Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

AB’nin 'hidrojen' enerji projeleri, fosil bağımlılığı sürdürebilir

	Markus Schreiber
Markus Schreiber ©  AP Photo / Markus Schreiber
© AP Photo / Markus Schreiber
By Marta Pacheco
Yayınlanma Tarihi
Paylaş Yorumlar
Paylaş Close Button

Sivil toplum örgütleri, eski fosil gaz boru hattı projelerinin 'hidrojen uyumlu' denilerek 'yeşil' bir şekilde yeniden sunulduğunu söylüyor.

Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği'nin iklim fonlarına erişim sağlayan 235 sınır ötesi enerji projesinin fosil yakıt kullanımını uzatma riski taşıdığını açıkladı. Uzmanlar ve sivil toplum örgütleri, projelerin büyük kısmının bu riski taşıdığını belirtiyor.

En az 100 hidrojen altyapısı projesi, sınır ötesi enerji altyapısını geliştirmek amacıyla oluşturulan AB yasası kapsamında finansman almaya uygun. Ancak eleştirmenler, bu projelerin yüzde 90’ından fazlasının doğalgaz iletim şirketleri tarafından sunulduğunu ve bunun 2022’de yürürlüğe giren, AB’nin enerji ve iklim hedefleriyle uyumlu olmayı amaçlayan yasanın ruhuna aykırı olduğunu söylüyor.

Projelerin toplam yatırımı 80 milyar euro'yu aşarken, hidrojen talebini yaratmak için gerekli sübvansiyonlar bu rakama dahil değil. Uzmanlar, boru hattı projelerinin yüksek maliyetli olacağını ve büyük olasılıkla doğalgaz taşımak için kullanılacağını belirtiyor.

Bazı projeler, Hollanda, Belçika, Almanya, Fransa, İspanya ve Portekiz’i birbirine bağlayan hidrojen boru hatları ağı kurulmasını içeriyor. Diğer projeler ise Romanya, Yunanistan ve Bulgaristan gibi Orta ve Güneydoğu Avrupa bölgelerini birbirine bağlıyor.

Sivil toplum örgütleri, Food & Water Action Europe ve CEE Bankwatch Network gibi gruplar, bu projelerin eski fosil gaz boru hattı projelerinin “hidrojen uyumlu” olarak yeşil bir şekilde sunulmasının bir örneği olduğunu savunuyor.

Ortak açıklamada “Yenilenebilir hidrojenin güvenilir bir kaynağı gözükmediği sürece, bu boru hatları inşa edilirse büyük olasılıkla yıllarca fosil bazlı hidrojen taşıyacak ve enerji geçişi için ayrılan kamu fonlarını kullanacak,” dendi.

CEE Bankwatch Network kampanya lideri Gligor Radečić, projelerin seçim sürecinin güvenilirliğini ve bunun Avrupa’nın karbon azaltım çabalarına etkilerini sorguladı:

Radečić, “Bu süreç, belirli şirketlerin çıkarına olan ENTSOG’a merkezi bir rol veriyor. Bu çıkar çatışması sistemin güvenilirliğini zedeliyor,” dedi.

Hedefler mi yoksa pazar mı?

AB enerji düzenleyicileri ACER’in 2024 raporu, mevcut hidrojen ağ planlarının “somut pazar ihtiyaçlarından çok, idealler üzerine kurulduğunu” ve bu durumun aşırı yatırım ve kullanılmayan altyapı riskini artırdığını uyarıyor.

Hollandalı eski Gasunie CEO’su George Verberg de benzer kaygılara dikkat çekerek, AB’nin hidrojen altyapısı planlarının ekonomik açıdan tutarlı olmadığını söyledi.

Verberg, “Listede yer alan birçok boru hattı mevcut doğalgaz hatlarıdır ve hidrojen taşımak için dönüştürülmesi amaçlanıyor. Bunun güvenli ve işlevsel hale getirilmesi maliyet açısından orantısız olur,” dedi.

Verberg, uzun mesafeli hidrojen boru hatlarına yatırımın erken olduğunu ve enerji geçişi maliyetini artıracağını, vatandaşların veya vergi mükelleflerinin AB’nin enerji geçişine olan güvenini kaybetme riskini yükselteceğini ekledi. Bunun yerine, hidrojen altyapısının yerel endüstriyel kümelerle başlaması gerektiğini önerdi.

Hydrogen Science Coalition kurucu ortağı Paul Martin da benzer kaygılar dile getirdi. Martin, hidrojen piyasasının yavaş gelişmesi nedeniyle bu boru hatlarının yenilenebilir hidrojen taşımasını beklemenin gerçekçi olmadığını söyledi: “Çoğu proje, yenilenebilir enerjiyle üretilmiş yeşil hidrojen yerine fosil yakıttan üretilmiş hidrojen taşımayı planlıyor.”

AB’nin hidrojen hedefleri

AB’nin yenilenebilir enerji yasasına göre, blok 2030’a kadar 10 milyon ton hidrojen üretecek ve ayrıca 10 milyon ton ithal edecek.

Yeşil hidrojen üretimi için elektroliz kapasitesi artırılmalı. AB, 2025’e kadar 17,5 GW ve 2030’a kadar 40 GW yenilenebilir hidrojen elektrolizörü kapasitesi hedefliyor.

Elektrolizörler suyu hidrojen ve oksijene ayırmak için elektrik kullanır; yenilenebilir elektrolizörler ise bunu tamamen güneş veya rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla yapar.

Almanya'nın Oberhausen kentindeki Air Liquide şirketinde yeşil hidrojen üretimi için kullanılan elektrolizör
Almanya'nın Oberhausen kentindeki Air Liquide şirketinde yeşil hidrojen üretimi için kullanılan elektrolizör AP Photo / DPA

AB’nin 27 üyesi, sürdürülebilir projelere yatırım yapılmasını sağlayacak ve iklim ile enerji geçişini destekleyecek fonlara sahip. Bu fonlar arasında Komisyon’un pazartesi günü açıkladığı, her iki yılda bir seçilen ve AB kamu finansmanına öncelikli erişim sağlayan Ortak Öncelikli Projeler (PCI) ve Karşılıklı İlgi Projeleri (PMI) yer alıyor. 2013’ten bu yana 149 proje finanse edilerek toplam 4,7 milyar euro dağıtıldı.

Temiz, Adil ve Rekabetçi Geçişten Sorumlu AB Başkan Yardımcısı Teresa Ribera, bu projeleri AB enerji birliğinin “can damarı” olarak nitelendirdi: “Bu projeler, 27 tamamlayıcı sistemin gücünü birleştirerek yeşil, rekabetçi ve güvenli enerjinin sadece bir vaat değil, ortak bir gerçeklik olduğu bir Avrupa yolunu açıyor.”

AB yasama organları ve hükümetler, hangi projelerin seçileceği konusunda iki ay içinde anlaşmak zorunda.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Paylaş Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Hidrojen evler: Yenilenebilir yakıt doğalgaz faturalarını düşürüyor mu?

Portekiz Başbakanı Costa, lityum ve hidrojen yolsuzluğu soruşturması nedeniyle istifa etti

Japonya yeşil enerjiye geçişte deniz üstü rüzgar çiftliklerine ve hidrojene güveniyor