Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Güneş Sistemi'ndeki üçüncü ziyaretçi: 3I/ATLAS'a dair tüm bilinenler

3I/ATLAS'ın bir görüntüsü.
3I/ATLAS'ın bir görüntüsü. ©  NASA
© NASA
By Cagla Uren
Yayınlanma Tarihi Son güncelleme
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Temmuz başında keşfedilen 3I/ATLAS, Güneş Sistemi’nde tespit edilen üçüncü yıldızlararası cisim.

REKLAM

Güneş Sistemi'ne dışarıdan geldiği bilinen üçüncü yıldızlararası ziyaretçi 3I/ATLAS'ın uzaylılar tarafından gönderilmiş teknolojik bir araç olduğuna dair iddialara son noktayı ABD uzay ajansı NASA koydu.

NASA’nın Güneş Sistemi'ndeki küçük cisimleri inceleyen baş bilimcisi Tom Statler, The Guardian’a yaptığı açıklamada bu cismin arkasında çok daha basit bir açıklama olduğunu söyledi.

Statler, "Bir kuyruklu yıldıza benziyor. Kuyruklu yıldız gibi davranıyor. Bildiğimiz kuyruklu yıldızlara her açıdan çok benziyor. O bir kuyruklu yıldız," ifadelerini kullandı.

Temmuz başında keşfedilen 3I/ATLAS, Güneş Sistemi’nde tespit edilen üçüncü yıldızlararası cisim olurken, tartışmaların da fitilini ateşlemişti.

Harvard Üniversitesi'nden astronom Avi Loeb, bu gökcisminin “tasarlanarak Güneş Sistemi’nin içine yönlendirildiğini” ve hatta küçük “mini-sondalar” bırakıyor olabileceğini öne sürmüştü.

Ancak gökbilimciler arasında oluşan genel kanaat, bu nesnenin sadece Güneş’e yaklaşırken gaz ve toz saçan bir kuyruklu yıldız olduğu yönünde.

Loeb daha önce de bilim dünyasında tartışma yaratmıştı. 2017’de keşfedilen ilk yıldızlararası cisim ‘Oumuamua'nın da benzer şekilde “uzaylı teknolojisi olabileceğini” öne sürmüştü.

Loeb 3I/ATLAS'ın sıradışı kimyasal bileşimine, Mars ve Jüpiter’in yörüngelerine yakın geçen yoluna ve devasa büyüklüğüne dikkat çekiyor.

Yine de Statler da 3I/ATLAS’ın Güneş Sistemi’ndeki kuyruklu yıldızlardan biraz farklı özellikler gösterdiğini kabul ediyor. Bilim insanı özellikle, Güneş ışınımına maruz kaldıklarında kuyruklu yıldızların tepkilerinin öngörülemez olabileceğini vurguluyor:

"Bazen hızlıca buharlaştığı bölgeler olur ve bu da kuyruklu yıldızın aniden çok miktarda toz saçmasına yol açabilir."

Bugüne kadar yalnızca üç yıldızlararası ziyaretçi tespit edildi, fakat gökbilimciler bunun son olmayacağını düşünüyor.

Statler’a göre artık bu tür cisimleri fark edebilecek teknolojiye sahibiz ve bu sayede diğer yıldız sistemlerinin bileşimlerine dair doğrudan bir pencere açılmış durumda.

Loeb ise son yazılarında, en basit açıklamanın 3I/ATLAS’ın gerçekten bir kuyruklu yıldız olduğu ihtimali olduğunu kabul ediyor.

“En basit hipotez, 3I/ATLAS’ın bir kuyruklu yıldız olduğu ve büyük uzaklığı nedeniyle gazlı komasının tayf özelliklerini göremiyor olmamızdır.”

Buna rağmen Loeb bilim insanlarını “açık fikirli olmaya” çağırıyor. Bir yazısında şöyle söylüyor: "Dogmatik bir araştırmacı, alışılmış düşünce tarzına uymayan verileri halının altına süpürür. Oysa açık fikirli bir bilim insanı, yeni bir şey öğrenme ihtimaline heyecanla yaklaşır."

3I/ATLAS'ın hikayesi

3I/ATLAS, 2025’in en dikkat çekici astronomi keşiflerinden biri.

