Slovakya ve Avusturya, AB’nin Rusya’ya uygulayacağı yeni yaptırım turunun önünde duran ülkelerdi.
Slovakya Başbakanı Robert Fico, AB’nin Rusya’ya yeni yaptırımlarını bloke etmek için veto yetkisini tekrar kullandı. Bu durum, önümüzdeki hafta yapılacak liderler zirvesinde ciddi bir gerilime neden oldu.
Bir aydır masada olan paket, Rusya’nın LNG ve petrol altyapısına, “gölge filosuna”, kripto para platformlarına ve AB içindeki Rus diplomatların faaliyetlerine yönelik yaptırımları içeriyor.
Euronews'e konuşan diplomatlara göre, haftalar süren müzakerelerin ardından kısıtlamaların teknik ve hukuki detayları netleştirilmiş durumda. Bu, konunun son oylamaya bağlı kaldığı anlamına geliyor.
Çarşamba günü Brüksel’deki 27 büyükelçi bir araya gelerek anlaşmaya varmayı beklese de Slovakya'nın bu girişimi veto edeceği doğrulanmış oldu.
Fico, Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından, gelecek hafta zirvenin Ukrayna’ya yoğunlaşacak olmasına şaşırdığını ifade etti.
Fico, çarşamba günü yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Avrupa Komisyonu’na, otomotiv endüstrisi krizine ve yüksek enerji fiyatlarının Avrupa ekonomisini tamamen rekabetsiz hale getirmesine nasıl müdahale edileceğine dair net direktifler sunana kadar Rusya’ya yönelik yeni yaptırım paketleriyle ilgilenmek istemiyorum.”
“Önemli konular varken ve Ukrayna’ya yardım için ayrıntılı kararlar alınmışken, bu meselelerin sonuç belgelerinde sadece genel ifadelerle geçiştirilmesine izin vermeyeceğim.”
Euronews’ün incelediği taslak belgede, “Rekabetçilik ve İkiz Dönüşüm” başlığı altında geniş bir bölüm yer alıyor. Bu bölüm, AB’nin ekonomik büyümesini ve küresel rekabetteki durumunu etkileyen çeşitli konuları ele alıyor.
Belgelerde yüksek enerji fiyatlarına çözüm bulunması ve Avrupa’nın otomotiv gibi geleneksel sektörlerine özel dikkat gösterilmesi gerektiği öne çıkarılırken konuyla ilgili detaylar sunulmuyor.
Fico, 23 Ekim’deki zirvede tartışılmak üzere enerji ve otomobil konularında çok daha somut öneriler sunacağını açıkladı.
Fico, Ukrayna'dan bağımsız konuları gündeme getirerek, önceki yaptırım turunda kullandığı yöntemi tekrarlıyor. O dönemde Rus fosil yakıtlarının aşamalı olarak terk edilmesi konusunda taviz istemişti.
Slovakya, Macaristan gibi Rus enerjisine bağımlı ve Moskova’dan kopma sürecine karşı sert bir şekilde direniyor. Bu sürecin 2027 yılının sonuna kadar tamamlanması bekleniyor.
Fico, Avrupa Komisyonu’ndan bağlayıcı olmayan garantiler içeren bir mektup aldıktan sonra geri adım atmıştı. Bu mektup, enerji fiyatlarını düşürmek için devlet yardımı kullanılmasını da kapsıyordu. Slovakya yıllardır yüksek enerji yoksulluğu ile mücadele ediyor.
Bu kez kapsamını otomobil sektörüne genişletti.
Fico, 2035’ten itibaren yeni içten yanmalı motorlu otomobil satışlarını fiilen yasaklayacak Yeşil Mutabakat'ı birçok kez eleştirdi.
Önceki dönemde kabul edilen bu yasa, muhafazakar politikacıları harekete geçirirken, gelecek yıl yapılacak iç değerlendirme öncesinde lobi faaliyetlerini artırmıştı.
Almanya Şansölyesi Friedrich Merz geçtiğimiz hafta yaptığı bir açıklamada, 2035’teki hedefi kabul etmeyeceğini duyurdu.
Sektör temsilcileriyle yaptığı görüşmede, "2035’teki bu katı uygulama, benim müdahalemle gerçekleşmeyecek ve bunu önlemek için elimden geleni yapacağım,” şeklinde konuştu.
Yaptırım tartışmalarında Slovakya’nın yanı sıra Avusturya da bir engel olarak ortaya çıktı.
Viyana, kara listeye alınmış Rus şirketi Rasperia Trading’in hisselerinin dondurulmasını kaldırarak, bu yılın başında Moskova mahkemesinde 2,1 milyar euroluk bir kayıp yaşayan en büyük bankalarından Raiffeisen Bank International (RBI)’nın zararını telafi etmeye çalıştı.
Bu, diğer üye ülkeler arasında tartışmalara yol açtı çünkü benzer taleplerin gelecekte çoğalmasından endişe ediliyor. Viyana’nın konuyu liderler zirvesine taşıyıp taşımayacağı ise belirsiz.
Avusturya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Avusturya, hem Ukrayna’yı desteklemeye hem de Rusya’ya yönelik yaptırım rejimini savunmaya devam ediyor. Bununla birlikte Avusturya şirketlerinin çıkarlarını korumayı taahhüt ediyoruz ve uygulanan yaptırımların işgalciye dolaylı fayda sağlamamasını garanti etmek istiyoruz.”