Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Donald Trump Fed Başkanı Powell'ı görevden alabilir mi?

Federal Rezerv Sistemi Yönetim Kurulu Başkanı Jerome Powell.
Federal Rezerv Sistemi Yönetim Kurulu Başkanı Jerome Powell. ©  Erin Hooley/Copyright 2025 The AP. All rights reserved.
© Erin Hooley/Copyright 2025 The AP. All rights reserved.
By Doloresz Katanich & AP
Yayınlanma Tarihi Son güncelleme
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

ABD Başkanı Donald Trump, isterse Jerome Powell'ı kovabileceğini söyleyerek, Fed'in siyasi bağımsızlığı konusunda büyük bir yasal hesaplaşmaya neden olabilecek bir tehdidi yineledi.

REKLAM

ABD Başkanı Donald Trump Perşembe günü Federal Rezerv (Fed) Başkanı Jerome Powell'a faiz oranlarını düşürmediği için tepki gösterdi. Trump, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile yaptığı bir ziyaret sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlarken Powell'a yönelik yaptığı açıklamada, "Ondan memnun değilim" dedi.

ABD Başkanı, isterse Powell'ı kovabileceğini söyleyerek, merkez bankasının siyasi bağımsızlığı konusunda büyük bir yasal hesaplaşmaya neden olabilecek bir tehdidi yeniledi.

Trump'ın yorumları, Cumhuriyetçi başkanın Powell'a Fed'in kısa vadeli faiz oranını düşürme çağrısında bulunduğu ve "Powell'ın görevine son verilmesi yeterince hızlı olamaz!" dediği sosyal medya sitesindeki bir paylaşımın ardından geldi.

Fed başkanının görev süresi Mayıs 2026'da sona eriyor.

Powell ilk olarak 2017 yılında Trump tarafından aday gösterilmiş ve 2022 yılında Demokrat Başkan Joe Biden tarafından dört yıllık bir dönem için daha atanmıştı.

Powell Kasım ayında düzenlediği basın toplantısında, Trump'ın istifa etmesini istemesi halinde istifa etmeyeceğini belirtmiş ve çarşamba günü yaptığı açıklamada da bağımsızlığın "bir hukuk meselesi olduğunu" açıkça ifade etmişti. Powell sözlerine şunları da ekledi: "Sebep olmadıkça görevden alınamayız. Çok uzun dönemler, görünüşe göre sonsuz dönemler hizmet ediyoruz."

Fed'i temel faiz oranlarını düşürmekten alıkoyan nedir?

Trump'ın eleştirileri, Perşembe günü söylediği gibi, "Esasen enflasyonumuz yok" görüşünden kaynaklanıyor. Fed, borçlanma ve harcamaları yavaşlatmak ve 2022'deki yüzde 9,1'lik zirvesinden geçen ay yüzde 2,4'e kadar istikrarlı bir şekilde düşen enflasyonu kontrol altına almak için 2022 ve 2023 yıllarında faiz oranlarını keskin bir şekilde yükseltti. Enflasyon Fed'in hedefi olan yüzde 2'nin çok uzağında değil. Hatta Fed geçen yılın sonunda faiz oranlarını üç kez düşürdü.

Ancak o zamandan bu yana Powell ve diğer Fed politika yapıcılarının çoğu, Trump'ın tüm ithalata yüzde 10 asgari vergi ve Çin'den ithalata yüzde 145 vergi gibi kapsamlı gümrük vergilerinin yarattığı belirsizlik nedeniyle faiz oranlarını sabit tuttuklarının altını çizdi.

Powell çarşamba günü Chicago'da yaptığı açıklamalarda, Fed'in herhangi bir hamle yapmadan önce daha fazla netlik beklediğini yineledi ve tarifelerin muhtemelen enflasyonu kötüleştireceğini söyledi.

Fed'in bağımsızlığı neden önemli?

