Merkez Bankası yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 22,3'ten yüzde 58'e çıkardı

TCMB
TCMB © euronews
© euronews
By euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Merkez Bankası: Enflasyonu yükselten faktörler döviz kuru, gıda fiyatları ve vergi zamları

REKLAM

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bu yıl sonu için enflasyon tahminini yüzde 22,3'ten yüzde 58'e, 2024 için yüzde 8,8'den yüzde 33'e yükseltti. 2025 yıl sonu tahminini ise yüzde 15 olarak belirledi. 

Banka gıda enflasyonunun bu yıl sonunda yüzde 61,5 olacağını öngördüğünü duyurdu.

TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, yılın üçüncü Enflasyon Raporu'nu açıkladı. Bir önceki Enflasyon Raporu'ndan bu yana spot ve vadeli piyasalarda ham petrol fiyatlarının öngörüleriyle uyumlu gerçekleştiğini belirten Erkan, petrol fiyatlarına ilişkin varsayımlarının yatay seyrettiğini ifade etti.

Erkan, emtia ve enerjide vadeli piyasalara yansıyan jeopolitik ve arz yönlü etkiler nedeniyle, 2024 yılına ilişkin ithalat fiyatları varsayımlarını yukarı yönlü güncellediklerini dile getirdi.

Gıda fiyatlarında artış sürecek

Yurt içi gıda fiyatlarındaki artış eğiliminin arz yönlü sorunlar ve piyasa yapısındaki yetersizlikler nedeniyle devam ettiğini vurgulayan Erkan, son dönemde kırmızı et ve kırmızı etle bağlantılı işlenmiş gıda ürünlerinde belirgin artışlar gözlendiği bilgisini verdi.

Erkan, kırmızı et yanında, arz koşullarının etkilediği sebze fiyatlarında da yüksek oranlı artışlar izlediklerine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Önümüzdeki dönemde gıda fiyatları enflasyonunun 2023 yılını yüzde 61,5 seviyesinde, 2024 yılını ise yüzde 35 düzeyinde tamamlayacağı varsayımını tahminlerimize yansıttık. Bu çerçevede, enflasyon patikamızda önemli bir güncelleme gerçekleştirdik. 2023 yıl sonu enflasyon tahminimizi yüzde 58'e yükselttik. 2024 yıl sonu tahminimizi yüzde 33'e güncelledik. 2025 yıl sonunda enflasyonun yüzde 15'e gerileyeceğini tahmin ediyoruz. Tahmin patikamızdaki revizyon, 2023 yıl sonu için 35,7 puan, 2024 yıl sonu için ise 24,2 puan olmuştur."

Enflasyonu yükselten faktörler: Döviz kuru, gıda fiyatları ve vergi zamları

Erkan, tahminlerdeki bu değişikliklerin kaynaklarına ilişkin de şu değerlendirmede bulundu:

"Bir önceki rapor dönemine göre Türk lirası cinsi ithalat fiyatlarındaki gelişmeler 2023 yıl sonu enflasyon tahminini 7,5 puan yükseltirken 2024 yıl sonu enflasyon tahminimizi 8,3 puan yukarı çekti. Bu gelişmede döviz kuru gelişmeleri temel belirleyici olmuştur. Gıda fiyatları, gerçekleşmenin ve varsayımlardaki artışın etkisinden dolayı tahminlerimizi 2023 yılı için 8,5 puan, 2024 yılı için ise 6 puan yukarı yönde etkiledi. Ayrıca, hane halkına yapılan transferler, vergi, ücret ve yönetilen yönlendirilen fiyat ayarlamaları gibi diğer ekonomi politikalarındaki değişiklikler ise 2023 yıl sonu enflasyon tahminimizi 7,5 puan yukarı yönlü etkilerken 2024 yıl sonu enflasyon tahminimizi 3,6 puan artırdı. İç talebin tahminimizden güçlü seyretmesi 2023 yıl sonu enflasyon tahminimizi 1,3 puan, 2024 yıl sonu tahminimizi ise 0,4 puan yukarı çekti. Son olarak, tahmin sapması ve tahmin yaklaşımındaki değişimin etkisi 2023 ve 2024 yıl sonu enflasyon tahminlerimizi sırasıyla 10,9 ve 5,9 puan artırmıştır."

'Para politikası tepkimizi, enflasyonun ana eğilimini düşürme odaklı olarak veriyoruz'

Enflasyon tahminlerinin politika tepkilerini ve bunların birikimli etkilerini de içerdiğini vurgulayan Erkan, şunları kaydetti:

"Para politikası tepkimizi, enflasyonun ana eğilimini düşürmeye odaklı olarak veriyoruz. Enflasyonun ana eğilimini etkileyen parasal ve finansal koşulları yakından analiz ediyoruz. Politika faizini kademeli olarak artırırken makroihtiyati çerçevede sadeleştirme süreciyle hem piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak hem de piyasa faizlerinin enflasyon beklentileriyle daha uyumlu bir noktada şekillenmesine çalışacağız. Bunun yanında, seçici kredi sıkılaştırması yoluyla enflasyonu hedefleyen dengeleyici adımlar atıyoruz ve atmaya devam edeceğiz. Miktarsal sıkılaştırma kararlarımızla birlikte, döviz kuru ve iç talep üzerinde aşırılıklar oluşturmadan Türk lirası likiditenin istikrarlı gelişimini temin edeceğiz. Çalışmalarını başlattığımız ve bir süre sonra açıklayacağımız üzere, Türk lirası tasarruf enstrümanlarını çeşitlendirecek ve sermaye piyasalarının derinleşmesini destekleyeceğiz. Merkez Bankası güven, istikrar ve şeffaflık prensipleri doğrultusunda, tamamen verilere dayalı ve tam bir koordinasyon içinde karar verecektir."

Kararlarının, enflasyon, piyasalar, parasal ve finansal koşullar üzerindeki etkilerini sürekli ölçerek, parasal sıkılaştırma sürecini dinamik olarak optimize edecekleri bilgisini veren Erkan, kademeli ve istikrarlı ilerleyişiyle birlikte amaçlarının, beklentilerin yeniden çıpalanmasını sağlamakla birlikte, öngörülebilirlik olduğunu sözlerine ekledi.

Faiz artışları kademeli olarak sürecek

Erkan, para politikası hedefinin fiyat istikrarı olduğunu söyledi.

Fiyat istikrarının, enflasyon kalıcı bir şekilde gerilerken oynaklığının da azaltılmasını hedeflediğini belirten Erkan, "Fiyat istikrarı, makro finansal istikrarın olmazsa olmazıdır. Bu amaçla, güçlü bir parasal sıkılaştırma sürecini haziran ayında başlattık. Bu sürecin, kademeli, dengeli ve istikrarlı olacağını vurguladık." diye konuştu.

Erkan, faiz artırımlarını, miktarsal ve seçici kredi sıkılaştırmasıyla güçlendirerek enflasyonun ana eğilimini düşürmeyi ve beklentileri çıpalamayı hedeflediklerini belirterek, tüm araçların enflasyon tekrar tek haneye ve orta vadeli hedeflere gerileyene kadar kararlılıkla kullanılmaya devam edileceğini dile getirdi.

Erkan, konuşmasında, "Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar, parasal sıkılaştırmayı kademeli olarak güçlendireceğiz." ifadesini kullandı.

