ABD Kongresi, Trump'ın Karayipler'de uyuşturucu taşıdığından şüphelenilen Venezuela teknelerine yönelik saldırıları, 1973 tarihli Savaş Yetkileri Yasası kapsamında değerlendiriyor. Bu yasa, ABD başkanının 60 günü aşan askeri eylemler için Kongre onayı almasını zorunlu kılıyor.
ABD Adalet Bakanlığı bu hafta Kongre'ye, Başkan Donald Trump'ın Karayipler'de uyuşturucu kaçakçılığı yaptığından şüphelenilen kişi ve teknelere yönelik ölümcül saldırıların Savaş Yetkileri Yasası ile bağlantılı olmadıklarını belirterek, saldırılara devam edilebileceğini ifade etti.
1973 tarihli yasa, ABD askerlerinin "düşman bölgelerine" konuşlandırılmasını içeren ve 60 günü aşan her türlü askeri eylem için Başkan Trump ve görevdeki yönetimin 48 saat içinde Kongre'den onay almasını gerektiriyor.
Konuyla ilgili bilgi sahibi kaynaklara göre, ABD Adalet Bakanlığı Hukuk Müşavirliği Ofisi şefi Elliot Gaiser, Trump yönetiminin operasyonun Savaş Yetkileri Yasası kapsamındaki düşmanlık türüne girdiğini düşünmediğini belirtti.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre, adı gizli tutulan üst düzey bir yetkili, uyuşturucu taşıdığından şüphelenilen gemilere yönelik saldırıların devriye gezen ya da uzakta konuşlanmış donanma gemilerinden fırlatılan insansız hava araçlarıyla (İHA) gerçekleştirilmesi nedeniyle ABD askerlerinin hayatlarının riske atılmadığını söyledi.
Yetkili, "Operasyon, büyük ölçüde uluslararası sulardaki donanma gemilerinden fırlatılan insansız hava araçları tarafından, hedef alınan gemilerin mürettebatının Amerikan personelini tehlikeye atamayacağı kadar uzak mesafelerde gerçekleştirilen hassas saldırılardan oluşuyor," ifadelerini kullandı.
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth tarafından sosyal medyada yapılan paylaşımlara göre, ABD ordusu bugüne kadar Karayip Denizi ve Doğu Pasifik'te teknelere yönelik 14 hava saldırılarında en az 62 kişiyi öldürdü.
Yönetim, Kongre'ye Trump'ın eylemlerini "düşmanlık" değil, "resmi silahlı çatışma" olarak sınıflandırdığını bildirdi. Bu pozisyon, eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde oluşturulan emsallere dayanıyor.
Obama, 2011 yılında NATO'nun Libya'ya yönelik hava savaşını, Kongre'nin anlaşmazlık içinde olduğu bir dönemde aynı argümanı kullanarak gerekçelendirmiş ancak daha sonra eski Demokrat Başkan'ın yönetiminin sunduğu yasal dayanağı kabul etmişti.
Savaş Yetkileri Yasası'na göre, ABD askerlerini çatışmalara gönderen bir başkan, Kongre'nin o zamana kadar yetki vermemesi halinde 60 gün sonra operasyonu "sona erdirir." Ancak yasanın kullandığı "düşmanlık" terimi oldukça muğlak ve başkanlar tarafından Kongre'ye karşı kullanılıyor.
Yasaya göre, 60 günlük geri sayım, başkanın 48 saat içinde Kongre'yi bir saldırı hakkında bilgilendirdiği andan itibaren başlıyor. Trump'ın durumunda bu 4 Eylül'de yapıldı. Kongre'nin onayını almak için 60 günlük süre pazartesi günü dolacak.
Trump yönetimi, Obama dönemindeki gerekçeyi açıkça dayanak olarak göstermese de argüman büyük benzerlik taşıyor. Obama askeri operasyonunu, sahada asker bulunmaması ve Libyalıların karşılık verememesi, dolayısıyla ABD'nin kayıp verme riskinin oldukça düşük olması temelinde gerekçelendirmişti.
Ancak Obama'nın operasyonu, NATO liderliğindeki çok ülkeli bir misyonun parçasıydı ve Trump'ın Karayipler'deki çabalarının sahip olmadığı bir temel olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararına dayanarak hareket ediyordu.