Fed, ABD ekonomisi üzerinde geniş bir güce sahip. Fed, kontrol ettiği kısa vadeli faiz oranını düşürerek - ki bunu genellikle ekonomi durakladığında yapar - borçlanmayı daha ucuz hale getirebilir ve daha fazla harcamayı teşvik ederek büyümeyi ve işe alımları hızlandırabilir. Faiz oranını yükselttiğinde ise - ki bunu ekonomiyi soğutmak ve enflasyonla mücadele etmek için yapar - ekonomiyi zayıflatabilir ve iş kayıplarına neden olabilir.

Ekonomik araştırmalar, bağımsız bir merkez bankasının enflasyonu kontrol altında tutma olasılığının daha yüksek olduğunu, çünkü yükselen fiyatlarla mücadele etmek için faiz oranlarını yükseltmek gibi popüler olmayan şeyler yapmaya daha istekli olduğunu öne sürüyor.

Powell'ı kovma çabası neredeyse kesinlikle hisse senedi fiyatlarının düşmesine ve tahvil getirilerinin yükselmesine neden olacak, devlet borçlarının faiz oranlarını yükseltecek ve ipotek, otomobil kredileri ve kredi kartı borçları için borçlanma maliyetlerini artıracaktır.

Yatırımcıların çoğu bağımsız bir Fed'i tercih ediyor. Bunun nedeni kısmen politikadan etkilenmeden enflasyonu daha iyi yönetmesi ve aynı zamanda kararlarının daha öngörülebilir olması.

Bağımsız bir Fed'in önemi çoğu ekonomist için 1970'lerde ve 1980'lerin başında yaşanan uzun süreli enflasyon artışından sonra pekişmiştir. Eski Fed Başkanı Arthur Burns, 1972 seçimleri öncesinde Başkan Richard Nixon'ın faizleri düşük tutması yönündeki baskılarına boyun eğerek o dönemin sancılı enflasyonunun hızlanmasına izin vermekle suçlanıyor. Nixon, yüksek faiz oranlarının kendisine ezici bir çoğunlukla kazandığı seçimlere mal olacağından korkuyordu.

Paul Volcker 1979 yılında Başkan Jimmy Carter tarafından Fed başkanlığına atandı ve Fed'in kısa vadeli faiz oranını şaşırtıcı derecede yüksek bir seviye olan yaklaşık yüzde 20'ye çıkardı. (Şu anda yüzde 4,3'tür). Bu durum keskin bir durgunluğu tetikledi, işsizliği yaklaşık yüzde 11'e çıkardı ve yaygın protestolara yol açtı.

Yine de Volcker geri adım atmadı. 1980'lerin ortalarına gelindiğinde enflasyon düşük tek haneli rakamlara gerilemişti. Volcker'ın enflasyonu düşürmek için ekonomiye acı çektirme konusundaki istekliliği, çoğu ekonomist tarafından bağımsız bir Fed'in değerinin önemli bir örneği olarak görülüyor.

'Hiçbir zaman siyasi baskıdan etkilenmeyeceğiz'

Powell çarşamba günü yaptığı açıklamada, Fed'in kararlarını yalnızca tüm Amerikalılar için en iyi olana dayandıracağını söyledi.

Powell, "Yapacağımız tek şey bu olacak," dedi. "Hiçbir zaman siyasi baskıdan etkilenmeyeceğiz."

Powell ayrıca merkez bankasının gümrük vergilerinin ardından enflasyonla mücadeleye odaklanacağını ve bunun da muhtemelen faiz oranlarını yüksek tutacakları anlamına geleceğini öne sürdü.

Trump, "siyasetle oynayan bir Federal Rezerv başkanımız olduğu için" faiz oranlarının hâlâ yükseldiğinden şikayet etti. Ancak Trump'ın gümrük vergilerini açıklamasının ardından uzun vadeli faizler yükseldi.

Trump ve ekonomi ekibinin üyeleri uzun vadeli faiz oranlarının düşmesini istediklerini, böylece Amerikalıların ev, araba ve beyaz eşya almak için daha ucuza borçlanabileceklerini söylediler. Ancak Fed kısa vadeli faiz oranlarını kontrol ediyor ve uzun vadeli borçlanma maliyetlerini sadece dolaylı olarak etkileyebiliyor.

Fed Başkanı'nın görevden alınması mümkün mü?

Powell, Fed'i kuran yasanın ABD başkanının bir neden dışında Fed başkanını görevden almasına izin vermediğini söylüyor. Powell'ın Fed'in yönetim kurulu üyeliğine ayrı olarak atanması ve ardından 2017'de Trump tarafından başkanlığa yükseltilmesi biraz karmaşık bir durum.

Hukukçuların çoğu Trump'ın Powell'ı Fed'in yönetim kurulundan kovamayacağı konusunda hemfikir, ancak bir başkanın onu başkan olarak görevden alıp alamayacağı konusunda daha az fikir birliği var.

Trump'ın Powell'ı yine de kovmaya çalışması halinde, ortaya çıkacak mücadelenin Yüksek Mahkeme'de sonuçlanacağı neredeyse kesin.

Yüksek Mahkeme'nin bu konuda nasıl bir karar vereceğine dair erken bir işaret alabiliriz. Başkanın bağımsız kurumlardaki üst düzey yetkilileri kovup kovamayacağı konusunda mahkemede halihazırda bir dava var.

Powell davayı yakından izlediğini ancak mahkemenin geçmişte merkez bankası için istisnalar getirdiği göz önüne alındığında davanın Fed için geçerli olmayabileceğini söyledi. Davanın odağını daraltmak isteyen Trump yönetiminin avukatları da davanın Fed'i kapsamadığını savundu.

Trump, Bloomberg News'e verdiği 2024 kampanya röportajında Powell'ın başkan olarak görev süresini tamamlamasına izin vereceğini söyledi. Bu ayın başlarında Trump'ın en üst düzey ekonomi danışmanı Kevin Hassett, bir televizyon röportajında "Fed üzerinde herhangi bir siyasi baskı olmayacağı kesin," dedi.

Powell, Trump'ın ikinci dönemine düşük işsizlik oranı ve Fed'in yüzde 2'lik hedefine yaklaşan enflasyonla nispeten güvenli bir noktada başladı. Bu koşullar onu Başkan'ın eleştirilerinden koruyabilirdi.

Ancak Trump'ın gümrük vergileri, daha yüksek enflasyonist baskılar ve daha yavaş büyüme ile resesyon tehdidini artırdı ve bu durum, görevi fiyatları istikrara kavuşturmak ve istihdamı en üst düzeye çıkarmak olan Powell için zor bir nokta. Trump'ın hamleleri nedeniyle ekonomi zayıflarken, Başkan suçu Powell'ın üzerine atmaya çalışıyor gibi görünüyor.

2 Nisan'da Trump'ın ABD'nin diğer ülkelerle olan ticaret açığına dayalı olarak gümrük vergilerini arttırmaya başlaması, finans piyasalarının tepkisini çekmiş ve hemen ardından 90 günlük bir duraklama ilan etmesine neden olmuştu.

Şimdi çoğu ekonomist, Fed'in uzun süredir devam eden siyasetten bağımsızlığına yönelik bir saldırının piyasaları daha da bozacağından ve ekonomiyi saran belirsizliği artıracağından endişe ediyor.

Goldman Sachs gibi Wall Street bankaları resesyonun başlama ihtimalini yükseltti. Tüketiciler anketlerde iş beklentileri konusunda giderek daha karamsar hale geliyor ve ithalat vergilerinin maliyetinin kendilerine yansıtılmasıyla enflasyonun yükseleceğinden korkuyor.

Yale Üniversitesi Bütçe Laboratuarı, gümrük vergileri nedeniyle artan enflasyonist baskıların ortalama bir ABD hanesinde 4.900 dolar kayba eşit olacağını tahmin ediyor.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Meloni-Trump görüşmesi: ABD Başkanı Roma davetini kabul etti

ABD'de gümrük tarifeleri fiyatları artırıp işe alımları yavaşlatırken Fed zor durumda kalabilir mi?

Fed'den faiz indirimlerine ara: ABD'de daha yavaş büyüme ve daha yüksek enflasyon öngörülüyor