Fransa’nın 2026’ya ilişkin ekonomik görünümü, artan borç, yüksek bütçe açıkları ve siyasi tıkanıklık nedeniyle kısıtlı kalmayı sürdürüyor. Büyümenin sınırlı ölçüde toparlanması beklenirken, zayıf mali konsolidasyon ve reform yorgunluğu ekonomi üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor.
Fransa, 2026’ya girerken ekonomisi dayanıklılığını korusa da yüksek kamu açıkları ve süregelen siyasi tıkanıklık nedeniyle giderek daha fazla baskı altında kalıyor.
Enflasyonun gerilemesi ve finansman koşullarının iyileşmesiyle büyümenin sınırlı da olsa toparlanması beklenirken, kredi derecelendirme kuruluşları ve bankalar zayıf mali konsolidasyon ile yasama tıkanıklığının Fransa’nın görünümünün artık yapısal unsurları haline geldiği uyarısında bulunuyor.
Bu kaygılar, ABD merkezli kredi derecelendirme kuruluşu KBRA’nın geçen hafta Fransa’nın uzun vadeli devlet kredi notunu, kalıcı yüksek bütçe açıkları ve bozulan borç görünümünü gerekçe göstererek AA- seviyesine düşürmesiyle pekişti.
Kuruluş, görünümü negatife çevirmekten vazgeçerek “durağan”a revize ederken, kararlı reformlar ve harcama disiplini sağlanmadığı takdirde Fransa’nın devlet kredi göstergelerinin baskı altında kalmayı sürdüreceği uyarısını yaptı.
KBRA’da devletler kıdemli direktörü Ken Egan Euronews’e yaptığı değerlendirmede, “Fransa’nın olağanüstü likiditeye erişimine rağmen, parçalı siyasi ortam anlamlı bir mali konsolidasyonu engelliyor ve bütçe açıklarını yüksek tutarak kredi göstergileri üzerinde baskı yaratıyor,” dedi.
Fransa’da büyüme sınırlı seyrediyor
Fransa, hassas bir geçiş sürecinden geçiyor. Büyüme yavaşlarken borç artıyor ve 2027 cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken mali konsolidasyon için alan giderek daralıyor.
Resesyon riskleri sınırlı kalsa da, ekonomik faaliyeti sekteye uğratmadan kamu maliyesini düzeltme kapasitesi her geçen gün daha fazla kısıtlanıyor.
KBRA’ya göre, Fransa’da gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) büyümesi 2024’te yüzde 1,1’e geriledi ve 2025’te yaklaşık yüzde 0,8 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Üretim, zayıf iç talep, durgun yatırım ve jeopolitik gelişmeler ile ticarette parçalanmaya bağlı süregelen belirsizlikler nedeniyle baskı altında.
Enflasyonun düşmesine ve reel ücretlerin artmasına rağmen, hanehalkı tüketimi temkinli seyrini koruyor; tasarruf oranları yüksek kalmaya devam ediyor.
Yatırımlar da özellikle inşaat ve faizlere duyarlı diğer sektörlerde, yüksek faizlerin gecikmeli etkileri nedeniyle sınırlı seyrediyor. Toparlanma ve Dayanıklılık Fonu (RRF) ile Fransa 2030 programlarının destek sağlaması bekleniyor ancak daha kapsamlı reformlar olmadan genel etkinin sınırlı kalabileceği değerlendiriliyor.
Öte yandan enflasyonun Fransa’da keskin biçimde gerilemesi, uzun süren fiyat baskılarının ardından haneler için bir nebze rahatlama sağladı.
Manşet uyumlaştırılmış enflasyon, 2025’in sonlarında yıllık bazda yüzde 0,9’a gerileyerek Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) hedefinin ve euro bölgesi ortalamasının altına indi.
Bu hızlı dezenflasyon, düzenlemeye tabi enerji fiyatlarındaki ayarlamalar ile ücret artışlarının sınırlı kalmasının birleşik etkisini yansıtıyor.
Siyaset, mali uygulamaları sekteye uğratıyor
Mali ilerlemenin önündeki başlıca engellerden biri, Fransa’da giderek daha fazla parçalanan siyasi tablo oldu.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ikinci döneminde art arda bütçe çıkmazları yaşanırken, parlamentoda mutlak çoğunluğun kaybedilmesi ve kilit yasaların geçirilmesindeki zorluklar giderek arttı.
