülen çalışmalar sonucunda, Gezer'in sınır dışı edilmesi hususunda mutabık kaldı.
ABD'li görevliler refakatinde Türkiye'ye getirilen Gezer, sorgulanmak üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü görevlilerince İstanbul Havalimanından teslim alındı.
9 Mayıs 1967 Antakya doğumlu Gezer, "Uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma ve sağlama" suçundan kırmızı bültenle uluslararası düzeyde, "Silahlı terör örgütüne üye olma" ve "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma" gibi muhtelif 17 suçtan ise ulusal düzeyde aranıyordu.
Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde belediye binası yanı ile PTT binası önünde 2013’te gerçekleşen iki ayrı patlamada 53 kişi yaşamını yitirmiş, 912 konut, 891 iş yeri ve 148 araç zarar görmüştü.
Macron, Fransa ve Türkiye'nin NATO’nun birliğine ve gücüne bağlı olduklarını söyledi
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesi ve Türkiye’nin NATO’nun birliğine ve gücüne bağlı olduklarını belirtti.
Kişisel sosyal medya hesabından açıklama yapan Macron, "Ukrayna'daki savaş karşısında Türkiye ve Fransa, transatlantik ittifakının birliğine ve gücüne her zamankinden daha fazla bağlı ve Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihracına izin vermek için çabalarını sürdürecek" dedi.
İstanbul'da İsraillilere yönelik eylem hazırlığı yaptıkları öne sürülen 4 şüpheli tutuklandı
Türkiye'deki İsrail vatandaşlarına yönelik eylem hazırlığında oldukları iddiasıyla gözaltına alınan 8 İranlı şüpheliden 4'ü tutuklandı.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Terörle Mücadele şube müdürlüklerine bağlı ekiplerce Beyoğlu, Beylikdüzü ve Büyükçekmece'de düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 8 İranlı'dan 7'sinin emniyetteki işlemleri tamamlandı.
Şüpheliler, polis eşliğinde Çağlayan'daki İstanbul Adliyesine sevk edildi.
Savcılık, şüphelilerden 2'sini emniyete geri gönderirken, 5'ini ifadelerinin ardından tutuklanmaları talebiyle İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk etti.
Hakimlik, 5 şüpheliden 4'ünün tutuklanmasına, 1'inin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi.
Gözaltındaki 3 şüphelinin emniyetteki işlemlerinin sürdüğü öğrenildi.
MİT ve polis ekiplerince 23 Haziran'da düzenlenen operasyonda, Türkiye'deki İsrail vatandaşlarına yönelik eylem hazırlığında bulundukları iddiasıyla 8 İranlı gözaltına alınmış, adreslerde yapılan aramalarda 3 tabanca, 3 susturucu, 2 lazer aparatı, 42 mermi, çeşitli tür ve miktarda uyuşturucu, 6 sahte pasaport, bir miktar para, çok sayıda dijital malzeme ve örgütsel doküman ele geçirilmişti. Suikastta kullanılacağı belirlenen motosiklete de el konulmuştu.
İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu ve YDK Üyesi eşi Tuba Torun Erdoğdu CHP'den istifa etti
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu ve Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) üyesi Tuba Torun Erdoğdu, partiden istifa etti.
Parti kaynaklarından alınan bilgiye göre, Erdoğdu ve YDK üyesi Tuba Torun Erdoğdu, CHP'den istifalarını Genel Merkeze sundu.
Aykut Erdoğdu ile eşi Tuba Torun Erdoğdu'nun kendileri üzerinden CHP'nin yıpratılmaması amacıyla bu kararı aldıklarını belirttiği öğrenildi.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Milletvekili Erdoğdu'nun eski eşiyle yaptığı bir telefon görüşmesinin kayıtları sosyal medyaya yansımıştı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MYK toplantısı sonrasında konuyla ilgili soruya, "Sayın Erdoğdu'nun kendisi ve partimiz açısından en doğru kararı vereceğine inanıyoruz." yanıtını vermişti.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısı başladı
İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2022'nin ikinci altı ayında asgari ücrete yapılacak artışı belirlemek üzere toplandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'in başkanlığında, Bakanlığın Reşat Moralı Salonu'ndaki toplantıda, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol da yer alıyor.
Toplantıda, işçi kesimi adına TÜRK-İŞ, işveren kesimi adına TİSK asgari ücrette yapılacak artışa dair görüş ve önerilerini sunacak.
Mevcut asgari ücret net 4 bin 253 lira
2021'de brüt 3 bin 577 lira, net 2 bin 825 lira olarak uygulanan asgari ücret yüzde 50'lik artışla 2022 yılı için brüt 5 bin 4 lira, net 4 bin 253 lira olarak belirlenmişti.
Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 5 bin 879 lira 70 kuruş düzeyinde. Bunun 5 bin 4 lirasını brüt asgari ücret, 775 lira 62 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 100 lira 8 kuruşunu ise işveren işsizlik sigorta fonu kalemi oluşturuyor.
Adalet Bakanı Bozdağ: Finlandiya'da ve İsveç'te dosyalar bekliyor
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunca (TİHEK) The Ankara Hotel'de düzenlenen "İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesinde Ulusal İnsan Hakları Kurumlarının Güçlenen Rolleri Uluslararası Zirvesi"nin ardından, İspanya'nın başkenti Madrid'de Türkiye, Finlandiya ve İsveç arasında imzalanan "Üçlü Muhtıra"ya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bozdağ, "Finlandiya'da 6 PKK'lı, 6 FETÖ'cü, İsveç'te 10 FETÖ'cü, 11 PKK'lının dosyaları bekliyor. Mutabakattan sonra bunların iadesi hususunu yeniden yazacağız ve hatırlatacağız." dedi.
Akşener: "(NATO Mutabakatı) ülkemizin çıkarlarıyla bağdaşmayan bir taviz"
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Türkiye, Finlandiya ve İsveç arasında imzalanan mutabakatı eleştirdi.
Akşener, "İktidarın, İsveç ve Finlandiya nezdinde herhangi bir somut gelişme olmaksızın attığı bu imza, maalesef ülkemizin çıkarlarıyla bağdaşmayan bir tavizdir" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da dünkü TBMM oturumunda iktidarın dış politikada, söylemlerine uygun hareket etmediğini söyledi.
Altay, "Aylarca Türkiye'ye, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusunda içeride hamaset çekip sonra Madrid'e gidip Biden ile yüz yüze gelince buna 'evet' denilmesini çok sağlıklı bulmuyoruz. Eğer bir anlaşma yapılmışsa Sayın Kurtulmuş gelsin, bizce mahsuru yok, Meclis'i bilgilendirsin. Ne söz alındı, ne taahhütte bulunuldu? Bilmiyoruz. Aylarca efelenildi, Madrid'de bir anda kuzu kesildi." ifadelerini kullandı.
