Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

NATO zirvesinden öne çıkanlar: Ukrayna, Rusya ve yüzde 5'lik taahhüt

ABD Başkanı Donald Trump ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte,  Lahey kentinde düzenlenen NATO zirvesinin genel oturumunda, 25 Haziran 2025
ABD Başkanı Donald Trump ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Lahey kentinde düzenlenen NATO zirvesinin genel oturumunda, 25 Haziran 2025 ©  AP Photo/Matthias Schrader
© AP Photo/Matthias Schrader
By Alice Tidey & Shona Murray
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Zirveden sonra yayımlanan bildiri, önceki yıllara göre çok daha kısa tutuldu ve müttefikler arasında birlik olduğu izlenimini verse de, aslında arka planda bazı görüş ayrılıkları bulunuyordu.

REKLAM

NATO liderleri, çarşamba günü sona eren zirvede savunma harcamalarını 2035 yılına kadar GSYH'nin yüzde 5’ine çıkarma taahhüdünde bulundu. Bu oran, şu anki yüzde 2’lik hedefin iki katından fazla. Zirvede ayrıca, ABD ve Avrupa’nın Ukrayna ve Rusya’yı nasıl gördüğüne dair fikir ayrılıkları da gün yüzüne çıktı.

Müttefikler, yüzde 3,5’lik kısmı askeri teçhizat ve personel giderlerine, yüzde 1,5’i ise savunma ile ilgili yatırımlara ayıracak. Bu yatırımlar, askeri hareketlilik, siber güvenlik, sivil-askeri işbirliği ve kritik altyapı dayanıklılığı gibi alanlara da katkı sağlayacak.

Uzun süredir yüzde 5'i talep eden ABD Başkanı Donald Trump, bu kararı zafer olarak değerlendirerek, Avrupa ve Kanada’nın artık yılda “bir trilyon doların üzerinde” savunma harcaması yapacağını söyledi.

Zirveden sonra yayımlanan bildiri, önceki yıllara göre çok daha kısa tutuldu ve müttefikler arasında birlik olduğu izlenimini verse de, aslında arka planda bazı görüş ayrılıkları bulunuyordu.

Yüzde 5'lik hedefe farklı yorumlar

NATO bildirgesinde, “Müttefikler, bireysel ve ortak yükümlülüklerini yerine getirmek için, Washington Antlaşması'nın 3. Maddesi uyarınca, 2035 yılına kadar her yıl GSYH’nin yüzde 5’ini temel savunma ve güvenlikle ilgili harcamalara ayırma taahhüdünde bulunmuştur,” deniliyor.

Ancak bazı ülkeler bu hedefi farklı yorumluyor. Örneğin İspanya ve Slovakya, savunma bütçelerini artırmayı planlamadıklarını, daha az harcayarak hedeflere ulaşabileceklerini belirtti.

İspanya Başbakanı Sanchez, zirve sonrası yaptığı açıklamada, ülkesinin “hedeflere sıkı sıkıya bağlı olduğunu” ve “taahhütleri yerine getirdiklerini” söyledi.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ise bu hedeflerin NATO’nun planlama sürecinde yapılan hesaplamalara dayandığını, bu nedenle daha düşük bütçelerle hedeflere ulaşmanın gerçekçi olmadığını ifade etti.

Belçika Başbakanı Bart De Wever da benzer şüphelerini dile getirerek, “Eğer yüzde 3,5’ten azıyla başarabiliyorsak, bunu deneyeceğiz. Ama NATO bu işten anlamaz değil; eğer yüzde 3,5 gerekiyorsa, muhtemelen doğrudur,” dedi.

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ise bu hedeflerin “bağlayıcı olmasını ve 32 üye ülkenin tamamı için geçerli olması gerektiğini” söyledi.

Trump ise İspanya’nın duruşunu “korkunç” olarak nitelendirerek, “Sorunları ne bilmiyorum ama onlara başka yollarla iki katını ödetmeyi planlıyorum,” dedi.

Müttefikler, 2029 yılında bu hedeflere ulaşma sürecini gözden geçirmeyi ve jeopolitik duruma göre yeni hedefler belirlemeyi kararlaştırdı.

Trump’tan 5. Madde'ye 'belirsiz' yaklaşım

NATO’nun kuruluş anlaşmasındaki 5. Madde, bir üyeye yapılan saldırının tüm üyelere yapılmış sayılmasını ve ortak savunmayı öngörüyor.

Trump, yeniden seçilmesinden bu yana Avrupalı müttefikleri yeterince savunma harcaması yapmamakla suçlamış ve düşük harcama yapan bir ülke saldırıya uğrarsa, ABD’nin yardım edip etmeyeceğinin “belirsiz” olduğunu söylemişti.

