Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Danimarka'nın vatandaşlarını yapay zekâyla üretilen deepfake içeriklerden koruma çabası

Danimarkalı oyun yayıncısı Marie Watson (28), 9 Ekim 2025'te Danimarka'nın Taastrup kentindeki stüdyosunda fotoğraf için poz veriyor.
Danimarkalı video oyunu canlı yayıncısı 28 yaşındaki Marie Watson, 9 Ekim 2025'te Taastrup, Danimarka'daki stüdyosunda fotoğraf için poz veriyor. ©  James Brooks/AP Photo
© James Brooks/AP Photo
By AP & Euronews
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Danimarka, görünüşü ya da sesi izinsiz taklit edilip paylaşılabilecek hem sıradan Danimarkalıları hem de icracıları ve sanatçıları korumayı amaçlıyor.

2021'de, Danimarkalı video oyunu yayıncısı Marie Watson, kimliği belirsiz bir Instagram hesabından kendisine ait bir fotoğraf aldı.

Fotoğrafı, Instagram hesabındaki tatil karesinden anında tanıdı ama bir şey farklıydı: Çıplak görünmesi için kıyafetleri dijital olarak silinmişti. Bu bir deepfake'ti.

"Öylesine sarsıldım ki," diye hatırlıyor Watson. "Bir anda orada çıplak görünüyordum ve gözyaşlarına boğuldum."

Yaşadıklarından bu yana geçen dört yılda, gerçek kişilerin ya da olayların yapay zekâ (YZ) ile üretilmiş son derece gerçekçi görüntü, video ve ses kayıtları olan deepfake'ler, dünyada yalnızca üretimi kolaylaşmakla kalmadı, görünüş ve ses olarak da katlanarak daha gerçekçi hâle geldi.

Bu, OpenAI ve Google'ın video üretim araçları da dahil olmak üzere üretken YZ araçlarının yaygınlaşması ve teknolojideki ilerlemeler sayesinde mümkün oldu.

Bu araçlar, milyonlarca kullanıcıya içerik üretmeyi son derece kolaylaştırıyor; üstelik bunun kötü niyetli kullanımları da var: Taylor Swift ve Katy Perry gibi ünlüleri hedef alan görüntülerden seçimlerin sabote edilmesine, gençler ve kadınların küçük düşürülmesine kadar uzanıyor.

Telif hukuku

Buna karşılık Danimarka, sıradan Danimarkalıların yanı sıra görünüşü ya da sesi izinsiz taklit edilip paylaşılabilecek icracılar ve sanatçıları korumayı hedefliyor.

Gelecek yılın başında kabul edilmesi beklenen bir yasa tasarısı, vatandaşların görünüş veya ses gibi kişisel özelliklerinin rızaları olmaksızın çevrimiçi ortamda taklit edilip paylaşılmasını önlemek amacıyla deepfake'lerin paylaşımını yasaklayarak telif hukukunda değişiklik yapacak.

Yürürlüğe girerse, Danimarka vatandaşları kendi suretleri üzerinde telif hakkına sahip olacak. Teorik olarak, bu sayede izinsiz paylaşılan içeriklerin çevrimiçi platformlardan kaldırılmasını talep edebilecekler. Yasa parodi ve hicve yine izin veriyor; ancak bunun nasıl belirleneceği belirsiz.

Uzmanlara ve yetkililere göre, Danimarka düzenlemesi, bir hükümetin deepfake'ler yoluyla yayılan dezenformasyonla mücadelede attığı en kapsamlı adımlardan biri olacak.

Danışmanlık şirketi Latent Space Advisory'nin kurucusu ve üretken YZ alanının önde gelen uzmanlarından Henry Ajder, hukukun değişmesi gerektiğini kabul ettiği için Danimarka hükümetini takdir ettiğini söyledi.

"Çünkü şu anda insanlar ‘Deepfake’e kurban olmaktan kendimi nasıl korurum?’ diye sorduğunda, çoğu zaman vermek zorunda kaldığım yanıt ‘Yapabileceğiniz çok fazla bir şey yok’ oluyor," dedi. "Buna, ‘Kendinizi internetten bütünüyle silin’ demeyi de eklemeden. Ki bu da pek mümkün değil."

Şunları da ekledi: "Kimliğimizin ve onurumuzun bu temel unsurlarını algılama biçimimiz açısından bunun olağan bir durum olduğunu varsayamayız."

Deepfake'ler ve dezenformasyon

ABD Başkanı Donald Trump, Mayıs ayında, deepfake'ler de dahil olmak üzere, bir kişinin rızası olmadan mahrem görüntülerini bilerek yayımlamayı ya da yayımlamakla tehdit etmeyi suç sayan iki partili bir yasayı imzaladı.