"Öngördüğümüz dezenflasyon ve istikrar dönemleri öncesi geçiş sürecindeyiz. 2024'te dezenflasyon sürecinin başlamasını sağlayacak zemini oluşturuyoruz." diyen TCMB Başkanı Erkan, "Tüm araçlarımızı enflasyon tekrar tek haneye ve orta vadeli hedefimize gerileyene kadar kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

Politika faizi ile piyasa faizi arasındaki fark azaltılacak

Haziran ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı öncesinde para politikasının etkinliğinin güçlendirilmesine ilişkin iki önemli başlık belirlediklerini söyleyen Erkan, şöyle devam etti:

REKLAM

"Birincisi, piyasa faizleri ile politika faizi arasındaki farkın azaltılmasıdır. Haziran'daki ilk PPK kararımızdan evvel politika faizi yüzde 8,5 iken mevduat faizi ortalamada yüzde 40'ın üzerine çıkmıştı. Haziran PPK kararının parçası olarak, faiz artırımının yanı sıra makro ihtiyati çerçevede sadeleşme sürecinin ilk adımını mevduatlarda, menkul kıymet tesisi uygulaması ile devreye aldık. Bu adımların hemen akabinde 3 aya kadar vadeli mevduat faizi yaklaşık 12 puan gerileyerek yüzde 30 seviyelerine gelmiştir."

Erkan, sürece mevduatlardan başlama nedeninin bankacılık sektörünün en bağlayıcı kısıtı durumunda olması ve piyasaların işlevselliğini ve fiyat davranışlarını olumsuz etkilemesi olduğunu belirterek, "Böylelikle, makro ihtiyati çerçevedeki sadeleşme süreci, faiz artırımının yanı sıra politika faizinin etkinliğini dengeli bir şekilde artırmıştır." dedi.

'İstikrarlı faiz artırımlarını miktarsal ve seçici kredi sıkılaştırmasıyla daha güçlü hale getiriyoruz'

2023 yılının ilk altı ayında bireysel kredilerin kredi kartlarında yüzde 70'i, taşıt kredilerinde yüzde 68'i aşan oranda yükseldiğini ifade eden Erkan, bireysel kredilerin toplamda yüzde 40 artarak 2 trilyon liranın üzerine çıktığını bildirdi.

Erkan, bu yılın ilk ve ikinci çeyrek büyümelerinin son on yıllık ortalamanın 3 katının üzerinde olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Kredi genişlemesi iç talebi körükler, beklentileri bozar, ithalatı ve cari açığı artırmaktadır. Temmuz PPK toplantısında, faiz artırımının yanı sıra parasal sıkılaştırma kapsamında seçici kredi sıkılaştırması kararlarımızla kredi genişlemesinin enflasyon üzerindeki etkilerini kontrol ediyoruz. Kredilere ek olarak likiditeyi de miktarsal sıkılaştırma yaparak sterilize ediyor, böylelikle faiz artırımlarının etkisini kuvvetlendiriyoruz. Özetle, parasal sıkılaştırma sürecimizde kademeli ve istikrarlı faiz artırımlarını, miktarsal ve seçici kredi sıkılaştırmasıyla daha bütünsel ve daha güçlü hale getiriyoruz."

REKLAM

Haziran ve temmuz ayı PPK toplantılarında alınan kararlarla politika faizinin yüzde 8,5'ten yüzde 17,5'e, toplamda 900 baz puan yükselttiklerini ifade eden Erkan, böylelikle politika faizinin iki ayda iki katının üzerine çıktığını dile getirdi.

Erkan, menkul kıymet uygulamasında sadeleştirme kararıyla birlikte politika faizi yükselirken mevduat faizlerinin gerilediğini belirterek, mevduat faizlerinin enflasyon beklentileriyle daha uyumlu seviyelere geldiğine işaret etti.

