AB'nin kötü yönetimini araştıran Emily O'Reilly'nin yerine geçecek adaylar Brüksel bürokrasisinde hayatın nasıl olduğunu keşfediyor.
Avrupa Birliği'nin (AB) bir sonraki Ombudsmanı olacak adaylar, adaylık süreçlerinde Brüksel'in şeffaf olmaması ile ilgili şikayetlerini dile getirmeye başladılar.
Avrupa Parlamentosu (AP) üyeleri Aralık ayında, 2013 yılından bu yana AB kurumlarındaki kötü yönetimi soruşturmaktan sorumlu olan Emily O'Reilly'nin yerine kimin geçeceği konusunda oy kullanacak.
O'Reilly'nin yerine geçmek isteyen adaylar, Brüksel bürokrasi içinde hayatın nasıl olduğunu hızla öğreniyor.
Bir sonraki idari gözlemci olmak için yarışanlardan biri olan Claudia Mahler, Euronews'e yaptığı açıklamada, "Süreç yüzde 100 şeffaf değildi. Milletvekillerinin desteğini nasıl ve ne zaman alması gerektiği konusunda tüm bilgileri almak kolay değildi," dedi.
Mahler, meclis yönetiminin hangi bölümünün sorumlu olduğu ve kuruma nasıl erişim sağlanacağı konusunda netlik olmadığını belirterek, "Neredeyse süreç hakkında Parlamento Başkanı'na şikayette bulunacaktım," dedi.
Şimdiye kadar Mahler'in de aralarında bulunduğu altı aday, 3 Aralık'ta yapılması planlanan bir komite oturumuna katılmak için gereken 39 milletvekili imzasını topladı ve bu hiç de kolay olmadı.
Mahler, "Hepimiz için en önemli görev AP üyelerine ulaşmak... Onlara aday olduğumu bile söyleme şansını elde etmek," dedi.
Başarılı olması halinde görevlerinin AB'nin işe alım ve personel süreçlerindeki eksiklikleri incelemeyi de içereceği düşünüldüğünde, durumun ironik olduğunun gayet farkında.
"Bu, Ombudsmanlık ofisi için de çoğu zaman büyük sorunlardan biridir. Örneğin herkesin bir işe başvurmak için aynı erişime sahip olup olmadığı... Bunun ne kadar zor olabileceğini daha önce tecrübe ettim" diyen Mahler, şu anda Birleşmiş Milletler'in (BM) yaşlı hakları konusunda bağımsız uzmanı ve Almanya'nın ulusal bir Ombudsman'a en yakın kurum olduğunu savunduğu Alman İnsan Hakları Enstitüsü'nde ekip lideri olarak görev yapıyor.
Avrupa Parlamentosu (AP) basın servisi Euronews'e yaptığı açıklamada, atama sürecinin kurumun prosedür kurallarına uygun olduğunu belirtt.
Sözcü yaptığı açıklamada, "Her AP üyesi sadece bir adayı destekleyebilir ve bu tercih, adaylık çağrısının Ağustos sonunda yayınlanmasının hemen ardından AP hizmetleri tarafından sağlanan standart bir formda ifade edilir," dedi.
Sözcü, Dilekçe Komitesi'nin oturumları düzenlemekten sorumlu olduğunu, genel kurulun ise gizli oylama yoluyla nihai kararı verdiğini sözlerine ekledi.
Yine de Mahler'in bazı rakipleri onun endişelerini açıkça paylaşıyor.
Adaylardan Emilio De Capitani Euronews'e verdiği demeçte, "Ne yazık ki sistem herkesin, diyelim ki bir destekçi - bir adayı meslektaşlarına içsel olarak pazarlayabilecek bir AP üyesi - bulmasını gerektiyor" diyerek, bunun bir problem teşkil ettiğini belirtti.
Ombudsman "parlamento tarafından atanan ama aynı zamanda bağımsız olan bir kurumdur" dedi ve ekledi: "Bir üyeyle ya da bir grupla bir tür sözleşmeniz olmamalı, çünkü siz yasaları uygulamak için oradasınız."
De Capitani, "Bu konuyla ilgilenen kişiye, belki bir dahaki sefere farklı bir prosedür izlenmesi gerektiğini söyleyerek yazdım... Bu kolayca çözülebilecek bir şey" diye ekledi.
De Capitani, Parlamento'nun Sivil Özgürlükler Komitesi'nde uzun süre çalışmış ve AB yasa yapma süreçlerine daha fazla şeffaflık kazandırmak için mahkemeler aracılığıyla uzun süredir yasal bir mücadele veriyor.
Mahler ile birlikte milletvekillerine çok farklı bir sunum yapacakları açık.
Mahlet, "Ben hiç Avrupa Birliği'nin bir parçası olmadım, bu da bana konuyla ilgili yeni bir bakış açısı kazandırıyor. Hiçbir şekilde önyargılı değilim," dedi.
Diğer adaylar arasında eski Portekiz Ombudsman Yardımcısı ve Adalet Bakanı Teresa Anjinho, Hollanda Ombudsmanı Reinier van Zutphen, İtalya'nın Lazio bölgesi Ombudsmanı Marino Fardelli ve Estonya Yüksek Mahkeme Yargıcı Julia Laffranque yer alıyor.