Baykar'ın ilk olarak Mart 2025'te Roma’da bir mutabakat zaptı imzaladığı İtalyan savunma şirketi Leonardo, İsrail'in askeri teçhizat sağlayıcılarından biri olarak da biliniyor.
Bu yılki Paris Air Show'da (Paris Havacılık Fuarı) savaş uçakları arka planda kalıyor. İnsansız ve otonom teknolojiler, Paris'in kuzeyindeki Le Bourget havaalanında savunmanın geleceğini yönlendiriyor.
48 ülkeden 2 bin 400 katılımcı ve 300 bin ziyaretçinin beklendiği dünyanın en büyük havacılık etkinliği, küresel gerilimlerin yoğun olduğu bir ortamda açılış yaptı.
Rusya'nın Ukrayna'yı topyekûn işgali dördüncü yılına girerken ve İsrail ile İran arasındaki gerilim tırmanırken, Avrupa'nın savunma kabiliyetlerini modernize etmesi acil bir hal aldı.
Pazartesi günü Türkiye savunma sanayisinde öne çıkan Baykar Teknoloji ve İtalyan savunma sanayi devi Leonardo, ilk insansız hava araçlarının 2026 yılında teslim edilmesi beklenen yeni nesil insansız sistemleri birlikte geliştirmek üzere ortak bir girişim başlattıklarını duyurdu.
İki şirket Mart ayının başında Roma’da bir mutabakat zaptı imzalamıştı.
İki teknoloji devinin yüzde 50’şer ortaklıkla kurduğu ve merkezi İtalya'da olacak "LBA Systems", insansız hava sistemlerinin tasarımından geliştirilmesine, üretiminden bakımına uzanan tüm süreçlere odaklanacak.
LBA Systems, iki şirketin deneyimlerini bir araya getirerek sektörde kilit bir rol üstlenmeyi hedefliyor.
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar ortaklığa ilişkin yaptığı açıklamada, “Dünyanın lider İHA geliştiricisi ve ihracatçısı olarak bu inancımızı sahada gerçeğe dönüştürdük. C4I (Komuta, Kontrol, İletişim, Bilgisayar ve İstihbarat) sistemlerinde dünya çapında uzmanlığa ve bizimle uyumlu havacılık kabiliyetlerine sahip Leonardo ile kurduğumuz bu ortaklık, yalnızca bir iş birliği değil geleceği şekillendirecek gelişmelerin katalizörü olacak," dedi.
Bayraktar, "Bu ortaklık Baykar’ın uluslararası iş birliklerini derinleştirme ve yüksek etkili otonom savunma teknolojileri alanındaki küresel öncülüğünü daha da güçlendirme hedefini yansıtan uzun vadeli stratejisinin bir parçası,” yorumunu yaptı.
Leonardo CEO'su Roberto Cingolani ise gazetecilere yaptığı açıklamada, "İnsansız sistemler söz konusu olduğunda Avrupa oldukça geride kalıyor. Her şeyden önce hedefin bu boşluğu doldurmak olduğunu düşünüyorum. Farklı faydalı yüklere sahip farklı platformlar geliştirmemiz ve bunları farklı ülkelere sunmamız gerekiyor. Bu zaten kısa ve orta vadede çok önemli bir hedef olacak," dedi.
Avrupa'nın yakında sadece insansız hava araçlarına değil, kara ve deniz tabanlı sistemlere de ihtiyaç duyacağını vurgulayan Cingolani, "Ukrayna savaşı manzarayı tamamen değiştirdi. Hazır olmamız gerektiğini biliyoruz," dedi.
Savunma danışmanı Xavier Tytelman'a göre fuarın bu edisyonu için dönüm noktası yüksek yoğunluklu savaşın sanayileşmesi.
Tytelman, "Geçmişte 'insansız hava aracı yapacağız' diyorduk. Şimdi ise fiyatları belli olan insansız hava araçları sunuyoruz ki bu da askeri sanayileşmede çok güçlü bir eğilim olduğunu gösteriyor," dedi.
İsrail'in askeri tedarikçilerinden
Baykar'ın ilk olarak Mart 2025'te Roma’da bir mutabakat zaptı imzaladığı İtalyan savunma şirketi Leonardo, İsrail'in askeri teçhizat sağlayıcılarından biri olarak da biliniyor.
Papa Francis'in de Ocak ayında Vatikan'a ait özel bir hastane olan Bambin Gesu Çocuk Hastanesi'ne Leonardo tarafından yapılan 1,5 milyon euroluk bağışı reddettiği biliniyor.
Şirket, Papa'ya “Ukrayna ve Orta Doğu başta olmak üzere, mevcut tüm savaş alanlarında bizim ürettiğimiz hiçbir saldırı sistemi bulunmamaktadır” diye açıkladı.
Ancak The Weapon Watch (Avrupa ve Akdeniz limanlarında silah denetimi yapan kuruluş) için durum böyle değil. İtalyan hükümeti kontrolündeki Leonardo'yu "yalanlayan" The Weapon Watch, "İsrail’in Filistin halkına karşı yürüttüğü savaşta, Leonardo silahları sadece mevcut olmakla kalmıyor, aynı zamanda yoğun nüfuslu kentsel alanlara yönelik ayrım gözetmeyen bombardımanlarda da kullanılıyor," diye belirtiyor.
Bu iddiayı desteklemek için Gözlemevi, Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ni bombalayan ve işgal eden İsrail ordusu tarafından kullanılan şirketin ürünlerinin bir dizi fotoğrafını ve açıklamasını web sitesinde yayınladı.
Leonardo'nun devam eden silahlı çatışmalara ne kadar derinden dahil olduğunu, İsrail'in askeri-endüstriyel sistemi ile olan güçlü bağlantısı gösteriyor. Leonardo kendi profilini şöyle özetliyor:
“Leonardo, İtalya, İngiltere, ABD, Polonya ve İsrail'de güçlü bir endüstriyel varlığa sahip, havacılık, savunma ve güvenlik sektörünün endüstriyel ve teknolojik lideridir.”
İsrail sadece bir müşteri değil, aynı zamanda Leonardo'nun fabrikalarına ve çalışanlarına da ev sahipliği yapıyor.
Leonardo'nun İsrail'deki doğrudan varlığı, Temmuz 2022'de kısa menzilli savunma ve anti-İHA radarları konusunda uzmanlaşmış İsrail şirketi RADA Electronic Industries'in satın alınmasıyla sonuçlanan bir operasyona ve bunun sonucunda yeni İsrail şirketi DRS RADA Technologies'in kurulmasına bağlı.
Bu şirket, ABD merkezli Leonardo DRS Inc. tarafından kontrol ediliyor. Şirketin İsrail'de üç şubesinde (Netanya'daki ofisler, Beit She'an'daki ana fabrika, Beer Sheva'daki Gav-Yam Negev Tech Park'taki araştırma merkezi) 248 çalışanı bulunuyor.
Avrupa'nın İHA gecikmesi
Avrupa'nın büyük insansız hava aracı platformları konusunda daha önce yaşadığı gecikme artık önemli olmayabilir. Üretimi daha ucuz ve konuşlandırılması daha kolay olan daha küçük, daha çevik sistemler artık savaş alanında belirleyici oluyor.
Strateji ve ölçeğin ötesinde, "egemenlik" bu yılki edisyonda belirleyici bir tema haline geldi.
ABD'nin ihracat kısıtlamalarından muaf "ITAR-free" (Uluslararası Silah Ticareti Mevzuatı) ekipman geliştirme çabası fuar alanının her yerinde görülebiliyor.
Savunma danışmanı Xavier Tytelman, "Burada temel bir unsur var ve o da egemenliğin geri dönüşü. Bunu her yerde 'ITAR Free' etiketli pek çok stantta görebilirsiniz. Bu, Amerikan parçaları olmadığı anlamına geliyor; dolayısıyla ABD, Ukrayna'da yaptığı gibi, ABD parçaları içerdiği için kullanılamayan füzeleri tedarik ettiğimizde olduğu gibi, onların kendi ekipmanlarını kullanmalarını engelleyemez," diye açıkladı.
Tytelman şöyle devam etti:
"Şimdi etrafımızda Avrupalılar daha egemen ve bağımsız olmak, birlikte çalışmak, birbirlerinin teknolojik kabiliyetlerini tamamlamak ve yüzde 100 Avrupa sanayileşmesine ulaşmak için örgütleniyorlar. Bu da bir başka büyük, derin ve yapısal eğilimdir."