Şov dünyasının iletişim yöntemlerini başarıyla siyasete taşıyan Berlusconi, üç genel seçim kazanarak İtalya siyasetine neredeyse 30 yıl boyunca hakim oldu.
İtalya'da 'kronik lösemi'den hayatını kaybeden eski Başbakan Silvio Berlusconi ülke tarihine "ilk popülist" ve "kutuplaştırıcı" lider olarak damgasını vurdu.
Emlak girişimcisi olarak başarıya ulaşan politikacı, ardından siyasette çok büyük bir silah olarak kullanacağı medya patronluğuna soyundu ve ülkenin en uzun süre görevde kalan başbakanı olacağı siyaset macerasına atıldı.
Şov dünyasının iletişim yöntemlerini başarıyla siyasete taşıyan Berlusconi, üç genel seçim kazanarak İtalya siyasetine neredeyse 30 yıl boyunca hakim oldu.
Ancak bu başarısı birçok skandal ve gafla gölgelendi. Euronews "kavalye"nin arkasında bıraktığı mirasına göz attı.
Skandallar, suçlamalar, davalar
Bir İtalyan başbakan için rekor sayıda dava ile karşı karşıya kalan Berlusconi, mafya ile ilişkisinden rüşvet alma ve reşit olmayan kişilerle fuhuş yapmaya kadar toplam 36 suçlamadan hakim karşısına çıktı.
Savcıları sık sık "Kızıl", "Komünist" ya da "politize" olmakla suçlayan politikacı, bu davalardan sadece birinde 2013'te "vergi kaçakçılığından" hüküm giydi.
İlk seçim zaferi
Parlamento'dan ihracı ile sonlanacak başarılı siyasi kariyeri 1994'te çifte seçim zaferi ile start aldı.
Partisi Forza Italia'yı kurduktan sadece 4 ay sonra seçimlere katılan Berlusconi sandıktan ilk sırada çıkarak hem merkez sol koalisyonu yendi hem de 1992'de büyük bir yolsuzluk skandalının neredeyse yok ettiği merkez sağ kampı siyasi olarak yeniden canlandırmayı başardı.
İletişim devrimi
Berlusconi'nin siyasi başarısı büyük ölçüde iletişim becerilerine bağlıydı.
Bir medya patronu olarak, "sahaya çıkıyorum" ya da "sevgi her zaman nefret ve kıskançlıktan üstündür" gibi akılda kalıcı sloganlarla siyasete TV tarzı senaryolar getiren "kavalye", siyasi başarısını büyük ölçüde iletişim becerilerine bağladı.
Zaman zaman eğlence programlarında bile medya imparatorluğunu siyasi propaganda için kullanmaktan da çekinmedi.
Siyasetin kişiselleştirilmesi
Berlusconi'den önce İtalya'da siyaset Katolikler ve Komünistler arasında kutuplaşmıştı. Berlusconi'den sonra ise 'Berlusconi yanlıları' ve 'Berlusconi karşıtları' olarak bölündü.
Partisinin resmi marşlarından birinin adı "Meno male che Silvio C'e', yani "Tanrıya şükür Silvio var"dı.
2001 ile 2006 arasında başbakan olan politikacı İtalya'nın cumhuriyet tarihinde görev süresini tamamlayabilen ilk başbakanı olarak tarihe geçti.
Berlusconi, partisinin onunla özdeşleşmesinden dolayı da Forza Italia'yı belirsiz bir gelecekle karşı karşıya bıraktı.
'Romalılar' ve 'Kuzeyliler' birleşti
Berlusconi, ayrılıkçı Kuzey Ligi partisi ile Başbakan Giorgia Meloni'nin partisi İtalya'nın Kardeşleri'nın uzun süreli bir ittifak kurması gibi çok zor bir görevi başardı.
Sık sık sorunlu bir ilişki olsa da bu ittifak birçok seçim başarısı sağladı. Hala müttefik olan iki parti İtalyan siyasetinin aşırı değişkenliği göz önüne alındığında uzun ve nadir bir birlikteliğe imza atıyor.
Berlusconi sadece bir siyasi kampı değil, aynı zamanda bir futbol takımını da yeniden canlandırdı.
AC Milan'ı Serie A'dan alıp beş kez Şampiyonlar Ligi zaferine taşıdı. İtalya'da diğer tüm futbol kulübü sahiplerinden daha fazla şampiyonluk kazandı.