İtalya'daki plaj imtiyazlarının yönetimine ilişkin AB ile süregelen anlaşmazlık, aile kontrolündeki işletmeleri ayağa kaldırdı.
REKLAMAvrupa Komisyonu, şeffaflıktan yoksun olmak ve rekabet kurallarını ihlal etmekle suçladığı İtalya ile yaklaşık 20 yıldır plaj imtiyazı uygulamaları konusunda yasal bir çekişme içinde.
Hem sol hem de sağ eğilimli İtalyan hükümetleri, mevcut plaj imtiyazlarını ısrarla yenileyerek, rekabetçi ihale gerektiren Avrupa Birliği (AB) direktiflerine kararlılıkla direndi. Bu da rakiplerin pazara girmesini engelliyor.
Aşırı sağcı Başbakan Giorgia Meloni'nin hükümeti tarafından yıl sonuna kadar onaylanan son uzatmanın ardından başkent Roma'nın seçenekleri tükendi ve 2025 yılının başlarından itibaren AB kurallarına uymak zorunda kalacak.
Roma yakınlarındaki popüler bir sahil beldesi olan Ostia'daki bir plaj imtiyazının üçüncü nesil sahiplerini temsil eden Susanna Barbadoro, "Tam bir belirsizlik aşamasındayız ve haklarımızın korunmasını istiyoruz," dedi.
Yıllardır bir kuşaktan diğerine geçen plaj imtiyazları, eleştirmenlerin bir tür tekel ve İtalya'nın ekonomik reformlara karşı direncinin bir sembolü olarak gördükleri bir durum yaratıyor.
Plaj müdavimleri için maliyetler İtalyan kıyıları boyunca değişiklik gösteriyor. En basit tesislerde iki şezlong ve bir şemsiye kiralamak 25 euroya mal olabilirken, Capri ya da Puglia'nın Salento bölgesi gibi lüks tatil köylerinde fiyatlar oldukça yüksek.
İşletmelerini müşterileri için konforlu hale getirmek amacıyla büyük yatırımlar yaptıklarını belirten plaj işletmecileri durumdan şikayetçi.
9 Ağustos'ta greve giden yüzlerce plaj işletmecisinden biri olan Barbadoro, sabahın erken saatlerinde sembolik olarak iki saat boyunca şemsiyelerini kapattı.
Barbadoro, "Yıllardır bu işi yapan işletmecilerin (ihalelerde) ön alım hakkını korumalarını ya da imtiyazı alamamaları halinde bir tür tazminat ödenmesini istiyoruz," dedi.
Ancak ekonomistler, plaj imtiyazı sahiplerinin uzun zamandır ayrıcalıklı konumlarını istismar ettiklerini ve yıllar boyunca elde ettikleri gelirin sadece küçük bir kısmını İtalyan devletine geri verdiklerini ifade ediyor.
İtalyan Sayıştay'ına göre, 2016-2020 yılları arasında İtalyan kamu yönetimi, ülkedeki 12.166 plaj imtiyazından her yıl yaklaşık 97 milyon euro aldı.
Bu da ortalama geliri 260.000 euro olarak tahmin edilen bu işletmelerin imtiyazları için yılda sadece yaklaşık 7.600 euro ödediği anlamına geliyor.
Ekonomist Pietro Paganini, "Rekabet herkesin yararına olacaktır, özellikle de özel mülklerden değil, bu işletmelerin neredeyse bedavaya elde ettikleri kamu alanlarından bahsettiğimiz bu alanda," dedi.
Paganini ayrıca, tüm siyasi eğilimlerden İtalyan hükümetlerinin, değerli bir oy havuzunu temsil ettikleri için yıllardır plaj imtiyaz sahiplerini koruduğunu söyledi.
Geçtiğimiz yıl Meloni hükümeti, 2006 yılında rekabeti arttırmak için onaylanan Bolkestein direktifine uymamasını haklı göstermek için Brüksel'e bir harita raporu sundu.
REKLAMSunulan verilere göre, İtalyan kıyı şeridinin yüzde 33'ü imtiyaz altında, bu da "plaj kaynaklarının kıtlığı" olmadığını ve dolayısıyla AB kurallarının gerektirdiği rekabetçi ihalelere gerek olmadığını gösteriyor.
Ancak AB temsilcileri, haritalandırmanın kayalık kıyılar ve asla imtiyaz için uygun olmayacak yüzülebilir olmayan alanlar da dahil olmak üzere 11.000 kilometrelik kıyı şeridini dikkate aldığına dikkat çekti.
2019'dan bu yana İtalyan plajlarındaki boş alanları geri almak için protestolar düzenleyen "Mare Libero" (Özgür Deniz) adlı derneğin üyeleri, ihale sürecinde yeni kuralların getirilmesinin plaj müdavimlerine yeterince özgür erişim sağlanmasına da yardımcı olacağını umuyor.
Mare Libero'nun orta Lazio bölgesi koordinatörü Roberto del Bove, "İtalyan devletinin en az yüzde 50'si imtiyaz altında olmak üzere, adil bir miktarda ücretsiz plajı yeniden tesis etmesini istiyoruz," dedi.
REKLAM