NewsletterHaber BülteniEventsEtkinliklerPodcasts
Loader
Bize Ulaşın
REKLAM

Sokak hayvanları için çözüm ‘kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat’ metodu: Hayvan hakları örgütü HAKİM

Sahipsiz köpeklerin sokaktan toplanarak “uyutulması,” diğer bir deyişle iğne ile öldürülmesini içeren yasa tasarısı geçtiğimiz hafta TBMM Başkanlığına sunuldu.
Sahipsiz köpeklerin sokaktan toplanarak “uyutulması,” diğer bir deyişle iğne ile öldürülmesini içeren yasa tasarısı geçtiğimiz hafta TBMM Başkanlığına sunuldu. © Burhan Ozbilici/AP
© Burhan Ozbilici/AP
By Burcu Basaran
Yayınlanma Tarihi Son güncelleme
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

AK Parti’nin sokak hayvanlarına ötanazi yolunu açan yasa teklifine ilişkin Euronews’a konuşan Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) yetkilileri, sorunun asıl çözümünün ‘kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat’ metodu olduğunu savunuyor.

REKLAM

Son dönemde sokak hayvanlarının sayısındaki artış ve bazıları ölümle sonuçlanan talihsiz saldırılar gündemden düşmüyor. Bu durum, sokakta yaşayan köpeklerin toplanması gibi konuları da gündeme taşırken, soruna çözüm olarak sunulan yasa tasarısı başta hayvan hakları savunucuları olmak üzere toplumun çoğu kesiminden tepki gördü.

Sahipsiz köpeklerin sokaktan toplanarak “uyutulması,” diğer bir deyişle iğne ile öldürülmesini içeren yasa tasarısı geçtiğimiz hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunuldu. Tartışmalı yasa tasarısının çarşamba günü komisyonda görüşüldükten sonra genel kurula gitmesi bekleniyor.

Euronews’a konuşan kar amacı gütmeyen Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) Koordinatörü Fatma Biltekin ve üyelerinden Avukat Hacer Gizem Karataş yasa tasarısının genel kurulda iktidar ortakları Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) çoğunluğu ile geçebileceğini düşünüyor.

“Böyle bir durumda tüm sokakta yaşayan hayvanların toplanıp öldürülmesinin önü açılmış olacak. Teklifte öldürme ile ilgili maddelerde hayvan ayrımı yapılmıyor bu yüzden kediler de toplanıp öldürülebilir,” diyen Biltekin ve Karataş, tasarı ile hayvan koruma görevlilerinin görevlerini düzenleyen maddenin ortadan kaldırılacağına dikkat çekti.

“Bu statünün de ortadan kalkacağı taslağa eklenmiş. Mevcut kanuna göre, hayvan koruma görevlileri öncelikle kedi ve köpeklerin sonrasında ise sokaktaki tüm hayvanların yaşamlarını kolaylaştırmak için görev alıyor. Bu da sıranın kedilere ve diğer hayvanlara da geleceğinin habercisi.”

"Hayvanları öldürmek istemeyen belediyeler yasayı uygulamayacaktır."
Biltekin&Karataş

Yasanın geçmesi halinde sokak hayvanlarını toplayıp öldürme yetkisinin belediyelere verileceğini belirten Biltekin ve Karataş, “Muhalefete ait pek çok belediye başkanı hayvanları toplayıp öldürmeyeceklerini söylüyor. Taslak görevini yapmayan belediye başkanları ve belediye çalışanları için 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörüyor,” dedi.

Ancak hayvanları öldürmek istemeyen belediyelerin yine de yasayı uygulamayacakları kanaatinde olduklarının altını çizdiler.

AK Parti Grup Başkanvekili Abdullah Güler yeni yasa teklifine ilişkin açıklamasında, sokak hayvanlarıyla ilgili yetkilerin belediyelere bırakıldığını belirtmiş, “Bakım, beslenme noktasında iyi örnekleri olan belediyeler olduğu gibi kanunun açık emrine rağmen maalesef bütçeyi kullanmayan, yeterli çalışma yapmayan mahalli idarelerimiz var. Bu uygulamayı yapmayanlara 6 aydan 2 yıla kadar hapis yaptırımı öngörüyoruz” demişti.

Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı’nın ortak açıkladığı verilere göre, ülkede şu an 2.8 milyon sokak köpeği bulunuyor.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın 27 Mayıs’ta sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada ise sokak köpeklerinin sayısının 4 milyona yakın olduğu tahmin edildiği belirtiliyor.

