Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Hibrit savaş ya da kutsal savaş: IŞİD ve Rusya aynı savaş stratejilerini mi kullanıyor?

İD ve Rusya'nın yöntemleri ne kadar benzer?
İD ve Rusya'nın yöntemleri ne kadar benzer? ©  Grafik: Olga Lavrentyeva
© Grafik: Olga Lavrentyeva
By Johanna Urbancik
Yayınlanma Tarihi Son güncelleme
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

IŞİD ve Rusya, propaganda, dezenformasyon ve savunmasız grupların hedefli biçimde devşirilmesi gibi benzer taktikler kullanıyor. Bugün hibrit savaş, geçmişte terörizm, toplumları istikrarsızlaştırmak için tasarlanmış bir yöntem.

Rusya’nın Batı’ya karşı yürüttüğü hibrit savaşta sözde “düşük seviyeli ajanlar” kullandığı bildiriliyor. Çoğunlukla sosyal medya üzerinden devşirilen bu kişiler, sivil görünümlü sıradan insanlar ve görevlendirildikleri eylemler genellikle görece küçük çaplı casusluk veya sabotaj faaliyetleri oluyor.

Bu eylemler arasında kundaklama, askeri ya da kritik altyapının fotoğraflanması veya filme alınması, hatta paket bombalarının gönderilmesi sayılabiliyor. Amaç ise her zaman aynı: Halk arasında kaos ve güvensizlik yaratmak.

Almanya Başbakanı Friedrich Merz (CDU), ekim ayında yaptığı hükümet açıklamasında da Moskova’yı Batı’ya karşı hibrit savaş yürütmekle suçlamıştı.

Hibrit savaş; askerî, siyasi, ekonomik ve siber taktiklerin birleşerek savaş ile barış arasındaki çizgiyi bulanıklaştırması anlamına geliyor.

Benzer şekilde terör örgütü “Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) de hibrit savaşın bir türünü uyguladığı, internet üzerinden Batı’daki insanları radikalleştirip huzursuz ettiği iddia edilmişti.

Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi'nde (ICCT) kıdemli araştırma görevlisi ve program direktörü olan Kacper Rekawek Euronews'e verdiği röportajda, "Hibrit savaşın ya 2014'teki gibi küçük yeşil adamlardan ya da dezenformasyondan ibaret olduğuna dair bir düşünce var. Ancak suç gibi pek çok başka yönü de var," değerlendirmesini yaptı.

Rekawek, “Rusya’nın askerî doktrinine, devletler arası terörizme — yani devletin devlete karşı eylemlerine — baktığınızda, hibrit savaşın kullanılabilecek bir araç olduğunun farkındalar,” diye ekledi.

Bu yaklaşımın genellikle aynı kaldığını, ahlaken sorunlu kişilerin daha kolay yönlendirilebilir oldukları için devşirildiğini ifade eden Rekawek, “Bunlar Rusya’nın doğal müttefikleri,” dedi.

Bu yöntem, Rusya’nın Avrupa’da suçluları bir tür vekil olarak kullanmasına ve hibrit savaş yürütmesine olanak sağlıyor — tıpkı bir zamanlar IŞİD'in Avrupa’daki suçluları şiddet eylemleri için devşirmesi gibi.

Suriye devlet haber ajansı SANA tarafından 27 Mart 2016 tarihinde çekilen bu fotoğrafta Palmira'da İslam Devleti terör milislerine ait yanmış bir afiş görülüyor
Suriye devlet haber ajansı SANA tarafından 27 Mart 2016 tarihinde çekilen bu fotoğrafta Palmira'da İslam Devleti terör milislerine ait yanmış bir afiş görülüyor Uncredited/AP

Uzmanlar iki yapı arasında benzerlikler kuruyor. Rus istihbaratının devşirme ve operasyon yöntemleri, Nisan 2013’te kurulduğundan bu yana Şeriat hukukuna dayalı totaliter bir devlet kurmayı amaçlayan IŞİD’in kullandığı yöntemlere benziyor. Şeriat, Kur’an ve Sünnet’e dayalı dini, ahlaki ve hukuki kurallar bütünü.

IŞİD özellikle vahşi taktikleriyle biliniyor; bunlar çoğunlukla en yüksek medya etkisi yaratacak şekilde sahneleniyor ve örgütün “kâfir” saydığı herkesi hedef alıyor.