Ekonomik güven endeksi haziranda aylık bazda yüzde 3,3 azaldı
Ekonomik güven endeksi haziranda aylık bazda yüzde 3,3 gerileyerek 93,6 değerini aldı.
Türkiye İstatistik Kurumu, haziran ayına ilişkin ekonomik güven endeksi verilerini açıkladı.Buna göre, endeks mayısta 96,7 iken haziranda yüzde 3,3 azalarak 93,6 değerine düştü. Tüketici güven endeksi haziranda aylık bazda yüzde 6,2 azalarak 63,4 oldu.
Aynı dönemde reel kesim güven endeksi yüzde 2,2 azalışla 104,6'ya düştü. Hizmet sektörü güven endeksi yüzde 1,7 düşerek 119,6'ya, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 2,3 azalarak 118,7'ye gerilerken inşaat sektörü güven endeksi yüzde 1,7 artışla 83'e yükseldi.
20 bin öğretmen ataması için ön başvurular 18-26 Temmuz'da
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, yazılı açıklamasında, atama müjdesinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından verilmesinin ardından bugün itibarıyla takvimin ilan edildiğini, başvuruların bayram sonrası alınacağını bildirdi.
Sözleşmeli 20 bin öğretmen atama takvimine göre adayların ön başvuru ve sözlü sınav merkezi tercihlerinin 18-26 Temmuz 2022'de alınacağını belirten Özer, 29 Temmuz'da adayların sözlü sınava alınacakları sınav merkezlerinin ilan edileceğini duyurdu.
Bakan Özer, atama takvimine ilişkin şu bilgileri paylaştı:
"Sözlü sınavlar, 1-13 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilecek, sonuçlar ise 16 Ağustos 2022'de açıklanacak. 17-18 Ağustos 2022 tarihleri arasında sözlü sınav sonuçlarına itirazlar alınacak ve bu itirazlar, 22 Ağustos sonuçlandırılacak. Atama tercihleri, 27-31 Ağustos tarihleri arasında alınacak. Atama sonuçları ise 1 Eylül 2022'de açıklanacak."
Öte yandan, 20 bin öğretmen atama işleminde 2021 KPSS puanı ile başvuru alınacak.
NATO-Türkiye-İsveç-Finlandiya dörtlü görüşmesi başladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, İsveç Başbakanı Magdelena Andersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in katıldığı dörtlü görüşme başladı.
Madrid'de NATO Zirvesinin yapıldığı IFEMA Kongre Merkezi'ndeki dörtlü görüşmeye, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Niinistö, İsveç Başbakanı Andersson ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg katılıyor.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'in ev sahipliğindeki görüşme, basına kapalı yapılıyor.
TÜRK-İŞ: Açlık sınırı 6 bin 391, yoksulluk sınırı 20 bin 818 TL'ye yükseldi
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (Türk-İş), 2022 Haziran’a ilişkin açlık ve yoksulluk sınırı verilerine göre Türkiye'de açlık sınırı açlık sınırı 6.391 TL, yoksulluk sınırı ise 20, 818 TL'ye yükseldi.
TÜRK-İŞ Araştırmasının 2022 Haziran ayı sonucuna göre;
- Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 6.391,17 TL’ye, Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 20.818,14 TL’ye, Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 8.313,12 TL’ye yükseldi.
Rapora göre dört kişilik bir ailenin açlık ve yoksulluk sınırı (TL/Ay)
Aralık 2021 | Haziran 2021 | Mayıs 2022 | Haziran 2022 | |
Yetişkin Erkek Gıda Harcaması | 1.249,34 | 890,35 | 1.810,22 | 1.920,33 |
Yetişkin Kadın Gıda Harcaması | 960,83 | 702,09 | 1.453,71 | 1.541,57 |
15–19 Yaş Grubu Çocuk Gıda Harcaması | 1.232,46 | 874,84 | 1.787,72 | 1.897,83 |
4–6 Yaş Grubu Çocuk Gıda Harcaması | 655,22 | 473,99 | 966,20 | 1031,43 |
Açlık Sınırı | 4.097,85 | 2.941,27 | 6.017,85 | 6.391,17 |
Yoksulluk Sınırı | 13.348,00 | 9.580,68 | 19.602,14 | 20.818,14 |
Biden ile görüşen Erdoğan: "Bu ara, en önemli görüşmemiz, F-16 meselesiydi. Bu hala masada. Orada da yine bir oyalama taktiği gidiyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İspanya'da düzenlenecek NATO Zirvesi öncesi düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelikleriyle ilgili devam eden görüşmeler hakkında "İsveç ve Finlandiya, NATO'ya üye olacaklarsa ittifakın 70 yıllık mensubu Türkiye'nin güvenlik endişelerini dikkate almak zorundalar." dedi.
Erdoğan'ın basın toplantısında yaptığı konuşmadan öne çıkan ifadeler şöyle:
"Beklemekten öte, biz NATO'nun 70 yıllık üyesiyiz. Türkiye, rastgele NATO'ya katılmış bir ülke değil. Bu sabah, Sayın Biden ile de bir görüşme yaptık. Tekrar bir araya gelme arzusunu ifade etti. Biz de olabilir dedik. Biz 4'lü görüşmeyi, tekrar yapacağız. Burada Finlandiya Cumhurbaşkanı, öbür taraftan İsveç Başbakanı, bu görüşmeleri yapıp, hangi noktaya geldiklerini göreceğiz. Biz netice istiyoruz. Artık biz orta sahada top çevirmekten bıktır. Bunlar hep laf üretiyorlar, aynı günün akşamı İsveç devlet televizyonunda bakıyorsunuz bu terörist başlarından birisi çıkıp söyleşi yapıyor. Burda da bize veriyor veriştiriyor. Öbür tarafta ne diyor İsveç yöneticileri, bunları terörist olarak kabul etmiyoruz diyorlar, öbür taraftan sokaklarda gösteri yapıyorlar. Sadece İsveç mi, aynı şey Almanya'da, Hollanda'da Yunanistan'da yoğun bir şekilde bunlar devam ediyor. Bakıyorsunuz 9 tane Amerikan üssü Yunanistan'da kuruluyor. Peki bunu niye kurdunuz? İşinizi gücünüz S400, S400. Bunları da sayın Biden ile yapacağımız görüşmede dile getireceğiz. Biz Danimarka, Norveç'te hep bunları yaşadık. Her türlü saldırıya uğradık ve bunlardan en ufak bir tavır görmedik."
"İsveç ve Finlandiya, NATO'ya üye olacaklarsa ittifakın 70 yıllık mensubu Türkiye'nin güvenlik endişelerini dikkate almak zorundalar."