Güney Kore ise geçen yıl, cezaları ağırlaştırmanın ve sosyal medya platformlarına daha sıkı düzenlemeler getirmenin de yer aldığı deepfake pornografisini dizginlemeye yönelik önlemler açıkladı.

Danimarka Kültür Bakanı Jakob Engel-Schmidt, bu tür dijital manipülasyonların gerçeklik algısını zedeleyip dezenformasyonu yayabildiği için tasarının Kopenhag’daki parlamenterler arasında geniş destek bulduğunu söyledi.

Eylülde düzenlenen bir yapay zeka ve telif hakkı konferansında gazetecilere şöyle konuştu: "Bir siyasetçiyi deepfake'leyebiliyor ve o kişinin bu içeriği kaldırtmasının mümkün olmadığı bir ortam söz konusuysa, bu demokrasimizi zayıflatır."

Doğru denge

Yasa yalnızca Danimarka'da geçerli olacak ve sosyal medya kullanıcıları için para cezası ya da hapis öngörmesi beklenmiyor. Ancak Engel-Schmidt'e göre, deepfake'leri kaldırmayan büyük teknoloji platformları ağır para cezalarıyla karşılaşabilir.

Ajder'e göre, Google'a ait YouTube, örneğin, "telif koruması ile yaratıcılık özgürlüğü arasındaki dengeyi kurmak için çok ama çok iyi bir sisteme" sahip.

Platformun çabaları, "karşı karşıya olduğumuz tehdidin boyutlarını ve bunun daha ne kadar derinleşeceğini" kavradığını gösteriyor, diye ekledi.

Facebook ve Instagram'ın sahibi Meta ile Twitch ve TikTok, yorum taleplerine yanıt vermedi.

Engel-Schmidt, Avrupa Birliği'nin dönüşümlü başkanlığını yürüten Danimarka'nın, Fransa ve İrlanda'nın da aralarında bulunduğu bazı diğer AB üyelerinden önerilen düzenlemeye ilgi gördüğünü söyledi.

Fikri mülkiyet hukuku avukatı Jakob Plesner Mathiasen, düzenlemenin, artık Danimarka yaşamının her alanına sızmış çevrimiçi tehlikeyle mücadele etme ihtiyacının ne kadar yaygın olduğunu gösterdiğini söyledi.

"Bence bu, ortada ciddi bir ihtiyaç olmasa bakanlığın böyle bir tasarı hazırlamayacağını açıkça gösteriyor," dedi.

"Bunu sahte haberlerde, seçimlerde görüyoruz. Pornografide görüyoruz; ünlülerde de, tıpkı sen ve ben gibi sıradan insanlarda da görüyoruz."

İnternette yaratıcı endüstrilerin haklarını koruyan Danimarka Haklar İttifakı, tasarıyı destekliyor; çünkü kurumun direktörüne göre mevcut telif mevzuatı yeterince ileri gitmiyor.

Örneğin Danimarkalı seslendirme sanatçısı David Bateson, yapay zekâyla klonlanan sesinin çevrimiçi ortamda binlerce kullanıcı tarafından paylaşılması karşısında ne yapacağını bilemedi. Bateson, popüler "Hitman" video oyunundaki bir karakteri ve Danimarkalı oyuncak üreticisi Lego’nun İngilizce reklamlarını seslendirmişti.

"Bunu çevrimiçi platformlara bildirdiğimizde, ‘Peki, hangi düzenlemeyi referans gösteriyorsunuz?’ diye soruyorlar," dedi ittifakın direktörü, avukat Maria Fredenslund.

"Danimarka'da tam olarak hangi düzenlemeyi göstereceğimizi bilemedik."

‘İnternete düştü mü, bittin’

Watson, başka influencer'ların internette kendilerine ait dijital olarak manipüle edilmiş görüntüler bulduğunu duymuştu ama bunun başına geleceğini hiç düşünmemişti.

İnternette, anonim kullanıcıların çoğu zaman kadınlara ait deepfake görseller sattığı ve paylaştığı karanlık bir köşeye daldığında, kolayca erişilebilen çevrimiçi araçlarla böyle görseller üretmenin ne denli kolay olduğunu görüp şoke olduğunu söyledi.

28 yaşındaki Watson, "Google'da sadece ‘deepfake generator’ ya da ‘how to make a deepfake’ diye aratmanız yeterli; bir sürü site ve oluşturucu karşınıza çıkıyor," dedi.

Hükümetinin harekete geçmesine seviniyor ama umutlu değil. Sosyal medya platformlarına daha fazla baskı uygulanması gerektiğine inanıyor.

"Bu tür fotoğrafları yükleyebilmek diye bir şey olmamalı," dedi. "İnternete düştü mü bittin. Yapabileceğin hiçbir şey yok, kontrolünden çıkıyor."

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar