Pekin'de Temmuz 2025 ortalarında yapılacak önemli bir zirveye sadece haftalar kala Avrupa Birliği ve Çin arasında yeni bir ticari gerilim dalgası yaşanıyor.
Avrupa Birliği-Çin ilişkilerinde diplomatik normalleşmeye giden yol, karşılıklı tırmanan ticaret hamleleriyle döşenmiş durumda. Bu gerilim, uzun süredir devam eden anlaşmazlıkları yumuşatma çabalarının üzerine gölge düşürüyor.
Çin makamları salı günü, AB'den domuz eti ithalatına yönelik başlattıkları damping (uluslararası bir pazarı elde etmek amacıyla fiyat düşürerek satma) soruşturmasının altı ay daha uzatıldığını açıkladı. Gerekçe olarak dosyanın karmaşıklığı gösterildi.
Haziran 2024’te başlatılan bu soruşturma, başta İspanya, Hollanda ve Danimarka olmak üzere, 1,75 milyar euronun üzerindeki domuz eti ihracatını hedef alıyor. Soruşturma yıl sonuna kadar devam edecek.
Bu açıklama, Brüksel ve Pekin’in yıllardır süren sürtüşmelere rağmen ilişkileri istikrara kavuşturma arayışında olduğu bir döneme denk geldi. Söz konusu gerginlikler, ABD Başkanı’nın Çin’e karşı başlattığı ticaret savaşı ve değişen küresel düzen tarafından daha da körüklenmişti. Sürecin kritik bir adımı olarak, AB-Çin zirvesi 2025 Temmuz’un ikinci yarısında Pekin’de yapılacak.
Ancak Çin’in domuz eti soruşturmasını uzatma kararı, AB-Çin ticaret ilişkilerinin hâlâ hassas dengelere dayandığını gösteriyor. Taraflar, AB için elektrikli araçlar, Çin için ise tarım ürünleri gibi hassas sektörleri, pazarlık aracı olarak kullanıyor.
Domuz eti, her iki taraf için de stratejik öneme sahip: Çin dünyanın en büyük domuz eti tüketicisi, AB’li çiftçiler ise Çin mutfağında değerli olan kulak, ayak, burun gibi sakatat ürünlerini, başka pazarlarda fazla değer bulmasa da önemli miktarda ihraç ediyor.
Ancak bu soruşturmanın, ticari bir endişeden ziyade daha geniş çaplı pazarlık sürecinde bir koz olarak değerlendirildiği düşünülüyor.
Elektrikli araçlara karşı domuz eti: Taraflar pozisyon alıyor
Domuz eti soruşturması, Çin’in AB’nin Çin menşeli elektrikli araçlara (EV) yüzde 45’e varan gümrük vergisi uygulama kararına bir misillemesi olarak görülüyor. Brüksel, bu vergilerin, devlet sübvansiyonlarıyla piyasada oluşan haksız rekabeti engellemek için gerekli olduğunu savunuyor.
Çin, bu karara o dönem sert tepki göstermiş 'gerekli önlemleri' alacağını belirtmişti. Bu hafta domuz eti soruşturmasının uzatılması, bu stratejik hamlelerin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Elektrikli araçlara ilişkin önemli görüşmeler geçtiğimiz günlerde Paris’te yapıldı. Çin Ticaret Bakanı Wang Wentao ile AB Ticaret Komiseri Maroš Šefčovič, nadir toprak elementleri ihracat kontrolleri ve kamu alımlarına erişim gibi daha geniş konuları da kapsayan görüşmeler gerçekleştirdi.
Bu görüşmelerin merkezinde, cezalandırıcı gümrük vergileri yerine Çin menşeli elektrikli araçlara asgari fiyat uygulaması getirilmesi olasılığı yer alıyor. Bu yaklaşım, AB’nin adil rekabet endişelerini giderirken, açık ticaret engellerinden kaçınılmasını ve gelecekte yüksek teknoloji ticaretine yönelik çerçeveler için örnek oluşturmasını amaçlıyor.
Avrupa Komisyonu sözcüsü salı günü yaptığı açıklamada, “Mevcut vergilerin yerine geçecek bir fiyat anlaşması için teknik ve siyasi düzeyde müzakereler sürüyor,” dedi.
Nadir topraklar ve olası kriz başlıkları
Bu son gelişme, AB-Çin ticaret ilişkilerinde daha önce yaşanan benzer gerilimleri hatırlatıyor. Geçtiğimiz hafta AB, Çin’in ''Çin’den Al” politikası nedeniyle Çinli tıbbi cihaz üreticilerinin kamu ihalelerine erişimini kısıtlayan önlemler almıştı. Bu politika, AB şirketlerini Çin pazarında dezavantajlı duruma düşürüyordu.
Bu karşılıklı adımlar, her iki tarafın da siyasi açıdan hassas sektörleri pazarlık kozu olarak kullandığı yerleşik bir stratejiye işaret ediyor.
Gelecekteki bir başka kriz başlığı da Çin’in nadir toprak minerallerinin ihracatını kısıtlaması olabilir. Bu mineraller, AB’nin birçok üretim sektörü için kritik önemde. Başta ABD’yi hedef alan bu sınırlamalar, Avrupa için de sonuçlar doğuruyor ve Çin’in elindeki yeni bir baskı aracı olarak görülüyor.
AB, bu kısıtlamaların yakında kaldırılmasını umuyor ve Paris’teki görüşmelerde konuyu gündeme getirdi.
Avrupa Komisyonu sözcüsü, “Şu ana kadar elimizde yalnızca Çin Ticaret Bakanlığı sözcüsünün yaptığı, bu konunun incelendiği ve çözüm arandığı yönündeki açıklama var,” dedi.
Sözcü, “Şu ana kadar resmi, yapılandırılmış bir yanıt almadık. Böyle bir bildirim gelirse, değerlendirmek için zamana ihtiyacımız olacak,” diye ekledi.
Temmuz zirvesi beklentileri
Tüm bu karşılıklı hamleler arasında, iyi niyet işaretleri de görülüyor. Çin, yakın zamanda bazı İspanyol gıda ürünlerine pazar erişimini genişletti. Bu adım, müzakereye açık olduğunu gösteren bir sinyal olarak değerlendiriliyor.
Temmuz 2025’in ikinci yarısında Pekin’de yapılacak AB-Çin zirvesi, bu sürecin en kritik aşaması olacak.
Her iki taraf da bu zirvenin ekonomik ilişkileri yeniden dengelemek ve son yılların en karmaşık ve önemli ticaret anlaşmazlıklarından birini yumuşatmak için bir platform sunmasını umuyor.