Kullanıcılar ürünleri sohbet botlarıyla keşfetmeye başladıkça markalar da internette daha görünür olmak için stratejilerini yeniden tasarlıyor.
Dünya çapında çevrimiçi alışveriş tutkunları, ürün ve indirim ararken yapay zeka botlarını veya yapay zekalı tarayıcıları daha sık kullanmaya başladı.
WIRED'ın aktardığı bir araştırmaya göre perakendeciler 2024’e kıyasla yapay zekalı sohbet botları ve arama motorlarından gelen trafiğin yüzde 520 artmasını bekliyor.
OpenAI gibi şirketler bu eğilimin farkında. ChatGPT'yi geliştiren şirket, kullanıcıların sohbet üzerinden doğrudan alışveriş yapabilmesini sağlamak için perakende devi Walmart'la ortaklık kurdu.
Tüm bu gelişmeler, reklam firmaları ve yayıncıları arama motoru optimizasyonu (SEO) konusundaki geleneksel taktiklerini değiştirmeye zorluyor. Kullanıcılar ürünleri sohbet botlarıyla keşfetmeye başladıkça markalar da internette daha görünür olmak için stratejilerini yeniden tasarlamaya yöneliyor.
Yapay zeka çağında yeni rekabet alanı: GEO
Yıllardır şirketler SEO ile Google sonuçlarında öne çıkmaya çalışıyordu. SEO, arama motorlarında üst sıralarda yer almak için internet sitelerinde ve içeriklerinde uygulanan taktikleri kapsıyor. Bu taktiklere belirli kelime seçimleri, etiketler, başlıklar ve daha birçok şey dahil.
Şimdi ise “üretken motor optimizasyonu (Generative Engine Optimization / GEO)” adı verilen yeni bir yaklaşım doğdu.
Pazar araştırmalarına göre GEO hizmetlerinin 2025 sonuna kadar yaklaşık 850 milyon dolar değerinde bir sektöre dönüşmesi bekleniyor.
GEO nedir, nasıl çalışır?
GEO, klasik SEO’dan farklı olarak içeriğin ChatGPT, Gemini veya Perplexity gibi yapay zeka motorları tarafından kaynak seçilmesini ve yanıtlarında kullanılmasını sağlamaya yönelik bir optimizasyon süreci.
SEO, Google gibi arama motorlarında üst sıralara çıkmayı hedeflerken; GEO, bir markanın içeriğinin yapay zeka yanıtlarında görünmesini amaçlıyor.
Yapay zeka destekli arama motorları, klasik motorlardan farklı olarak bağlantı listesi sunmak yerine çeşitli kaynaklardan bilgi sentezleyip doğrudan yanıt veriyor. Bu da markalar için yeni bir zorluk yaratıyor: artık sadece sıralamaya girmek değil, yapay zekanın cevabına dahil olmak gerekiyor.
GEO stratejileri ilk olarak yapay zeka dostu içerik oluşturmaya yönelik. Bunun ilk kuralı da açık, güvenilir ve veri temelli yazım ve güvenilir kaynaklara atıf.
Ayrıca yapay zekaların ilgili markayı nasıl konumlandırdığını izlemek ve analiz etmek de gerekiyor. ChatGPT veya Gemini gibi modellerin markaya nasıl yanıt verdiğini sürekli ölçmek de önemli.
GEO, SEO’nun yapay zeka sürümü
Uzmanlara göre GEO tamamen yeni bir kavram değil, SEO’nun evrim geçirmiş hali. Temel hedef aynı: insanların sorabileceği soruları öngörmek ve içeriği gösterilecek yanıtların içine sokmak. Ancak önemli bir fark var: sohbet botları artık farklı türde içerikleri öne çıkarıyor.
Brandlight CEO’su Imri Marcus, WIRED'a yaptığı açıklamada, bir dönem Google sonuçlarıyla yapay zeka araçlarının referans verdiği kaynaklar arasında yüzde 70’e yakın örtüşme olduğunu ama bunun artık değiştiğini söyledi.
“Şimdi bu oran yüzde 20’nin altına düştü.”
