İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na 'YSK üyelerine hakaret' suçundan siyaset yasağı konulmasının ardından altı siyasi parti lideri Saraçhane'de 'destek toplantısında' bir araya geldi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na 'YSK üyelerine hakaret' suçundan siyaset yasağı konulmasının ardından 'Altılı Masa' liderleri Saraçhane'de 'destek toplantısında' bir araya geldi. 'Tehir edilemeyecek hastane randevusu' dolayısıyla buluşmaya katılamayan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu vekaleten Sabri Tekir temsil etti.
Çelik: Yargı süreci üzerinden Cumhurbaşkanımıza dönük linç kampanyası yürütülüyor

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen mahkumiyet kararıyla ilgili, "Devam eden yargı süreci üzerinden muhalefetin Cumhurbaşkanımıza ve AK Parti'mize dönük bir linç kampanyası yürüttüğünü görüyoruz. Bu kampanyayı şiddetle kınıyoruz ve mahkum ediyoruz." ifadesini kullandı.
Çelik, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Devam eden yargı süreci üzerinden muhalefetin Cumhurbaşkanımıza ve AK Parti'mize dönük bir linç kampanyası yürüttüğünü görüyoruz. Bu kampanyayı şiddetle kınıyoruz ve mahkum ediyoruz. Yargı kararlarını eleştirmek elbette siyasetçilerin ve herkesin demokratik hakkıdır. Buna karşın muhalefetin henüz kesinleşmemiş yargı sürecini tartışırken komplolar üretmesi ve bununla Cumhurbaşkanımızı ve AK Parti'mizi yan yana getirmeye çalışması tam bir istismar siyasetidir. AK Parti olarak vesayetin en ağır günlerinde dahi teslim olmadığımız linç kampanyalarına şimdi asla geçit vermeyiz. AK Parti'mizi ürettikleri siyasi komplolarla hedef alarak yasakçı siyasetle yan yana getirmeye çalışanların bu ülke tarihindeki bozuk demokratik sicili ortadadır."
Yargı kararı sonrasında altılı masa içinde birden çok siyasi mühendislik çalışmasının yarış halinde olduğunu milletin gördüğünü belirten Çelik, şunları kaydetti:
"Yargı sürecini, altılı masa içinde siyaset yoluyla kabul ettiremedikleri bazı kararları birbirlerine dayatmak için kullandıklarını da herkes görüyor. Tüm bu siyaset mühendisliği çalışmaları elbette kendilerini ilgilendirir. Ancak hiçbir siyasi mühendislik arayışı için Cumhurbaşkanımızı ve partimizi hedef almalarına müsaade etmeyiz. Biz millet iradesinden başka siyasi güç tanımayanların partisiyiz."
Bahçeli: İBB Başkanı dokunulamaz, ulaşılamaz ve ayrıcalıklı bir şahıs değildir
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen mahkeme kararı ile ilgili Twitter hesabından açıklamada bulundu.
"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı dokunulamaz, ulaşılamaz ve ayrıcalıklı bir şahıs değildir." diyen Bahçeli, sosyal medya hesabından şu ifadeleri kullandı:
"İstanbul Anadolu 7.Asliye Ceza Mahkemesi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında dün vermiş olduğu karar siyasi ortamı sadece hareketlendirmekle kalmamış, abuk sabuk pek çok tartışmayı da körüklemiş, böylelikle fırsatçılara gün doğmuştur. Malum olduğu üzere, ilk derece mahkemenin açıkladığı karar kesin olmayıp İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açıktır. Bu somut gerçek ortadayken bir kaşık suda fırtına koparmak, adeta felaket naraları atmak, darbe iddialarından bahsetmek sahtekarlıktır. Türkiye'de hukukun üstünlüğü hakim, adaletin evrensel ilkeleri havidir. Hiç kimse mahkeme önünde ayrıcalık ve imtiyaz sahibi değildir. Bir mahkeme kararını tasvip etmemek başka, hakaret etmek başkadır. Beğenilmese de yargı kararına herkesin saygı duyması mecburiyettir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı dokunulamaz, ulaşılamaz ve ayrıcalıklı bir şahıs değildir. Hakkında tesis edilen ve kesinleşmemiş bir mahkeme hükmünü fütursuzca siyasileştirip toplumsal alanda yığınak haline dönüştürmek adalet ve hukuk ilkelerine vahim bir saldırıdır. Her şeyden evvel 14 Aralık 2022 tarihinde İmamoğlu’yla ilgili davanın görüleceği herkesçe bilinmektedir. Bu durum şapkadan çıkmış bir tavşan değildir. Mahkeme kararının hitamında, senaryosu önceden yazılmış filmin Saraçhane’de gösterime sokulması da kategorik bir operasyondur."