Rakamlar arasındaki farkın yerel yönetimlerce sağlıklı kayıt tutulamamasından kaynaklandığı düşünülüyor.

‘Gerçek lobi, hayvan ticareti yapanlar’

Yıllardır en temel sorunun üretim olduğunu, özellikle kırsal kesimlerde sokakta yaşayan hayvanların sayısının bu nedenle arttığını ve kısırlaştırma yapılmadığı için de sorunun büyüdüğünü vurgulayan Biltekin ve Karataş, “Bu yüzden etik ve bilimsel tek çözüm ‘kısırlaştır-aşıla-aldığın yere bırak’ metodu ve üretim-ticaret ile mücadele etmektir. Ancak biz taslakta buna dair bir tane bile öneri göremiyoruz, gerçekten sorunun çözülmesi istenseydi önce üretim ile mücadele edilmeye başlardı. Burada ‘petshop’ lobisinin etkisini açıkca görüyoruz, hayvanseveverleri, hayvan hakları savunucularına ‘mama lobisi’ diyerek değersizleştirmeye çalışanlara gerçek lobinin petshop’lar ve ticaret yapanlar olduğunu tekrar hatırlatıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Biltekin ve Karataş, sokak hayvanlarına ilişkin 2004 yılında çıkan yasanın mevcut problemlerin çoğuna çözüm sunduğunu ancak bu yasanın 20 yıldır uygulanmadığının altını çiziyor.

“Mevcut kanuna göre, belediyeler kısırlaştırıp, tedavi edip aldığı yere geri bırakmalı ancak yıllardır belediyeler hayvanları toplayıp dağ başlarına atıyor ya da bakımevlerinde öldürüyor.”

2021 yılında yapılan değişiklikle nüfusu 75.000’i aşan belediyeler 2022 sonuna kadar, nüfusu 25.000’inin üstünde olan belediyeler ise 2024 sonuna kadar bakımevi kurmakla yükümlüydü. Karataş ve Biltekin, “Ancak bunun da gerçekleşmediğini biliyoruz,” dedi.

REKLAM

HAKİM’in paylaştığı verilere göre, teklifte de belirtildiği üzere 1.389 belediyesi olan Türkiye’de toplam 105 hayvan kapasiteli 322 bakımevi bulunuyor.

Güler geçtiğimiz günlerde düzenlediği bir basın toplantısında, son 20 yılda 2,5 milyona yakın sahipsiz köpeğin kısırlaştırıldığını, 550.000’inin de sahiplendirildiğini belirtmişti.

Güler ayrıca, sokak hayvanlarının barınaklara alınması, sahiplendirilmesi, kısırlaştırılması konusunda belediyelerin önlemlerinin yetersiz olduğunu ve kuduz riskli vakalarının arttığını savunmuştu.

Sorunun çözmek için öncelikle üretim ve ticaretin yasaklanması ve merdivenaltı üretim ile mücadele edilmesi gerektiğini belirten Karataş ve Biltekin, “Belediyeler etkin kısırlaştırma yapmalı, gönüllüler ve sivil toplum kuruluşları (STK’lar) ile ortak çalışmalı. Okullarda hayvan hakları, hayvana nasıl davranılması gerektiği ile ilgili eğitimler verilmeli. Yuvalandırma çalışmaları yapılmalı, hayvanlara yuva olacak kişilere eğitimler verilmeli,” ifadelerini kullandı.

REKLAM

“Bunların çok büyük bir kısmı 2024’de çıkan yasada vardı ancak dediğimiz gibi hiçbir zaman uygulanmadı, denetlenmedi.”

Hayvanseverler endişeli: ‘Yasa istismara açık’

Hayvan hakları savunucuları yasada planlanan değişikliğe karşı haftalardır protesto gösterileri düzenliyor. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere çeşitli kentlerde gösteri düzenleyen gruplar, sokakta yaşayan köpeklerin toplatılması ve barınaklarda tutulması gibi düzenlemelerin hayvanların doğal yaşam hakkına aykırı olduğunu savunuyor. Ancak tepkilerin odağında yeni düzenlemenin "uyutma" ile ilgili kısmı yer alıyor.

Yasal düzenleme kapsamında uyutmanın çerçevesi sınırlandırılmış olsa da hayvanseverler, düzenlemede yer alan maddeler bahane edilerek sokak hayvanlarına yönelik toplu katliam yapılma ihtimalinden endişeli.