Yapay zeka, kısa bilgiyi tercih ediyor
Marcus’a göre, Google uzun blog yazılarını öne çıkarma eğilimindeyken, ChatGPT gibi modeller kısa, madde madde ve net bilgiler içeren içerikleri tercih ediyor.
Marcus, “Örneğin bir soru-cevap sayfası, tek bir makalenin yapabileceğinden yüzlerce farklı soruya yanıt verebilir,” diyor.
“Bu şekilde yapay zeka motorlarına yüzlerce farklı seçenek sunmuş oluyorsunuz.”
Sohbet botlarının aldığı sorular çok daha spesifik olduğu için markaların detaylı, ürün odaklı içerikler üretmesi gerekebilir. Marcus şöyle örnek veriyor:
“Kimse ChatGPT’ye ‘General Motors iyi bir şirket mi?’ diye sormuyor. Bunun yerine, ‘Chevy Silverado’nun menzili Blazer’dan uzun mu?’ diye soruyor. Dolayısıyla, ne kadar özel içerik yazarsanız, sonuç o kadar iyi olur.”
GEO’ya yatırımlar başladı
Bu tür içgörüler, LG, Estée Lauder ve Aetna gibi markaların yeni pazarlama stratejilerini şekillendiriyor. Şimdilik markalar doğrudan satıştan çok, marka farkındalığına odaklanıyor. Burada amaç “ChatGPT’ye ‘Güneş yanığı sonrası cildime ne sürmeliyim?’ diye sorulduğunda” markanın ürününün cevapta yer alması.
Ayrıca şirketler yeni GEO uyumlu içerikleri oluşturmak için yine yapay zekayı kullanıyor. Marcus, “Başta insanlar, yapay zeka modellerinin yapay zeka tarafından üretilmiş içerikleri kullanmayacağını düşünüyordu. Ama öyle değil,” diyor.
'İyi SEO, iyi GEO’dur'
Google Arama ekibinden Danny Sullivan ise GEO’nun temelde SEO’nun bir devamı olduğunu savunuyor:
"SEO, insanların bilgi arama biçimini anlamak ve onlara değerli içerik sunmaktır. Bu temel şeyler değişmedi. İyi SEO, iyi GEO’dur."
Google’dan Gary Illyes de temmuz ayında benzer şekilde, “Normal SEO yapmak yeterli,” demişti.
Ancak uzmanlar bu görüşe temkinli yaklaşıyor. Dijital pazarlama stratejistleri, GEO’nun “bugün veya yarın SEO’nun yerini almayacağını” ama geleceğin arama motorlarının sıralama yerine doğrudan yanıt odaklı olacağını düşünüyor.
Sullivan, WordCamp US etkinliğinde şunları söyledi: “SEO, sadece Google’daki mavi bağlantılara girmek değildir. İnsanların bilgiye nasıl ulaştığını anlamaktır. İster sesli arama olsun, ister telefonda bir asistan, fark etmez. Temel prensip aynı: insanlar için iyi içerik üretin.”
Ayrıca, Google AI Overviews (yapay zeka özetleri) özelliğinin ABD ve Hindistan’da arama hacmini yüzde 10 artırdığı öne sürülüyor.
Trafik düşüyor
Sullivan, kullanıcıların “tıklamadan doğrudan bilgi aldığı” sıfır tıklama (zero-click) sonuçların kalıcı olacağını da savundu:
“Kullanıcılar doğrudan bilgi istiyor. Ama yine de benzersiz, değerli içeriği ödüllendirmeye devam edeceğiz.”
Yeni paradigmada web sitelerine gelen organik trafik azalıyor; bu da reklam gelirlerini ve dönüşümleri düşürüyor. Ayrıca markalar, yapay zekanın içeriği nasıl sunduğu üzerinde tam kontrole sahip değil.
Buna rağmen Avrupa'da ve dünyada kullanıcılar yapay zekadan bilgi almaya devam ediyor. Şubat 2025 verilerine göre, İspanya’da genel nüfusun yüzde 41’i ChatGPT’yi haftalık olarak kullanıyor, kullanıcıların yüzde 61’i ise 18-24 yaş arasında. Bu da genç kuşakların yapay zeka destekli arama araçlarını hızla benimsediğini gösteriyor.