Almanya iç istihbarat teşkilatına göre en büyük tehdit, bu propagandadan etkilenen yalnız aktörlerden ya da küçük gruplardan geliyor.

'Putin'in Almanya'daki gizli tehdidi': Serinin ilk üç makalesi

İnanç ve etki arasında

Hem Rusya hem de IŞİD ideolojik yüklü propagandaya dayanıyor. IŞİD, ağırlıklı olarak genç ve çoğu kez toplumun kenarında kalan Müslümanları — kadın ve erkek — hedef alarak onlara bir aidiyet ve amaç duygusu sundu.

2012 ile 2017 yılları arasında Almanya’daki camiler, özellikle Berlin’in Moabit semtindeki Fussilet 33 Camii, birer devşirme merkezi haline geldi. Konrad Adenauer Vakfı’nın yaptığı bir araştırma, buradaki vaizlerin Selefi öğretileri yaydığını ve Suriye’deki savaşçılarla bağlantılar kurduğunu ortaya koydu.

Başlangıçta takipçilerini Junud el-Şam gibi İslami-cihadist gruplara katılmaya çağırdılar; daha sonra ise sözde İslam Devleti’ni desteklediler. Geriye dönüp bakıldığında, bu cami Almanya’daki IŞİD’in en önemli devşirme merkezi olarak görülüyor.

Polis memurları bir baskının ardından Fussilet-33 camisinin önünde duruyor.
Polis memurları bir baskının ardından Fussilet-33 camisinin önünde duruyor. Gregor Fischer/AP

Nasıl ki IŞİD 2013 ile 2019 arasında belirli grupları kasıtlı olarak harekete geçirdiyse, Rusya da bağlılık ve eyleme hazır olmayı sağlamak için dini ya da milliyetçi ideolojilere uyarlanmış mesajlar kullanıyor.

Rusya ve Almanya’daki Rus Ortodoks topluluklar

Rusya sadece milliyetçileri değil, toplumun kenarında kalan kişileri de hedef alıyor. Aşırıcılık Karşıtı Proje’nin (CEP) başkanı Dr. Hans Jakob Schindler, ideal “düşük seviyeli ajan”ın ya ideolojik olarak motive olmuş ya da finansal güvenlik arayan kişilerden oluştuğunu söylüyor.

Geleneksel aşırıcı gruplardan farklı olarak, bu düşük seviyeli ajanlar nadiren yalnızca ideolojiyle hareket ediyor; çünkü neredeyse her zaman finansal teşvikler de rol oynuyor. Schindler, “Kırılgan ekonomik koşullar ile ideolojik yakınlığın birleşimi mükemmel bir kombinasyon oluşturuyor,” dedi.

Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi’nin (ICCT) bir raporuna göre Rusya, Avrupa genelinde sosyal açıdan dışlanmış, çoğunlukla Rusça konuşan bireyleri hibrit savaş operasyonlarında vekil olarak kullanmak üzere aktif şekilde devşiriyor. Belirli topluluklardaki kırılganlıklar, Rusya’nın jeopolitik hedeflerini ilerletmek için istismar ediliyor.

Gözlemciler, Rusya’nın Almanya’daki Rusça konuşan topluluklardan da devşirme yapabileceğini düşünüyor. Özellikle Rusya’daki Ortodoks ana kilisesiyle yakın bağları nedeniyle Rus Ortodoks cemaatleri inceleme altında.

Schindler, “Rus Ortodoks Kilisesi Kremlin’e çok yakın ve 2014’ten itibaren, 2022’de de tekrar, Rusya’nın saldırı savaşlarını destekledi,” dedi, ancak kilisenin kendisini “özellikle kırılgan” olarak nitelendirmeyeceğini de vurguladı.

Petersburg'da Rus Donanma Günü için düzenlenen büyük deniz geçit töreninin ardından Rusya Devlet Başkanı Putin ile birlikte, 28 Temmuz 2024.
Petersburg'da Rus Donanma Günü için düzenlenen büyük deniz geçit töreninin ardından Rusya Devlet Başkanı Putin ile birlikte, 28 Temmuz 2024. Alexei Danichev/Sputnik

Kimliğini gizli tutma şartıyla Euronews’e konuşan bir Ortodoks din adamı, Rusya’nın söyleminin “biraz daha temkinli” hale geldiğini belirtti.