Birden fazla gensoru oylaması ve anayasal araçlara sık başvurulması, politika yapımında daha derin ve yapısal bir tıkanıklığa işaret ediyor.
2023’teki tartışmalı emeklilik reformu da dâhil olmak üzere mali reformları ilerletme çabaları, hükümetin kırılgan parlamento desteği arayışı nedeniyle ertelendi ya da askıya alındı.
2027’ye kadar yıllık 11 milyar euro tasarruf sağlaması beklenen emeklilik düzenlemelerinin geçici olarak rafa kaldırılması, bu siyasi uzlaşmaların maliyetini gözler önüne seriyor.
Reformda yapılan ayarlamaların ise 2026’da yalnızca 100 milyon euro tasarruf sağlaması bekleniyor.
KBRA’dan Egan, politika yönüne ilişkin belirsizliğin artık “Fransa’nın devlet borcuna bir risk primi eklediği” uyarısında bulunarak, yatırımcı temkininin arttığını vurguladı.
Egan, zaman zaman sınırlı bir siyasi uyumun ortaya çıkabileceğini kabul etmekle birlikte, “genel tablonun kalıcı bir parçalanmaya işaret ettiğini, bunun da hafifleme belirtisi göstermediğini ve hatta daha da derinleşebileceğini” ifade etti.
Kamu maliyesi temel kırılganlık göstergesi olmaya devam ediyor
Uluslararası Para Fonu (IMF), Fransa’da borcun milli gelire oranının 2025’te yaklaşık yüzde 116 seviyesinden 2030’a doğru yüzde 130’a yaklaşacağını öngörüyor.
Bu tablo, Fransa’nın Euro Bölgesi'nin büyük bölümünde görülen mali konsolidasyon eğilimlerinden ayrıştığını ortaya koyuyor.
Artan faiz ödemeleri mali yükü daha da ağırlaştırıyor. Fransa Hazinesi, borç servis maliyetlerinin 2020’de 36,2 milyar eurodan 2026’da 59,3 milyar euroya yükselmesini bekliyor.
Fransa aynı zamanda birincil bütçe açığı vermeyi sürdürüyor. Bu açığın 2026–2030 döneminde yüzde 3,4 seviyesinde gerçekleşmesi öngörülüyor; bu durum borç seyrini istikrara kavuşturma kapasitesini zayıflatıyor.
KBRA, raporunda “artan finansman maliyetleri ve yükselen harcama baskıları, anlamlı bir mali konsolidasyonun uzun yıllara yayılan sürdürülebilir bir çaba gerektirdiğine işaret ediyor” uyarısında bulundu.
Kamu gelirleri GSYH’nin yüzde 51’inin üzerinde seyretse de, Fransa’nın hâlihazırda vergi yükünün millî gelire oranı en yüksek OECD ülkeleri arasında yer alması nedeniyle, gelirleri daha da artırma alanının sınırlı olduğu belirtiliyor.
Buna karşılık, özellikle emeklilik ve savunma harcamalarında yapısal baskıların sürmesi bekleniyor.
Güçlü pazar erişimi kısa vadeli riskleri dengeliyor
Bu zayıflıklara rağmen KBRA, Fransa’nın olağanüstü bir finansman esnekliğini koruduğuna dikkat çekiyor. Fransız devlet tahvilleri, derin likidite, çeşitlendirilmiş yatırımcı tabanı ve ülkenin euro bölgesindeki çekirdek konumundan faydalanıyor.
Bu unsurlar, siyasi belirsizliğin arttığı dönemlerde dahi piyasalara sorunsuz erişimi desteklemeye devam ediyor.
KBRA’ya göre, 2026’ya girerken Fransa’nın görünümünü belirleyen temel unsur, güçlü piyasa erişimi ile zayıf mali temeller arasındaki bu denge.
Kurum, likiditenin kısa vadeli riskleri azalttığını kabul etmekle birlikte, kalıcı bir mali konsolidasyon ve daha güçlü bir siyasi istikrar sağlanmadığı takdirde Fransa’nın borç yükünün orta vadede yükselmeyi sürdüreceği ve politika esnekliğini kısıtlayacağı uyarısında bulunuyor.