'Taşıt kredilerinde yüzde 3 olan büyüme sınırını yüzde 2'ye indirdik'

Mevduat faizlerinin dolarizasyonu artırmayacak bir seviyede bulunmasını önemsediklerini söyleyen Erkan, şu ifadeleri kullandı:

"Bu nedenle Türk lirası likiditenin dengesini gözeterek miktarsal sıkılaştırma yapılmasına karar verdik. Böylelikle sistemde biriken fazla likidite, zorunlu karşılıklar yoluyla sterilize edilecektir. Etki analizlerine göre, değişiklikle sistemden 450 milyar ile 500 milyar lira arasında likidite çekilmiş olacaktır. Finansal kaynakların arz yerine tüketime yönelerek fiyat istikrarını bozmasını seçici kredi sıkılaştırmasıyla engellemeyi amaçlıyoruz. Bu doğrultuda, taşıt kredilerinde yüzde 3 olan büyüme sınırını yüzde 2'ye indirdik. Yatırım, ihracat, tarım ve esnaf kategorileri dışında kalan diğer ticari kredilerde yüzde 3 olan büyüme sınırını yüzde 2,5'e çektik. Kredi kartı nakit kullanımları ve kredi mevduat hesaplarına uygulanan aylık azami faiz oranlarını da yükselterek iç talebin dengelenmesini destekliyoruz. Faiz uygulamalarına geldiğimizde, ihracat ve yatırım kredileri hariç, Türk lirası ticari kredilerde birinci kademe kaldırılmıştır. Firma kredilerinde, faiz sınırının tek kademe olarak uygulanması, arz/talep dengesine ilave bir katkı sağlayacaktır."

Erkan, tüm araçların bütüncül bir anlayışla ve kararların olası etkilerinin dikkatle analiz ve optimize edilerek kullanıldığını, bu anlayışla kademeli ve kararlı adımlar atmayı sürdüreceklerini söyledi.

REKLAM

Rezervler 113 milyar doların üzerine yükseldi

Merkez Bankası uluslararası rezervlerinin haziran ayından itibaren güçlü bir artış gösterdiğine işaret eden Erkan, "Brüt uluslararası rezervler, 2022 yılı sonu itibarıyla 128,8 milyar dolar seviyesinden, mayıs sonunda 98,5 milyar dolara gerilemiştir. Rezervlerimiz 14 Temmuz itibarıyla yaklaşık 15 milyar dolar artmış ve 113 milyar doların üzerine yükselmiştir." dedi.

Erkan, risk priminde olumlu bir görünümün söz konusu olduğunu belirterek, 5 yıl vadeli CDS priminin, yurt içi belirsizliklerin etkisiyle mayısta 700 baz puanın üzerine çıkarak bu yılın zirve seviyesine ulaştığına dikkati çekti.

Risk priminde haziran ayından itibaren belirgin bir düşüş eğiliminin başladığını ve bugün itibarıyla 435 puan düzeyine gerilediğini dile getiren Erkan, şunları kaydetti:

"Risk primlerindeki düşüşle birlikte haziran ayından itibaren 1,5 milyar doları aşan net portföy girişi gerçekleşmiştir. Piyasadaki kur oynaklıklarının da gerilediğini görüyoruz. 1 ay vadeli ABD doları/Türk lirası opsiyonlarının ima ettiği kur oynaklığı, mayıs ayındaki zirve seviyesi 57 puandan, 25 Temmuz itibarıyla 20,2 puan düzeyine hızla gerilemiştir. Benzer şekilde mayısta 47 puan seviyesini gören 12 ay vadeli opsiyonların ima ettiği kur oynaklığı, 25 Temmuz'da 30 puanın altına gelmiştir."

Erkan, para politikası stratejilerinin piyasalar üzerinde olumlu etkilerini gördüklerini belirterek, "Rezervlerimiz güçlenmekte, finansman koşulları iyileşmekte ve ima edilen kur oynaklığı azalmaktadır." dedi.

REKLAM
Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Avrupa Merkez Bankası gösterge faiz oranını tarihinin en yüksek seviyesine çıkardı

TÜİK: Haziran ayı enflasyonu yüzde 3,92, yıllık artış yüzde 38,21

Merkez Bankası Başkanı Erkan: Fiyat ve finansal istikrarı sağlayıp enflasyonla mücadele edeceğiz