"Operasyonun hedefi CHP Genel Başkanıdır" iddiasında bulunan Bahçeli, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
"Nitekim operasyonun hedefi CHP Genel Başkanıdır. Kılıçdaroğlu’nun adaylığına soğuk ve şaşı bakanların Saraçhane tantanasına can havliyle sarılması, İP Başkanı’yla İmamoğlu’nun sevinç içinde kucaklaşmaları, bu şarkı burada bitmeyecek nakaratları tam bir düzenbazlıktır. Kılıçdaroğlu’nun Almanya’da bulunduğu esnada kural dışı hamlelerle devre dışına alınma çabaları gözden kaçmayan kurnazlık ve kumpastır. Altılı masada Kılıçdaroğlu’na yönelik birikmiş ve bilenmiş itirazlar Saraçhane’de İmamoğlu ve İp Başkanı vasıtasıyla sahneye çıkmıştır."
İmamoğlu ile Erdoğan'ın durumları arasında bağlantı kurulamaz
Bahçeli, İmamoğlu ile Erdoğan'ın durumları arasında bağantı kurulamayacağını belirterek sözlerini şu şekilde devam ettirdi:
"İmamoğlu’nun durumuyla Sayın Cumhurbaşkanımızın geçmişte maruz kaldığı hukuksuzluk arasında bağlantı kurmak, benzerlik oluşturmaya çalışmak bir defa akıl tutulması, ileri düzeyde bir tutukluk ve tuhaflıktır. Geldiğimiz bu aşamada altılı masa adayını netleştirmelidir. Aksi halde milli irade siyaset kalpazanlarına, sahte demokratlara, yargı kararından siyasi sonuç çıkarmak için Saraçhane nöbeti bekleyen parti başkanlarına bunun hesabını sandıkta misliyle soracaktır.
Saraçhane'deki "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingine on binlerce kişi katıldı
Saraçhane'deki 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' buluşmasına binlerce kişi katıldı
Altılı Masa liderleri birlikte poz verdi
Saraçhane'deki 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' buluşmasının sonunda Altılı Masa'yı oluşturan siyasi partilerin liderleri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na destek için birlikte sahnede poz verdi
Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Sabri Tekir: Biz her zaman herkes için adalet demeye devam edeceğiz
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun doktor randevusu nedeniyle katılamadığı Saraçhane'deki mitinge partinin genel başkan Vekili Sabri Tekir katılarak konuşma yaptı.
Konuşmasında "herkes için adalet" ifadesini kullanan Tekir, şöyle devam etti:
"Birileri adaletsizliği araç haline getirip haksızlığa tevessül etse dahi biz her zaman herkes için adalet demeye devam edeceğiz. Adalet herkes içindir. Herkese adaletin eşit ve dengeli bir şekilde sunulmalıdır. Onlar kutuplaşmayı kendileri için gerekli görebilirler. Onlar kutuplaşma dedikçe biz kucaklaşma diyeceğiz. Yaşadığımız sıkıntıları aklı selimle aşacağız. Sizin bahçenizde büyüyecek adaletin tertemiz çocuğu. Kararlıyız. Hep birlikte bunu başaracağız.
Bu kararı kamu vicdanı asla hukuki olarak kabul etmemiştir. Bu karar, kamu vicdanında siyasi bir karar olarak algılanmıştır. Tıpkı yıllar önce yine aynı yerde, aynı makamda bulunan kişi için okuduğu bir şiir nedeniyle verilen kararın algılandığı gibi. Dünden bugüne, adalet mekanizmasına kişisel ve siyasi hesaplarla müdahale edenler mutlaka zaman içerisinde kaybetmişlerdir. Buradan açıkça ilan ediyoruz. Birileri hukuksuzluk yaparken, adaleti çiğnerken, biz hukukun dışına asla çıkmamaya kararlıyız. Hukukun sınırları içinde kalmaya devam edeceğiz."
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener: Saray sizinse Saraçhane bizimdir

“85 milyon Türkiye’nin senin yanında olduğunu görüyoruz”
Kalabalığın "Yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat" şeklinde slogan atması üzerine Akşener, "Bu sese kulaklarını kapasalar da, size, bize terörist deseler de, haksız yere Ekrem kardeşimi cezalandırsalar da; bu irade, bu ses, bu yürek, bu cesaret, bu iyilik, bu demokrasi aşkı, bu sandıkta verilecek cezanın ortaya konduğu irade gösteriyor ki; artık 16 milyon İstanbullu'nun dışında 85 milyon Türkiye'nin de senin yanında olduğunu Saraçhane'den görüyoruz." şeklinde konuştu.
