TBMM Deprem Araştırma Komisyonu'nun raporunda hangi tespit ve öneriler var?

Deprem Araştırma Komisyonu Başkanı AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu, deprem raporunu TBMM Başkanı Mustafa Şentop'a sundu
Deprem Araştırma Komisyonu Başkanı AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu, deprem raporunu TBMM Başkanı Mustafa Şentop'a sundu © TBMM/Anadolu Ajansı
© TBMM/Anadolu Ajansı
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Deprem Araştırma Komisyonu'nun raporunda daha önceden hazırlanan depreme hazırlık ve afet raporlarının "tozlu raflarla kaldığı" tespitinde bulunuldu.

REKLAM

TBMM Kahramanmaraş Merkezli Depremleri Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu, 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri ile ilgili hazırladıkları raporu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop'a sundu.

Raporun içeriğine ilişkin bilgi veren Eroğlu, "Toplam 935 sayfalık bu raporun depremlerin afete dönüşmemesi için ülkemiz adına bir yol haritası olacağını düşünüyorum. Bu raporu ilgili bütün kamu kurum ve kuruluşlarına, üniversitelere ve STK’lara göndereceğiz." dedi.

Eroğlu, deprem olduktan sonra yapılacak işlerin maliyetinin çok yüksek olduğunu ifade ederek depremi önlemek için harcanacak paranın bu maliyetin yedide biri olduğunun altını çizdi.

Depreme hazırlık ve afet yönetimi hususunda kurumlar arasında istenilen uyum sağlanamadığı belirtilen raporda "Hatta yapılan bazı çalışmalardan ilgili diğer birimlerin haberinin dahi olmadığı ortaya çıkmıştır. Hazırlanan bir takım raporların tozlu raflarda kaldığı müşahede edilmiştir." ifadesi dikkat çekti.

165 tespite 295 öneri

49 kamu kurum ve kuruluş, 11 sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve 23 akademisyenin katıldığı 13 toplantı sonucunda hazırlanan 935 sayfalık raporda depremin 14 milyon kişiyi etkilediği ve depremin ardından üç milyon kişinin bölgeyi terk ettiği belirtildi.

Raporda 165 önemli tespite yönelik 295 çözüm önerisi ayrıntılı şekilde yer aldı. 

Raporun birinci bölümünde Kahramanmaraş depremleri bütün yönleriyle ele alındı. Ayrıntılandırılan konular arasında bölgenin zemin yapısı, bina stoku durumu, deprem sırasında arama kurtarma çalışmaları, çadır ve konteyner kentler ve kalıcı konutların inşası gibi birçok konu bulunuyor.

Raporun ikinci bölümde Türkiye'nin depremler konusundaki hukuki ve kurumsal yapısı değerlendirildi.

Üçüncü bölümde ise Türkiye’nin mevcut yapı stoku değerlendirilerek depreme dirençli şehirlerin kurulması için gerekenler adımlar sıralandı.

Dördüncü bölümde kentsel dönüşüm uygulamaları, beşinci bölümde  afet yönetim sistemi, son bölümde de depremlerin afete dönüşmesinin önüne geçilmesi için tespit ve tavsiyeler ele alındı.

Kurumsal yapılanmalar öneren raporda, Afet ve Acil Durum Başkanlığı'nın (AFAD) yapılanmasında ve İmar Kanunu'nda yapılması gereken değişikliklerden bahsedilirken, bütün bakanlıklarda Afet ve Acil Durum Yönetimi Dairesi Başkanlığı; büyükşehir ve il belediyelerinde ise Afet ve Risk Azaltma Daire Başkanlığı ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı kurulması önerildi.

Raporda ayrıca Kentsel Dönüşüm uygulamaları için de öneriler sunuldu. Bu kapsamda Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın merkez hizmet birimi olan Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün ‘Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’na dönüştürülmesi gerektiği vurgulandı.

Raporun tespit ve önerileri neler?

