Avrupa güvenlik mimarisi için Türkiye'nin varlığının çok önemli olduğunu ifade eden Radwan, 'Bu güvenlik mimarisi için başka bir senaryomuz yok, Türkiye'nin güvenlik ve savunma çerçevesine dahil olmasını istiyoruz. Güvenlik mimarisi oluşmaya başladıkça Türkiye'nin yeri belli olacak' dedi.
AB Türkiye Delegasyonu ve Polonya'nın Ankara Büyükelçiliği tarafından, 1 Ocak 2025'te Avrupa Konseyi Dönem Başkanlığı görevini devralan Polonya'ya gerçekleştirilen basın gezisinde Polonya Dışişleri Bakan Yardımcısı Anna Radwan, başkent Varşova'da Euronews Türkçe'nin de yer aldığı, Türkiye'den gelen bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı.
2025 Haziran ayına kadar AB Konseyi Dönem Başkanlığı görevini yürütecek olan Polonya'nın bu süre zarfında birincil önceliğinin "Avrupa güvenliği" olduğunu ve bu kapsamdaki en önemli hususun da Ukrayna'da güvenliği tesis etmek olduğunu belirten Bakan Yardımcısı Radwan, Türkiye'nin de bu süreçte kilit bir rol oynadığını ifade etti.
Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski'nin göreve geldikten sonra yaptığı bir konuşmadaki sözlerini yeniden alıntılayan Radwan, Avrupa güvenlik mimarisi ve Rusya ile Ukrayna arasındaki ateşkes sağlanması için Türkiye'den beklentileri olduklarını yineledi.
Sikorski'nin 'Karadeniz'de ve Doğu Akdeniz'de stratejik konuma sahip Türkiye'den çok beklentilerimiz var' sözlerine atıfta bulunan Radwan Türkiye'nin daha yüksek oranda müttefik olmasını beklediklerini ifade etti.
"Türkiye'nin ortak dışişleri ve güvenlik politikasında müttefiklik uyumluluğu şu anda %100 değil. Öncelikle bunun artmasını umuyoruz. O nedenle Türkiye'den [Rusya'ya karşı] yaptırımlar da dahil olmak üzere bu uyumluluğu daha fazla arttırmasını bekliyoruz."
Avrupa güvenlik mimarisi için Türkiye'nin varlığının çok önemli olduğunu ifade eden Radwan, "Bu güvenlik mimarisi için başka bir senaryomuz yok, bunun başka bir çıkış yolu yok. Türkiye'nin güvenlik ve savunma çerçevesine dahil olmasını istiyoruz. Güvenlik mimarisi oluşmaya başlıyor ve bu oluşum tamamlansıyla birlikte Türkiye'nin yeri ve mevkisi belli olacak," dedi.
Polonya'da GSYİH'nin yüzde 4,7'si savunmaya ayrıldı
AB Konseyi Dönem Başkanlığı sürecinde, başta AB üyesi olan NATO partnerlerinin savunma harcamalarını artırmasını bekleyen Polonyalı yetkililer, 2024 yılında ülkenin gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYİH) yüzde 4,7'sinin savunmaya ayrıldığını açıkladı.
Şubat 2022'de Rusya'nın Ukrayna işgali ile başlayan Avrupa'nın güvenlik endişesi son dönemde hız kazandı ve Avrupa ülkeleri savunma harcamalarını artırma eğilimine geçti.
Avrupa Birliği, Ukrayna'yı kısa vadede desteklemek ve uzun vadede kendi savunmasını güçlendirmek amacıyla stratejik özerklik hedefi doğrultusunda "ReArm Europe" adlı yeniden silahlanma planını gündeme aldı.
AB liderlerinin üzerinde çalıştığı bu beş maddelik plan, dört yıl içinde yaklaşık 800 milyar euroluk bir bütçeyi harekete geçirmeyi amaçlıyor ve bu kaynağın büyük kısmı üye ülkelerin savunma harcamalarını artırmalarından sağlanacak.
