Dalibor Matanic:"Balkanlar'da tarih sürekli tekerrür ediyor, bölgedeki en büyük tehlike milliyetçilik."

Dalibor Matanic:"Balkanlar'da tarih sürekli tekerrür ediyor, bölgedeki en büyük tehlike milliyetçilik."
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Balkanlar’daki etnik gerilim ve zor durumdaki ekonomiler bölgenin geleceğini nasıl şekillendirecek? Avrupa Birliği üyeliğini hedefleyen Balkan

REKLAM

Balkanlar’daki etnik gerilim ve zor durumdaki ekonomiler bölgenin geleceğini nasıl şekillendirecek? Avrupa Birliği üyeliğini hedefleyen Balkan ülkelerini neler bekliyor?

Makedonya’daki hükümet krizi, Arnavut radikallerin bir polis istasyonuna silahlı saldırısının ardından etnik çatışma tehlikesi ile karşı karşıya.

Kosova toplu bir göç beklerken Sırbistan tek yanlı ilan edilmiş bağımsızlığı tanımak niyetinde değil.

Bosna’da 20 yıldır devam eden barış hali kırılganlığını sürdürüyor. Sırp Hırvat ve Müslüman liderler arasında ortak sorunlar konusunda görüş ayrılıkları devam ediyor.

The Network’te Cannes Film Festivali’nde üç aşk hikayesi etrafında Balkanlarda on yıllar süren çatışmaları sorgulayan The High Sun (Zvizdan) adlı filmiyle Jüri Özel Ödülü kazanan Hırvat yönetmen Dalibor Matanic, Hırvatistan’dan sosyalist milletvekili, Bona Hersek ve Kosova ile İlişkiler Kurulu üyesi Tonino Picula ile Alman Marshall Fonu Avrupa Programı kıdemli üyesi Rosa Balfour tartışıyorlar.

Chris Burns: Balkanlar’ın içinde bulunduğu tehlikeyi nasıl tarif etmek lazım? Hala bir barut fıçısı durumu mu var?

Balkanlar’da genç kuşak savaşı görmedi ama nefret ortamında büyüdüler

Dalibor Matanic: Bence genç kuşak çok önemli. Savaşı tamamıyla görmediler. 1996-1997 yılllarında doğdular. Ama bir nefretin içinde büyüdüler. Eski Yugoslavya’nın her yerinde özellikle de Hırvatistan, Sırbistan ve Makedonya’da bu, devasa bir problem.

Chris Burns: Evet, Tonino. Barut fıçısı?

Tonino Picula: Evet bu bir algılama meselesi. Bugün Balkanlar’da ne tür bir bakış açısı hakim. Bence gerçek şu ki; Dayton Anlaşması’nın üzerinden 20 yıl geçti. Ve konu hala tartışmaya açık. Fakat şu an, Balkan tarihi açısından çok kritik bir dönem. Çünkü, tüm ilgili devletler aynı dış politika hedefini paylaşıyor: Avrupa Birliği üyeliği. Ve büyük çoğunluğu NATO üyeliğini de hedefliyor.

Chris Burns: Evet Rosa, böyle bir yönelimleri var. Fakat bu yol da tehlikeli engellerle dolu. Öyle değil mi?

Rosa Balfour: Ciddiye alınması gereken zorluklar olduğu doğru. Avrupa Birliği’nin bunlarla ilgilenmesi gerekiyor. Bu çok önemli. Herşeye rağmen izlenecek yol belli. Çok büyük bir tehlike yok. Önemsenmesi gereken bazı olumlu gelişmeler de oluyor. Önemli olan Balkanlara baktığınızda, ortadaki gerilimin gerçek durumu gizlemesine izin vermemek.

Chris Burns: Ama Avrupa Birliği bölgedeki istikrar adına yeterince çaba harcıyor mu?

Tonino Picula: Bence şimdi Bay Junker’in önümüzdeki beş yıl içinde genişleme konusunda söylediklerine konsantre olmamız lazım. Bir genişleme söz konusu değil. Sadece gelecekteki üyelerin durumu görüşüldü. Bence bu daha çok Avrupa geneline bir mesaj, Batı Balkanlardaki siyasal kadrolara değil. Onlar da bunu bir mazaret olarak görmemeli.

