Fransız medyasına yansıyan haberlere göre, yasada 'Fransız sömürgeciliğinin suçları' ayrıntılı biçimde sıralanıyor. Bunlar arasında nükleer denemeler, yargısız infazlar, 'fiziksel ve psikolojik işkence' ile 'doğal kaynakların sistematik biçimde yağmalanması' yer alıyor.
Cezayir Parlamentosu, Fransa’nın ülkeyi sömürgeleştirmesini suç olarak nitelendiren ve Paris’ten resmî özür ile tazminat talep eden yasayı oybirliğiyle kabul etti.
Milletvekilleri, ulusal bayrağın renklerini taşıyan atkılarla Genel Kurul’da ayağa kalkarak “Yaşasın Cezayir” sloganları attı. Kabul edilen yasada, Fransa’nın “Cezayir’deki sömürge geçmişi ve bunun yol açtığı trajediler nedeniyle hukuki sorumluluk taşıdığı” vurgulandı.
İki ülke halihazırda ciddi bir diplomatik kriz yaşarken, uzmanlar söz konusu adımın büyük ölçüde sembolik olsa da siyasi açıdan önemli olduğuna dikkat çekiyor.
Meclis Başkanı İbrahim Buğali, devlet haber ajansı APS’ye yaptığı açıklamada, oylamanın “hem içeride hem dışarıda Cezayir’in ulusal hafızasının silinemeyeceği ve pazarlık konusu yapılamayacağına dair net bir mesaj” verdiğini söyledi.
Fransız Haber Ajansı'nın (AFP) aktardığına göre, yasada “Fransız sömürgeciliğinin suçları” ayrıntılı biçimde sıralanıyor. Bunlar arasında nükleer denemeler, yargısız infazlar, “fiziksel ve psikolojik işkence” ile “doğal kaynakların sistematik biçimde yağmalanması” yer alıyor.
Metinde ayrıca, Fransız sömürgeciliğinin yol açtığı tüm maddi ve manevi zararlar için “tam ve adil tazminatın, Cezayir devleti ve halkı açısından vazgeçilmez bir hak olduğu” ifade ediliyor.
Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Pascal Confavreux geçen hafta oylamayla ilgili soruya, “yabancı ülkelerde yürütülen siyasi tartışmalar hakkında yorum yapmayacağını” söyleyerek yanıt verdi.
Sömürge tarihi üzerine çalışan araştırmacılara göre, yasanın “hukuken uluslararası bir bağlayıcılığı yok ve Fransa açısından zorlayıcı nitelik taşımıyor.” Ancak düzenlemenin “siyasi ve sembolik öneminin büyük olduğu" düşünülüyor.
Fransa’nın 1830’dan 1962’ye kadar süren Cezayir yönetimi, kitlesel katliamlar ve büyük çaplı sürgünlerle anılan bir dönem olarak kayda geçti. Bu süreç, 1954–1962 yılları arasındaki ve son derece kanlı geçen bağımsızlık savaşıyla sona erdi.
Cezayir, bağımsızlık savaşı ve sömürge dönemi boyunca 1,5 milyon kişinin hayatını kaybettiğini belirtirken, Fransız tarihçiler toplam ölü sayısını 500 bin olarak veriyor; bunların yaklaşık 400 bininin Cezayirli olduğu ifade ediliyor.
İnsan hakları örgütleri ve tarihçiler, Fransa'nın sömürge döneminde Cezayirlilere yönelik katliamların yanı sıra yüz binlerce kişinin tehcir edildiğini savunuyor.
132 yıllık sömürge yönetimi ve müstemlekeyi sona erdiren sekiz yıllık kanlı bağımsızlık savaşı, iki ülke arasında çözüm bekleyen girift ilişkiler mirası bıraktı.
Paris yönetiminin sömürge döneminde işlediği suçlar nedeniyle şu ana kadar resmen özür dilemeyi reddetmesi ise iki ülke arasında sürekli gerilime yol açtı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, daha önce Cezayir’in sömürgeleştirilmesini “insanlığa karşı suç” olarak nitelendirse de resmî bir özür dilemekten kaçınmıştı.
Aralık 2019'da Macron, sömürgeciliğin "büyük bir hata" olduğunu söyleyerek tarihte bir sayfayı kapatma çağrısında bulunmuştu.
Yine Macron'un seçim kampanyası boyunca Fransa'nın Cezayir'i kolonileştirmesinin insanlık suçu olduğunu söylemesi büyük tartışma yaratmıştı.
Fransız lider, 2017 yılında katıldığı bir televizyon programında, Fransa'nın Cezayir'deki uygulamalarını barbarca olarak nitelemiş, "Özür dileyerek geçmişimizle yüzleşmek zorundayız," diye konuşmuştu.
Diplomatik kriz
Diplomatik anlaşmazlık bu yıl yoğunlaşmış olsa da, ciddi anlamda geçen sene Fransa'nın Fas'ın tartışmalı Batı Sahra bölgesi üzerindeki uzun süredir devam eden hak iddiasını desteklemesiyle başladı.
Bu karar, yerel Sahra halkının kendi kaderini tayin hakkını destekleyen Cezayir hükümeti tarafından öfkeyle karşılandı. Cezayir Paris Büyükelçisini geri çağırma yoluna gitti.
Cezayir geçen ay Fransa'yı terk etmeleri emredilen yaklaşık 60 vatandaşını geri almayı reddedince İçişleri Bakanı Bruno Retailleau Cezayir'i "uluslararası hukuku çiğnemekle" suçladı.
Geçtiğimiz aylarda Cezayir'in toprak bütünlüğüne zarar verdiği iddiasıyla 5 yıl hapis ve para cezasına çarptırılan muhalif Fransız-Cezayirli yazar Boualem Sansal'ın hapsedilmesi diplomatik gerilimi daha da alevlendirdi.
Fransız bakanlar, Fransa'nın eski sömürgesiyle imzaladığı bazı önemli siyasi anlaşmaları sorgulamaya başladı. Şubat ayında, Cezayirlilerin Fransa'ya yerleşmesini tarihsel olarak kolaylaştıran 1968 tarihli bir göç anlaşmasını "yeniden gözden geçirme" çağrısında bulundular.
Eylül ayında yeniden seçilmesinin ardından Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun Fransa'ya seyahat etmeyeceğini açıkladı ve planlı bir devlet ziyaretini defalarca erteledi.
İktidara geldiğinden bu yana Cezayir'de ifade özgürlüğünü baskı altında tutarak gazetecileri ve demokrasi yanlısı aktivistleri hapse attı.