Angolalı sanatçı Guilherme Mampuya kendine özgü tarzıyla Afrika'ya iz bırakıyor

Angolalı sanatçı Guilherme Mampuya kendine özgü tarzıyla Afrika'ya iz bırakıyor
© euronews
© euronews
By Chris BurnsDinamene Cruz
Haberi paylaşın
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Canlı Afrika renkleri, benzersiz, girift perspektifi ve Angolalı karakteriyle kendine özgü bir tarz oluşturan Guilherme Mampuya, Afrika’nın en dinamik sanatçılarından biri.

REKLAM

Angolalı sanatçı Guilherme Mampuya 20 yıl önce geride bıraktığı kurumsal hayattan uzakta, stüdyosundaki tuval üzerinde renk cümbüşü yaratıyor. Afrika ve Angola motiflerini, kendisine ilham veren Picasso ve Dubuffet gibi devlerin motifletiyle harmanlıyor. 

Canlı Afrika renkleri, benzersiz, girift perspektifi ve Angolalı karakteriyle kendine özgü bir tarz oluşturan Guilherme Mampuya, Afrika’nın en dinamik sanatçılarından biri.

2002’de hukuk müşaviri olarak kurumsal bir şirkette çalışmaya başladığını söyleyen Mampuya, "Maalesef bu kravatlı insanlarla çevrili bir ortamdı. Kötü değildi ancak bu renkli dünyayı, sergilerinin tanıtımını yapan diğer sanatçıları gördüm. İçimde böyle bir dünyanın varlığını hissettim." şeklinde konuşuyor. 

Mampuya’nın dünyası sürekli olarak genişliyor. Eserleri halihazırda galerilerde, şehirlerde ve toplantı odalarında duvarları süslüyor. Angola sanat müzesi için büyük planları var. Hatta başkent Luanda’nın yeni havaalanının kontrol kulesini dekore etmeyi ümit ediyor. Meydan okuma hevesinin sınırı yok.

Mampuya, "Batı’dan, Picasso’dan, Dali’den ama aynı zamanda atalarımızdan, kültürümüzden ve bunları da aşan deneyimlerden kendime birçok şey kattım. Hukuk fakültesinde öğrendiğim, özdenetim, araştırma ve mantık becerilerini de üzerine ekledim. Sanatıma da tüm bunları kattığımı düşünüyorum ve sanatım mantığın, ticaretin bunların hepsinin bir karışımını oluşturuyor." ifadelerini kullanıyor. 

Angola'nın yedi harikasını resmetti

Belki de bu nedenle toplantı odalarını bir kariyer olarak geride bıraksa da eserleri kurumsal dünyada yankı uyandırıyor. Mampuya’nın çalışmalarına on binlerce euro yatırım yapan sigorta şirketi Fidelidade Angola’nın kurumsal danışmanı Paulo Edra, "Guilherme Mampuya’ya şimdiden 20 milyon kwanzadan fazla yatırım yaptık. Bu onun hiç aklına gelmeyen bir şeydi. Angola’nın yedi doğa harikasını resmeden bu proje hevesli bir sanatçı olarak onu büyüledi. Ve gerçekten de bu koleksiyonu şirketimize kattık ve harikalar." diyor. 

100 metre yükseklikten Lucala Nehri’ne dökülen Calandula Şelalesi, Angola’nın bu yedi harikası arasında yer alıyor. Ve Angolalı savaşçıların Portekiz sömürge yönetimine karşı direndiği efsanevi Pedras Negras ya da Siyah Kayalar, bunlardan bir diğeri. 

Onun bir başka büyük hayranı da sanat eleştirmeni Carlos Baptista. Mampuya onun bir portresini yaptı. Baptista, Mampuya'nın sanatını şöyle yorumluyor: "Guilherme Mampuya kısaca yüksek bir entelektüel dürüstlüğün eşlik ettiği sanatsal ekletizmi temsil ediyor. Aynı zamanda bir hümanizm de görülüyor. Dünya onu seviyor. Güney Kore, Paris, Brezilya ve Portekiz’den hayranları var."

Batı ve Afrika sanat tarzlarını bir araya getirmesi Mampuya'nın başarısına katkıda bulundu: "Afrika’dan gelen o ışığı harmanladım. Bütün bu özellikleri birleştirebildim. Sanatım Dali, Picasso ve Jean Dubuffet’nin bir karışımı."

Mampuya, Angola tarihini de çalışmalarına dahil ediyor: "Sömürgecilik, kölelik ve üç taraflı ticaret… Hepsi yaşandı. Bunlara maruz kaldık. Elbette bir şeye maruz kaldığınızda ondan olumlu ya da olumsuz, her türlü etkilenirsiniz. Sevinci, barışı, umudu, güveni, mücadeleyi, yarına olan inancı ifade etmeye çalıştım."

Peki sırada ne var? Guilherme Mampuya’nın bir galerisi var ve Afrikalı sanatçıların eserleriyle bir müze oluşturma zamanının geldiğini söylüyor. 

Ve kontrol kulesini Angola sanatının bir sembolü haline getirerek Angola’nın Luanda’daki yeni havaalanına imzasını atmaması için de bir sebep yok.

Gazeteci adı • Gizem Sade

Haberi paylaşın

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Prens Harry'nin anı kitabı 'Yedek' 10 Ocak'ta piyasaya çıkıyor

Avrupa Birliği, yeni benzinli ve dizel otomobilleri 2035'te yasaklıyor