Bu ara, en önemli görüşmemiz, F-16 meselesiydi. Bu hala masada. Orada da yine bir oyalama taktiği gidiyor. Geçenlerde Yunanistan Başbakanı, devetlimdi, Kendisiyle İstanbul'da bir yemekle sohbetimiz oldu. Bundan böyle artık biz görüşmelerimizi bire bir yapalım, aramıza üçüncü kişileri sokmayalım diye anlaştık. Aradan 3 hafta geçti, Amerika'ya gitti ve yaptığı konuşmada saldırdığı yer yine Türkiye oldu. Artık biz bunların ne olduğunu kim olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bize karşı 15 Temmuz darbe girişimini yapan terör örgütünün en önemli sığınağı neresi oldu? Yunanistan oldu. Türkiye'den kaçanlar hep nereyi tercih ettiler? Yunanistan'ı tercih ettiler.
İkili bir görüşmeyi benim Miçotakis ile yapmam mümkün değil. Sizler bizi iyi takip etmiyorsunuz. Bizim Yunanistan ile olmamız gereken neyimiz vardı? Konsey toplantımız vardı, ne dedim? Biz bunu kaldırdık. Artık toplantı yapılması mümkün değil. Şimdi bunu bitirmiş bir lider, orada Miçotaskis'in talebine olur diyelim mi? Hayır. Kendilerine çeki düzen vermeleri halinde, yol haritamızı çizeriz.
Burada en önemli güç neresi? Türkiye. Türkiye gibi bir gücü NATO kaybetmeyi göze alabilir mi? NATO içinde Türkiye, ilk 5'in içinde yer alan bir ülke her yönüyle. Bu gücünü NATO için kullanmıştır hiç taviz vermeden. Bundan sonraki süreçte de bu yürüyüşümüzü aynı şekilde devam ettirme kararlılığındayız. Bugün yine zirvede bugüne kadar yapılanlara karşı, bu 5'inci madde gündeme getirilmek suretiyle, siz terörle mücadelede, binlerce tır silah araç gereç, Türkiye'deki bu teröristlere bunlar verildiği halde acaba NATO burada ne yaptı? En ufak bir müdahale yaptı mı? Amerika NATO'nun bir numaralı ülkesi. Tırlar dolusu silahlar Amerika'dan geldi.
Bahçeli: Erdoğan’ın adaylığı meşrudur, yasaldır
Partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, “Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığı meşrudur, yasaldır ve anayasaldır.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın anayasaya göre üçüncü kez aday olup olamayacağı konusunu gündemde zaman zaman tartışılıyor. Bu tartışmalara değinen Bahçeli, Erdoğan'ın adaylığı ile ilgili "yasaldır ve anayasaldır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde seçimlere aday olduğunu açıklamıştı.
Bahçeli, Meclis'te yaptığı konuşmada konuyla ilgili şunları söyledi:
Cumhur ittifakının önü açıktır. Zillet İttifakı'nın önü kapalıdır. Cumhur İttifakı'nın iktidar yürüyüşünü durdurmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Zillet İttifakı'nın sabıkalı ortakları fazla heyecan yapmasınlar, boş hayallere kapanmasınlar. Mahcup hale düşecekleri günler yakındır. Eğer seçim 18 Haziran 2023'te yapılırsa, bugünden itibaren 356 gün kalmıştır. 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan seçimlerinin üzerinden geçen yaklaşık 4 yıllık zaman dilimi kimin millet ve vatan sevdalısı olduğunu iyice tescillemiştir. Cumhurbaşkanımızın hiçbir sisli ve şüphe çeken yanı olmayan, mutlak adaylığı üzerinde 'ya tutarsa' diye polemik yapan zillet faillerine diyorum ki yenilen pehlivan güneşe doymazmış ama sizi doyuracağız, minderden kaçmaya fırsat bile bulamayacaksınız. Sayın Erdoğan'ın adaylığı meşrudur, yasaldır ve anayasaldır. Hevesler beyhude, çabalar boşunadır. 2023'te sayın Cumhurbaşkanımız tekrardan ve yeniden cumhurbaşkanı seçilecektir. Türkiye'nin geleceğini Cumhur İttifakı inşa edecektir.
"Sayın Kılıçdaroğlu'nun Türk Ocakları'nın sempozyumunda ne işi var. Benim sözüm Türk Ocakları'nın 3-5 yöneticisinedir. Ya bunu nasıl yaptınız? Nasıl böyle bir hatanın faili oldunuz? Bu gaflete nasıl kapıldınız? Kılıçdaroğlu'nun 'din halkın afyonudur' diyen, üstelik İslam dünyasıyla ilgili sempozyumda Karl Marx'tan alıntı yaparak salonda hazır bulunanlara hitap etmesine nasıl katlandınız?
Ümit Özdağ'ın Hatay'a giriş yasağı kaldırıldı
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Hatay Valiliği'nin kendisi hakkında aldığı kente giriş yasağı kararını kaldırdığını duyurdu.
Hatay sınırına ‘temsili mayın’ döşemek isteyen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın kente girişine izin verilmedi. Ümit Özdağ, Valiliğin, kendisi dışında Zafer Partililerin de kente girmesini engellediğini söyledi.
Kente giriş için bekleyen Özdağ'a çok sayıda partiden destek açıklaması geldi. Akşam saatlerinde kişisel sosyal medya hesabından açıklama yapan Özdağ, yasağın kaldırıldığını duyurdu.
Özdağ sosyal medya paylaşımında şu ifadeleri kullandı: "Büyük Türk Milleti, Bugün #Hatay Valisi, Anayasa'ya aykırı ve hukuksuz bir şekilde aldığı, Zafer Partisi'nin Hatay'a girişinin engellenmesi kararından, sizlerin ve demokrasiye inanarak bize destek veren herkesin iradesi karşısında geri adım attı. İşte bu #TürkiyeninZaferi"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, NATO'da İsveç ve Finlandiyalı muhataplarıyla görüştü
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya üyelik başvuruları hakkında iki ülkenin yetkilileriyle Brüksel'deki NATO karargahında bir araya geldi.
NATO'dan yapılan açıklamaya göre, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in Özel Ofisinin Direktörü Stian Jenssen'in başkanlığındaki toplantıya, Kalın'ın yanı sıra Finlandiya Cumhurbaşkanlığı Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Direktörü Petri Hakkarainen ile İsveç Başbakanlığı Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Konseyinden sorumlu Devlet Sekreteri Oscar Stenström katıldı.
Stoltenberg'in davetiyle yapılan toplantıda, Finlandiya ve İsveç'in üyelik başvurularında ilerleme sağlayabilmek için Türkiye'nin güvenlik endişelerine odaklanıldığı belirtildi.
Daha önce de bu konuda görüşmeler yapıldığı ifade edilen açıklamada, yarın NATO Zirvesinin başlayacağı İspanya'nın başkenti Madrid'de görüşmelerin devam edeceği, Stoltenberg'in zirvenin başlamasından önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç Başbakanı Magdalena Andersson ve Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö'yü ağırlayacağı bildirildi.
