Dünyanın en büyük turizm festivali bu hafta Berlin'de başladı. Peki 2025 yılı için son trendler neler?
Dünyada turizmin, 2024 yılında pandemi öncesi seviyeleri aşması öngörülüyor. Sektörde, İspanya ve İtalya gibi bazı Avrupa ülkelerinin turizm vergilerini artırmayı düşündüğü 'aşırı turizm' olgusuna yönelik baskılar nedeniyle, yeni ve sürdürülebilir seçenekler öne çıkıyor.
Fakat iklim değişikliği de özellikle kutup bölgelerine yapılacak seyahatler üzerinde büyük bir etkiye sahip.
Turizm sektöründen on binlerce katılımcı bu hafta Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen dünyanın en büyük turizm fuarı ITB'de bir araya geldi.
Euronews, 2025 yılının son trendlerine dair sektörden temsilcilerin görüşlerini aldı.
'Aşırı turizm'
Alışılmışın dışında aktif turlar düzenleyen The Italian Outdoor'un ürün müdürü Andrea Pasqualotto, Euronews'e yaptığı açıklamada, "Turist sayısı nedeniyle sürdürülebilirlik artık büyük bir sorun," dedi.
Özellikle Dolomitler'de turistlerin ana yürüyüş noktalarını görmek ve ünlü dağların önünde fotoğraf çektirmek istemeleri ve sadece birkaç yürüyüş parkuruna odaklanmaları nedeniyle sorunlar yaşandığını söylüyor.
Sonuç olarak, çok fazla trafik, konaklama, park yeri eksikliği ve restoranlarda yer bulma zorluğu yaşanıyor, bu da ne yerel halkın ne de turistlerin iyi bir deneyim yaşayamadığı anlamına geliyor.
Pasqualotto, "Geldiklerinden daha stresli gidiyorlar," diyor.
Turizm firmalarının zaten aşırı dolu olan yerleri tavsiye etmeyi bırakmalarını ve turistlerin daha az popüler olan diğer yerleri deneyimlemelerini öneriyor.
Hatta bazı noktalar, bütün bir yıl önceden rezerve edilmesine karşın tanıtılmaya devam ediyor.
"Dolomitler çok ama çok büyük bir bölge. Dolayısıyla başka kimseyi bulamayacağınız yerlere gidebilirsiniz," diyor.
Ancak bölgede yaşayan bazı insanlar aynı fikirde değil. Temizliği kolaylaştırmak ve doğayı daha iyi korumak için turistlerin belirli noktalarda yoğunlaşmasını tercih ediyorlar.
Kuzey Kutbu'nda iklim değişikliği
Sürdürülebilir gemi seyahatleri şirketi Minimal Impact Cruises'un kurucusu Heather Thorkelson, 2007'den beri kutup bölgesine seyahatler düzenliyor ve buzulların erimeye devam ettiği yerler de dahil olmak üzere iklim değişikliğinin etkilerini bizzat gördüğünü söylüyor.
Kutup ayılarının avlanacak yiyecek olmadığı için karaya yönelmesi ve Antarktika bölgesindeki penguen kolonilerinin farklı yerlere taşınması da doğayı etkiliyor.
Thorkelson, Euronews'e yaptığı açıklamada, insanların "bu hayvanları doğal ortamlarında görmelerini, onları daha fazla korumak için harekete geçmelerini ve mümkün olduğunca az etki yaratmalarını" sağlamak için sorumluluk bilincini, şirketin odak noktası haline getirdiğini söyledi.
İnsanların sürdürülebilirliği ciddiye alma eğiliminin giderek arttığını, ancak sürdürülebilir seyahat vaat eden tüm şirketlerin bunu sunamadığını düşünüyor.
"Firmalara bakarsanız, birçoğu vitrinde iyi görünüyor. Fakat biraz daha derine inerseniz, o kadar da sürdürülebilir olmadığını görürsünüz. Dolayısıyla sürdürülebilirlikten bahseden çok sayıda insan var, ancak bu konuda bir şeyler yapmak çok farklı," diye açıklıyor.
Thorkelson, pek çok turistin geminin çevresel etkilerinden endişe duyduğunu ve uçakla seyahat konusunda bilinçli olduğunu da sözlerine ekliyor.
Aşırı turizme çözüm önerileri
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) tarafından geçen yıl yapılan bir araştırmaya göre, turistlerin yüzde 95'i dünyadaki bölgelerin sadece yüzde 5'ini keşfetmekle yetiniyor.
Bir yürüyüş ve bisiklet rotası haritalama platformu olan Komoot'un iş geliştirme direktörü Iris Wermescher, "dışarı çıkmak, hareket etmek, formda kalmak ve zihinsel sağlıklarına dikkat etmek" isteyen insanların sayısında artış olduğunu fark ettiklerini söylüyor.
Wermescher, Euronews'e yaptığı açıklamada, Komoot'un, Instagram etkisiyle popülerleşen rotalardan kaçınarak, farklı yerlere odaklanılmasında kullanılabilecek uygulamalardan sadece biri olduğunu söyledi.
İklim değişikliğiyle birlikte, platformun örneğin bir yürüyüşe hazırlanırken oldukça yardımcı olabileceğini, çünkü gerçek zamanlı hava durumu verileri sağladığını, bu sayede kullanıcıların, yağmur bekleniyorsa yanlarına su geçirmez giysiler alabileceklerini, aynı zamanda olumsuz hava koşulları aniden ortaya çıkarsa, "rotalarını değiştirmelerini, sığınak aramalarını veya daha güvenli bir alana dönmelerini tavsiye eden bildirimler alacaklarını" söylüyor.
Aşırı turizmin, Avrupa'nın pek çok kentinde ev sorununa yol açmasıyla birlikte, daha az seyahat edilen yerlere odaklanmanın bir çözüm olabileceği düşünülüyor.
"Bence insanlar son birkaç yıldır kendileri için bir şeyler yapabileceklerini ve yürüyüşün sadece eskilerden kalma bir eğlence olmadığını anladılar. Bazı insanlar bunu spor için yaparken, diğerleri 'Hey, bunu rahatlamanın bir yolu olarak keşfettim' diyor. Uzun bir iş gününün ardından yürüyüşe çıkabiliyor ya da bisiklete binerek günün stresini atabiliyorlar," diye ekliyor Wermescher.