Evlerini terk edip güvenli gölge arayışına giren çok sayıda Lübnanlı Beyrut sokaklarında geceledi.
İsrail savaş uçakları, Cuma akşamı Lübnan'da Hizbullah'ın kalesi olarak görülen Dahiye’nin Burj el-Beracine, Kifaat, Şuveyfat, Hades ve Leylaki bölgelerindeki binalara 40'tan fazla saldırı düzenledi.
Saldırılar başkent Beyrut'un güneyindeki birçok bölge ve binada yangınlara ve yıkıma yol açarken, Dahiye bölgesinden kuzeye doğru yoğun göç başladı. Evlerini terk edip güvenli gölge arayışına giren çok sayıda Lübnanlı Beyrut sokaklarında geceledi.
Sivil savunma ekipleri bölgedeki yangınları söndürmek için çalışıyor ve çok sayıda can kaybı olasılığı nedeniyle insanlardan kan bağışında bulunmaları isteniyor.
Söz konusu saldırılar, bu ayın başlarında Lübnan'a yönelik saldırılarını artıran İsrail'in şimdiye kadarki en ağır bombardımanı olarak görülüyor.
Patlamalar, Beyrut'a 25 dakikalık sürüş mesafesindeki Jounieh'e kadar duyulurken, Al Jazeera muhabiri Zeina Khodr, "Bu saldırı çok büyüktü," dedi:
"Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail hava saldırılarını birçok kez haberleştirdim ama buna benzer bir şey görmedim."
İsrail neden güneye saldırdı?
İsrail askeri yetkilileri, Hizbullah'ın merkez karargahının güneydeki konutlardan birinin altına inşa edilmiş olduğunu ve karargahı hedef aldıklarını savunuyor. Bölgeye yönelik daha fazla saldırının geleceği ifade ediliyor.
İsrail medyası, cuma gecesi, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın da bombardımanın hedefi olan karargahta bulunduğunu öne sürdü. Ancak Hizbullah'a yakın kaynaklar haberi yalanladı ve Nasrallah'ın "güvenli bir yerde" olduğunu dile getirdi. İsrail ordusunun resmi X hesabında Cumartesi günü yapılan paylaşımda ise Nasrallah'ın öldürüldüğü doğrulandı.
Paylaşımda, "Hasan Nasrallah, dünyayı artık terörize edemeyecek" ifadeleri kullanıldı.
Binalardaki insanlara ne oldu?
Dahiye yarım milyondan fazla sivilin yaşadığı yoğun nüfuslu bir bölge.
Burada yaşayanların çoğu, İsrail'in geçen hafta bölgeye saldırmaya başlamasıyla güvenli bir yere tahliye olmak için halihazırda çabalıyordu. Cuma gününden önce de bölgeyi hedef alan hava saldırılarında onlarca kişi hayatını kaybetmişti.
Bölge, 2006'daki İsrail-Hizbullah savaşı sırasında da büyük ölçüde tahrip olmuştu.
İsrail, Hizbullah'ı "kasıtlı olarak" karargahını konut binalarının altına yerleştirmekle ve Lübnan halkını "canlı kalkan" olarak kullanmakla suçluyor. Al Jazeera muhabiri Ali Haşim ise Hizbullah karargahı bu bölgede olsa da Dahiye'nin "tıpkı dünyadaki diğer tüm banliyöler gibi bir yer" olduğunu dile getiriyor.
Yakınlardaki Filistin mülteci kampı Burc el-Baracine'de yaşayan bir kaynak, saldırının tüm bölgeyi sarstığını ve kamp sakinlerinin şu anda başka bölgelere kaçtığını belirtti.
Herhangi bir uyarı yapıldı mı?
Pentagon Sözcüsü Sabrina Singh, düzenlediği basın toplantısında, İsrail'in saldırı hakkında ABD'yi önceden bilgilendirmediğini, ancak İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın saldırı devam ederken ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile telefonda görüştüğünü bildirdi.
