ABD başkanlık seçimlerine yaklaşık dört ay kalmışken, Alman hükümeti, olası bir ikinci Trump dönemine hazırlanıyor. Peki, Trump'ın dönüşü Almanya ve AB'yi nasıl etkileyebilir?
REKLAMAlmanya'da siyaset uzmanları, hükümetinin önümüzdeki Kasım ayında gerçekleştirilecek Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanlık Seçimleri sonucunda olası bir iktidar değişimine şimdiden hazırlandığını ifade ediyor.
Eski ABD Başkanı ve Cumhuriyetçilerin önümüzdeki seçimler için adayı olan Donald Trump'ın 2016'da seçilmesi dünyanın büyük bir kısmını şaşırtırken, Alman hükümetine yakın kaynaklar, Cumhuriyetçilerin, Demokratlardan iktidarı geri alması halinde daha sorunsuz bir süreç yaşanmasını sağlamak için adımlar atıldığını söylüyor.
Euronews'e konuşan siyaset bilimci Dr. Antonios Souris, "Trump'ın yeniden seçilme ihtimali artık daha yüksek," dedi.
"Sonuçta Trump gibi bir yönetimle ortak kalmak zor bir durum. Almanya, Trump'ın başkan olduğu son dönemde olduğu gibi, bir şekilde birlikte çalışabileceğini gösterdi. Her ne kadar o zaman yeni yönetim henüz iktidarda olmasa da, yine de hassas bir durum olduğunu söylemeliyiz."
Trump'ın ilk kez seçildiği 2016 yılında dünya farklı bir yerdi ve siyaset sahnesinde çok daha farklı figürler yer alıyordu: Almanya'da Angela Merkel hala iktidardayken, COVID-19 salgını henüz yaşanmamış ve Rusya, Ukrayna'ya geniş çaplı işgalini başlatmamıştı.
Trump yeniden seçilirse, yeni Şansölye Olaf Scholz liderliğindeki koalisyon hükümetiyle muhatap olacak ki bu geçici bir durum olabilir zira Alman seçmenlerin Ekim 2025'te yeni bir şansölye ve parlamento seçmesi bekleniyor. Son anketler ise Almanya Hıristiyan Demokrat Birliği'ni (CDU) açık ara önde gösteriyor.
Mevcut hükümet, Trump dönemine nasıl hazırlanıyor?
German Marshall Fund Bölge Direktörü Sudha David-Wilp, "Almanya ve müttefikleri her iki senaryo için de hazırlık yapıyor," dedi.
Burada sözü edilen senaryolar, Trump'ın ikinci bir dönem için Beyaz Saray'a dönmesi veya Kamala Harris'in Başkan seçilmesi.
Hükümetin halihazırda savunma kapasitesini arttırdığını belirten David-Wilp, Avrupa'nın dünyada ekonomik bir güç olarak kalmasını sağlamak için ortaklarıyla birlikte çalıştığını söyledi.
Nitekim transatlantik koordinatörü ve Hür Demokratik Parti (FDP) meclis grup başkan yardımcısı Michael Link geçtiğimiz hafta Milwaukee'de düzenlenen ve JD Vance'in Trump'ın başkan yardımcısı adayı olarak tanıtıldığı ABD Cumhuriyetçi Parti Kongresi'ne gitti.
Link, Euronews'e yaptığı yazılı açıklamada, uzun süredir tüm senaryolar için kapsamlı bir şekilde hazırlandığını söyleyerek, "Buna Trump'ın olası dönüşü ile ilgili olarak, tüm farklılıklara rağmen önemli ortak çıkarların olduğu noktaları belirlemek için ABD'li Cumhuriyetçilerle temasları güçlendirmek de dahil. İki yılı aşkın bir süredir bu konu üzerinde çalışıyorum. Bu aynı zamanda doğal olarak ABD Demokratları tarafında gelecek için umut vaat eden kişilerle temasları sürekli olarak genişletmeyi de içeriyor," ifadelerini kullandı.
Uzmanlar, Trump'ın şubat ayında korumayı geri çekeceğini ve Rusya'yı yüzde 2 Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) harcama hedeflerine ulaşmayan NATO üyesi ülkelere "ne isterlerse yapmaları" için teşvik edeceğini söylemesinin ardından endişeli.
Link, NATO konusuna ilişkin olarak, "Yüzde 2'lik hedef, Beyaz Saray'da kim olursa olsun, Almanya'nın ABD'ye verdiği merkezi ve önemli bir sinyal olmaya devam ediyor. Bu Almanya'nın hayati çıkarları için ve federal hükümet bunu 2028'e kadar federal bütçenin orta vadeli mali planlamasıyla zaten belirledi," dedi.
Ancak Milwaukee kongresine katılan sadece Link değildi, CDU'dan muhalif politikacı ve eski sağlık bakanı Jens Spahn da katıldı.
Souris, Spahn için, "CDU içinde merkezi bir figür, liderlik sorumlulukları olan ve yurtdışında bile iyi tanınan hırslı bir siyasetçi," ifadelerini kullandı.
REKLAMAlmanya ve AB ne tür değişiklikler bekliyor?
David-Wilp, Almanya ve AB'nin ne tür değişiklikler beklediğine ilişkin olarak, "Almanya ve ortakları, ABD'nin Avrupa'daki varlığını azaltması ihtimaline karşı savunma kabiliyetlerini arttırmak için adımlar atıyor. ABD'nin dikkatini Hint-Pasifik bölgesine çevirmesi gerektiğine dair bir farkındalık var," dedi.
