Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Erdoğan: 'İsrail yönetimi tamamen kontrolü kaybetmiştir'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York'ta, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na hitap ederken, 23 Eylül 2025
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York'ta, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na hitap ederken, 23 Eylül 2025 ©  Yuki Iwamura/Copyright 2025 The AP. All rights reserved.
© Yuki Iwamura/Copyright 2025 The AP. All rights reserved.
By Euronews & AP
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Erdoğan, '(İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu'nun barışa, rehineleri kurtarmaya niyetinin olmadığı tekrar anlaşılmıştır,' dedi.

REKLAM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, salı günü Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na hitaben yaptığı konuşmada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu eleştirdi ve Filistin'i tanıma kararı alan ülkeleri tekrar tebrik etti.

Erdoğan, İsrail'in geçtiğimiz haftalarda Katar'da Hamas liderliğine yönelik düzenlediği saldırıyla beraber "kontrolü tamamen kaybettiğini" vurgularken, "(İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu'nun barışa, rehineleri kurtarmaya niyetinin olmadığı tekrar anlaşılmıştır," dedi.

"Sesi kısılmak istenen Filistin halkına tercüman olmak için" kürsüye çıktığını belirten Erdoğan, "İsrail tarafından Gazze'de son 23 aydır her saat 1 çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor. Bunlar sayı değil, hepsi birer can, birer masum insan," dedi.

Gazze'de Hamas kontrolündeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in sürdürdüğü işgal altında şimdiye dek 65 binin üzerinde insanın hayatını kaybettiğini açıklamıştı.

Bakanlık, ölenler arasında sivil - militan ayrımı yapmazken, Birleşmiş Milletler, hayatını kaybedenlerin önemli bir bölümünü kadın ve çocukların oluşturduğunu teyit ediyor.

Savaş, Hamas militanlarının 7 Ekim 2023'te İsrail'in güney sınırlarını aşıp yaklaşık bin 200 kişiyi öldürmeleri ve 256 kişiyi rehin almalarıyla başlamıştı.

"İnsanlık tarihi son 1 asırda böyle bir vahşet görmemiştir," diyen Erdoğan, "Bir çocuğun eline küçük diken batsa anne babaların yüreği yanıyor ama Gazze'de çocuklar anestezi yapılmadan ampute ediliyor. Bu insanlığın dip noktasıdır," şeklinde konuştu.

İsrail'in Gazze dışında Batı Şeria, Lübnan, Suriye, Yemen, İran ve Katar'da gerçekleştirdiği son operasyonla "bölge barışını tehdit ettiğini" sözlerine ekledi.

"Bu kürsüden ifade ediyorum, Gazze'de savaş yoktur. Bir yanda elinde en modern en öldürücü silahlar olan düzenli ordu, diğer tarafta masum siviller vardır."

Erdoğan, "Soykırım kadrosunun uluslararası hukuka hesap vermesi temin edilmelidir. İnşallah bu mutlaka gerçekleşecektir," dedi ve ekledi: "Filistin Devleti'ni tanıdığını açıklayan tüm ülkelere teşekkür ediyor, henüz bu kararı almayan devletleri ise bir an önce harekete geçmeye çağırıyorum."

21 Eylül Pazar günü Portekiz, İngiltere, Kanada ve Avustralya Filistin'i devlet olarak tanımıştı.

Pazartesi günü de New York'ta Riyad ve Paris'in öncülük ettiği "Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması İçin Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferans" toplantısında Fransa, Monako, Portekiz, Lüksemburg, Andorra, Malta ve Belçika, Filistin'i devlet olarak tanıyan ülkeler arasındaydı.

Erdoğan son olarak Kıbrıs'taki ikili yapıya değindi: "Uluslararası toplum, Kıbrıs Türklerinin yarım asırdır maruz bırakıldıkları haksız izolasyona artık son vermelidir."

"Kıbrıs meselesinin çözümü, daha önce defalarca denenmiş ancak Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle tüketilmiş 'federasyon modeli' üzerine bina edilemez. Uluslararası toplumu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımaya, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet ediyorum."

Kıbrıs'ta ne oldu?

Türkiye'de "Kıbrıs Barış Harekâtı," Yunanistan'da "Kıbrıs Türk İstilası" olarak bilinen ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin "Atilla Harekâtı" koduyla düzenlediği askeri operasyon, 20 Temmuz 1974'te, o dönemki CHP - Milli Selamet Partisi (MSP) koalisyonunun kurduğu 37'nci hükümette Başbakan olarak görev yapan Bülent Ecevit'in emriyle gerçekleşti.

Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Konseyi'nin (Council of Europe - CoE) "işgal" olarak tanımladığı harekâta gerekçe olarak Ankara, İngiltere, Türkiye ve Yunanistan'ın taraf olduğu Zürih ve Londra Antlaşmasını gösteriyordu.

"Garanti Antlaşması" olarak da bilinen metinde, Rum ve Türk toplumlarının birbirlerine baskı kuramayacağı, bu gibi durumlarda garantör devletlerin engellemede bulunabileceği belirtiliyor.

15 Temmuz 1974'te, Yunanistan'ın desteğiyle yapılan Kıbrıs Darbesi'nden hemen sonra harekâtın ilk ayağı, 14 Ağustos'ta da ikinci ayağı düzenlendi. Silahlar sustuğunda Lefkoşa'nın kuzeyi dahil adanın yüzde 37'si Türklerin kontrolündeydi.

Harekat sona erdiğinde Türk tarafının kaybı 3 bin 841, Rum ve Yunan tarafınınki de 16 bin dolaylarındaydı. Bu süreçte 270 sivilin öldüğü, 803'ünün kaybolduğu ve binin üzerinde insanın yaralandığı biliniyor.

Türk ve Rum toplumları arasındaki gerginliğin bir sonucu olan Kıbrıs Harekatı nedeniyle 140 bin ila 200 bin Rum, 42 bin ila 65 bin Türk zorunlu olarak adada yer değiştirdi.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İngiltere'de Etiyopyalı sığınmacı cinsel saldırıdan hapis cezası aldı

Elon Musk'ın babası, çocuklarına cinsel istismarla suçlandı

İtalya'da genel grev: Hükümete Gazze çağrısı