Gizemli kozmik cisim, ilk kez Zwicky Transient Facility (ZTF) tarafından fark edildi. Daha sonra yapılan geriye dönük incelemeler, cismin aslında keşfinden yaklaşık bir yıl önce, 17 astronomik birim (Dünya ile Güneş arasındaki ortalama mesafeye eşit olan mesafe ölçüsü / AU) uzaklıktayken bile gözlemlendiğini ortaya çıkardı.

Araştırmacılar, cismin Güneş’e yaklaşırken 6,5 AU mesafeden itibaren aktif hale geldiğini ve yoğun şekilde toz ve gaz salmaya başladığını belirledi.

Veriler, 3I/ATLAS’ın tipik bir kuyruklu yıldızdan beklenenden daha hızlı parlaklaştığını gösterdi. Hatta bu parlaklık artışı, Güneş Sistemi’nde görülen uzun dönemli kuyruklu yıldızlarla daha çok benzerlik taşıyordu. 

Hubble Uzay Teleskobu gözlemleri, cismin saniyede onlarca kilogram toz ürettiğini doğruladı.

Uzaylı teorisi nereden çıktı?

Harvardlı astrofizikçi Avi Loeb, haftalar önce 3I/ATLAS’ın sıradan bir kuyruklu yıldız olmayabileceğini öne sürdü.

Ona göre cismin olağan dışı kimyasal yapısı, Mars ve Jüpiter yakınlarından geçen yörüngesi ve devasa boyutları dikkate alındığında, “bilinçli olarak Güneş Sistemi’ne yönlendirilmiş” bir obje olma ihtimali göz ardı edilemezdi. Loeb, hatta bu cismin küçük “mini sondalar” bırakıyor olabileceğini iddia etti.

Loeb daha önce de benzer şekilde 2017’de keşfedilen ilk yıldızlararası obje ‘Oumuamua için uzaylı teknolojisi olabileceği tezini ortaya atmıştı. 'Oumuamua, Güneş Sistemi’nde bilinen hiçbir asteroidin ya da kuyruklu yıldızınkine benzemiyordu. Keşfinden kısa süre sonra Güneş dışından geldiği anlaşılmıştı.

Cismin şekli çok sıradışıydı. Gözlemler, onun puro gibi uzun ince ya da yassı bir disk gibi olabileceğini düşündürdü. Yaklaşık 100-400 metre uzunluğunda olduğu tahmin edilen nesne, Güneş’e yakın geçişinden sonra saatte yaklaşık 315 bin km hızla uzaklaştı. Bu hız, Güneş’in kütleçekiminden kurtulup yıldızlararası yolculuğa devam etmesini sağlıyor.

Öte yandan, Loeb, 2014'te Atlas Okyanusu'na düşen bir meteoritin de uzaylı teknolojisine dair kanıtlar barındırabileceğini savunmuştu. Ardından bir keşif gezisi için fon toplamış ve bu meteoritin parçalarına ulaşmıştı. Ancak söz konusu örneklerde iddialarına dair kanıt bulamamıştı.

Loeb'in medyatikliği, 3I/ATLAS üzerine söylediklerinin büyük yankı uyandırmasını sağladı. Ancak diğer meslektaşları, Loeb'in iddialarını halen ikna edici bulmuyor.

Neden önemli?

Bugüne kadar yalnızca üç yıldızlararası obje tespit edildi: 2017’de ‘Oumuamua, 2019’da 2I/Borisov, ve şimdi de 3I/ATLAS.

Bu cisimler bize yalnızca uzak yıldız sistemlerinin varlığına değil, aynı zamanda onların kimyasal ve fiziksel yapısına dair doğrudan ipuçları sunuyor.

Statler, bahsi geçen röportajında, “Artık elimizde başka yıldız sistemlerinin bileşimini doğrudan gözlemleyebileceğimiz bir pencere var,” diyor.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

NASA araştırmasına göre uzaya gitmek biyolojik yaşlanmayı hızlandırabilir

Güçlü uzay teleskobu Uranüs'ün etrafında minik yeni bir ay tespit etti

Google ile NASA, uzayda sağlık için yapay zeka asistanı geliştiriyor