Ordu, 2021 yılında ülkenin devrik lideri Aung San Suu Kyi'yi tutukladığında olağanüstü hal ilan etti ve 50 yıllık askeri yönetimin ardından demokrasiye doğru yıllarca süren ilerlemeyi tersine çeviren bir ordu devrimi gerçekleştirdi.
Myanmar'daki askeri yönetim tarafından kurulan hükümet, demokratik yollarla seçilmiş hükümetin devrilmesinden bu yana beşinci yılına giren ülkede bu yıl yapılacağını söylediği seçimlere hazırlık amacıyla yönetim yetkisini altı ay daha uzattığını açıkladı.
Ancak yetkililer seçimlerin ne zaman yapılacağına dair kesin bir tarih açıklamadı.
Ordu, 1 Şubat 2021'de olağanüstü hal ilan etmiş, ülkenin devrik lideri Aung San Suu Kyi'yi ve hükümetinin üst düzey yetkililerini tutuklayarak, daha önceki 50 yıllık askeri yönetimin ardından demokrasiye doğru yıllarca süren ilerlemeyi tersine çevirmişti.
Myanmar ordusunun yönetime el koyması, ülkenin ana muhalefetini destekleyen güçlü etnik azınlık milisleri ve halk savunma güçlerinin şu anda ülkenin büyük bölümünü kontrol ettiği silahlı bir direniş hareketini ateşledi.
Askeri hükümet şu anda iktidara geldiğinden bu yana en büyük zorlukla karşı karşıya ve ülkenin büyük bölümünde savunmada.
Ancak yine de Myanmar'ın orta kesimlerinin çoğunu ve başkent Nepido dahil büyük şehirleri elinde tutabiliyor.
Devlet televizyonu MRTV'nin Cuma günü yayınladığı habere göre, askeri hükümetin başındaki Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Kıdemli General Min Aung Hlaing'ın ulusal seçimlerin yapılabilmesi için ülkede istikrarın yeniden tesis edilmesi amacıyla daha fazla zamana ihtiyaç olduğunu savunmasının ardından Ulusal Savunma ve Güvenlik Konseyi oy birliğiyle olağanüstü halin uzatılmasına karar verdi.
Konsey, anayasal bir idari hükümet organıdır, ancak uygulamada ordu tarafından kontrol edilmektedir.
Ordu tarafından hazırlanan 2008 anayasasına göre ordu, ülkeyi bir yıl süreyle olağanüstü hal altında yönetebiliyor, ardından da seçimlere gitmeden önce iki kez altı aylık uzatma yapabiliyordu.
Ancak cuma günü yapılan uzatma yedinci uzatmaydı.
BM İnsan Hakları Ofisi özel raportörü Tom Andrews yaptığı açıklamada, dört yıllık askeri baskı, şiddet ve beceriksizliğin Myanmar'ı uçuruma sürüklediğini belirtti.
"Cunta güçleri binlerce sivili katletti, köyleri bombalayıp yaktı ve milyonlarca insanı yerinden etti. Parmaklıklar ardında 20.000'den fazla siyasi mahkum bulunuyor. Ekonomi ve kamu hizmetleri çökmüş durumda. Kıtlık ve açlık nüfusun büyük bölümünü tehdit ediyor," dedi.
Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Avrupa Birliği ve diğerleri askeri hükümetin sivillere karşı uyguladığı şiddeti ve sivillerin haklarından mahrum bırakılmasını ortaklaşa kınadı.
Açıklamada nüfusun üçte birinden fazlasının, 19,9 milyon kişinin, gıda yardımı da dahil olmak üzere temel ihtiyaçlarının karşılanması için insani yardıma ihtiyaç duyduğu ve 3,5 milyona yakın kişinin ülke içinde yerinden edildiği, bu sayının son bir yılda yaklaşık bir milyon arttığı belirtildi.
2021'de ordunun yönetime el koymasının yıl dönümü münasebetiyle yapılan ortak açıklamada, ayrıca Myanmar'da uyuşturucu ve insan kaçakçılığı ile online dolandırıcılık operasyonları gibi komşu ülkeleri etkileyen ve daha geniş çaplı istikrarsızlık riski taşıyan sınır ötesi suçların artmasından duyulan endişe dile getirildi.
Aralarında Avustralya, Kanada, Güney Kore, Yeni Zelanda, Norveç ve İsviçre'nin de bulunduğu ülkeler, "Mevcut gidişat Myanmar ya da bölge için sürdürülebilir değil" dedi.
Myanmar'da uzatılan olağanüstü hal General Min Aung Hlaing yönetimindeki hükümetin tüm yasama, yargı ve yürütme yetkilerini birleştiriyor.
Anayasa uyarınca ordunun seçimlerden en az altı ay önce hükümet fonksiyonlarını cumhurbaşkanına devretmesi gerekiyor.
Ordu başlangıçta seçimlerin Ağustos 2023'te yapılacağını söylemişti, ancak düzenli olarak tarihi erteledi ve son zamanlarda 2025'te yapılacağı belirtildi.
Eleştirmenler, özgür medya olmadığı ve Suu Kyi'nin Ulusal Demokrasi Birliği (NLD) partisinin liderlerinin çoğu tutuklandığı için seçimlerin ne özgür ne de adil olacağını söylüyor.
Plan, generallerin kontrolü elinde tutmasını sağlayacak bir sonuç elde ederek ordunun yönetimini meşrulaştırma girişimi olarak görülüyor.
Muhalefetin Ulusal Birlik Hükümeti üyesi Moe Zaw Oo, muhalif grupların şiddet içermeyen yollarla seçimi engellemeye hazırlandığını söyledi.
Kendisini ülkenin meşru hükümeti olarak tanımlayan Milli Birlik Hükümeti (NUG), muhalefetin şemsiye grubu olarak hizmet veriyor.
"Devrimci güçler tarafımızdaki hiçbir örgütten hiç kimse ordunun yapmayı planladığı yasadışı seçimi kabul etmeyecektir. Başka konularda görüş ayrılıklarımız olabilir ama devrimci güçler arasında bu seçim meselesine ilişkin tutum bir ve nettir. Bunu hiçbir şekilde kabul etmiyoruz," dedi çevrimiçi bir basın toplantısında.