Yarının opera yıldızları bu yıl Milano’da buluştu. İtalya’nın bu sanatla yoğrulu şehrinde düzenlenen dünyanın en prestijli operaya yarışması Operalia, büyük bir kariyer peşinde koşanlara yeni fırsatlar sunuyor. Yarışmanın mimarıysa, yaşayan en büyük tenorlardan Plácido Domingo.
Milano, La Scala ve Plácido Domingo… Hepsi Operalia için bir araya geldi. Büyük İspanyol tenor Domingo, yarışmanın mimarı olduğu gibi, aynı zamanda orkestrayı da yönetiyor. Yeni ve genç yetenekleri ortaya çıkarmak için kendisini bu işe adamış adeta. Ona kulak veriyoruz:
“Yetenek gizli kalmaz. Bilirsiniz, bir şekilde kendini belli eder. Ama yarışmayla kamuoyunun gözü önünde ortaya çıkmasına yardımcı olur ve zahmetli olduğu düşünülen kariyer yolculuğunu kolaylaştırabiliriz. Bu da benim tatminim; yetenekleri kuşaktan kuşağa aktarmak… Sonuç olarak, yaptığımdan mutluyum.’‘
Milan, 18.si düzenlenen bu yarışmaya ilk kez ev sahipliği yapıyor. 600 ümitli genç yetenek başvurdu ama sadece 13’ü finale kalmayı başardı.
Sahne gerisindeki heyecan adeta elle tutuluyordu.
Bulgaristan’dan yarışmaya katılan 28 yaşındaki Sonya Yoncheva, her zaman yarışmaya katılmak istese de bugüne kadar hiç cesaret edememiş. Nihayet cesaretini topladığında da, karşılığını almış.
“Aman Tanrım, bu benim adım mı, dedim bir an. Şaşırmıştım. İlk önce finale kaldığıma, ardından da birinci olduğuma şaşırdım. Birincilik büyük bir ödül oldu. Bizim dilimizde dediğimiz gibi, pastanın üzerindek krema oldu.’‘
23 Yaşındaki Romen tenor Stefan Pop da olağanüstü performans sergileyen isimlerden biriydi. O da erkekler dalında birinciliğe ulaştı.
“Birinciliği kazandığım için o kadar mutluyum ki başka bir şey söyleyemiyorum. Duygularım çok derin. Şu an bir şey söylemek çok zor… Maystro Placido Domingo, Scala’da orkestrayı yönetiyordu ve ben söylüyordum… Bu, benim için tarif edilemez bir duygu…”
Operalia’nın tek amacı, yeni yüzlere kapı açmak, dünyanın en güzel operalarına yeni sesler kazandırmak.
Domingo açısından bu yarışmanın ayrı bir önemi var çünkü kendisi de La Scala’da başladığı müzikal kariyerinin 40. yıldönümünü kutluyor.
“Profösyonel anlamda ilk sahneye çıktığımda 28 yaşındaydım ve burada, bu çatı altında, bu dinleyici ve olağanüstü orkastranın karşısındaydım. Olağan üstüydü. İnanılmaz bir duygu, büyük bir sorumluluk. Tabi ki kariyerimin de başlangıcı olması sebebiyle çok özel bir duyguydu. Halen bile 40 yıldır sahnede olduğuma inanamıyorum.”
________________________________________
- Bu haberde dinlediğiniz çalışmalar:
. Jules Massenet – Manon “Je marche sur tous les chemin”
. Giacomo Pucchini – La Boheme “Che gelida manina”