13 yıllık iç savaşın ardından Suriye'nin azalan Yahudi cemaati, çatışmalar nedeniyle kısmen yıkılmadan önce dua etmek için toplandıkları, dünyanın en eskilerinden biri olan Şam'daki Jobar Sinagogu'na geri dönebilecek.
Savaş sırasında ağır bombardımana maruz kalan Suriye'nin başkenti Şam'ın banliyösü Jobar, Aralık ayının başlarında Devlet Başkanı Beşar Esad'ın devrilmesinin ardından yeniden erişilebilir hale geldi.
Jobar Sinagogu ya da diğer adıyla Eliyahu Hanavi Sinagogu, bir zamanlar binlerce yıllık geçmişe sahip, gelişen bir Yahudi cemaatine ev sahipliği yapan bölgede hala ayakta kalan birkaç dini yapıdan biri.
Suriye'deki Yahudi cemaatinin 74 yaşındaki lideri Bakhour Chamntoub, geçtiğimiz günlerde 15 yıl sonra ilk kez sinagogu ziyaret etti.
Associated Press'e (AP) verdiği demeçte, "Bu sinagog bizim için çok şey ifade ediyor," derken Chamntoub'un sesi duygu yüklüydü. Hasarı duymuş olmasına rağmen, yıkımı gözleriyle görmeye hazırlıklı değildi: duvarların ve çatıların çöktüğü, değerli eserlerin kaybolduğu ve yağmalanma izleri taşıyan moloz yığınını incelerken "Açıkçası rahatsız oldum," dedi.
Suriye'nin Yahudi nüfusu, 1948'de İsrail'in kuruluşundan bu yana dramatik bir şekilde azaldı ve bugün ülkede sadece dokuz Yahudi kaldı. Çoğu yaşlı olan cemaat, birkaç yıl içinde Suriye'de hiç Yahudi kalmayacağını düşünüyor.
Hayatını Suriye'de geçiren Chamntoub, İsrail karşıtı duyguların bu tür bir açıklığı tehlikeli hale getirdiği bir ülkede inançlarını açıkça sürdüren az sayıdaki kişiden biri.
"Hiçbir zaman ayrımcılıkla karşılaşmadım," diyen Şamntoub, diğerlerinin casus ya da işbirlikçi olarak damgalanmaktan korktukları için Yahudi kimliklerini gizli tuttuklarını belirtiyor.
Jobar Sinagogu bir zamanlar Şam'daki Yahudi yaşamının merkeziydi. Chamntoub ve cemaati burada cumartesi günleri dua ediyordu ancak bu uygulama savaş nedeniyle kesintiye uğradı. Sinagogun yıkılması cemaatin kırılganlığını acı bir şekilde hatırlatıyor.
Yakınlarda yaşayan bir Müslüman olan Barakat Hazroumi, Şabat günü mum yakarak Yahudi ibadetçilere nasıl yardımcı olduğunu hatırlayarak, "Burası güzel bir dini mekândı" dedi.
Suriye'deki Yahudi cemaati, İlyas peygamberin Şam'da yaşadığı dönemden başlayarak yaklaşık 3.000 yıllık bir geçmişe sahip. 1099'daki Birinci Haçlı Seferi'nden sonra yaklaşık 50.000 Yahudi Kudüs'ten kaçarak Şam'a yerleşti ve şehir nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturdu.
Daha sonra, İspanyol Engizisyonu'ndan kaçan Yahudiler Avrupa'dan geldi. 20. yüzyılın başlarında Suriye'nin Yahudi nüfusu yaklaşık 100.000'di. İsrail'in kurulmasının ardından tansiyon yükseldi ve özellikle 1948 sonrası dönemde birçok Yahudi göç etti.
Esad rejimi altında Yahudilerin inançlarını yerine getirmelerine izin verildi ancak özellikle İsrail'e göçü önlemek için seyahat kısıtlamaları getirildi. Bu kısıtlamalar 1990'ların başında hafifletilerek daha fazla göçe yol açtı.
Savaşın ardından sinagogun ve Şam'ın büyük ölçüde terk edilmiş olan Yahudi mahallesinin yeniden inşası için umut var. Ancak cemaat küçülürken, Chamntoub şimdi Yahudi bayramı Hanuka'yı evde tek başına kutluyor, vejetaryen yemekler pişiriyor ve yurtdışındaki ailesinden koşer et paketleri alıyor.
"Ben bir Yahudiyim ve bundan gurur duyuyorum," diyen Chamntoub, Esad'ın düşmesiyle birlikte Suriyelilerin ekonomik ve diğer alanlarda daha fazla özgürlüğe kavuşacaklarını umduğunu ifade etti.