Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Geleceğe doğru bir adım: Polonya haftada 4 gün çalışma pilot uygulamasına başladı

Bugün her zamankinden daha önemli olan, ofiste geçirilen zaman değil, yapılan işin kalitesidir.
Bugün her zamankinden daha önemli olan, ofiste geçirilen zaman değil, yapılan işin kalitesidir. ©  (fot. Business Wire/AP)
© (fot. Business Wire/AP)
By Berenika Sorokowska
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Polonya'da 1 Temmuz 2025 itibarıyla ilk kez kısaltılmış bir çalışma haftası pilot uygulaması başlatıldı. Proje, haftada 4 gün 32 saat ya da 5 gün 35 saat çalışılabilmesini öngörüyor.

REKLAM

Çalışma süresinin kısaltılması fikri bir anda ortaya çıkmadı. Bu konu, son birkaç yıldır yalnızca Polonya’da değil, birçok ülkede kamusal tartışmaların gündeminde yer alıyor.

Giderek daha fazla çalışan açıkça şunu açıkça dile getiriyor: aşırı iş yükü altındayız, özel hayatımıza, sağlığımıza ve ailemize zaman ayıramıyoruz. Veriler de bu sitem destekliyor. Polonyalılar ise Avrupa Birliği’nin en yoğun çalışan halkları arasında yer alıyor.

Ana işte haftada çalışılan ortalama saat sayısı
Ana işte haftada çalışılan ortalama saat sayısı (fot. Eurostat)

Aynı zamanda yurt dışından da örnekler giderek artıyor. İzlanda, Belçika, İspanya ve hatta Japonya gibi ülkelerde daha kısa çalışma haftasına dair çeşitli modeller ya test edildi ya da hayata geçirildi.

Peki, sonuçlar ne oldu? Çoğunlukla olumlu: verimlilik arttı, hastalık izinleri azaldı, iş ortamı iyileşti.

4 günlük çalışma haftası

Günümüz işgücü piyasası, Polonya’da 8 saatlik iş gününün ilk kez uygulandığı 100 yıl öncesinden çok farklı. Teknoloji, otomasyon ve toplumsal değişimler sayesinde birçok iş artık daha hızlı ve verimli yapılabiliyor. Bugün, her zamankinden daha fazla, önemli olan ofiste geçirilen süre değil, yapılan işin kalitesi oluyor.

İşverenlerin tepkileri çeşitlilik gösteriyor

Dört günlük çalışma haftası konusunda işverenler arasında tek bir görüş yok. Özellikle yaratıcı ve teknoloji sektörlerindeki büyük şirketler bu fikre ilgiyle yaklaşıyor. Bazıları ise şimdiden esnek çalışma saatleri uyguluyor veya daha kısa çalışma haftalarını test ediyor.

KOBİ sektöründe durum farklı. Küçük ve orta ölçekli işletmeler genellikle daha temkinli davranıyor. Kısa çalışma haftasının nakit akışı sorunlarına, gelir kaybına veya ek personel ihtiyacına yol açmasından endişe ediyorlar. Bu nedenle, hükümetin finansal desteği, yeni çalışma modelini deneyen işletmeler için ciddi zarar riskine karşı koruyucu ve hayati önem taşıyor.

Bu nedenle hükümetin pilot uygulama yoluyla sağlayacağı mali destek çok önemlidir. Şirketlerin ciddi kayıp riski olmadan farklı modelleri test etmelerine olanak sağlayacaktır.

Ekonomi üzerindeki etkisi: Umut mu, risk mi?

Daha kısa çalışma haftasını savunanlar, işte geçirilen sürenin azalmasının verimliliği düşürmek zorunda olmadığını öne sürüyor. Tam tersine, işleri daha akıllıca organize ederek aynı ya da daha iyi sonuçların daha kısa sürede elde edilebileceğini savunuyorlar.

Diğer ülkelerde yapılan araştırmalar, verimlilikte artış, daha az kaynak kullanımı, hata sayısında azalma ve takım yaratıcılığında yükseliş olduğunu gösteriyor.

Elbette, şüpheciler de var. Bazı ekonomistler, bunun şirketlerin işletme maliyetlerinde artışa, dolayısıyla rekabet gücünde azalmaya veya GSYH büyümesinin yavaşlamasına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Bu risklerle başa çıkmak için pilot proje, tahminlere değil, veriye dayalı ilerlemeyi hedefliyor.

Polonya’dan denenmiş ve onaylanmış örnekler

Bazı işverenler çalışma saatlerini azaltma kararı almaya başladı. Herbapol Poznan ile Wloclawek, Ostrzeszow, Swiebodzice ve Leszno’daki belediyeler, bu adımı atan kurumlara sadece birkaç örnek.

Sonuçlar? Çalışanlar daha motive, daha az stresli ve iş kaliteleri yükselmiş durumda.

Haftada 4 gün: Yeni bir çalışma felsefesi

Çalışma modelindeki değişim sadece organizasyonel değil, aynı zamanda zihinsel bir dönüşümü gerektiriyor — zaman kontrolünden verimlilik, güven ve sağlıklı iş-yaşam dengesini ödüllendiren bir yaklaşıma geçiş.

Pilot uygulamanın riskleri olsa da, savunucuları bu modelin profesyonel başarının tükenmişlikle bedel ödenmemesini sağlamada bir fırsat olduğunu söylüyor.

Polonya’daki pilot proje, birçok kişinin sabırsızlıkla beklediği sistemik değişime doğru atılmış ilk adım olabilir.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Polonya, Almanya ve Litvanya sınırında geçici kontrolleri yeniden başlatıyor

Bob Vylan’ın Glastonbury’deki ‘Özgür Filistin’ performansı tartışma yarattı

Trump: Çok yakında 'önemli yarı iletken tarifesi' geliyor, Apple muaf tutulabilir