Hollanda’ya zirveye giderken uçakta sorulan “Madde 5’e bağlı mısınız?” sorusuna Trump, “Bu sizin tanımınıza bağlı. Madde 5’in birçok tanımı var,” dedi. Ancak ardından, “Onların dostu olmaya ve yardımcı olmaya kararlıyım,” ifadelerini kullandı.

Zirve bildirgesinde ise, 32 NATO müttefiki, ABD dahil, “Madde 5 uyarınca ortak savunma ilkesine sarsılmaz bağlılıklarını yeniden teyit etmiştir,” denildi.

Rutte ve diğer Avrupalı liderler, ABD’nin Avrupa güvenliğine olan bağlılığından şüphe duymadıklarını belirtirken, NATO Genel Sekreteri de ABD’nin bu bağlılığı “açık şekilde yeniden teyit ettiğini” söyledi.

Ukrayna’ya daha az destek

Rutte’ye göre zirvenin en net mesajlarından biri Ukrayna’ya devam eden destekti. “Hedefimiz, Ukrayna’nın bugün savaşmasına yardımcı olmak, böylece gelecekte kalıcı bir barışa kavuşmasını sağlamak,” dedi.

2024’te Washington’daki zirvede yayımlanan bildiride Ukrayna’dan yaklaşık 60 kez bahsedilirken, bu yılki bildiride sadece iki kez adı geçti. Bu yılki metinde sadece, “Müttefikler, Ukrayna’ya verdikleri sürekli desteği teyit etmektedir; çünkü Ukrayna’nın güvenliği NATO’nun güvenliğine katkı sağlar,” ifadesine yer verildi.

Bazı NATO yetkilileri, Ukrayna’nın güvenliği ile NATO’nun güvenliği arasındaki ilişkinin açık şekilde vurgulanacağından emin olduklarını söylese de, son haftalarda Ukrayna’ya verilecek desteğin nasıl ifade edileceği konusunda ciddi tartışmalar yaşandı. Hatta zirve öncesinde Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’in, Hollanda Kralı ve Kraliçesi’nin verdiği yemeğe davet edilip edilmeyeceği bile gündeme geldi.

Bir NATO yetkilisi, Zelenskiy’nin davet edilmemesinin “tam bir halkla ilişkiler felaketi” olacağını söyledi.

ABD dışındaki ülkeler, Ukrayna’nın NATO’ya üyelik sürecinin bitmediğini, sadece yavaşladığını vurguluyor.

Letonya Savunma Bakanı Andris Spruds, “Ukrayna’nın NATO’ya üye olması mümkün, ama bu ancak uygun koşullar oluştuğunda ve tüm NATO ülkeleri bu konuda anlaşmaya vardığında gerçekleşebilir,” dedi.

Bu zirvenin odağının harcamalar ve kapasite artırımı olduğuna dikkat çeken Spruds, “Bu odak dolaylı ya da doğrudan Ukrayna’nın önemini vurguluyor,” ifadesini kullandı.

Zelenskiy, zirve sırasında Trump ile kısa bir görüşme yaptı. Trump görüşmeyi "çok hoş" olarak nitelendirdi ve “Daha nazik olamazdı,” dedi.

Şubat ayında Oval Ofis’te gerçekleşen önceki görüşme oldukça gergin geçmişti. Trump, Ukrayna’daki savaşa dair ise, “Bitmesini istiyor,” dedi ve ardından, “Putin’le konuşacağım, bakalım bitirebilir miyiz,” açıklamasını yaptı.

Rusya sadece bir kez anıldı

Bildirgede Rusya’dan yalnızca bir kez bahsedilmesi de dikkat çekti. NATO kaynaklarına göre bu, ABD’nin müdahalesinin sonucu.

Metinde, “Müttefikler, özellikle Rusya’nın uzun vadeli tehdit oluşturması nedeniyle, derin güvenlik tehditleri karşısında birlik içindedir,” denildi.

Trump, Putin’le teması hakkında, “Savaşı bitirmek istiyor gibi görünüyor ama başka Avrupa toprakları üzerinde de emelleri olabilir,” dedi. Ayrıca, Putin için “Yanlış yönlendirilmiş biri olduğunu düşünüyorum,” ifadesini kullandı.

ABD dışındaki kaynaklar, Rusya’nın bildirgede tek anılan ülke olmasından memnun olduklarını belirtti. Bu durumun, NATO’nun “asli görevine” yani Avrupa güvenliğine geri döndüğünü gösterdiğini savundular.

Geçmiş yıllarda ABD, bildirgelerde Çin ve Hint-Pasifik bölgesinin de yer almasını istemişti. Bu yıl o tür vurgulara yer verilmedi.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Rus Donanması komutan yardımcısı, Ukrayna saldırısında öldürüldü

Teyit: Moskova'daki törende Ukrayna'ya saldırı hazırlığı mı yapıldı?

Belgrad'da askeri geçit töreni Sırbistan'ın dış politikası hakkında ne anlatıyor?