Portekiz'de pazar günü yapılan belediye seçimleri, aşırı sağcı Chega partisinin Lizbon ötesinde varlığını genişletmesi açısından belirleyici olabilir. Ülkenin en büyük iki şehrinde, merkez sol ile merkez sağ arasında çekişmeli bir yarış var.
Portekiz’de seçmenler, geçtiğimiz ay yaşanan ölümcül bir tramvay kazasının ardından Lizbon’daki belediye başkanlığı yarışına dikkatlerin çevrildiği yerel seçimlerde pazar günü sandık başına gitti.
Seçim, aşırı sağcı Chega partisinin sadece 5 ay önce yapılan erken genel seçimlerde ülke parlamentosundaki ikinci en büyük güç haline gelmesinin ardından önemli bir sınav olarak görülüyor.
Belediye seçimleri, Chega partisinin özellikle Alentejo ve Algarve bölgelerinde ilk kez belediye başkanlıklarını kazanma ihtimalinin bulunduğu, ülke genelinde aşırı sağın etkisini genişletmesi açısından belirleyici olabilir.
Chega, aralarında milletvekillerinin de bulunduğu önde gelen isimleri, Faro’da Pedro Pinto ve Sintra’da Rita Matias gibi ülkenin en önemli şehirlerinde aday gösteriyor. Chega’nın adayları, Sintra ve Setúbal gibi şehirlerde Sosyalist Parti (PS) ve Sosyal Demokrat Parti (PSD) adaylarıyla başa baş bir yarış içinde.
Ülkenin iki büyük şehri Lizbon ve Porto’da ise merkez sağ hükümet koalisyonu (PSD-CDS) adaylarıyla Sosyalist Parti (PS) arasında kıyasıya bir yarış bekleniyor. PS, Porto’da tek başına, Lizbon’da ise geniş bir koalisyonla yarışa katılıyor.
Lizbon ve Porto’da başa baş yarış
Lizbon’da merkez sağ koalisyonun adayı Belediye Başkanı Carlos Moedas, PS öncülüğündeki koalisyonun adayı, hukuk profesörü Alexandra Leitão ile dört yıllık görev süresi için yarışıyor.
Moedas, 2021’de, başkentte 14 yıl süren sosyalist yönetimin ardından çok az bir farkla seçimi kazanmıştı.
Oylama, geçen ay 11’i turist olmak üzere 16 kişinin hayatını kaybettiği Elevador da Glória tramvay kazasının ardından gerçekleşiyor. Olay büyük bir kamuoyu tepkisine yol açarken, Moedas sorumluluk kabul etmeyerek istifa etmeyi reddetti.
Bu trajedi, Lizbon belediye başkanının yeniden seçilme planlarına ağır bir darbe vurdu.
Ancak birçok seçmen, oylarını tramvay kazasından ziyade konut politikaları ve çöp toplama gibi şehrin diğer kronik sorunlarının etkilediğini söylüyor. Lizbon, artan turist sayısı ve hızla yükselen emlak fiyatları nedeniyle ciddi bir baskı altında.
Başkentte ilk kadın belediye başkanı olmayı hedefleyen Leitão’nun şansı, deneyimli belediye meclis üyesi ve Komünist Parti önderliğindeki CDU’nun adayı João Ferreira’nın bağımsız yarışma kararıyla zayıflayabilir. Ferreira, PS öncülüğündeki — Sol Blok, Livre ve PAN (İnsanlar-Hayvanlar-Doğa) partilerinin de dahil olduğu — koalisyona katılmayı reddetti.
Ferreira’ya kayan oylar, PSD, Halk Partisi (CDS) ve Liberal İnisiyatif’ten oluşan koalisyonun başında yer alan Moedas’ın yeniden seçilmesi için belirleyici olabilir.
Porto’da, ülkenin ikinci büyük kentinde, mevcut belediye başkanı Rui Moreira’nın 2013’ten beri sürdürdüğü görevine yasa gereği yeniden aday olamaması nedeniyle yeni bir dönem başlıyor.
Bağımsız aday olarak, CDS ve Liberal İnisiyatif’in desteğiyle seçilen Moreira, geçmişte büyük partilerin adaylarını geride bırakmıştı. Onun yarış dışı kalmasıyla, mücadele Sosyalist Parti’nin adayı eski Sağlık Bakanı Manuel Pizarro ile PSD/CDS koalisyonunun adayı, kısa süre önce Parlamento İşlerinden Sorumlu Bakan olarak görev yapan Pedro Duarte arasında geçiyor.
Bağımsızların yükselişi
Son yıllarda bağımsız adayların sayısı istikrarlı biçimde artıyor. İlk bağımsız belediye başkanları 2005’te seçilmişti; o dönem sadece 7 kişiydi ancak bu sayı 2021 seçimlerinde 19’a yükseldi.
Toplam 9 milyon 303 bin 840 kayıtlı seçmen, ülke genelindeki 308 belediye ve 3 bin 259 mahallede belediye meclisleri, belediye ve mahalle konseyleri için oy kullanıyor. Madeira ve Azor Adaları da seçim bölgelerine dahil.
Bu seçimlerde toplam 800 siyasi oluşum ve bağımsız yurttaş grubu yarışıyor.
2013’te rekor düzeye ulaşan yüzde 47,4’lük yüksek seçimlere katılmama oranının (seçmen katılımı düşüklüğünün) aksine, bu yıl daha yüksek bir katılım bekleniyor.