Alman Uluslararası ve Güvenlik İşleri Enstitüsü'nden (SWP) araştırmacı Laura von Daniels, Euronews'e Zoom üzerinden verdiği röportajda, JD Vance'in şubat ayındaki Münih Güvenlik Konferansı'ndaki "ABD'deki mühimmat tedarikçileri artık Ukrayna'yı desteklemek için yeterli değil. Bu tedarikler ABD'yi Pasifik'ten, Hint-Pasifik'ten, Çin'den gelebilecek potansiyel tehditlere karşı korumak için gerekli," açıklamasını hatırlattı.
Alman Dış İlişkiler Konseyi Araştırma Görevlisi Filip Medunic de transatlantik ilişkilerin ABD'nin Çin politikasından etkileneceğini düşünüyor.
"Trump ilk döneminde de şimdi de güvenlik politikasının Avrupa ve ABD'nin yakın bir müttefiki olarak Almanya için artık eskiden olduğu gibi hafife alınmadığını gösterdi. Müttefikler tarafından karşılanması gereken maliyetleri talep etmeye hazır olduğu açıkça ortaya çıktı."
REKLAMVon Daniels, bir sonraki ABD hükümetinin Demokrat ya da Cumhuriyetçi olmasından bağımsız olarak Almanya ve Avrupa'nın savunma ve askeri harcamalarını arttırması gerektiğine işaret ediyor.
"Bence Demokratlarla bu daha kademeli bir süreçken, Trump'la ilk günden itibaren saldırıya geçileceği hissi var," diyen Von Daniels ayrıca, Trump'ın son döneminde yaptığı gibi Almanya'yı hedef alabileceği uyarısında bulundu. "Çünkü en azından Almanya'da, sanırım dış politika camiasında herkes Trump'ın genel olarak Almanya ile bir sorunu olduğundan oldukça emin."
Öte yandan uzmanlar, Avrupa'da önümüzdeki birkaç yılın sadece artan askeri harcamalar nedeniyle değil, aynı zamanda Trump'ın transatlantik ticarete yaklaşımı nedeniyle de daha maliyetli olabileceği konusunda uyarıyor.
David-Wilp, "Bence Avrupa daha zor bir durumda çünkü sadece Trump yönetiminin ABD için uygulayacağı daha yüksek gümrük vergileriyle karşı karşıya kalmayacak, aynı zamanda ABD'nin Trump yönetimi altında korumacı ve hatta acımasız bir ticaret politikası izlemeye devam etmesi halinde Çin mallarının akınına uğrayacak," dedi.
REKLAMMedunic ise Almanya ve Avrupa için "asıl zorluğun, Trump'ın ticarette gümrük vergilerini nasıl ele alacağına dair açıklamalarını ya da tarifelerini gerçekten uygulaması halinde bununla nasıl başa çıkılacağı" olduğunu söyledi.
Von Daniels ayrıca, Trump'ın göreve dönüp "ilk günden bize Avrupa ile hala ticaret açığımız olduğunu ve bu nedenle Alman lüks otomobillerini ihraç etmeyi durdurmamız gerektiğini söyleyebileceğini ve ardından gümrük vergilerinin geleceği" tahmininde bulundu.
Bu, yeterli olacak mı?
Alman hükümeti olası bir ikinci Trump dönemi için perde arkasında iyi bir hazırlık yapmış olsa da, Trump'ın öngörülemezliği endişe yaratmaya devam ediyor.
Hızlı ve aceleci kararlar almasıyla bilinen Trump, sadece Ukrayna ve Çin'de değil Orta Doğu'da da tarihi değiştirebilecek anlaşmalara imza atabilir.
REKLAM
Medunic, Trump'ın geçen sefer güvenlik politikası, ekonomi politikası ve dış politikayı birbirine karıştırdığını ve geleneksel olarak ayrı tutulmalarına rağmen bunu tekrar yapmasının muhtemel olduğunu söylüyor.
"Trump birçok sorunu kendi yöntemiyle, bir anlaşmayla çözmeye çalışacak, yani hızla müzakere talep edecek," diyen Medunic ayrıca, "Almanya'nın ve Avrupa'nın bir kenara itilmesi" tehlikesinin de altını çizdi.
Von Daniels'e göre, "en büyük endişe Trump'ın Putin'le anlaşma konusunda ciddi olması" ve Almanya, AB ve hatta Ukrayna'nın masada yer almaması.
"Ve sonra Ukrayna'nın kaderini, Ukrayna'nın da söz hakkı olmadan tartışırlar ve [Almanya] ABD ve Rusya'nın kendi güvenliğimiz için doğrudan sonuçları olan şeyleri tartıştığı bu çok izole konumda olur."
REKLAMBuna ek olarak, Almanya'da federal seçimlere bir yıldan biraz fazla bir süre kalmışken, hem aşırı sağ hem de aşırı sol partiler savaş karşıtı söylemlerden faydalanıyor.
Souris bu duruma ilişkin açıklamasında, "Örneğin şu anda Ukrayna'ya desteğin batı eyaletlerindeki kadar yüksek olmadığı doğu Almanya'da üç eyalet seçimi var. AfD (Almanya için Alternatif) de bazı söylemlerle duyguları harekete geçiriyor ve Sahra Wagenknecht İttifakı savaş karşıtı bir duruşu savunuyor ve Rusya ile diplomasiyi teşvik ederken daha fazla harcamaya karşı çıkıyor," dedi.
Ancak uzmanlar, Almanya'nın dört yıl boyunca Trump'ın başkanlığını zaten idare ettiğini ve önceki dönemden dersler çıkardığını söylüyor.
Von Daniels, kısa bir süre önce Avrupa Komisyonu başkanlığı görevini ikinci kez üstlenen Ursula Von der Leyen'in "ABD ile bir çalışma ilişkisine ihtiyaç duyduğunu bilecek kadar profesyonel ve deneyimli" olduğunu vurguladı.
REKLAM