Bina ve zemin açısından alınması gereken çeşitli önlemler

  • Binaların periyodik muayenesine yönelik mevzuatın hazırlanması, bu kapsamda yapı denetime tabi yapıların 5 yıl içerisinde, yapı denetime tabi olmayan yapıların 2 yıl içerisinde periyodik muayenesinin yapılması gerekmektedir. Muayene şartlarını sağlamayan yapılar güçlendirilmeli veya yıkılmalıdır.
  • Zemin taşıma gücü zayıf olan bölgelerde zemin iyileştirme çalışması yapılması şarttır. 
  • Konutların altı mümkün mertebe dükkan ve mağaza olarak kullanılmamalıdır. Dükkan ve mağazalar ayrı bir proje olarak değerlendirilmelidir.
  • Yeterli sayı ve yetkinlikte teknik personeli olmayan belediyelerden ruhsat verme işlemi, personel sayısını tamamlayana kadar askıya alınmalıdır.
  • Binaların özellikle bodrum katlarında kaliteli bir su tecridi yapılması gerekmektedir. 
  • Depreme dayanıklı bina inşasının en önemli unsuru olan usta, kalıpçı, betoncu, demirci gibi ara elemanların bir eğitime tabi tutulup bu eğitim neticesinde sertifika verilmesi çok faydalı olacaktır.

Afet sonrası koordinasyon, iletişim ve yapılanmaya ilişkin ne çıkan öneriler

  • AFAD Başkanlığı yapılanmasında sahada daha etkin ve hızlı karar alınarak kaynakların doğru yönetilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.

  • Afet durumunda AFAD’ın depolarındaki malzemelere ilave olarak yurtiçi ve yurtdışında vatandaşlar, şirketler, STK’lar, dernekler, vakıflar afetzedelere destek olmak gayesiyle ayni yardım göndermektedir. Doğru cins ve doğru miktarda yardımın, ihtiyaç noktalarına sevk edilmesi için afet koordinasyon merkezinin bir Barkod Sistemi geliştirmesi gerekmektedir.

  • Arama-Kurtarma faaliyetlerinde vazife alan madencilerin AFAD organizasyonunda bir yapıya entegre edilerek ulusal müdahalenin planlanması gerekmektedir.

  • Deprem ve diğer afetler açısından yüksek riskli alanlardaki Büyükşehir Belediyeleri ve il belediyeleri bünyelerinde Afet ve Risk Azaltma Daire Başkanlığı, Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı, ilçe belediyelerde ise Afet ve Risk Azaltma ve Kentsel Yenileme Şube Müdürlükleri kurulması mecburi hale getirilmelidir.

  • Geçici barınma alanlarının iç tesisat enerji iletişim hatlarının çekilmesi için belediyelerin görev alması gerekmektedir.

  • Meydana gelen afetler sonrası ihtiyaç duyulan geçici barınma alanlarının tesisinde ani yağışlar sonrası su birikmesine meydan vermeyecek alanların seçilmesi gerekmektedir.

  • Afetlerin yönetiminde iletişimin kesilmesi anında ihtiyaç duyulan iletişimin sağlanabilmesi için Jandarma Entegre Muhabere Bilgi Sistemi (JEMUS) operasyonel olarak afetlerde vazife alan bütün kurumlarca kullanılmasının sağlanması gerekmektedir.

  • Meydana gelen afetlerde sahada aktif vazife alan Bakanlıklar için Mobil Koordinasyon Merkezleri bütün hayati ihtiyaçları (iletişim, yeme-içme, tuvalet, banyo, yatakhane) sürdürebilecek şekilde temin edilmesi gerekmektedir.

  • Afetlerde müdahale kapasitesi ve kamu hizmetlerinin sürekliliğinin sağlanabilmesi maksadıyla illerde görevli kamu personelinin daha mukavemetli yapılarda barındırılmalarının sağlanması gerekmektedir.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

ABD'den Rusya ve İran'a 'vatandaşlarını rehin tutuma' yaptırımı

Erdoğan, Akkuyu Nükleer Santrali'nin açılışına canlı bağlantı ile katılacak

İsias davasının ikinci gününde depremde hayatını kaybedenlerin yakınları konuştu