City of stars: İstanbul'un lezzet duraklarına yolculuk

City of stars: İstanbul'un lezzet duraklarına yolculuk
© euronews
© euronews
By Cinzia Rizzi
Haberi paylaşın
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Türkiye'yi keşfe çıktığımız Explore Türkiye programımızda İstanbul'dayız. Uyumayan bu tarihi şehri bu kez gastro-kent olarak geziyoruz.

REKLAM

Türkiye'nin en büyük şehri İstanbul, dünya çapında tarihi ve kültürel zenginlikleriyle tanınıyor. Ancak aynı zamanda yemek sevdalıları için de bir cennet. Türk mutfağında, geleneksel yöntemler yaratıcılık ve yenilikçilikle buluşuyor.

Kadıköy pazarı

Anadolu yakasındaki Kadıköy pazarı, bu lezzet yolculuğuna başlamak için en mükemmel duraklardan biri.

Pazar tezgahları, barlar, restoranlar ve kafelerle dolu bu semte adım attığınızda renkler ve kokular sizi sarıyor.

Burada, aile işletmesi olan manavları, tarihi turşu dükkanlarını, baharat ve balık tezgahlarını gezebilir ya da ünü dünyaya yayılan ve damak çatlatan baklava gibi tatlıları tadabilirsiniz.

euronews
Kadıköy pazarıeuronews

Kadıköy, İstanbul'un yeme-içme sevdaları için bi cennet olma yolundaki yolculuğunun bir yansıması; öne çıkan bir özellikle. Bu farkın ne olduğunu Türkiye Seyahat Acentaları Birliği'nin (TÜRSAB) başkan yardımcısı Sevtap Baş Şengil anlatıyor:

"İstanbul, dünyanın en eski şehirlerinden biri. Burada Bizans ve Rum mirasına sahip olduğumuz için de çok şanslıyız. Türk ve Anadolu mirasımız ve azınlıklarımızdan gelen miraslar var. Bunların hepsi bir araya geldiğinde eşi benzeri olmayan Osmanlı mutfağını oluşturuyor".

Kadıköy'de önce neyi tadacağınızı seçmek oldukça zor. Bir İstanbullu gibi alışveriş nasıl yapılıyor?

"İnsanlar buraya balık, sebze ve baharat almaya geliyor." diyor Şengil ve ekliyor:

"Kahvaltı ürünlerimizdenden bahsetmek isterim. Buradaki zeytinler Türkiye'nin her yerinden geliyor. Türkler için zeytin, kahvaltının olmazsa olmazı".

Sultanlara layık bir kahvaltı sofrası

Breakfast fit for a Sultan

Kelime anlamı "kahve altından" gelen kahvaltı Türkler için en önemli öğün. Kahvaltı sofrasında tatlı, tuzlu, ekşi her damağa hitap eden tatlar bulunuyor. Bu kendine özgü öğünde, sofraya küçük porsiyonlarda farklı ürünler serpiliyor.

MAA Lounge'ın sahibi Cemil Topal'a göre kahvaltı sadece açlığın giderildiği bir öğün değil, insanları bir araya getiren bir sohbet masası.

"Renkleriyle ve tatlarıyla, ailelerin ve dostların buluştuğu, kimi zaman saatlerce süren ve bir şölen havasında geçen bir öğün bu" diyor Topal.

 Kahvaltı türleri yöreye göre farklılık gösterse de bazı ürünler sofranın olmazsa olmazı, örneğin; zeytin, peynir, yumurta, demleme çay ve hamur işleri gibi. 

Bu zengin sofradan doyarak kalktıktan sonra sıra, sindirimi de kolaylaştıran, sert bir Türk kahvesine geliyor.

Michelin yıldızlarının altında bir şehir

Çeşitliliği, gelenekselciliği yeniliklerle harmanlaması sayesinde, İstanbul'un lezzet durakları dünyanın dört bir yanından gelen gurmelere eşsiz bir deneyim yaşatıyor. 

Burada en az bir Michelin yıldızlı beş restoran bulunuyor. Bunlardan biri Beyoğlu'ndaki 'Nicole'. 

REKLAM

Şef Serkan Aksoy, sanatını konuştururken geleneksel yöntemleri uluslararası tekniklerle harmanlıyor. Yaratıcılık, hürmet ve amaçla buluşuyor.

"Yeşillikler ve çiçekler gibi bazı ürünleri kendi bahçemizden kullanıyoruz. Ekip arkadaşlarımla birlikte mantar toplamaya gidiyoruz. Serviste kullanabileceğim otları topluyorum. Ben köyde doğdum ve büyüdüm, bu yüzden bu tür ürünlere aşinayım" diyor Nicole'ün baş şefi Aksoy.

Türk mutfağı son yıllarda çok daha gelişti ve gelişmeye de devam ediyor. Peki bu gelişim hangi istikamette ilerliyor?

Aksoy'a göre yenilik ve kalitenin peşinde olan çok fazla sayıda genç şef var bu sektörde: "Michelin, kapsama alanını daha da genişlettiğinde Michelin yıldızlı restoranların sayısı da artacak, dolayısıyla da yarış kızışacak"

Haberi paylaşın

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Bakü: Azerbaycan'ın antik ve modern çağların buluştuğu başkenti

'Explore Türkiye': Doğanın hazırladığı dekor, Kapadokya