Chris Burns: Dalibor sen bunu orada nasıl görüyorsun? Komisyon’un önümüzdeki beş yıl herhangi bir genişleme düşünmemesi ne demek?

Balkanlar’daki problem tarihin sürekli tekerrür etmesi

Dalibor Matanic: Balkanlardaki problem tarihin sürekli kendini tekrar etmesi. Bunu filmlerde anlatıyoruz, biliyorsunuz. Eğer insanlar kendilerini aşamazlarsa, bu tarih peşimizi bırakamayacak. Bu Avrupa Birliği ve Balkanları bekleyen asıl tehlike. Bir başka savaş olabilir.

Chris Burns: Rosa, Avrupa genişlemesinde hız kesmek, ya da keser gibi görünmek. Bunun bölgedeki durum açısından zararları neler olabilir?

REKLAM

Rosa Balfour: Bence bu zarar veriyor. Söz konusu mesaj çok olumlu değil. O açıklamanın devamında, Balkan toplumları ve oradaki siyasiler için bir söz ya da taahhüt de içermesi lazım. Ancak şu da doğru ki hiçbir Balkan ülkesi yakın bir gelecekte Avrupa Birliği üyesi olmaya hazır değil.

Chris Burns: Yani aslında hayli gerçekçi bir ifade.

Rosa Balfour: Somut durumun ifadesi ama bana göre gereksiz bir politik mesaj.

Chris Burns: Peki şimdi, birçok ülke farklı bir gerilimin içinde. Makedonya’ya bakınca ne görüyorsunuz? Etnisite unsuru, sahnenin gerisindeki asıl sorun mu, Tonino?

Tonino Picula: Makedonya isminin etrafında dönen tartışma, bir sorun değil. Bu kesin.Tek problem eski Yugoslavya’nın bir parçası Makedonya’nın Avrupa Birliği hedefindeki adımları. Durumlarını hızla düzelttiler. Yani bence, şimdi kimse etnik çatışmadan söz edemez. Çatışma, Makedonya’da hakim olan farklı siyasi akımlar arasında.

REKLAM

Chris Burns: Evet çünkü bir yolsuzluk skandalı da var orada. Bu arada Dalibor Hırvatistan’da. Bunu onunla konuşmuştuk. Aşırı sağ partilerin yükseliyor mu? Bu doğru mu? Nasıl bir tehlike gözlüyorsun orada?

Milliyetçilik tüm Balkan ülkeleri için en büyük tehlike

Dalibor Matanic: Biliyorsunuz ekonomi gerilediğinde yolsuzluk ve çürüme baş gösterdiğinde milliyetçilik yükselir. Sadece Balkanlarda değil, tüm Avrupa’da ve dünyada bu böyle. Milliyetçilik Balkanlardaki her ülke için en büyük tehlike. Onları Avrupa Birliği’nden ayıran da buydu.

Chris Burns: Evet Rosa, hemen Kosova konusuna geçelim. İnsanlar kaçıyorlar ve hükümet de yolsuzluk kıskacında. Avrupa Birliği tam şimdi ne yapmalı?

Rosa Balfour: İlk olarak Priştina ve Belgrad arasında ilerleyen bir diyalog başladığını unutmayalım. Bu da bölgedeki diğer problemleri çözecek bir çerçeve sunabilir. En azından en çetrefilli sorunları. İkincisi AB’nin, demokratik kurumların güçlendirilmesini gözetmesi lazım. Bu hem Makedonya’nın hem de diğer ülkelerin de en önemli sorunu.

REKLAM

Chris Burns: Tonino, Sırbistan’ın Kosova’yı tanıması sağlanabilir mi? Bu bir gün olabilir mi?

Tonino Picula: Elbette fikir yürütmek çok zor. Olur mu, ya da ne zaman olur? Bu, Sırbistan’daki mevcut hükümetin değil tüm hükümetlerin sorunu gibi görünüyor. Ama Sırplar arasındaki görüşmeleri takip etmek de enteresan olacak. Unutmayalım Sırbistan şimdiye kadar bir müzakere başlığı açmadı ve son başlık Kosova’nın da geleceği ile ilgili.

Chris Burns: Evet, bu konuda bir ilerleme olabilir, Dalibor, filmin Bosna’yı da ilgilendiriyordu. Bosna’daki çatışmalarla ilgili pek çok gönderme vardı. Bosna konusunda nerede iyimser ve nerede kötümsersin?