Din adamı, “Örneğin piskoposlukları artık şöyle diyor ve bu, Moskova’daki Rus Patrikhanesi merkezinden gelen bir talimat, ‘Biz siyasi tartışmalara girmiyoruz; sadece yerel halkın dini ihtiyaçlarını karşılamak için buradayız.’ Ancak bunun sorgulanması gerekiyor,” dedi.

Kilise, Kremlin için ideolojik bir dayanak işlevi görüyor; Patrik Kirill I ve diğer kilise liderleri, savaşı Batı etkisine karşı Ortodoks değerlerinin savunucusu olarak sunarak insanları seferber ediyor.

Geçen yıl Mart ayında Rus Ortodoks Kilisesi, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşını “kutsal savaş” ilan eden bir karar yayımladı.

Bu karar, Ukrayna’nın bağımsızlığını sona erdirmeyi ve Rus yönetimini dayatmayı amaçlıyordu. Ayrıca çatışmanın, “küreselleşmenin saldırısından ve Şeytanizme teslim olmuş Batı’nın zaferinden dünyayı korumak için gerekli” olduğunu öne sürüyordu.

Din adamına göre bazı Rus Ortodoks toplulukları, piskoposların neredeyse sorgulanmaz otoriteye sahip olduğu çok özel bir dünya görüşünü teşvik ediyor.

“Ayinden sonra piskoposların söylediklerine karşı çıkmak çok zor. Onlara neredeyse tanrı muamelesi yapılıyor ve büyük bir otoriteye sahipler.”

Rus askerleri, 19 Ekim 2025 tarihinde Büyük Şehit Muzaffer George Kilisesi'ni kutsayan Rus Ortodoks Patriği Cyril'i dinliyor
Rus askerleri, 19 Ekim 2025 tarihinde Büyük Şehit Muzaffer George Kilisesi'ni kutsayan Rus Ortodoks Patriği Cyril'i dinliyor Oleg Varov/Russian Orthodox Church Press Service

Propaganda ve korku, toplumları nasıl şekillendiriyor?

Rusya ve IŞİD, toplumları zayıflatmak için hedefli propaganda ve dezenformasyona dayanıyor. Stratejileri genel hatlarıyla benzer: doğrudan şiddeti daha ince yıkıcı yöntemlerle birleştiriyorlar.

Fark ise verilen tepkide yatıyor. Rękawek, “Hepimiz aynı fikirdeydik: IŞİD kötüdür. Ama Rusya söz konusu olduğunda durum böyle değil; bu yüzden Rusya’nın hibrit savaşına verilen tepki çok daha belirsiz."

"İnsanlar belirli grupları hedef almaktan, sabotaj ya da dikkat dağıtma eylemlerinden bahsediyor ama bunların hepsini tek bir etiket altında toplamıyorlar. Batı’da birçok uzman, siyasetçi ve karar alıcı ‘hibrit savaş’ ya da ‘hibrit kampanya’ terimini kabul ediyor, çünkü kamuoyu gözünde hâlâ terörden çok uzak gibi görünüyor,” dedi.

Siber İstihbarat Enstitüsü Direktörü ve dezenformasyon uzmanı Dr. Christopher Nehring, Euronews’e yaptığı açıklamada, hibrit saldırıların esas olarak toplumun psikolojisini hedef aldığını belirterek, “Elbette bireyler zarar gördüğünde — örneğin sözde düşük seviyeli ajanların kundaklama saldırılarında — bu endişe verici. Ama stratejik açıdan, devletin bütünü için çok da fark etmiyor,” ifadelerini kullandı.

Mevcut koruma seviyesinin “açık bir şekilde hâlâ yeterli olmadığını” vurgulayan Nehring şöyle devam etti:

“Her bireyin güvenliği mümkün olan en iyi şekilde korunmalı, ama bunun stratejik yaklaşımımızı belirlemesine izin veremeyiz. Terör gruplarında - RAF ya da IŞİD gibi - bu daima iletişim stratejisinin parçasıydı: terör korkunçtur, ama bizi kontrol etmesine izin vermeyiz. Aynısı Rusya için de geçerli. Küçük çaplı olaylar bizi korkutmamalı, ama psikolojik dayanıklılık geliştirmeli ve etkili iletişim kurmalıyız."

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar