Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Heykeltraş Ayla Turan'ın çocuk figürleriyle kurulan heykel evreni

"Umut."
"Umut." ©  Ayla Turan
© Ayla Turan
By Buse Keskin
Yayınlanma Tarihi
Paylaş Yorumlar
Paylaş Close Button

Mimar Sinan mezunu heykeltıraş Ayla Turan, 30 yıldır sürdürdüğü üretim hattında atölyesini bir direniş alanına dönüştürürken, geleneksel malzemelerden çağdaş tekniklere uzanan özgün heykel diliyle uluslararası alanda da iz bırakıyor.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü’nden mezun olduktan sonra kendi atölyesini kurarak sanat hayatına adım atan Ayla Turan, 30 yıldır kesintisiz heykel üretiyor. Türkiye’de heykelin henüz yeteri kadar yaygınlaşmadığı bir ortamda kadın bir heykeltıraş olarak varlık göstermesi, onun için başlı başına bir direniş alanı. Turan’a göre atölye, yalnızca bir çalışma mekânı değil; sanatçının kendini dış dünyadan yalıttığı, bağımsızlığını koruduğu, üretimin merkezine döndüğü özerk bir alan.

Fiziksel atmosferi, malzemeleri ve araçlarıyla atölye, onun için aynı zamanda yaratıcı bir devinim kaynağı. Turan, ihtiyaç duyduğu anlarda bu özel alanı kamusallaştırarak eserlerini tartışmaya açıyor ve mekânı bir değerlendirme platformuna dönüştürüyor.

Sanatçı, ilk kamusal alan heykelini 1998’de Değirmendere’de düzenlenen Zühtü Müridoğlu Uluslararası Ahşap Heykel Sempozyumu’nda gerçekleştirdi. Ardından Almanya, Fransa, Macaristan, İsrail, Letonya, Güney Kore, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, İtalya, Burkina Faso, Çin, Meksika, Hindistan ve Japonya gibi birçok ülkede kamusal alan heykellerine imza attı. Uluslararası çağdaş sanat fuarlarında da düzenli olarak yer aldı.

2020’de PG Art Gallery’de açtığı “Tehlikeli Oyunlar” sergisi, Türkiye’de düzenlenen ilk online kişisel sergi olmasıyla dikkat çekti. Bu sergide Turan, çocuk metaforu üzerinden geliştirdiği heykel dilini ilk kez bütünlüklü bir yapıyla izleyiciye sundu.

"Küçük sahne, büyük oyun."
"Küçük sahne, büyük oyun." Ayla Turan

Turan’ın eserlerinde, erken dönem taş yontu çalışmalarından bugüne uzanan belirgin bir evrimsel tutarlılık görülüyor. Öğrencilik döneminde yonttuğu taş cenin figürü, yıllar içinde büyüyerek sanatçının çocuk odaklı heykel serisine dönüşmüş durumda. Bu figürler, masumiyetin ve saflığın simgesi beyaz renk ile yuvarlak hatların birleştiği sempatik bir yüzeye sahip görünseler de, tek tipleştirilmiş ve dönüşmüş halleriyle distopik bir yabancılaşma hissi taşıyor. Turan, bu karşıtlığı bilinçli bir gerilim unsuru olarak kurguluyor.

Son yıllarda ağırlıklı olarak polyesterle çalışan sanatçı, geleneksel taş ve metalin aksine kolektif üretim gerektiren bu endüstriyel malzemeyi kendi form diliyle yeniden tanımlıyor. Figürleri gerçeği taklit etmeye yönelmeyen Turan, izleyiciyi “gerçeğin ötesindeki gerçekle” yüzleştiren çağdaş bir estetik sunuyor.

Ayla Turan’ın sanatıyla yaşamı arasındaki bağı görünür kılacak kapsamlı retrospektif sergisi 2026’da açılacak. Sanatçının 30 yıllık üretim hattını bir araya getirecek bu sergi, kariyerinin en önemli duraklarından biri olmaya aday.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Paylaş Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Magnum’dan 12 kadın fotoğrafçıyla 'Yeterince Yakın' sergisi

1 milyar dolarlık Büyük Mısır Müzesi halka açılıyor, Tutankamon'un hazinelerini sergiliyor

Dünyanın en iyi saatleri İstanbul'dan sonra Cenevre'de sergileniyor