BDDK Başkanı: "Karar, dövizin gerçekten ihtiyaç olan alanlarda kullanılmasına ve ve enflasyonun kontrol altına alınmasına da olumlu katkı sağlayacağını değerlendiriyorum"
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, kredi kullanımına ilişkin alınan ve ekonomistlerin 'sermaye kısıtlaması' olarak nitelediği kararı "kaynakların daha verimli kullanılarak kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasını amaçladığını" söyledi.
Anadolu Ajansı'na konuşan Mehmet Ali Akben şunları söyledi:
"Cuma günü Kurulumuzun aldığı karar, finansal istikrarın güçlendirilmesi ve kaynakların daha verimli kullanılarak kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasını ve kredilerin amacına uygun bir şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla alınmış bir makroihtiyati tedbirdir. Bu kararın aynı zamanda, dövizin gerçekten ihtiyaç olan alanlarda kullanılmasına ve enflasyonun kontrol altına alınmasına da olumlu katkı sağlayacağını değerlendiriyorum.
Söz konusu karar alınırken ekonomi yönetiminden sorumlu ilgili diğer kurumlar ile de eşgüdüm ve koordinasyon içinde olacak şekilde gerekli analiz çalışmaları gerçekleştirilmiş ve kapsam dahiline girecek şirketlerin herhangi bir nakit akışı sıkıntısına uğramalarının önüne geçilmesi hususuna özellikle dikkate edilmiştir."
"Şirketlerin YP varlıklarına ilişkin herhangi bir sınırlama ya da müdahale söz konusu değildir"
BDDK Başkanı Akben, söz konusu karar kapsamına gerçek kişiler ile şirket ortaklarının girmediğinin altını çizerek, "Bu 3 şartın birden sağlanması nedeniyle kredi kullandırımına ilişkin bir sınırlamaya tabi olunsa bile, ilgili mevzuat uyarınca, şirketin YP kredi kullanmasına yönelik bir sınırlama bulunması durumunda, bu şirketlere 3 aylık YP net açık pozisyonları kadar TL kredi kullandırılmasına imkan tanınmıştır." ifadelerini kullandı.
Karar tarihinden önce bankalarca müşterilere tahsis edilmiş limitler doğrultusunda kullandırılacak rotatif nitelikli krediler ile KMH, kurumsal kredi kartları ve gecelik krediler için mevcut limit boşlukları çerçevesinde gerçekleşecek aylık bakiye artışları ile sınırlı olmak üzere gerekli kolaylığın sağlandığına işaret eden Akben, bahse konu kurul kararı kapsamına giren şirketler bakımından sadece TL kredilere erişim sınırlaması getirildiğini vurguladı.
Akben, "Bu kapsama girecek şirketlerin YP varlıklarına ilişkin herhangi bir sınırlama ya da müdahale söz konusu değildir. Ayrıca, söz konusu kurul kararı yalnızca TL cinsinden nakdi kredilere yönelik olup YP cinsinden kullandırılacak ticari krediler bu kapsama girmemektedir. Bu kararın, yüksek düzeyde YP nakdi varlık tutan şirketlerin TL kredi kullanımını sınırlandırarak, kredi kaynaklarının daha verimli ve üretken alanlarda kullanılması suretiyle kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasına ve finansal istikrarın güçlendirilmesine katkıda bulunması öngörülmektedir." diyerek sözlerini tamamladı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Erzincan'da çevre kirliliğine neden olan altın madeni işletmesinin faaliyetini durdurdu
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın Twitter hesabından yapılan açıklamada "Erzincan İliç’te boru hatlarındaki arıza nedeniyle çevre kirliliğine neden olan altın madeninin faaliyetini DURDURUYORUZ! İlave çevresel iyileştirme çalışmalarının tamamlandığı Bakanlığımız Denetim ekiplerince tespit edilene kadar tesisin çalışmasına İZİN VERİLMEYECEK." denildi.
İliç’te Kanadalı bir şirketle Çalık Holding’in ortaklığında işletilen altın madeninde siyanürü taşıyan borunun patladığı tespit edilmişti. Miyanürlü suyun Fırat Nehri üzerinde kurulu İliç Barajı’na karıştığı belirtilmişti.
İşletmenin solüsyon boru hatlarında geçen hafta salı günü yaşanan arıza neticesinde meydana gelen Çevre Kanunu'na istinaden Bakanlığa bağlı Çevre Denetim Ekipleri bölgeye sevk edilmiş ve “en üst sınır” olan 16 milyon 441 bin Türk Lirası idari para cezası uygulanmıştı.
Gerekli adli soruşturmanın yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığı'na da suç duyurusunda bulunulmuştu.
Suçlamaların odağındaki Anagold Madencilik, döküntünün içerisindeki toplam siyanür miktarının 8 kg olduğunu ve hemen temizlendiğini savunmuştu.
Hatay sınırına temsili mayın döşemek isteyen Ümit Özdağ'a izin verilmedi
Twitter'dan açıklama yapan Özdağ "Zafer Partisi'nin #Hatay'a girişini engelleyen Hatay Valisi, Anayasal suç işliyor ve Anayasa'yı ihlalden yargılanacak! Bu kanunsuz emir kaldırılana kadar buradayız! Zafer Partisi'ne uygulanan yasak yarın diğer partilere de yapılacaktır. Her siyasi parti buna tepki göstermelidir!" dedi.
Hatay Valiliği'nden açıklama
Hatay Valiliği, kanunların verdiği yetkiler çerçevesinde kamu düzeninin ve asayişin sağlanabilmesi amacıyla gerekli önlemleri aldıklarını duyurdu.
Valiliğin resmi Twitter hesabından yapılan paylaşımda, şu ifadelere yer verildi:
"Hatay sınırına mayın döşeyeceğini iki gündür ilan eden, yabancı düşmanlığı ile her kesimden insanın bir arada yaşadığı, kardeşliğin ve hoşgörünün sembolü kadim şehir Hatay'ımızın sosyal dinamiklerine mayın döşeyeceğini söyleyerek, kışkırtıcı bir üslupla ilimize gelen tüm grup ve kişilerin telafisi mümkün olmayan olaylara sebebiyet verilmemesi adına kanunların verdiği yetkiler çerçevesinde kamu düzeninin ve asayişin sağlanabilmesi, huzurun temin edilebilmesi amacıyla valiliğimizce gerekli önlemler alınmıştır."
Kılıçdaroğlu, "Günümüz İslam Dünyasında Meseleler ve Çözüm Yolları-2" Sempozyumu'nda konuştu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizler, İslam'ın temel değerlerini savunuyormuş gibi görünerek, zenginliği, kayırmacılığı, özgürlüğü, denetimsizliği kendisine bahşeden, gerçek bağlamından kopartılarak sunulan 'sabır ve şükür' tavsiyeleriyle de milyonlara yoksulluğu, dışlanmayı, baskıyı reva gören anlayışlara karşı ödünsüz bir şekilde adaleti savunmalıyız." dedi.
