AfD’nin hafta sonu toplantısında bir başka dikkat çeken konu ise partinin yeni bir davranış kuralları çerçevesi oluşturarak imajını yumuşatma çabası oldu.
REKLAM
Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin eş genel başkanı Alice Weidel, Almanya Başbakanı Friedrich Merz’i bir kez daha seçim hilesiyle suçladı. Ancak Weidel, iddiasını destekleyecek herhangi bir kanıt sunmadı.
Hafta sonu yapılan kapalı parti toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Weidel, “Aynı yeşil-sol politikalarla yola devam ediyorlar,” dedi.
Weidel, partisinin Federal Meclis’te (Bundestag) 151 milletvekiliyle artık 'önceki yasama dönemine göre iki kat daha güçlü' olduğunu vurguladı. AfD, şu anda Almanya’nın en büyük ikinci partisi konumunda.
Ancak eleştirmenler, AfD’nin gerçek bir siyasi güç olmaktan hâlâ uzak olduğunu belirtiyor; çünkü Bundestag’daki hiçbir diğer parti AfD ile işbirliği yapmaya istekli değil.
Daha önce de aynı suçlamayı yapmıştı
Weidel, Merz’i seçim kampanyası vaatlerinden dönerek halkı kandırmakla daha önce de suçlamıştı.
24 Şubat’ta yapılan erken seçimden bir gün sonra, sosyal medya platformu X’te “Seçim sahtekârlığı kapıda,” uyarısında bulunan Weidel, şu ifadeleri kullanmıştı: “Merz, daha ilk günden tüm vaatlerini çöpe attı, sınırları kapatmayı reddetti, borç frenini reforme etmek için Yeşiller ve SPD ile görüştü. Bu, seçmen iradesine karşı bir siyasettir!”
Ancak Merz, seçim kampanyası sırasında göç konusunu gündeme getirse de, sınırları kapatacağına dair bir vaat vermemiş, yalnızca “Almanya sınırlarını güvence altına alacağını” söylemişti.
Weidel’in 1,7 milyon kez görüntülenen paylaşımına eşlik eden videoda ise Merz’in şu ifadeleri yer alıyordu: “Şunu çok açık ifade etmek istiyorum: Aramızdan hiç kimse sınırların kapatılmasından söz etmiyor. Hiç kimse. Seçim kampanyası boyunca bu iddia edildi ama biz sınır kapatmak istemiyoruz.”
AfD imaj tazeliyor mu?
AfD’nin hafta sonu toplantısında bir başka dikkat çeken konu ise partinin yeni bir davranış kuralları çerçevesi oluşturarak imajını yumuşatma çabası oldu. Bu, Bundestag’daki diğer partilerin AfD ile çalışmaya daha istekli olmasını sağlamayı hedefliyor.
AfD’nin yeni tutum belgesinde, Avrupa’daki aşırı sağ çevrelerde “kitlesel sınır dışı” anlamında kullanılan ve büyük tepki çeken “yeniden göç” (remigration) kavramına hiç yer verilmedi. Ancak parti, göç konusunda sert tutumunu ve vergi indirimi hedeflerini koruyor.
Ulusal akşam haber programı Tagesschau’ya konuşan Weidel, “Çalışan nüfus üzerine çok yoğunlaşıyoruz,” dedi.
Ayrıca “sınırların kapatılması ve kontrol altına alınması” konusunun da öncelikli olduğunu belirtti.
Analistlere göre AfD, daha ılımlı bir görünüm kazanarak bir sonraki yasama döneminde hükümete katılma hedefi güdüyor. Bu imaj yumuşatması, partinin “aşırılıkçı örgüt” olarak sınıflandırılmasıyla ilgili süren hukuki tartışmalara da bir yanıt olabilir.
Mayıs ayı başında Almanya Anayasayı Koruma Dairesi (BfV), AfD’yi “demokrasi ve anayasal düzene tehdit oluşturan” aşırı sağcı bir örgüt olarak tanımlamıştı. Bu nitelendirme, partinin daha sıkı denetime tabi tutulmasına neden olabilir.
Ancak kısa süre sonra BfV, mahkeme kararı beklenene dek bu sınıflandırmanın resmileştirilmeyeceğini açıkladı.
Parti içinde görüş ayrılıkları
AfD’nin Meclis Grup Direktörü Stephan Brandner ise bu imaj değişikliğini gereksiz buluyor. Brandner’e göre, anketler AfD seçmenlerinin çoğunluğunun “herhangi bir değişiklik istemediğini” gösteriyor.
AfD’nin Federal Meclis’te birlikte çalışabileceği çok az siyasi ortak bulunuyor. Ancak 2024’te kurulan ve sol çizgide olmasına rağmen milliyetçi eğilimler sergileyen Sarah Wagenknecht İttifakı (BSW), potansiyel bir müttefik olabilir.
Der Spiegel dergisine göre, BSW’nin kurucusu Sarah Wagenknecht, AfD ile görüşmeye açık olduğunu belirtti.
AfD’nin diğer eş genel başkanı Tino Chrupalla da Welt TV’de Wagenknecht ile görüşmeye hazır olduğunu söyledi.
BSW, şu anki Bundestag’da sandalye sahibi değil ancak bu durum, bir sonraki federal seçimde değişebilir.