Sadece başka ülkelerde, Ortadoğu'da olur sanırdım

Sadece başka ülkelerde, Ortadoğu'da olur sanırdım
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Brükselli Youssef Kobo, askerin ve polisin şehrin içinde bu kadar görünür olmasının kendileri için ne denli sıra dışı olduğunu şu cümlelerle anlatıyor: "Bir şehrin böyle kuşatma altında görünebileceği

Son günlerde Belçika’da güvenlik güçleri şimdiye değin hiç olmadığı kadar sokaklarda, caddelerde görülüyor.

Ordu ve polis güçleri Belçika’nın başkenti Brüksel’de en üst seviyede alarmda.

Şehrin üzerine çöken terörist saldırı endişesi Paris saldırılarından sonra daha da arttı.

Brükselli Youssef Kobo, askerin ve polisin şehrin içinde bu kadar görünmesinin kendileri için ne denli sıra dışı olduğunu şu cümlelerle anlatıyor:

Sadece başka ülkelerde, Ortadoğu’da olur sanırdım

“Şehrimi daha önce hiç böyle görmemiştim. Kentin her yanında askerleri göreceğimi tahmin edemezdim. Bir şehrin böyle kuşatma altında görünebileceğini, sadece başka ülkelerde, Ortadoğu’da olur sanırdım. Kendi ülkemde olacağı aklımdan bile geçmezdi. Bu çok tuhaf. Kimi suçlamak lazım belli değil. Bir grup insan, tüm kıtayı nasıl böyle esir alabiliyor, anlaşılmaz bir durum.”

Peki Avrupa’yı esir alan bu tehdidin sorumlusu kim? Paris saldırılarının ardındaki teröristler Salah ve Brahim Abdeslam’ın her ikisi de Molenbeek’tendiler. Burası Brüksel’in merkezine çok uzak değil. Paris saldırılarının planlayıcısı Abdülhamid Abaaoud da.

Fakat sadece onlar değil. Geçen Ağustos’ta bir trende ve bir Yahudi müzesinde gerçekleştirilen saldırıların, hatta 2004 Madrid bombalı saldırısının da bu Belçika şehri ile bağlantısı var.

Molenbeek’teki yoksulluk ve işsizlik kimsenin umurunda olmadı

Bölgenin sakinlerinden Yusuf Kobo’nun farklı görüşleri var: “Molenbeek ayrıca fakirliği ve yoğun işsizlik oranı ile de öne çıkan bir semt. Polis şiddetini ve ayrımcılığı da görebilirsiniz. Yerel yönetimlerin beceriksizliği de söz konusu. Molenbeek’te herkes yoksulluğun ve işsizliğin önemli sorunlar olduğuna, politik gündeme ilişkin bir radikalleşmenin varlığına on yıllardır işaret ediyor ancak kimselere dinletemiyordu. Kimsenin umurunda olmadı. Herkes yüzünü başka tarafa çevirdi ve şimdi de bunun bedelini ödüyoruz.

“Küçük Manchester” olarak adlandırılan Molenbeek’e çoğunlukla Fas’tan olmak üzere göç eden grupların yerleşimi 1960’lı yıllarda başlamış.

Bölgede işsizlik oranı bugün yüzde 30’lar civarında.

90 bin kişinin yaşadığı bölgede zamanla, gençler arasında, müslüman olmayanlara beslenen olumsuz duygular yayılmaya başlamış.

Önemli soru, bu duruma nasıl gelindiği. 500 Belçikalı cihatçının Suriye’ye gidebilmek için ülkeyi nasıl terk edebildiği ?

Thierry Limpens müslümanlığı kabul etmiş birisi. Bir öğretmen ve Molenbeek’teki ilk müslüman okulun da müdürü. Buradaki nüfusun yüzde 40’ının 18 yaşın altında olduğunu söylüyor.