"Elbette filozof olan, bilim insanı olan sizlersiniz ancak bu cümleyi, geniş yorumuna atfen şunu söylemeliyim: Sizlerle birlikte biz siyasetçilerin de öncelikli görevi ülkesini ve dünyayı daha iyiye ve daha güzele doğru değiştirmektir." diyen Kılıçdaroğlu, bir sorunun teşhisi ve nedenlerini bilmenin önemli olduğunu ancak sorunun nasıl çözüleceğine ilişkin önermelerde bulunmanın, sorunun teşhis ve nedenlerini tespit etmek kadar önemli olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, günümüz İslam dünyasının sorunlarının bilinmesi ve tartışılması hatta gerçeklikle yüzleşilebilmesi gerektiğini dile getirdi.
Kur'an-ı Kerim'in Bakara Suresi 44. ayetinde Yahudi din adamlarına hitaben, "Siz insanlara gerçek iyilik, erdem ve dindarlığı tavsiye ederken, kendinizi unutuyor, bundan muaf olduğunuzu sanıyorsunuz. Öyle mi?" diye seslendiğini, ayet-i kerimenin "Aklınızı kullanmıyor musunuz?" sorusuyla sona erdiğini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Burada hitap Yahudi din adamlarına yöneliktir ancak muhatabı, tüm din adamları, tüm yönetici kadrolar, aslında tüm insanlıktır. Ayet-i kerimeye atfen İslam'ın temel değerlerini tüm insanlığa aktarmakla görevli olanlarla, bu konuda sorumluluk üstlenenlerin de hangi gerekçeyle olursa olsun kendilerini İslam'ın temel değerlerinden azade kılma hakları yoktur. Dolayısıyla siz değerli ilahiyatçıların, bilim insanlarının İslam dünyasının güncel sorunlarının çözümüne ilişkin önlemlerini, itirazlarını çok daha yüksek sesle dile getirmesi, toplumsal barışımızın tesisi açısından bir zorunluluktur. İslam, hangi gerekçeyle olursa olsun adaletsizliğe, eşitsizliğe izin vermez. İslam, hangi gerekçeyle olursa olsun kayırmacılığa, denetimsizliğe, otoriterliğe izin vermez. Bu bağlamda İslam, hangi sistemle yönetildiğimizle değil, nasıl yönetildiğimizle ilgilidir ve doğrudan nasıl yönetilmemiz gerektiğinin yanıtını da kendi verir. İslam açısından kriter, adaletle yönetilip yönetilmediğimizdir. İslam, tüm insanlığa adalet penceresinden bakar ve adalet penceresinden bakmamız gerektiğini bir şart olarak önümüze koyar. "
İslam'ın adalet kavramını sadece hukuk nosyonu olarak da ele almadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "İslam bizden, yaşamın her alanında ve herkes için geçerli olacak şekilde adaleti tesis etmemizi ve sürekli kılmamızı ister. İslam'a göre, herkes için ve her alanda tesis edilmemiş adalete, adalet denilemez. İslam'ın öngördüğü adalette, 'ama, fakat, ancak' ile başlayan ve adaleti ve adalet arayışını daraltan, erteleyen veya ertelettiren, adaletin gücünü ve etkisini azaltan cümlelere, bahane ve gerekçelere yer yoktur. Bu nedenle bizler, İslam'ın temel değerlerini savunuyormuş gibi görünerek, zenginliği, kayırmacılığı, özgürlüğü, denetimsizliği kendisine bahşeden, gerçek bağlamından kopartılarak sunulan 'sabır ve şükür' tavsiyeleriyle de milyonlara yoksulluğu, dışlanmayı, baskıyı reva gören anlayışlara karşı ödünsüz bir şekilde adaleti savunmalıyız." diye konuştu.
"İslam, adaleti ve adaletin çevresinde dönenleri tesis edenlerden yanadır"
Konfüçyüs'ün olduğuna inanılan, "Adalet, kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner." sözüne atfen, bir ülkede adalet varsa onun etrafında hukukun üstünlüğü, denetlenebilirlik, hesap verebilirlik, can ve mal güvenliği, şeffaflık, eşitlik, kadın-erkek eşitliği, çocuğun üstün yararı, liyakat, özgürlük, sosyal devlet, hakça bölüşüm, emeğin üstünlüğü, nitelikli ve kaliteli eğitim, insan ve doğa haklarının olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bir ülkede adalet yoksa adaletsizliğin çevresinde nepotizm, kayırmacılık, eşitsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, liyakatsizlik, denetimsizlik, kültürel ve sosyal yozlaşma, toplumsal huzursuzluk, çarpık kentleşme, niteliksiz eğitim ve bağımlı yargı bulunduğunu savundu.
"Biliyor ve inanıyoruz ki İslam, adaleti ve adaletin çevresinde dönenleri tesis edenlerden yanadır." ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"İçinde bulunduğumuz bu çağda, Müslüman olmanın neyi ifade ettiği, nasıl bir Müslüman kimliğine sahip olmamız gerektiği konusunda, aklımızı kullanarak en geniş mutabakatı sağlamalıyız. Bu mutabakatı da dışarıdan bir dayatmayla değil bizzat kendimiz, İslam ülkelerinin içinde bulunduğu durumla, soğukkanlı bir biçimde yüzleşerek gerçekleştirebiliriz. Sadece, bireysel olarak değil ülkemizde ve içinde bulunduğumuz coğrafyada, etik ilke ve değerlere dayalı bir düzen hedefiyle yol yürümeliyiz. Dünyadaki çatışma alanlarının yaklaşık yüzde 60'ını Müslüman ülkeler oluştururken ve her gün binlerce Müslüman bizzat Müslümanlar tarafından öldürülüyorken kafamızı kuma gömemeyiz. Ülkemiz özelinde dahi gelir dağılımı eşitsizliği gün be gün artıyorsa, buna seyirci kalamayız. Temel İslami ibadetlerini yerine getiriyor ya da getiriyor görünürken, İslam'ın adalet, dürüstlük ve ahlak anlayışından uzaklaşanları gözden kaçırmamalıyız."
Konuşmacı listesinde hiç kadın akademisyen ve araştırmacı görmediğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Oysa Türkiye ilahiyat birikiminde kadınlar vardır ve bugün de pek çok ilahiyat fakültemizde ya da üniversitelerimizin diğer fakültelerinde, sempozyumun konusu kapsamında çalışma yürüten yüzlerce kadın akademisyenimiz var. Günümüz İslam Dünyası'nın meselelerini kadınlar olmadan konuşamayız, konuşmamalıyız ve kadınlar olmadan çözüm yolları da bulamayız." diyerek sözlerini tamamladı.
Oturumda, eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Bilkent Üniversitesi'nden Prof. Dr. Sami Selçuk, Tunus'un eski Kültür Bakanı Mehdi Mabrouk, Fas'ın eski Kraliyet Sözcüsü Hassan Aourid, Rusya Müslümanları Dini İdaresi Birinci Başkan Yardımcısı Damir Mukhetdinov da konuşmacı olarak yer alıyor.