Türkiye, 'islamafobi' nedeniyle mi AB'ye giremiyor?
Bakan Yardımcısı Anna Radwan, Euronews Türkçe'nin yönelttiği Türkiye'nin 26 yıldır AB üyesi olamaması ve bunun zaman zaman "islamafobik" nedenlere bağlanmasına ilişkin soruya, "AB'de hiçbir zaman üyeliklerde dini bir kriter uygulanmıyor," yanıtıyla açıklık getirdi.
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Şubat ayında yaptığı açıklamada, "Son yıllarda açıkça ifade edilmese de Avrupa Birliği'nin kimlik politikalarından dolayı büyük bir Müslüman ülkeyi kendi içine alma konusunda yaşadığı rahatsızlıktan dolayı üyelik müzakereleri bir noktada donmuş durumda. Vaziyet bu," ifadelerini kullanmıştı.
Fidan'ın yorumlarına ilişkin olarak dini kriterler ile AB genişleme sürecinin ilerlemediğini hatırlatan Radwan, "İktisadi ve politik değerler ile ilgili kriterler bizim için göz önünde bulunduruluyor," dedi.
Polonya'nın Türkiye'yi AB üyeliği konusunda her zaman desteklediğini ifade eden Radwan, 26 yıldır üye olamama gerekçelerine dair ise bu durumun karşılıklı adımlarla geliştirilmesi gerektiğini ima ederek, "Siyasi ve diplomatik cümlelerle bunu anlatabilirim ama biz Lehçe'de 'Tango yapabilmek için iki kişi lazım' deriz. Türkiye’nin ikinci dansçı olarak bu tangoda yer alması gerek," ifadelerini kullandı.
12 Mart'ta Ankara'yı ziyaret eden Polonya Başbakanı Donald Tusk da "Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin artık gerçekçi ve elde tutulur bir süreç olmasını temenni ediyoruz," ifadelerini kullanarak sürece destek vermişti.
Macaristan'ın AB kararlarını veto etmesi
Dışişleri Bakan Yardımcısı Anna Radwan basın toplantısının girişinde yaptığı konuşmada AB'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlarına ilişkin Macaristan'ın veto kararlarına da sitemde bulundu.
Radwan, "AB ortaklarımıza, her zaman savunma harcamalarını yükseltmelerini ve savunmaya ayrılan GSYİH oranlarının daha fazla arttırılması gerektiğini vurguluyoruz. Polonya'da yaklaşık 10 yıl önce savunma harcamalarındaki GSYİH oranlarının arttırılması konusunda bir eğilim başladı. Doğu Avrupa bölgesinde bu konuda liderlik gösteriyoruz. Ukrayna'nın güvenliği konusunda bizim için en çok önemli konu Rusya'ya karşı yaptırımlar. Ancak Macaristan bu yaptırım politikasına tamamen katılmıyor," açıklamasını yaptı.
Macaristan'ın veto kararlarına ilişkin bir tedbir planı olup olmadığı veya gelecekte AB'nin kararlarında "oy birliği" yerine "oy çokluğu" uygulamasının ihtimal dahilinde olup olmadığı konusunda Euronews Türkçe tarafından yöneltilen soruya ise Radwan, "böyle bir ihtimalin AB'nin geleceği için bir büyük bir risk olacağını" ifade etti.
Blok içerisindeki oylama konusunda yakın geçmişte bir AB reformu üzerinde durduklarını ifade eden Radwan, "Bu konu, popülist liberallerin bir tutumu ve hukuk devletinin yararına olup olmayacağı üzerine yapılan bir tartışma. Ayrıca bu, Avrupa karşıtı grupların değirmenine de su taşıyan ve onları mutlu eden bir konu. Biz bu konuda bir taviz verirsek bizim özgürlüğümüz ve bağımsızlığımız tehlikeye girebilir," dedi.