İsrail Filistin sorunu gibi meseleler buradaki gençlerin duygularını etkiledi

Thierry Limpens: “Geçen 20 yılda gördüğüm şu ki, bölgenin, okulda rastladığım gençleri, örneğin Filistin ve İsrail arasındaki gibi bir küresel problem yaşandığında, bundan çok çabuk etkilenebiliyorlar. Bu önemli bir şey. Bu, duygu dünyalarında yer ediyor. Okula ajite olmuş biçimde geliyorlar. Odalarında, çocuk yaşlarından itibaren internetle büyümüş genç insanlardan bahsediyoruz. Molenbeek’te radikalleşmeye başlıyorlar. Ama onlar aslında burada yaşamıyorlar. Kafalarının içinde başka bir dünya var. Suriye’deler. Propoganda videoları izliyorlar ve kendilerini Suriye’de hayal ediyorlar. Buna inanıyorlar. Biliyorsunuz, propaganda her zaman çok güzel olanı anlatır.” Yunus, Antwerp’ten ama, Molenbeek’te bir dönem bulunmuş. 2013’te Suriyeye gitmiş. 6 ay sonra döndüğünde de gözaltına alınmış. Eski bir Sharia4Belgium üyesi olarak hüküm giymiş. Sharia4Belgium örgütünün liderleri genç Belçikalıları radikalleştirip onları Suriye’ye göndermekle suçlanıyorlar. Yunus bir cihatçı olarak, yaşamı hakında kitap yazmış.

Bu saldırılar öylesine olmuyor, bir nedeni var

Michael Younes Delefortrie: “Herkese söylediğimi söyleyeceğim. Ben diğerlerinin hareketlerinden sorumlu değilim. Dünyada dökülen kandan ben sorumlu değilim. İnsanlar buraya saldırmaya geldiler. Buraya gelmelerinin bir nedeni var. Ve İslam dünyasında Suriye, Irak, Mali’de dahi insanlara saldırmalarının bir nedeni var. Fransa’da şimdi ellerini silaha götürüyorlar. Buraya intikam için geldiler. Bu iyi birşey mi? Bunun iyi bir şey olduğunu söyleyemem. Çünkü dediğim gibi bu sonunda kan dökmek demek. Ancak anlamamız gereken birşey var. Bu saldırılar öylesine olmuyor. Bir nedeni var.”

Brüksel’de Büyük Cami’de Cuma namazı. Belçika’nın sayısı 500 bine yaklaşan müslüman nüfusunu saran tedirginlik burada da gözlenebiliyor.

Radikal teröristlerin İslam’ın adını kullanması onların da en büyük rahatsızlığı.

Bu arada Brüksel’deki Büyük Camii’nin Suudi Arabistan tarafından finanse edilmesi eleştiri konusu.

İmam Abdelhadi Sewi: “Onlara göre ben müslüman değilim”

Belçika’daki imamlar müslümanlar arasında, müslüman olmayanların olumsuzlanmasına yönelik duyguların yayılmasına asla hoşgörü gösterilmeyeceğini, bunun daha net anlaşılmasını istiyorlar.

Ancak imam Abdelhadi Sewif’e göre ise problemin kaynağı Suudi Arabistan ya da dil sorunu değil, iletişim eksikliği.

Abdelhadi Sewif: “Molenbeek’te bulundum. Orada pek çok camiiye gittim. Birkaç kez vaaz da verdim. Gençlere orada ve diğer şehirlerde hep İslam’ın hoşgörüsünü taşımaları tavsiyesinde bulundum. Ancak bazı sorunlar var. Bunlar genç insanlar ve İslami eğitimlerini resmi olarak tanınan dini kuruluşlardan almıyorlar. Bunun farkında olmak lazım. İnternet sitelerinden öğrendikleri var. Benim tavsiyelerim yerine daha radikal öğretileri benimseyip onlardan besleniyorlar. Çünkü onlara göre ben müslüman değilim.
Çünkü, onların gözünde, bizler, Belçika’daki tüm imamlar, müslüman değil.

Müslüman topluluğun içinde ya da dışında pek çok Belçikalı, ülkelerinin neden Avrupalı cihatçıların yurdu haline dönüştüğünü ve bunun ne kadar süreceğini merak ediyor.

Sınırlar, radikalizm terör. Bu kavramların sadece Belçika’da değil, tüm Avrupa’da bıraktığı etkiler daha uzun bir süre hissedilecek.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Görünmez işçiler: Düşük ücretlerle Avrupa çiftliklerinde sömürülen ve tehlikeye atılan insanlar

İklim değişikliği, hava kirliliği ve ekonomik zorluk üçgeninde Polonya

Kaçak göçmenler AB'ye hangi yollardan giriyor?