CHP'li 11 büyükşehir belediyesinin AK Parti grup başkanvekillerinden ortak açıklama
CHP'li 11 büyükşehir belediyesinin AK Parti grup başkanvekilleri, belediye yönetimlerinin "engelleniyoruz" yönündeki söylemleriyle ilgili ortak açıklama yaptı.
İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Aydın, Eskişehir, Mersin, Muğla, Tekirdağ, Hatay büyükşehir belediye meclislerinin AK Parti grup başkanvekilleri, AK Parti Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.
Toplantının ortak açıklamasını Esenler Belediye Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Tevfik Göksu okudu.
CHP'li 11 büyükşehir belediye başkanının, seçilmelerinin dördüncü yılına girmelerine rağmen kamuoyunun karşısına icraatları ve projeleri ile çıkmak yerine, "mazeret ve acziyet deklarasyonları" yayınladıklarını öne süren Göksu, başkanların bildirilerinin, ortak başarısızlıklarına mazeret üretme ve engellendikleri yalanı etrafında kendilerine konfor alanı inşa etme gayretinden başka bir anlamının olmadığını söyledi.
Tevfik Göksu, "Siyasi anlayışımız gereği 'hayra motor, şerre fren' olma prensibi çerçevesinde, hemşehrilerimizin menfaatine olacak her türlü projeye destek vermeye daima hazır olduğumuzu milletimizin bilmesini istiyoruz. Şehirlerimizin ve hemşerilerimizin menfaatlerini tüm siyasi mülahazaların üzerinde tuttuk ve tutmaya devam ediyoruz. Buna meclis zabıtları da şahittir." diye konuştu.
İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclislerinde alınan kararlara dair verileri paylaşan Göksu, İstanbul Büyükşehir Meclisine gelen 4 bin 64 dosyanın, 3 bin 955'ine olumlu oy kullandıklarını söyledi.
"Amirallerin Montrö bildirisi" davasında sanıklar hakkındaki adli kontrol kararları kaldırıldı
Kamuoyunda "amirallerin Montrö bildirisi" olarak bilinen açıklamada imzası bulunan 103 emekli amiral hakkında "devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma" suçundan 12'şer yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davada mahkeme, esasa ilişkin mütalaasını açıklaması için dosyayı savcılığa gönderdi.

Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Mahkeme Başkanı, Milli Savunma Bakanlığının, davaya müdahil olma talepli dilekçesini dosyaya yeniden sunduğunu bildirdi.
Daha önceki celselerde ifadesi alınmayan bazı sanıkların talimatla beyanlarının alındığını bildiren Başkan, avukatlara söz verdi.
Sanık avukatı Hüseyin Ersöz, amirallerin WhatsApp grubundaki yazışmalarının ortak suç işleme kastıyla yapılmadığını savunarak, WhatsApp grubunda bulunup sanık olmayan herkesin tanık olarak dinlenmesini talep etti.
Diğer avukatlar da müvekkillerinin, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne ilişkin gündemdeki tartışmalar nedeniyle görüşlerini kamuoyuyla paylaşmak için dava konusu bildiriyi yayımladıklarını belirterek, bu eylemin, fikir ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savundu.
Savcının görüşünün ardından ara kararını açıklayan Mahkeme, tüm sanıkların duruşmalardan vareste tutulmasına ve haklarındaki adli kontrol kararlarının kaldırılmasına hükmetti.
Milli Savunma Bakanlığının davaya müdahillik talebine ilişkin önceki celselerde ret kararı verildiğini hatırlatan mahkeme, avukatların tanık dinlenmesi yönündeki taleplerini de reddetti.
Mahkeme, dosyanın mütalaa aşamasına geldiğine ve gelecek celse esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dosyanın Cumhuriyet savcısına verilmesine hükmetti.
Duruşmaya 19 Eylül'de devam edilecek.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 4 Nisan 2021'de bazı emekli amirallerin yayımladığı "Montrö bildirisi"ne ilişkin soruşturma başlatmış, 6 Aralık 2021'de 103 emekli amiral hakkında "devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma" suçundan 3'er yıldan 12'şer yıla kadar hapis cezası talebiyle iddianame düzenlemişti.
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada tüm sanıklar, tutuksuz olarak yargılanıyor. (AA)
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'ndan (TİSK) asgari ücret açıklaması
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'ndan (TİSK) asgari ücrete dair yapılacak olası bir toplantıda işveren tarafını temsilen mutlaka masada olacaklarını belirterek, "Toplam fayda odaklı çalışmalarımız ile görüşlerimizi paylaşacağız." değerlendirmesinde bulundu.
TİSK Yönetim Kurulu adına yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin de tüm dünya gibi olağanüstü ekonomik şartların küresel boyutta yaşandığı bir dönemden geçtiği vurgulanarak, artan emtia fiyatları, enerji ve taşıma maliyetlerinin yanı sıra Rusya-Ukrayna krizi gibi küresel sorunlar ve yüksek belirsizlik ortamının birçok sektörü olumsuz etkilemeye devam ettiği ifade edildi.
Açıklamada, asgari ücrette yapılacak değerlendirmelerde bu belirsizlik ortamının göz önünde bulundurulmasının kritik öneme sahip olduğunun altı çizilerek, şunlar kaydedildi:
"TİSK olarak, birinci önceliğimiz her zaman ülkemizin ve çalışma arkadaşlarımızın sürdürülebilir refahı oldu. Diğer yandan, böyle bir ortamda işletmelerimizi ve üreticilerimizi ayakta tutmanın, üretimin devamlılığını sağlamanın da büyük önem taşıdığını biliyoruz. İşletmelerimizin karşılaştığı risk ve fırsatların birlikte değerlendirilmesini istiyoruz. Bir kez daha belirtmek isteriz ki, bizim için tüm çalışma arkadaşlarımızla birlikte büyüyebilmek esas. Çalışma arkadaşlarımızın hayat kalitesini kalıcı şekilde artıracak ve büyük-küçük bütün işletmelerimize değer katacak her türlü kararın destekçisiyiz. Tüm taraflara çözüm olacak formüller için iş birliğine açığız. İşverenler olarak her zaman tüm sorumluluklarını tam ve eksiksiz olarak yerine getirmenin bilinci içinde davrandık. Elimizi taşın altına koymaktan hiçbir zaman kaçınmadık. Bugüne kadar olduğu gibi bu süreçte de devletimizin yanında olduğumuzun altını bir kez daha çizeriz. Bu vesile ile asgari ücretin değerlendirilmesine dair yapılacak olası bir toplantıda işveren tarafını temsilen mutlaka masada olacağımızı ve toplam fayda odaklı çalışmalarımız ile olası bir değerlendirmeye olumlu yaklaşacağımızı ifade etmek isteriz."