Hayvan hakları savunucuları yasada planlanan değişikliğe karşı haftalardır protesto gösterileri düzenliyor.
Hayvan hakları savunucuları yasada planlanan değişikliğe karşı haftalardır protesto gösterileri düzenliyor.Francisco Seco/Copyright 2024 The AP. All rights reserved

Çoğu hayvansever, AK Parti’nin yalnızca saldırgan ve kuduz riski taşıyan sokak hayvanlarına ötanazi yapılacağı yönündeki telkinlerine rağmen uygulamada bunun istismar edileceğini düşünüyor.

REKLAM
"Bu yasa tasarısının maksadı zaten yasalaşması halinde kötüye kullanmaktan ibaret."
Biltekin&Karataş

Karataş ve Biltekin söz konusu endişelere yönelik açıklamalarında, “Aslında bu yasa tasarısının maksadı zaten yasalaşması halinde kötüye kullanmaktan ibaret. Açık açık tüm hayvanlar için ötanazi düzenlemesi yapılacağı söylendiğinde ortaya çıkan kamuoyu tepkisiyle bu sefer saldırgan, kamu güvenliğine tehdit gibi yuvarlak ifadelerle yine tüm hayvanların öldürülmesi anlamına gelecek kısıtlamalar getirdiklerini iddia ediyor ancak yine tüm hayvanları öldürme üzerine bir tasarıyı karşımıza çıkarıyorlar,” dedi.

“Uygulamada bir hayvanın havlaması, koşması, boyutunun büyük olması bile sadece saldırgan denilerek yerinden alınıp bakımevlerinde tecritte tutulmasına sebep oluyor. Dolayısıyla bu teklifin yasalaşması halinde ortaya çıkacak sonucun da bazı belediyelerin kendilerine bir yük olarak gördükleri bu hayvanları olabildiğince yok etmek için bu kavramları geniş yorumlaması olacağını çok net bir şekilde öngörebiliyoruz.”

Medyada yaygınlaşan nefret dili ve cezasızlık, hayvanlara şiddeti körüklüyor mu?

Sosyal medyada özellikle son dönemde sokak hayvanlarına karşı işlenen suçlarda artış olduğu yönünde bir izlenim var.

Karataş ve Biltekin, HAKİM’in elinde istatistik olarak adlandırabileceği karşılaştırmalı veriler bulunmasa da gelen ihbarlardan hayvana şiddetin gittikçe arttığını gözlemleyebildiklerini söylüyor.

REKLAM

“Aslında burada önemli olan husus medyada yaygınlaşan nefret dilinin ve yargıdaki cezasızlık politikasının bu sayıyı hızla tırmandırmış olması. Gündemle ilgili olarak ise söylenmesi gereken en önemli gerçek, toplama ekipleri olsun veya veteriner hekimler olsun bakımevi çalışanları ile ilgili ihlaller sonucunda açılan soruşturma dosyalarının büyük bir kısmında soruşturma izni verilmemesi sebebiyle yargılamanın yapılmaması veya yargılama yapılsa da tarafsızlıktan oldukça uzak, hayvanları temsil eden tek bir kişinin yer almadığı duruşmaların sonunda bu kişilere beraat verilmesi gerçeği,” diyen Biltekin ve Karataş, yeni teklif ile bakımevlerindeki ötanazinin, hayvanı kasten öldürme suçunun istisnası kapsamına alınmak istendiğinin altını çizdi.

“Bu zamana kadarki uygulamaya baktığımızda anlayabiliyoruz ki bundan sonra da bu ihlallerin hiçbirine sözde ‘kısıtlı’ koşullarda olacak olan ancak uygulamada genişletileceğini bildiğimiz ötanazi sebepleri var mı yok mu diye dahi bakılmayacak ve bakımevlerindeki katliamlardan yargılanılmaması için kanun kılıfına uydurulacak.”

Hayvanların ‘uyutulmasının’ bilimsel bir dayanağı var mı?

Sokak hayvanlarının iğne ile öldürülmesi anlamına gelen ötanazi uygulaması başta Avrupa’dakiler olmak üzere bazı ülkelerde geçmişte uygulandı ve hala da uygulanmaya devam ediliyor.