Saldırılar, son günlerde ateşkes müzakerelerinin devam ettiği yönündeki haberlerin ortasında gerçekleşti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail'in saldırılarına devam edeceğini belirtmişti.
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee ise saldırıdan önce Dahiye bölgesinde yer alan Leyleki ve Hades mahallerindeki üç binanın boşaltılmasını istemiş ve "Sizler, Hizbullah'ın çıkarlarına yakın olmanız hasebiyle binaları derhal terk ederek bölgeden en az 500 metre uzaklaşmalısınız," ifadelerini kullanmıştı.
Adraee, sosyal medya hesabından yaptığı bir diğer açıklamada, Burc el-Baracine Mahallesi'ndeki el-Emir Okulu önündeki binanın Hizbullah çıkarlarına hizmet ettiği gerekçesiyle vurulacağına işaret ederek, binada ve yakınlarındaki binalarda oturan vatandaşların bölgeyi derhal terk etmeleri gerektiğini yazmıştı.
Bugüne dek İsrail saldırılarında 550'den fazla Lübnanlı hayatını kaybetti.
Lübnan Halk Sağlığı Bakanlığı, ölenler arasında 50 çocuk ve 94 kadının olduğunu, yaklaşık 2.000 kişinin de yaralandığını belirtiyor.
İsrail neden Lübnan'a saldırıyor?
7 Ekim'de İsrail ile Gazze Şeridi'ni yöneten Hamas arasındaki çatışmaların tekrar alevlenmesiyle Hizbullah, Gazze için "yedek cephe" olarak adlandırdığı sınırdaki İsrail askeri noktalarına saldırmaya başladı.
Nasrallah, bu esnada yaptığı konuşmalarda, Hizbullah'ın sınır ötesi saldırılarının, Gazze'de Hamas'a odaklanacak olan İsrail güçlerini hedefinden uzaklaştırdığını savundu.
Son haftalarda İsrail'in "çatışmada yeni bir aşamaya geçildiğini" duyurmasıyla bölgedeki gerilim de önemli ölçüde tırmandı.
İsrail, örgüte bağlı üst düzey askeri komutanların öldüğü saldırılar düzenledi ve çoğunluğu Hizbullah üyeleri tarafından kullanılan binlerce iletişim cihazının patlamasından sorumlu tutuldu. Cihaz saldırılarında 37 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.
Dünya genelinde birden fazla ülkenin ve uluslararası örgütün lideri, bölgedeki gerilimin topyekûn bir savaşa dönüşmekte olduğunu belirtiyor.
Telsiz saldırılarıyla ilgisi var mı?
17 Eylül'de, Gallant'ın "yeni aşama" duyurusundan bir gün önce, çoğunluğu Hizbullah üyelerine ait binlerce çağrı cihazı, İsrail tarafından gerçekleştirildiğine inanılan saldırılarla arka arkaya patlatılmıştı.
Cihaz saldırılarında 37 kişi ölmüş, binlerce kişi yaralanmıştı.
İsrail ile Hizbullah arasındaki gerilim o zamandan beri tırmanıyor ve karşılıklı füze saldırıları hız kazanıyor.
CNN International'ın haberine göre Hizbullah yetkilileri, telsizlerin lityum bataryalarının içine patlayıcı yerleştirildiğini tespit etti.
Gözler İran ve ABD'de
Hem ABD hem de İran yetkilileri, bölgede çatışmaların hızlanmasının oluşturabileceği risklerin farkında olduklarını defalarca dile getirdi.
Nisan 2024'te Suriye'nin Şam kentindeki İran konsolosluğuna düzenlenen hava saldırısı ve temmuz ayında Tahran'da Hamas siyasi lideri İsmail Haniye'nin öldürülmesi gibi doğrudan İran'ı ilgilendiren olaylara Tahran büyük ölçüde sessiz kaldı.
İsrail'e desteğini sürdüren ABD'li yetkililer de, Hamas ile İsrail arasında ateşkes sağlanması için dolaylı görüşmeleri kolaylaştırmaya çalışıyor.