Mayıs ayında 112 bin 709 yeni araç trafiğe çıktı
Trafiğe mayısta 112 bin 709 aracın kaydı yapıldı, 2 bin 617 aracın trafikten kaydı silindi. Böylece trafikteki toplam araç sayısı 110 bin 92 arttı.
Türkiye İstatistik Kurumu, mayıs ayına ilişkin motorlu kara taşıtları istatistiklerini açıkladı.
Buna göre, mayısta trafiğe kaydı gerçekleştirilen taşıt sayısı geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 46,6 artarak 112 bin 709'a yükseldi. Söz konusu dönemde kaydı silinen taşıt sayısı da yüzde 25,9 artışla 2 bin 617'ye çıktı. Böylece trafikteki toplam taşıt sayısı mayısta 110 bin 92 artış kaydetti.
Söz konusu ayda trafiğe kaydı yapılan taşıtların yüzde 41,4'ünü otomobil, yüzde 40'ını motosiklet, yüzde 10,2'sini kamyonet, yüzde 5,8'ini traktör, yüzde 1,9'unu kamyon, yüzde 0,3'ünü minibüs ve otobüs, yüzde 0,1'ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Mayısta trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre yüzde 5,3 azaldı. Bu azalış otobüste yüzde 48,7, kamyonda yüzde 22,8, kamyonette yüzde 14,6 ve otomobilde yüzde 10,2 oldu. Bu dönemde trafiğe kaydı yapılan traktör sayısı yüzde 8,3, özel amaçlı taşıt sayısı yüzde 7,3, motosiklet sayısı yüzde 3,2 ve minibüs sayısı yüzde 2,2 arttı.
Trafiğe kaydı yapılan taşıtların mayısta yıllık değişimlerine bakıldığında motosiklette yüzde 109,9, minibüste yüzde 49,6, traktörde yüzde 39,6, otomobilde yüzde 21,6, kamyonette yüzde 20,9, özel amaçlı taşıtlarda yüzde 8,4 artış olurken kamyonda yüzde 2,1 ve otobüste yüzde 0,3 azalış görüldü.
Trafiğe kayıtlı araç sayısı mayıs sonu itibarıyla 25,7 milyon oldu
Trafiğe kayıtlı araç sayısı mayıs sonu itibarıyla 25 milyon 704 bin 749'a yükseldi. Trafiğe kayıtlı taşıtların yüzde 54,2'sini otomobil, yüzde 16,3'ünü kamyonet, yüzde 15'ini motosiklet, yüzde 8'ini traktör, yüzde 3,5'ini kamyon, yüzde 1,9'unu minibüs, yüzde 0,8'ini otobüs ve yüzde 0,3'ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Devri yapılan araçlar
Devri yapılan toplam 969 bin 308 taşıtın yüzde 69,4'ünün otomobil, yüzde 15,7'sinin kamyonet, yüzde 7,9'unun motosiklet, yüzde 2,9'unun traktör, yüzde 2’sinin kamyon, yüzde 1,5'inin minibüs, yüzde 0,4'ünün otobüs ve yüzde 0,2'sinin özel amaçlı taşıtlar olduğu belirlendi.
Mayısta trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 16,2'si Renault, yüzde 14,8'i Fiat, yüzde 12,8'i Volkswagen, yüzde 7,1'i Toyota, yüzde 6,2'si Hyundai, yüzde 5,1'i Dacia, yüzde 3,8'i Honda, yüzde 3,7'si Mercedes-Benz, yüzde 3,4'ü Citroen, yüzde 3,2'si Kia, yüzde 2,8'i Ford, yüzde 2,7'si Skoda, yüzde 2,7'si Audi, yüzde 2,5'i BMW, yüzde 2,4'ü Nissan, yüzde 2,1'i Opel, yüzde 1,8'i Seat, yüzde 1,7'si Peugeot, yüzde 1,3'ü Volvo, yüzde 0,5'i Cupra ve yüzde 3,2'si diğer markalardan oluştu.
Ocak-mayıs döneminde 472 bin 53 taşıtın trafiğe kaydı yapıldı
Ocak-mayıs döneminde ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı yüzde 6,1 azalarak 472 bin 53, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı da yüzde 6,3 azalarak 16 bin 60 oldu. Böylece ocak-mayıs döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında 455 bin 993 artış gerçekleşti.
Söz konusu dönemde trafiğe kaydı yapılan 224 bin 673 otomobilin yüzde 70'i benzin, yüzde 16,8'i dizel, yüzde 10,7'si elektrikli veya hibrit, yüzde 2,5'i LPG yakıtlılardan oluştu.
Mayıs sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 13 milyon 928 bin 842 otomobilin yüzde 37,3'ü dizel, yüzde 35,5'i LPG, yüzde 26,1'i benzin yakıtlı, yüzde 0,8'i elektrikli veya hibrit yakıtlılardan oluşurken yakıt türü bilinmeyen otomobillerin oranı yüzde 0,3 olarak kayda geçti.
Bu dönemde trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 33,9'unun 1300 ve altı, yüzde 27,1'inin 1401-1500, yüzde 22,8'inin 1301-1400, yüzde 8'inin 1501-1600, yüzde 6,5'inin 1601-2000, yüzde 0,7'sinin 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahip olduğu görüldü.
Trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 40,6'sı beyaz, yüzde 27,8'i gri, yüzde 11,3'ü mavi, yüzde 7,8'i kırmızı, yüzde 7,1'i siyah, yüzde 2,7'si turuncu, yüzde 1,3'ü yeşil, yüzde 0,7'si kahverengi ve yüzde 0,6'sı sarı renk oldu.
AFAD aşırı yağış nedeniyle 6 ilde 'kırmızı uyarı' verdi
İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca (AFAD), Batı Karadeniz bölgesinde "kırmızı" renkli uyarı verilen 6 ilde etkili şiddetli yağış ve sel baskınlarına karşı alınan tedbirler paylaşılarak, vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları istendi.
AFAD'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Batı Karadeniz'de halen yerel kuvvetli olarak devam eden sağanaklar etkisini artıracak ve bugün gece yarısına kadar Batı Karadeniz genelinde çok kuvvetli ve yer yer şiddetli olacak.
Yaşanabilecek olumsuzluklara karşı Türkiye Afet Müdahale Planı kapsamında bölgedeki ilgili birimler ile Meteoroloji Genel Müdürlüğünden görevlendirilen bir temsilci de AFAD Merkezi'nde çalışmalara başladı. Bartın, Bolu, Çankırı, Düzce, Karabük, Kastamonu, Samsun, Sakarya, Sinop ve Zonguldak'taki AFAD Merkezlerinde de toplantılar düzenleniyor.