Akşener, "Hiçbir haksızlık sonsuza kadar sürmez. Geldikleri gibi giderler, geldikleri gibi gittiler, geldikleri gibi sizin iradenizle gidecekler. Tekrar söylüyorum; demokrasi bizimdir, sandık bizimdir ve bu irade elbette bizimdir" diye ekledi.
Program sonrası ise İmamoğlu ile çekilen fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaşan İYİ Parti lideri, “İstibdatın karşısında 85 milyon senin yanında.” notunu düştü.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu: Kurtlar sofrasına karşı Halil İbrahim sofrasına buyrun

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Ekrem İmamoğlu'na verilen hakkında verilen mahkumiyet kararıyla ilgili, Saraçhane'de yapılan mitingde, konuştu.
"Meselemiz sadece Sayın İmamoğlu'nun hak ettiği makamı korumak değildir. Meselemiz İstanbul seçmeninin iradesini korumak, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik değerlerini korumaktır. Güç sahipleri, sakın ha sahip olduğunuz mutlak güç sizi aldatmasın, geçmişte nice mutlak güç sahipleri aldandılar. Dün Yargı bir kez daha siyasallaştı. Altı genel başkan olarak buradayız. Hepimiz aynı gür sesle temel haklar diyoruz. Avucunuzda tuttuğunuz güç kordan bir ateş gibi sizi yakar. Milletin vicdanına dönünüz. Dün aldığınız kararla bize mesajınız şuysa, makamından alabiliyorsak 2023 seçimlerine de ipotek koyarız diyorsanız, buradan demokrasi aşığı 85 milyon adına diyoruz korkmuyoruz, korkmayacağız. Hangi siyasi görüşten olursa olsun herkesin hakkını adaletini koruyacağız. Sakın seçim sandığı üzerinden siyaseti dizayn etmeye kalkmayınız. Sakıon bize tarafsız bağımsız mahkeme karar verdi demeyin inanmayız. Buradan yargı mensuplarına sesleniyorum oomuzlarınızda ağır bir yük var alacağınız karar sadece bir başkanı ilgilendirmeyecek. Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğini ilgilendirecek. Dün Türk yargısı için kara bir gündü.
MHP seçmenine selenen Davutoğlu, "Milli birlik, kendisi gibi düşünmeyen herkesi terörist ilan etmekle sağlanmaz." dedi.
Biz yeni bir Türkiye için yola çıktık. Cumhuriyetimizin 100 yıllık tecrübesini, bir sofrada topladık. Hedefimiz, çiftçilerimizin, işçilerimizin, kadınların, esnafımızın, emeklilerimizin başı dik dolaştığı bir ülke inşa etmektir. Altılı Masa, Türkiye'nin masasıdır, milletin masasıdır.
Türkiye'de iki sofra var; birisi çıkar için herkesin biribine çelme taktığı, bir kurtlar sofrası. Biz o kurtlar sofrasına Hacı Bektaşı Veli'nin sözüne uyarak bir Halil İbrahim sofrası kurduk. Kurtlar sofrasına karşı Halil İbrahim sofrasına buyrun.
Önümüzde bir seçim var, bu bir iktidar değişimi değil bu seçim yasaklara karşı özgürlüklerin seçimidir.
Hz Mevlana der ki biz bu topraklara ancak sevgi tohumları ekmeye geldik. Biz Anadolu'ya, Trakya'ya sevgi tohumları ekmeye geliyoruz.
İktidara sesleniyorum; bu masa sizin kurtlar sofranız değil. Biz mevkilerin peşinde değiliz. Bu masa dağılmayacak."
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal: Bu büyük ülke bu kadar kötülüğü hak etmiyor

"Ay'a ilk ayak basan ilk astronotun dediği gibi, Türk milletinin tarihi yürüyüşünde bir önemli kilometre taşının bulunduğu bir noktadayız. Bir büyük üzüntü içerisindeyim. Sebebi; bu büyük ülke bu kadar kötülüğü hak etmiyor. Zalim zulmünü celladına yaptırırmış.