Bosna’nın bölünmesi müslümanlar için facia olur

Durum tehlikeli mi? Bazı şeylerin yoluna girdiğini mi yoksa bu ülkenin bölüneceğini mi görüyorsun?

REKLAM

Dalibor Matanic: Milliyetçilik yüzünden Hırvatistan, Sırbistan, Makedonya gibi ülkeler şimdi Macaristan’ın yaptığı gibi büyük duvarlar örüyorlar. Bosna’da böyle büyük duvarlar öremezsiniz ama ülkeyi kendi içindeki duvarların altında bırakırsınız. Bilmiyorum, bence Bosna hoşgörü, insani değerler ve demokrasi alanında boyut değiştirmesi gereken ilk ülke. Çünkü Bosna için politik olarak çözüm şansı yok. Bölünebilir ama bu müslümanlar için facia olur.

Chris Burns: Rosa, de facto bir durum söz konusu mu? Yani fiili ayrılığı tanıyarak bunlar iki ayrı ülkedir diyebilmek?

Rosa Balfour: Hayır bence kimse bu yola girmek istemez. Bu çok tehlikeli olacaktır.

Chris Burns: Ve Tonino sen ne düşünüyorsun? Avrupa Birliği bu noktada ne yapmalı?

Tonino Picula: Şimdi çok açık ki, Dayton Anlaşması harikulade bir ateşkes metniydi. Ancak, işlevsel, çok uluslu bir devletin kuruluşunu gerçekleştirmesi açısından bir hayli kötü. Yani bence Bosna’nın geleceği belirsiz. Bazı ilerlemeler için uğraşıyoruz. Bosna’yı Dayton’dan Brüksel aşamasına taşıyacak nosyonlar arıyoruz. Eğer bana en çok umutlu olduğun nedir diye sorarsanız bence anayasal sistemin nasıl reforme edileceğidir.

REKLAM

Chris Burns: Evet bu da çok önemli bir mevzu. Peki ya aşırılık yanlısı müslüman gruplar. Bosna’nın bazı bölgeleri ISİD terör örgütü ve diğer grupların militan kazanmaları için uygun. Bunun için ne kadar endişelenmeliyiz? Biliyorum sen sinemacısın Dalibor, ama ne düşünüyorsun?

Dalibor Matanic: Biliyorsunuz Bosna eski Yugoslavya’nın sembolü bir ülke. Çok kültürlülüğün hakim olduğu bir zamanda bu ülke savaşı gördü. Bu yüzden Bosna’daki en büyük korku daha önceki savaşta yaşananlar. Bence hoşgörü ve diyalog, bu ülke için en önemli kavramlar.

Avrupa Birliği’nin yaptığı en önemli iş vize serbestliği oldu

Chris Burns: Rosa halklar arasında diyaloğu geliştirmek için yeteri kadar çalıştığımızı düşünüyor musun?

Rosa Balfour: Hayır, bence farklı toplumsal kesimlerle, genç nüfusla ilgili, onları diğer Avrupa halklarıya buluşturabilecek daha fazla faaliyet alanı var. Avrupa Birliği’nin yaptığı en önemli iş vize serbestisi uygulamaktı. Daha fazla dolaşım, halklar ve insanlar arasında daha fazla diyalog fırsatı önümüzde duruyor.

REKLAM

Chris Burns: Tonino, bu senin görevin daha fazlasını yapmalısın, öyle değil mi?

Tonino Picula: Evet elbette. Ama Makedonya kıyısından Bosna Hersek’e kadar gerilimli yerlerden bahsediyorsak, biliyoruz, buralar, hem bölge içinde hem de bölge dışında, domino etkisi ile birbirine bağlı. Bu hem Brüksel için hem de bölgede barışçıl ve faydalı çözüm arzulayan üye devletler açısından çok katmanlı bir sorun. Bence onların Avrupalı bir gelecekleri olacak.

Chris Burns: Dalibor Matanic, Tonino Picula and Rosa Balfour hepinize teşekkürler.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Avrupa Birliği parçalanıyor mu?

Avrupa Kalkınma Planı Bütçesi göçmenler sebebiyle açık veriyor

İngiltere öncülüğündeki Birleşik Krallık, AB'den ayrılacak mı?