Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: 'Hakları savunmanın yolu sokaklardan değil, yargı makamlarından geçer'

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç yabancı basın kuruluşlarının temsilcileriyle İstanbul'da bir araya geldi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç yabancı basın kuruluşlarının temsilcileriyle İstanbul'da bir araya geldi. ©  Copyright 2025 The Associated Press. All rights reserved
© Copyright 2025 The Associated Press. All rights reserved
By Sait Burak Utucu
Yayınlanma Tarihi Son güncelleme
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

İmamoğlu'nun tutuklu yargılanmasının savcılığın takdiri olduğunu ifade eden ve İBB'ye kayyum atanmadığını hatırlatan Tunç, 'Aklandığında, suçlu olmadığı ortaya çıktığında da yine görevine devam edecektir,' diye konuştu.

REKLAM

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Perşembe günü uluslararası basın kuruluşlarının temsilcilerinin yer aldığı toplantıda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın en büyük rakibi olan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla yoğunlaşan muhalefete yönelik baskılar karşısında “hak aramanın yolunun sokaklar değil yargı makamları olduğunu” söyledi.

Euronews Türkçe'nin de yer aldığı basın toplantısında konuşan Tunç, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in yaptığı "sokak çağrılarına" atıfta bulunarak, "Burada bir suç şüphesi söz konusu. Bu şüpheyi ortadan kaldırılmaya yönelik çaba sokakta değil, yargı makamlarında gösterilir," ifadelerini kullandı.

İBB Başkanı İmamoğlu'nun popüler bir belediye başkanı olduğu için tutuklanmadığına dikkat çeken Bakan Tunç, "Onun popüler bir belediye başkanı olması, seçimle geliyor olması, onun suç işlemesini gerektirmez. Böyle bir özgürlük kapsamında değildir. Kanun önünde herkes eşittir," diye konuştu.

'Soruşturma yapılmaması hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz'

Ekrem İmamoğlu hakkında açılan "yolsuzluk" ve "terör" soruşturmalarına değinen Bakan Tunç sık sık değindiği "Türkiye'nin bir hukuk devleti" olduğu söylemini yineleyerek, "İhbarlar karşısında, isnat edilen suçlamalar karşısında ortaya çıkan savcılığın tespit ettiğini belirttiği iddialar karşısında soruşturma yapılmaması hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz," dedi ve şöyle devam etti.

"O zaman herkes dokunmazlık kazanır. 'Benim suç işleme özgürlüğüm var. Ben popülerim, ben seçildim bana dokunmayın' der. Bu böyle değil."

"O isnat edilen suçlamaları tek tek 'Bu böyle değildir' diyerek açıklar ve delilleriyle ortaya koyar. Kamuoyu da tüm şeffaflığıyla kimin suçlu, kimin suçsuz, isnat edilen suçların maddi gerçekliğinin olup olmadığı soruşturma sonunda ortaya çıkar."

İmamoğlu'nun tutuklu yargılanmasının savcılığın takdiri olduğunu ifade eden ve İBB'ye kayyum atanmadığını hatırlatan Tunç, "Aklandığında, suçlu olmadığı ortaya çıktığında da yine görevine devam edecektir," diye konuştu.

'Gazeteciler görevlerini yaptıkları için tutuklanıyormuş gibi bir algı'

Ekrem İmamoğlu'nun 19 Mart'ta tutuklanmasıyla başlayan, 23 Mart'ta tutuklanmasıyla daha da büyüyen hükümet karşıtı gösterilerini İstanbul'da takip eden 8 gazeteci Pazartesi günü gözaltına alınmış ve ardından tutuklanmıştı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un 27 Mart Perşembe günü saat 11:00'de yapılan basın toplantısı öncesinde bu gazetecilerin 7'si serbest bırakıldı.

"Türkiye için gazetecilerin tutuklandığı bir ülke algısı oluşturulmaya çalıştığını" savunan Bakan Tunç bu gazetecilerin serbest bırakıldığını ifade ederek, "Türkiye'de gazeteciler yazdıkları ve görevlerini yaptıkları için tutuklanıyormuş gibi bir algı oluşturmaya çalışılıyor. Bu böyle değil."

"Ceza infaz kurumlarında mesleğini basın çalışanı olarak beyan eden ve çeşitli medya organlarınca basın mensubu olup ceza infaz kurumlarında bulundukları iddia olunan toplam 77 kişi var. 77 kişiden 68'i hükümlü 3'ü tutuklu olarak bulunuyor. Kendilerini gazeteci olarak ifade ediyorlar. 77 kişinin 39'u adam öldürme, uyuşturucu suçları, cinsel suçlar, yağma, dolandırıcılık, yaralama, hırsızlık ve sahtecilik suçlarından ceza infaz kurumlarında bulunuyor. Biri çıkar amaçlı suç örgütü kapsamında, 37'si de terör örgütü soruşturma ve kovuşturması kapsamında cezaevlerinde hükümlü ya da tutuklu olarak bulunuyorlar. Bunlar gazetecilik faaliyeti nedeniyle cezaevinde bulunuyor değiller."