Bartın'da yaşanabilecek olumsuz durumlarla mücadeleye destek vermek amacıyla Ankara, Bursa ve Eskişehir'den 10 personel, 4 araç ve 1 adet paletli kurtarma aracı görevlendirilirken, il merkezinde 4 bina, merkez Epçiler Köyü ile Kurucaşile ilçesi Dizlermezeci köyünde birer konut tahliye edildi, Hasankadı yolundaki heyelan nedeniyle yol ile 3 köprü ulaşıma kapatıldı.
Yağışlar nedeniyle İstanbul ve Afyonkarahisar'dan Düzce'ye de takviye yapılırken, buradaki çalışmalarda 7 konuttaki 34 kişi bulundukları yerlerden tahliye edildi.
Karabük il merkezinde ve ilçelerde ise yağışlardan dolayı Yenice ilçesi İsmetpaşa, Aşağıköy yol ayrımında toprak kayması sonucu kapanan yolun açılması için bölgeye iş makineleri sevk edildi.
Kastamonu ve Sinop'taki riskli bazı bölgelerde vatandaşlar bulundukları yerden tahliye edilirken, ihtiyaç halinde kullanılmak üzere de 200 kişilik KYK yurdu vatandaşlara tahsis edildi.
Zonguldak'ın Gökçebey ilçesinde yoğun yağış nedeniyle taşan Gaziler Deresi kenarındaki 25 konutta bulunan 56 kişi sosyal tesislere yerleştirildi, tahliye edilen 150 kişiye Türk Kızılay tarafından akşam yemeği dağıtıldı.
2 bin 552 personel teyakkuz halinde bekletiliyor
Bölgedeki gelişmelerin sürekli olarak takip edildiği vurgulanan açıklamada, ayrıca şunlar kaydedildi:
"Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan bilgiler doğrultusunda kırmızı uyarı verilen 6 ile destek vermek amacıyla Başkanlığımız tarafından 13 ilden (Ankara, Afyonkarahisar, Bursa, Eskişehir, İstanbul, Aksaray, Balıkesir, Samsun, Trabzon, Kayseri, Erzurum, Tokat, Sakarya) personel ve araç görevlendirmesi yapılmıştır. Kırmızı uyarı verilen Kastamonu, Sinop, Bartın, Karabük, Zonguldak ve Düzce illerinde görevlendirilen ve teyakkuz halinde bekletilen toplam 2 bin 552 personel ile 826 araç ve ekipman bulunmaktadır."
Kastamonu'da sağanak nedeniyle taşan çaylar su baskınlarına neden oldu
Kastamonu'nun İnebolu ve Bozkurt ilçelerinde sağanağın ardından taşan çaylar nedeniyle su baskınları oluştu.
İlçede gece saatlerinden bu yana etkili olan sağanak nedeniyle İnebolu Çayı taştı. Taşan çay, çevredeki kameriyelere, dinlenme alanlarına ve Üreticiden Tüketiciye Köylü Pazarı'na zarar verdi.
Taşkın nedeniyle ilçedeki bazı evlerin alt katları su altında kaldı. Belediye hoparlörlerinden anons yapılarak, vatandaşların dükkanlarını açmamaları ve çay kenarına yaklaşmamaları yönünde uyarıda bulunuldu.
Kastamonu-İnebolu kara yolu da ulaşıma kapandı. İlçeye ulaşım, Abana üzerinden sağlanıyor.
İnebolu Çayı'nın üzerinde Üreticiden Tüketiciye Köylü Pazarı mevkisi ile terminal mevkilerinde bulunan ve yayaların kullandığı demir köprüler de yıkıldı. Köprünün yıkılma anı, vatandaşlar tarafından cep telefonuyla kaydedildi.
İlçede elektrik kesintisi de yaşanıyor.
Bozkurt'ta Ezine Çayı taştı
Geçen yıl 11 Ağustos'ta sel yaşanan Bozkurt ilçesinde de Ezine Çayı'nın sağanağın ardından debisi yükseldi. Su, şehir merkezine yayılmaya başladı.
Ezine Çayı üzerinde bulunan menfez köprüler zarar gördü. Polis ve belediye ekipleri, vatandaşlara çay kenarına yaklaşmamaları ve yüksek yerlere çıkmaları konusunda uyarıda bulunuyor.
Belediye ve DSİ ekipleri bölgede çalışma yürütüyor.
BDDK kararı sonrası Türk Lirası haftaya Dolar ve Euro karşısında değerlenerek başladı
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK), cuma akşam saatlerinde elinde belirli bir orandan fazla dövizi olan bağımsız denetime tabi şirketlerin bankalardan yeni TL kredi almasını engelleyen kararı sonrası Türk Lirası'ndaki değer kazancı hafta başında da devam etti.
Serbest piyasada dolar haftaya 16,3280 liradan, euro 17,1960 liradan başladı.
Cuma günü, doların satış fiyatı 17,3700 lira, euronun satış fiyatı ise 18,3120 lira olmuştu.
Borsa İstanbul'da ise BIST 100 endeksi, haftaya yüzde 2,52 azalışla 2.489,74 puandan başladı.
Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 64,34 puan ve yüzde 2,52 değer kaybederek 2.489,74 puana geriledi.
Bankacılık endeksi yüzde 2,54 ve holding endeksi yüzde 3,30 düşüş kaydetti.
Analistler, küresel pay piyasalarında resesyon endişelerinin merkez bankalarının sıkılaştırıcı politikalarını yumuşatabileceği beklentisiyle pozitif bir seyir izlendiğini, yurt içi piyasaların ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) kredi kullanımına ilişkin kararları sonrası negatif ayrıştığını söyledi.
Küresel piyasalarda ise güçlenen resesyon endişesi varlık fiyatları üzerinde etkili olmaya devam ediyor. Başta ABD olmak üzere artan resesyon riskinin merkez bankalarının politika alanını daraltacağına yönelik beklentiler risk iştahını beslerken, para piyasalarındaki fiyatlamalarda faiz artışlarına ilişkin agresif fiyatlamalar yumuşuyor.
Öte yandan, Almanya'nın Bavyera eyaletinde yapılan G7 Liderler Zirvesi'nde liderler bir araya gelirken, ABD Başkanı Joe Biden, G7'nin Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya'dan altın ithalatını yasaklayacağını duyurdu. Buna karşın söz konusu adımın teknik gerekçelerle etkisinin düşük olacağı tahmin edilirken, altının ons fiyatı cuma günkü kapanışın yüzde 0,5 üzerinde 1.837 dolardan alıcı buluyor.
Avrupa'da artan enflasyon baskısının yanı sıra gittikçe karmaşık hale gelen enerji arz güvenliği piyasalardaki fiyatlamaları zorlaştırmaya devam ediyor.
Bölgedeki olası jeopolitik gelişmelerin piyasaların yönü üzerinde etkili olabileceği tahmin edilirken, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde'ın yapacağı açıklamalar yatırımcıların odağına yerleşti.
Bu hafta ayrıca bölgede enflasyon başta olmak yoğun veri takvimi ile ECB yetkililerinin sözle yönlendirmeleri de yakından takip edilecek.