Bir büyük mücadeleyi burada başlatıyoruz. Yek vücut oluyoruz. Yeter, söz miletin diye hakırıyoruz. Bilsinler ki bu kararın (İmamoğlu kararı) nokta kadar bir karşılığı yoktur. bu kararı alanları ve aldıranları biliyoruz. Bakmayın isimlerine adalet ve kalkınma demelerine, adaletleri batalı çok oldu. Onların adaleti Deniz Feneri davalarında batmıştı. Adınız ak olacağına alnınız ak olsaydı. Yarınlarda göreceğiz, bu ülkenin kaldırım taşlarında bu kararları alanlar alnı açık başı dik dolaşamayacaklar. Kendi varlığını her şeyin önünde görenlere, yeter söz milletindir diyeceğiz. Bugün bu büyük ülkenin her şeyini çalanlar, sandığı çalmaya karar verdiler. Ama bilsinler ki dünümüzü çalanlara yarınlarımızı asla çaldırtmayacağız. Sayın Ekrem İmamoğlu'nun milletin helal oylarını tekrar helal ettirdiniz.Aydınlık yarınlarda buluşmak üzere."
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: 85 milyon, 1'den büyüktür

"Biliyorum çok öfkelisiniz, hepimiz çok öfkeliyiz. Bu haksızlığı, bu hukuksuzluğu reddediyorum" diyen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, şöyle konuştu:
"Olanları kabul etmiyorum. Bu haksızlık ve hukuksuzluğu reddediyorum. Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan bu hukuksuzluğu, Canan Kaftancıoğlu'na', Selahattin Demirtaş'a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. İktidarın atadığı kayyumlarla rövanş almasını reddediyorum. Onun için buradayım. İsyanımızı, feryadımızı tüm Türkiye duysun diye buradayım.
Nedir bu çektiğimiz? Devlet gücünü ele geçiren başlıyor aşağıdakileri ezmeye, kendi rakibini ezmeye, başlıyor zulmetmeye. Üste çıkan alttakini eziyor. Üste çıkan başlıyor zorbalığa. Dünün ezileni Erdoğan, üste çıkınca başkalarını eziyor. Sandık günü hepimiz cevabımızı vereceğiz. Sayılı gün çabuk geçer. Adalet olsun istiyoruz. Millet zulmedenlere gereken cevabı verecektir.
Biz, bu ülkede yaşanan nöbetleşe zorbalığa karşıyız. Adalet olsun istiyoruz. Bu millet 27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta, 15 Temmuz'da silahla, topla, tüfekle demokrasiye kastedenleri tarihin tozlu sayfalarına gömmüş bir millettir. Nazım Hikmetlere, Ahmet Kayalara, Necip Fazıllara, Halide Edipleri tarihin tozlu sayfalarına gömen bir millettir. Yargı oyunları ile kendi iradesini görmezden gelenlere en iyi cevabı ilk sandıkta verecek. Biz; herkes için adalet, özgürlük demek için buradayız. Türk, Kürt, Sünni Alevi hiç fark etmez. Yaşam farkı fark etmez. Biz hep birlikte Türkiye'yiz o yüzden buradayız.
Yıl 2002. Şu an iktidar "Üç Y" ile mücadele edeceğim sözünü verdiği için bu millet destek vermedi mi? Yolsuzlukla, yasaklarla ve yoksullukla mücadele... İş döndü dolaştı "Üç Y" bu milletin başına çöktü. Yıllar sonra kendi iddiasını unutan, aynı sıkıntıları başkalarına yaşatan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Devlet gücünü kullanan süreyle ve hukukla sınırlı olmalıdır. 3 dönem kuralı vardı. Daha bırakmayacağım partiyi diyor uçakta.
Mutlak güç yozlaştırır. Hele tek imza ile ülkeyi yöneten, şu anda ülkeyi bataklıklara sürüklemekte. Bu ülkeyi bataklığın içine düşürmüş durumda. Farklı fikirlerden, kimliklerden, dünyadan korkmayan bir Türkiye istiyoruz biz. Özgürce konuşan, cesur, zengin bir Türkiye istiyoruz. Biz buradayız, halkın yanındayız, Hakkın yanındayız. Bu meydan yarına nasıl bir ülke bırakacağımıza karar verecek olan meydan. Korku mu umut mu? Bunun kararını bu meydan verecek. Depresyon mu mutluluk mu? Açlık mı zenginlik mi? Çatışma mı barış mı? Baskı mı özgürlük mü? Otokrasi mi demokrasi mi? Bu meydandan birileri cevabını alsın. Nasıl bir seçimde yaşayacağımıza bu meydan ilk seçimde karar verecek. 85 milyon 1'den büyüktür. Türkiye birden büyüktür."