Hayvanların “uyutulmasını” savunanların argümanlarının bilimsel geçerliliği olup olmadığı sorusuna Biltekin ve Karataş, asıl bilimsel yöntemin daha önce Meclis Araştırma Komisyonu Raporu ile de ortaya konduğu üzere “kısırlaştır, aşıla, yerinde yaşat” yöntemi olduğu yanıtını verdi.

REKLAM
"Etkin kısırlaştırma yöntemi uygulanmaksızın tekrar popülasyon kontrolünde işe yaramayacağı bilinen öldürme yöntemine dönülmek istediği görülüyor."
Biltekin&Karataş

“Öncelikle 2004 yılına kadar Türkiye’de hayvanların öldürülmesi yasal olup bu döneme kadar öldürme işlemlerinde kullanılan maddeler, belediyelerin masraf kalemleri arasında açıkça yer almaktaydı.”

Karataş ve Biltekin ayrıca, “Kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat” metodunun 2004 yılında yasalaşmasının ardındaki süreçte ise bizzat teklif gerekçesinde yer aldığı üzere “bir yılda en fazla 342.879 hayvanın kısırlaştırılabildiği” gibi veriler göz önünde bulundurulduğunda, etkin kısırlaştırma yöntemi uygulanmaksızın tekrar popülasyon kontrolünde işe yaramayacağı bilinen öldürme yöntemine dönülmek istediği görülüyor,” ifadelerini kullandı.

“Bunun yanında Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Hayvan Sağlığı ve Karantina Daire Başkanlığı’nın ‘Ülkemizde Kuduz Hastalığının Güncel Durumu ve Yaban Hayatında Oral Aşılama’ çalışmasına göre, 2023 yılında kuduz pozitif numune sayıları azaldı, evcil hayvanlarda 2022 yılında 270 olan sayı 86’ya düştü. Üstelik bu azalmaya, aşılama oranının bir önceki yıldan yalnızca 77.032 birimlik bir artışla ulaşıldı.”

Romanya’da denendi, başarısız oldu

Daha önce sokak köpeklerinin “uyutulması” yönteminin denendiği Romanya’daki hayvan hakları savunucularından Türkiye’deki düzenlemeye ilişkin yorumlar gelmişti.

REKLAM

2013 yılında bir çocuğun köpek saldırısı sonrasında hayatını kaybetmesinin ardından sokakta yaşayan köpeklerin toplanması tartışmalarının alevlendiği Romanya’da benzer bir yasa hayata geçmişti.

Romanya’daki yasa uyarınca, barınaklarda toplanan köpekler kimsenin sahiplenmemesi durumunda uyutuluyor.

Romanya’daki hayvan hakları savunucuları, sokak köpeklerinin yasaya uygun şekilde toplanıp öldürülmesinin sorunu çözmediğini ifade ediyor. Sahiplenilen köpeklerin şehrin dışındaki bölgelere bırakılması ve merdiven altı üretim durdurulmadığı sürece sorunun gerçekten çözülemeyeceğinin altını çiziyor.

Karataş ve Biltekin de Romanya’yı örnek göstererek, “Romanya’da 10 yıl önce hayvan popülasyonu gerekçe gösterilerek öldürme yöntemine geçildiği ancak hayvan popülasyonunun büyüklüğünün her gün gerçekleşen toplu katliamlara rağmen sirkülasyon halinde devam ettiği gerçeği göz ardı ediliyor,” dedi.

REKLAM

Üretim yasaklanmadığı sürece hayvanların yerlerinden alınması ile popülasyonun azalması veya şehirlerin “boşaltılmasının” mümkün olmadığının altını çizen HAKİM yetkilileri, “‘Vakum etkisi’ denilen, bilimsel olarak kanıtlanmış durum sebebiyle boşalan alana kırsaldan yeni köpekler gelecektir. Dolayısıyla bilimsel yöntem daha önce Meclis Araştırma Komisyonu Raporu ile de ortaya konduğu üzere kısırlaştırıp, aşılayıp, yerinde yaşatmak ve kırsaldan kente doğru etkin kısırlaştırma için çalışma yapmak,” dedi.

Yasa tasarısının çarşamba günü önce TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nda görüşülmesi planlanıyor.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Kadıköy'de 25 sokak hayvanı 'zehirli mama' ile öldürüldü

Eski AK Parti milletvekili Şamil Tayyar: 'Köpekler hiçbir kurala uyulmaksızın zalimce katlediliyor'

Copernicus: 2024 yazı kayıtlara geçen en sıcak yaz oldu, bu yıl en sıcak yıl olabilir