'Muhalif basın özgürce yayın yapıyor'

Türkiye'de "muhalif bir basının olduğu ve özgürce yayın yapabildiklerini" belirten Tunç'un bu ifadelerinden birkaç saat sonra Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından Sözcü TV'ye 10 gün yayın karartma cezası verildi.

RTÜK Üyesi İlhan Taşçı, "Sözcü TV’ye İstanbul, Ankara ve İzmir’den canlı yayın yapılarak, yorumlarda “halkın kin ve düşmanlığa teşvik” edildiği savıyla 10 gün yayın durdurma cezası verildi. Kanal aynı maddeden 8/1/b ceza alması halinde lisansı iptal edilecek," ifadeleriyle kararı duyurdu.

Kararın tebliğ edilmesinin ardından kanalın 10 gün boyunca ekranı karartılacak ve ekrana yalnızca siyah zemin üzerine RTÜK’ün karar metni yansıtılacak.

Bakan Tunç ise "Özellikle Türkiye'de gazetecilerin tutuklandığı yönündeki algı tamamen gerçek dışı bir algı. Türkiye'de muhalif basın var. Televizyon kanalları, internet sayfaları, gazeteler var. Siz bunları takip ediyorsunuz. Bunlar özgürce yayın yapabiliyorlar. Dolayısıyla yürütmeyi, yargıyı, yasamayı da eleştiren yazılar sürekli sizler tarafından da takip edilen hususlar," ifadelerini kullandı.

İmamoğlu dönemi öncesindeki yolsuzluk dosyaları hakkında: 'Değerlendirilecektir'

Ekrem İmamoğlu'nun 2019 yerel seçimlerinde ilk kez İBB'nin başına gelmesinin ardından İBB Teftiş Kurulu'nun hazırladığı 30'dan fazla yolsuzluk ve usulsüzlük dosyaları hakkında Euronews Türkçe'nin yönelttiği "Bu dosyalar hakkında soruşturma açılıp açılmayacağına" dair soruya ise şöyle yanıt verdi:

"Tüm bunlar öncesinde ya da sırasında olan tüm bu raporlar yargı makamları tarafından değerlendirilecektir. Savcılığa intikal eden belgeleri, savcılar ve sonrasında da hakimler elbette ki değerlendirecektir. Nerede bir suç varsa zaten bu suçla ilgili soruşturma yapmak yargının görevi."

'Türkiye AİHM kararlarına uyan bir ülke'

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) tutuklu eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki ihlal kararının sorulması üzerine Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye'nin AİHM kararlarını uygulamadığına yönelik yanlış bir algı olduğunu savundu.

Ülkemiz AİHM kararlarına uyan bir ülke diyen Tunç şöyle devam etti:

"Bütün üye ülkelerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını ortalama uygulama oranı yüzde 79.75. Türkiye’nin uygulama oranı ise yüzde 90.57. Kararları uygulamayan çok ülke var."

"Demirtaş, tutukluluğuyla ilgili olarak AİHM'e yaptığı başvuru sonucunda AİHM, ülkemiz aleyhine ihlal karar vermiştir. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi ilgili hakkında birçok suçtan mahkumiyet kararı vermiş ancak gerekçeli karar henüz açıklanmamıştır. Bu kararın şimdi istinaf mahkemesindeki süreci devam ediyor. Özetle Selahattin Demirtaş bu kararla birlikte tutuklu değil, hüküm özlü olarak cezaevinde bulunuyor."

"Bununla birlikte Ağır Ceza Mahkemesi, tutukluğa ilişkin değerlendirme yaparken AİHM kararını detaylı bir şekilde incelemiş ve mevcut tutukluluğunun AHİM tarafından verilen ihlal kararının konusu olmadığı ve AİHM tarafından incelenmeyen yeni deliller bulunduğu sonucuna varmıştır. Hali hazırda ilgili hakkında derdest bir AİHM başvurusu bulunmaktadır."

2024 yılında 4.450 AİHM başvurusu

AİHM istatistiklerine işaret eden Bakan Tunç, 2024 yılında 4.450 yeni AİHM başvurusu olduğunu ifade etti.

Türkiye bu sayı 46 ülke arasında birinci sırada yer alıyor. Bu sıralamanın nüfusa kıyasla bakıldığında değiştiğini belirten Tunç, "Her 10.000 kişiye düşen yeni başvuru sayısında ülkemiz Avrupa Konseyi'nin 46 ülkesi arasında 24. sırada. 1 Ocak 2025 itibarıyla AİHM'deki derdest başvuru dosyamız Türkiye olarak 21.600. Burada da birinci sıradayız. Ancak nüfus olarak baktığımız zaman her 10.000 kişiye düşen toplam başvuru sayısında ülkemiz 46 ülke arasında 7. sırada," dedi.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İmamoğlu’nun ‘terör’ soruşturması ifadesi: ‘Tam bir pusu ve kumpas düzeni’

Almanya'dan İmamoğlu tepkisi: Muhalefet mahkemelerde yargılanmamalı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: 'Otel işletme sahibi, müdürü gözaltında'