Güney Kore'de hükümeti ekonomik zorluklar ve siyasi açıdan parçalanmış bir toplum devralan Lee Jae-myung, erken seçimi kazanmasının ardından Çarşamba günü görevine erken başladı.
Güney Kore'nin yeni Devlet Başkanı Lee Jae-myung, Kore Yarımadasında barışı sağlamak amacıyla Kuzey Kore ile görüşmeleri yeniden başlatma sözü verdi.
Erken seçim zaferinin ardından Çarşamba günü erken saatlerde yemin eden Lee, dış politika ve ekonomi politikasından ülkedeki siyasi bölünmüşlüğü iyileştirmeye kadar beş yıllık görev süresinin temel politika hedeflerini özetledi.
Lee, ülkenin Ulusal Meclisi'nde yaptığı açılış konuşmasında, Güney Kore-ABD askeri ittifakı tarafından desteklenen "güçlü caydırıcılık" ile Kuzey Kore'nin nükleer ve diğer askeri tehditleriyle başa çıkma sözü verdi.
Bununla birlikte Pyongyang ile yıllardır yapılmayan görüşmeleri yeniden başlatacağını belirterek, "Kuzey Kore ile bir iletişim kanalı açmaya ve Kore Yarımadası'nda görüşmeler ve işbirliği yoluyla barışı tesis etmeye" de söz verdi.
Pyongyang 2019'dan beri Seul ile görüşmeyi reddettiği için bunun nasıl karşılanacağı belirsizliğini koruyor.
Liberalleri eleştirenler daha önce Lee'yi Çin ve Kuzey Kore'ye yönelip ABD ve Japonya'dan uzaklaşmakla suçlarken, lider ayrıca, Seul-Washington-Tokyo üçlü işbirliğini büyütmek istediğini vurguladı.
Lee, "Ulusal çıkarlara dayalı pragmatik diplomasi yoluyla, küresel ekonomi ve güvenlik ortamındaki büyük değişimin yarattığı krizi ulusal çıkarlarımızı en üst düzeye çıkarmak için bir fırsata dönüştüreceğiz," dedi.
Lee'nin hükümeti, yavaşlayan iç ekonomi, ABD'nin gümrük vergisi artışı ve değişken bir uluslararası bağlam da dahil olmak üzere sayısız zorlukla mücadele etmek zorunda kalacak.
Geçtiğimiz yıl başarısızlıkla sonuçlanan sıkıyönetim girişiminin ardından eski muhafazakar Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol'un görevden alınmasıyla nisan ayında yapılan erken seçimin ardından seçim zaferi kazanan Lee, Seul'ün Washington ile ittifakının dış politikasının temel taşı olduğunu defalarca vurguladı.
Lee'yi seçilmesinden dolayı kutlayan Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba, ikili ilişkileri daha da ilerletmek için Lee ile "mümkün olan en erken zamanda" zirve görüşmeleri yapmak istediğini söylerken, ABD Dışişleri Bakanlığı da Seul ve Washington'un "karşılıklı savunma anlaşması, ortak değerler ve derin ekonomik bağlar" temelinde ittifaka "sarsılmaz bir bağlılık" duyduklarını belirtti.
Dış politikanın yanı sıra, salı günkü seçimlerde ana muhafazakar rakip Kim Moon-soo'nun yüzde 41,3'üne karşı kullanılan oyların yüzde 49,3'ünü kazanan yeni başkan, ülkedeki durgunluk tehditlerine karşı "kafa kafaya bir savaş" yürütme ve hükümet harcamalarını artırma sözü verdi.
Başkanlığına yol açan tarihi anayasal krize değinen Lee, Yoon'un sıkıyönetim uygulamasına ilişkin derinlemesine bir soruşturma sözü verirken, ülkenin bir araya gelmesi ve geçtiğimiz aralık ayındaki şok edici olayın ardından yaşanan bölünmeleri iyileştirmesi çağrısında bulundu.
Kuzey Kore ve Rusya'nın büyüyen askeri ortaklığı
ABD'nin gümrük vergilerinin yanı sıra Kuzey Kore'nin Rusya ile artan askeri anlaşmaları da yeni Güney Kore hükümeti için yadsınamaz bir meydan okuma oluşturacak.
Kuzey Kore, Ukrayna'ya karşı savaşını sürdüren Rusya'ya silah ve asker sağlıyor. Pyongyang ilk kez nisan ayında Rusya için Ukrayna'ya karşı savaşmak üzere asker gönderdiğini kabul etti.
Kuzey Kore diktatörü Kim Jong-un da Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini tereddütsüz desteklediğini ifade etti.
Güney Kore, ABD ve müttefikleri Rusya'nın Pyongyang'a nükleer silah programını geliştirmesine yardımcı olacak teknolojiler verebileceğinden endişe ediyor.
Kuzey Kore'nin geçen ay ülkenin ilk deniz destroyerini denize indirmesinin ardından Güney Koreli yetkililer Choe Hyon savaş gemisinin muhtemelen Rusya'nın yardımıyla inşa edildiğini belirtti.
Devlet medyası geminin nükleer füzeler de dahil olmak üzere modern silahlar taşımak üzere tasarlandığını bildirirken, Dr. Edward Howell geçtiğimiz ay Euronews'e yaptığı açıklamada, Kuzey Kore'nin savaş gemileri geliştirmesinin rejimin amaçlarının merkezinde yer aldığını söyledi.
Howell, "Nükleer hırslar, Kim'in rejimin hayatta kalması arzusuyla ayrılmaz bir şekilde bağlantılı, aynı zamanda Kuzey Kore'nin Amerika Birleşik Devletleri ile eşit statüde eşit bir güç olarak görülmesi arzusuyla da ilişkili," dedi. "Bu savaş gemilerinin geliştirilmesi bu nükleer tanıma ile iç içe geçmiş durumda."