My Japan'in bu ilk bölümünde Japonya'nın büyüsüne kapılıyoruz. Yolculuğumuz Kanazawa kentinden, tam olarak Kanazawa'nın kalbindeki, Japonya'nın en güzel üç bahçesinden biri olan Kenrokuen Bahçesi'nden başlıyor.
REKLAM
My Japan'in bu ilk bölümünde Japonya'nın büyüsüne kapılıyoruz. Yolculuğumuz Kanazawa kentinden, tam olarak Kanazawa'nın kalbindeki, Japonya'nın en güzel üç bahçesinden biri olan Kenrokuen Bahçesi'nden başlıyor.
Diğer Japon kentleri gibi Kanazawa da modernizm ve geleneğin mükemmel bir karışımını oluşturuyor. Zanaat, Kanazawa'nın güçlü yönlerinden biri ancak asıl uzmanlık alanı altın varak.
Altın varağın nasıl işlendiğini görmek gerçekten etkileyici. Sakuda altın varak şirketinin üretim bölümünden Kenichi Teramoto, 1 kilogram metalden standart boyutta 52 bin altın varak elde edilebileceğini söylüyor.
Teramoto bu işin tarihini şöyle anlatıyor: "400 yıldır Kanazawa'da üretiliyor. Öncesinde Kyoto'da yapılıyordu. Ondan da önce muhtemelen Mısır'da ya da o bölgede yapılıyordu. Kyoto'dan Kanazawa'ya taşındı. Ayrıca, şanslı şekilde, iklimi bunun için Kyoto'dan daha uygundu. Bugün ise sadece Kanazawa'da üretiliyor."
Saatte 260 kilometrelik hızla giden Şinkansen hızlı treniyle yolculuğumuzun ikinci durağı olan Toyama'ya doğru hareket ediyoruz.
Sabah saat 4'te Toyama'daki Şinminato limanına doğru ilerliyoruz. Burada, Şef Takahiro Gejo ile bir araya gelip akşam yemeği için malzemeleri seçmek üzere balık pazarına gidiyoruz.
Güneş doğduğundaysa Şef'in restoranına geçiyoruz.
Şef Takahiro Gejo, Toyama'nın ürünlerinin oldukça taze ve diğer bölgelerdekinden farklı olduğunu söylüyor: "Bazı ürünler sadece Toyama'da bulunabilir. Tateyama Sıradağları'ndan eriyerek gelen soğuk su Japon Denizi'ne karışıyor ve burada 380 farklı balık türü yer alıyor. Burası Japonya'nın eşsiz bir yeri."